İnsanların pek çoğu yaşı ilerledikçe aynaya daha seyrek bakar. Yüzümüzdeki kırışıklıkları, kahverengi lekeleri, şişmiş, sarkmış, etrafı kararmış göz kapaklarını, sararmış solmuş bakışları, beyazlamış, dökülmüş saçları pek görmek istemezler. Hâlbuki “aynadaki görüntümüz, yaşam tarzımızın, yaptığımız hataların, iç organlarımızın ve genel sağlık durumumuzun bir yansımasıdır.”
Çünkü “vücudumuz içinde gelişen her türlü problem, dışında da açıkça kendisini belli eder.” Örneğin bir insanın;
*Cildimizdeki kırışıklıklar çoğalıp derinleşme eğilimine girmiş, saçlar beyazlaşıp seyrekleşmeye, kellik belirginleşmeye başlamışsa; “vücudumuzda toksinler çoğalmış, A – C – D - E vitaminleri ya da çinko, magnezyum, selenyum, iyot gibi mineraller eksilmiş, cildimizde hücre bozulması ve hücre ölümü hızlanmaya başlamış demektir.” *Göz kapakları şişmiş, göz altlarındaki torbalar iyice belirginleşmiş, vücudumuzun değişik yerlerinde ödem oluşmaya başlamış ya da tansiyon her yanlışımızda yukarı doğru fırlar hale gelmişse; “kalp-damar sisteminde, böbrek de, idrar yollarında problemler çoğalmış, bağırsak florası bozulmuş demektir.”