Ahilikte kalite yönetimi

Zübeyir Tokgöz

Zübeyir Tokgöz

Tüm Yazıları

İnsan ihtiyacı söz konusu olunca birçok kavram devreye girer.
Üretim, tüketim, kalite, pazar, fiyat gibi…
Bu kavramları çoğaltabiliriz.

Ben bugün kaliteden bahsetmek istiyorum.
Özellikle de Ahilik Sistemi’ndeki kalite anlayışından.

Kalite, bir ürünün karşılamak üzere üretildiği ihtiyacı karşılama oranına denir.
Bu tanım çok mu bilimsel oldu?
Ya da çok mu donuk geldi?
Tanımı açayım o halde.
Tüketiciyi memnun eden ürün kalitelidir.
O ürün, hem ihtiyacı karşılamalı, hem de makul bir fiyatı olmalıdır.
Müşteriyi üzmemelidir yani.

Ahilik sisteminde ise kalite, kendiliğinden oluşurdu.
Nasıl mı?
Şöyle ki;
Ahiler ürünlerini insan ihtiyaçlarını odak alarak üretirlerdi.
“Müşteri velinimetimizdir” sözü bu anlayıştan türemiştir.
Çağdaş ekonominin “müşteri odaklılık” prensibinin, günümüzden sekiz yüz yıl önce, Ahi Evran tarafından tasarlandığı sizi şaşırtmasın!
Ahilik, yeniden keşfedilmeyi bekleyen bir mücevher gibidir.
Meraklı gözler daha nice kavramları görebilir…

Ahilerin ürettiği ürün, müşterinin ihtiyacını karşılayabildiği ölçüde değerliydi.
O nedenle, üretilen ürünün kaliteli olmaması mümkün değildi.

Ahilik Sistemi’nde üretimin her aşaması denetim altındaydı.
Ahi birlikleri, piyasadaki en kaliteli hammaddeyi tedarik ederdi.
Her esnafın üretim kapasitesine göre hammaddeler dağıtılırdı.
Ürünler ise, ahi atölyelerinde birer sanat eserine dönüşürdü.
Çünkü;
Onu işleyen usta işinin uzmanıydı.
Yamaklıktan başlayan uygulamalı eğitim, usta oluncaya kadar yıllar sürerdi.
Usta, her ürettiği ürüne, sorumluluğunu almak için kendi damgasını vururdu.
Ahi çarşıları ihtisas çarşılarıydı.
Kaliteli ürünü desteklemek üzere kurgulanmıştı.
Müşteri en kaliteli ürünü en iyi fiyata alabilirdi.

Ayıplı çıkan ürünü yenisiyle değiştirmek ahilik geleneğiydi.
Hile yapan usta ise meslekten çıkarılmaya varan cezalarla cezalandırılırdı.
Yani; hilebaz ustanın “papucu dama atılırdı.”

Uzun sözün kısası;
Ahiler, fiyatta değil, kalitede rekabet ederlerdi.
Ve
Kaliteli ürün üretirlerdi.