Affetmelisin ki rahatlayasın!

Süreyya Terzioğlu

Süreyya Terzioğlu

Tüm Yazıları

Hep aynı terane işte… ana kız muhabbeti açılınca hemen bir yargılamalar, sorgulamalar… Sen anneni seviyorsun diye herkes annesini sevmek zorunda mı canım? Bu ne saçma sapan bir zorunluluk ya da yargılamadır! Üstelik bir de bu çıkışmalar olunca, onlarla benim annemin arasındaki farkı da gördükçe iyice nefret duyuyor, affetmek iyi gelir; deneyim en azından görüşmeyi diye merhabalaşmaya başladığımda bile yine beni uzaklaştırıyor kendinden, iyice soğuyorum. Keşke Nesrin'in annesi benim annem olsaydı, hatta Meryem’in, hatta farklı şekillerde nefret duysam da babamdan, babamın annesi benim annem olsaydı.

O, okuma yazma bilmeyen ama hep doğru, hep tertemiz, o sert görünümünün altında hep sevgi yumağı olan babaannem bile annem olabilirdi. Hatta o benim annem olsaydı tek bir elimi tutması yeterdi, ben öbür boşta kalan elimle her şeyleri en güzel şekilde tutar bu kadar radikal bir kadına dönüşmezdim belki de. Bir de "barışmalısın ki ya da affetmelisin ki rahatlayasın" derler ya sinir oluyorum. Ya hu bakalım ben affetmeye hazır mıyım? Dilinle söylesen de kalbin buna hazır değilse nasıl affetmiş olurum diye kimsenin empati yaptığı yok.

Hadi siz de başlayın hemen yargılamaya, neden nasıl demeden! Anlamak yerine suçlamak daha kolay gelir çünkü insan oğluna. Kolayı seçer ve çıkar işin içinden. Belki hayatın yarısını yarıladım. Belki de başındayım ne kadar ömrüm kaldı kestiremiyorum tabi doğal olarak ama bu kadar stresin iyi gelmeyeceğini, hep düşük seyreden nabzımın söz konusu annem ve babam olunca nasıl tavan yaptığından, mideme saplanan bir kramp ya da üç beş tutup kolayca bedenimi terk etmeyen migren ağrılarımdan çok iyi biliyorum.

Eee benim onların aksine sorumluluklarım var. Üç güzel çocuğum, işim, gücüm, uğraşlarım var. Sağlığıma özellikle mental sağlığıma dikkat etmek zorundayım. Elden ayaktan düşecek olursam, yavrularımın hayatı mahvolur. Onlara yük olur, sosyal hayatlarını da yaşamlarını da mahvederim.

Böyle olunca aklıma "Acaba yavrularım benden ne kadar memnun?" sorusu gelir hep aklıma! Öyle ya… ben de bir anneyim, kusursuz değilim belki de benim annemden daha sevimsiz ve sorumsuz bir anneyim onlara göre. Bazen sizin ne olduğunuz ya da ne anlattığınız değil, karşınızdaki kişinin sizi ne olarak ya da nasıl algıladığıyla da ilgilidir. Sizin ne anlattığınız kadar sizin karşınızdakinin anlama kapasitesi de başka bir etmendir. Umarım benim çocuklarım benden memnundur ve onların annesi olmamdan mutludurlar. Merak ettiniz değil mi neden annemden ve babamdan bu kadar uzak durduğumu ve sevmediğimi. Yok, hayır bugün onları anlatacak modda değilim. Önce biraz hazırlamam lazım kendimi.

Acaba her yaşadığımı ayrıntılarıyla anlatıp mı rahatlamayı denemeli yoksa, kısa kısa yüzeysel mi anlatmalıyım karar vermem lazım. Ama yüzeysel anlatırsam o durumda ne yaşadığımı ya da alttaki bıraktığı yaraların derinliğini fark edemezsiniz ki… Neyse ben biraz kafamı toplayım, sonra yine bir araya gelelim ve siz benim en iyi terapim olun, dalgalarla sırdaşlığımdan sonra…

Söz bir sonraki buluşmamızda, dalgalarla olan kadar derin olur mu bilemiyorum ama derin konulara girecek sizden ücretsiz terapi alacağım.