NEREDEN NEREYE?

Süreyya Terzioğlu

Süreyya Terzioğlu

Tüm Yazıları

Dün minik bir alışverişten sonra arkadaşlarla bir araya gelip Batıkent Meydan da yeşilliklerde buluşup, biraz nefeslenmek istedik. Kuş sesleri, mis gibi bir hava. Hanım hanımcık teyzeler, amcalar oturmuş keyfiyle sohbet ediyorlardı. Ne güzel bir ortamdı. Özlüyor insan böyle sıcacık ortamları. Hatta güneş gibi gülümseyen bir teyzeye yaklaşıp sohbet ettik. Eskilerden bahsettik. Derken hemen arkamızda bir kıyamet koptu. 5 belki 6 genç kız, belki çocuk, taşkınlık yapıyorlardı. Birbirlerini meydanda bulunan küçük havuzun içine atıyorlar sırılsıklam çıkıyorlar sonra diğer arkadaşlarını atıyorlardı. Her birinin üstündekiler ıslanınca ve sıyrılınca hoş olmayan görüntülerde ortaya çıktı. Haliyle sohbetimizin seyri zamane çocuklarına ve onlar için kaygılanmaya döndü.

Ne oluyor bu gençliğe derken, havuzun kenarına dizilmiş cam sınırlandırmalar ve üzerinde defalarca yazılmış olan “cam kırılır” uyarısına rağmen o incecik cam üzerine oturan kızlar herkesi kaygılandırdı. Kızların yanına koşarak uyarmak ve yaralanmalarını önleme ihtiyacı hissettim. “Yaralanırsınız çocuklar suya girmenizde tehlikeli olabilirdi, üzerine oturduğunuz cam kırılabilir, yaralanabilirsiniz, kalkın buradan" uyarım karşısında "Ne yapacaksın teyze, sana ne, sana mı soracağız ki nereye oturacağımızı. Annem misin babam mısın?” karşılığı geldi. Hiç şaşırmadım çünkü pırıl pırıl , terbiyesini almış, nazik, saygılı gençlerimiz kadar böyle edepten bi haber gençlerimiz de var. Onlar adına utandım. Geleceğe böyle çocuklar, nesiller yetiştiren büyükler adına da. "Ben bu ülkenin bütün çocukların annesiyim. Ülkemin her çocuğunun canının yanmasına engel olmak, uyarmak benim en insani görevim. Senin buradan kanlar içine hastaneye kaldırılmanı, bir anne olarak görmek istemedim. Annen de böyle bir şey yaşasın istemedim. Ve böyle edepsiz bir gençlik sizin değil, size terbiye veremeyen anne babaların hatası” dedim. Kızlardan ikisi çok mahcuptu ve özür dileyip oturdukları yerden kalkıp uzaklaştılar. Diğerlerinin yanından da ben uzaklaştım. Hala uzaktan bir şeyler söyleyip kahkaha atıyorlardı.

Biz o hanım teyzelerle eski bayramlardan bahsediyorduk ama sadece bayramlar değil edep, saygı, tevazu da kalmamıştı. Ne oluyor acaba? TV başından kalkmayan, bilinçsiz anne babalar, bilinçsiz ebeveynler ve sonuç ortada.

Gelecek aydınlık olmadan bayram bayram gibi olmaz, olamaz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız