Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Yeni sürüm İSKİ rezaleti mi?

“İstanbul bir nimettir, nimet!...” dediğinde, bütün saflığımızla, ‘hizmet için kıymetli bir fırsat’ kastıyla söylediğini fehmetmiştik.

Oysa muhatabımız, cümleyi, tam da zahir manasında kurmuş. Neyse, iyi niyetimize verilsin…

Bu konuya az sonra döneriz.

Yazının Devamı

Evet, gerçekten de uçurumu ıskalamışız

Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de yemin ederek göreve başladı.

Yardımcısı olarak atadığı 5 genel başkan ve 2 belediye başkanı da yemin ederek, Beştepe Külliyesi’ne geçti.

Sonrasında kabine üyelerinin ataması ve yemin töreni yapıldı. HDP kontenjanından bakan yapılanların yemin törenlerinde bazı çıkıntılıklar ve sorunlar yaşansa da Kandil’den gelen “Oturun yerinize!...” uyarısıyla, hepsi hizaya geçti.

Yazının Devamı

Cumhuriyet şahane de… Şu halk olmasa…

Nedir bu milletin CHP’den çektikleri? Cumhuriyet'i kuran parti olma iddiasındaki bu siyasî organizasyonda söz sahibi olan herkesin, ‘Cumhuriyetle’ ve ‘halkla’ mutlaka bir sorunu oluyor.

Bu durum, bir ‘genetik sorun’ haline gelmiş bulunuyor. Partinin tepesine oturandan, parti üyesi olmasa bile, dışarıdan omuz veren şarkıcı-türkücü-sahneci tayfasına kadar, hepsinin millete bakışında bir tuhaflık var.

Sağ gelenekten geldiğinden olsa gerek, bir o kalmıştı, halkı aşağılamayan.

Yazının Devamı

İblis’in Enikleri çizgiyi aştı

Terör örgütü İsrail’in Gazze’deki Müslümanlara yönelik soykırımı 5 ayını doldurdu. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere, 30 bini aşkın sivil Filistinli, tüm dünyanın gözleri önünde katledildi.

İblis’in Eniklerinin son marifeti (!), açlıktan ölmemek için yiyecek alma umuduyla yardım kamyonlarının etrafında toplanan sivilleri tankla-topla ve keskin nişancı atışlarıyla topluca öldürmek oldu.

Gerçekten insanın aklı, bunca zulmü almıyor. Tarih, Haçlıların Kudüs’ü işgal ettikten sonra yaptığı katliamı da, Moğol istilası sırasında yaşanan katliamı da gördü. Fakat terör örgütü İsrail’in 5 aydır yaptığı insanlık dışı soykırım, tarihte eşi görülmemiş bir noktaya ulaştı.

Yazının Devamı

Devekuşu siyaseti

Dublör Genel Başkan çıkıyor; “DEM ile kent uzlaşısı sağladık…” diyor.

Zurnanın alt kademe delikleri çıkıyor; “Bize iftira atmayın. DEM’le ittifak yapmadık…” diye höykürüyor.

Tamam, anladık. Bir önceki seçimde, HDPKK masanın altındaydı.

Yazının Devamı

Tarih nasıl yazar? -3-

Türk tarihindeki çok önemli liderleri ve bıraktıkları derin izleri özetlediğimiz yazı serimizin sonuncusunda, zincirin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a kadar ulaşan halkalarını ele alacağız.

Önceki iki yazıda, Büyük Türk Hun İmparatoru Mete Han’dan, son büyük Osmanlı Hakanı Sultan Abdülhamit’e kadarki büyük liderleri özetlemiştik.

Mustafa Kemal Atatürk:

Yazının Devamı

Tarih nasıl yazar? -2-

Bir önceki yazımızda, tarihte iz bırakan Türk devlet liderleri ve onların büyük destekçilerinin, devlet ve millet hayatımıza kazandırdıkları en önemli değerlerden bahsetmiştik. İlaveten, tarihte güzel eserler bırakan büyük şahsiyetlerin, aslında yaşadıkları dönemde çok da anlaşılıp, kıymetlerinin bilinmediğini dile getirmiştik.

Yine o yazımızda, Büyük Türk Hun İmparatoru Mete Han’dan başlayıp, Büyük Selçuklu Hakanı Sultan Alparslan’a kadar, ‘köşe taşı’ niteliğindeki büyük liderleri kısaca anlatmaya çalışmıştık.

Kaldığımız yerden devam edelim…

Yazının Devamı

Tarih nasıl yazar? -1-

Büyük liderlerin, büyük komutanların yaptıkları, yaşadıkları dönemde çok da iyi anlaşılamaz.

Bunun makul nedenleri vardır elbet.

Bir kere, yüksek yönetim yeteneğine ilaveten, içinde yaşadığı toplumun geleceğine dönük kazanımlarını gözeten büyük liderler, eğer aynı zamanda uzak erimli ‘ülkü’ sahibi iseler, hem yönettikleri toplumu, hem de ülkenin yönetim kademelerini koştururlar.

Yazının Devamı

Devşirilmiş mankurtlar

İyi ki büyük Kırgız Türkü yazarımız Cengiz Aytmatov, ‘mankurt’u güçlü kalemiyle tanımlamış. Yoksa içimizden devşirilerek, aslına-nesline düşman edilmiş kompleksli tayfayı isimlendirmede zorlanacaktık.

Efendim, geçtiğimiz günlerde, internette ‘fenomen’ (Ne demekse?) olmaya hevesli bir makule, zemzem kuyusunu kirletmeye kalkıştı.

Aklısıra, ‘Şeriata’ sinkaflı küfür etti. ‘Sokmak’ gibi bir fiil üstüne oturdu. Tabi, bir kadın olarak bu eylemi nasıl yapacağını kimse sormadı.

Yazının Devamı

Çaresizlik içindeki CHP seçmeni ne yapmalı?

Gerçekten zor bir durum; gönül ve oy verdiğiniz siyasî parti, varoluş amacı olması gereken ‘iktidar hedefine’ yaklaşamıyor bile.

CHP, Bülent Ecevit’in ‘Karaoğlan’ sıfatıyla toplumsal karşılık bulduğu 1973-1977 dönemi hariç, çok partili siyasî dönemde, iktidar olmayı kendisine hedef olarak dahi belirleyemedi.

Durum şimdilerde de farklı değil. Hizipçilik, grupçuluk, senin adamın-benim adamım didişmesi, CHP’nin kafasını kaldırıp ufka bakmasına bile imkân vermiyor.

Yazının Devamı

CHP artık tarih olmalı

Bunu, CHP karşıtı bir insan olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin sade ve samimi vatandaşı olarak söylüyorum. Evet, artık ne Türkiye’nin ne de yaşadığımız yüzyılın, CHP ve benzeri partilere ihtiyacı yok.

Bu partinin, Anayasa Mahkemesi marifetiyle veya dışarıdan başka türlü zorlamalarla değil; bizzat kendisini feshetmek suretiyle kapanmasını doğru bulurum.

Bugünün dünyasında, CHP kafasındaki partilerin yeri yok.

Yazının Devamı

Siyasetsizliğin dibi

Demokrasiyi iki kanatlı kuşa benzetirler. Biraz ‘güzellemeci’ bakış açısına dayansa da, fena bir tanımlama sayılmaz.

Peki, niye ‘iki kanatlı kuş’ sayılır demokrasi?

Mesela; iktidar yanında bir de muhalefeti içermesinden…

Yazının Devamı

İktidarın anlat(a)madıkları

Muhalif de olsak, muvafık da olsak, meselelere bakarken insafı elden bırakmamak lazım. İnsanın, nefsanî tarafgirliği ile vicdanı arasındaki denge mekanizması olarak da tanımlayabiliriz, ‘insaf’ kavramını. Türkülerimize bile girmiş; “İnsaf dinin yarısıdır…” diye…

Başkan Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ‘menfaat gözetmeyen siyasî desteği’ sayesinde devam eden siyasî istikrar sürecimize de biraz insaf nazarıyla bakmakta yarar var.

Evet, bizler iktidarın yaptıklarına, yapamadıklarına, eksik yaptıklarına velhasıl bütün icraatlarına eleştirel bir nazarla bakabiliriz. Tam tersine, yapılan işlerin hep olumlu yanlarını esas alarak, teşvik ve destek niyetli de yaklaşabiliriz.

Yazının Devamı

Dikkat!.. Algı, olguyu yenebilir

Bir önceki yerel seçimlerde, Cumhur İttifakı, İstanbul’dan Binali Yıldırım ve Ankara’dan Mehmet Özhaseki gibi iki büyük değeri aday göstermişti.

O müktesebatı yüksek adaylara karşı CHP ittifakının gösterdiği iki silik isim, seçimleri kazanmıştı.

31 Mart seçimleri için aday belirleme süreçleri başladığında, kişisel olarak; İstanbul’da Tevfik Göksu ve Ankara’da Turgut Altınok’un aday gösterilmesinin daha isabetli olacağını dile getirmiştim.

Yazının Devamı

Ucuz pazarlık

Ortada tam bir çadır tiyatrosu oynanıyor. Başrol oyuncuları; DEMPKK ve CHP. Geriden sufle veren ise Kandil’deki terör baronları. Damdaki ‘Kobani kışkırtıcısı’ zavallı ise kendisini fazlasıyla önemsiyor.

Denklemi, ekranlarda veya gazete köşelerinde, bir yığın ‘esrarengiz ve anlaşılması zor’ hesaplar-kitaplar üzerinden yorum yapan ‘büyük stratejistler’ tamamlıyor.

Yok efendim, Kandil ile DEMPKK arasında görüş ayrılığı varmış.

Yazının Devamı

Sizi nasıl memnun edebiliriz beyim?

Üzerinden henüz bir yıl geçmeden, Allah’a hamdolsun, asrın depremini yaşayan illerimiz büyük ölçüde ayağa kaldırıldı.

Devletimiz ve milletimiz el ele verdi… Ortalıktaki ayrık otlarına, bozgunculara, arsızlara, edepsizlere, vatansızlara, hainlere rağmen… Birlik ve beraberliğin, yeryüzünde görülmemiş emsalini sergiledi.

Yüzbinlerce binanın yıkıntıları, neredeyse tamamen kaldırıldı. Henüz kaldırılmayan enkazlar ise, ekseriyetle tarihî eser niteliği taşıyan veya mahkemelik olanlar…

Yazının Devamı

Ceza mı, beleş yaşam fırsatı mı?

Sık sık ve üst üste gelen anlamsız (ya da fevkalade anlamlı) cinayet haberleriyle sarsılıyoruz.

Önce Fatih Camii İmamı Kurra Hafız Galip Usta’yı, öldürme kastıyla bıçakladı, meczup görünümlü bir şahsiyetsiz.

Ardından, Sarıyer’deki bir kilisede, zihinsel engelli bir Müslüman, DEAŞ teröristlerinin saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

Yazının Devamı

Siyaseti bu kadar yozlaştırmayın

Kabul edelim… Türkiye’nin bir iktidar sorunu yok; ama bir muhalefet sorunu var.

Güzel ülkemiz 20 küsur senedir, güçlü bir irade ve iktidar tarafından yönetiliyor.

Eksikleri, hataları olabilir. Herkes beğenmek zorunda da değil. Beğenmeyen de kabul edecektir, sahip olduğumuz istikrarlı iktidarı.

Yazının Devamı

Demokratik hadsizlik

Sayısız kavram üretildi, demokrasi güzellemeleri üzerine.

Demokratik sabır…

Demokratik tahammül…

Yazının Devamı

Siyonizm, ‘One Minute’ ile yargılanmaya başlamıştı

Doğrusu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, İsrail ve dünya ülkelerindeki etkili uzantılarını üzecek bir karar vermesini beklemiyorduk.

İsrail’in yaptığı soykırıma dair yeterli ve ikna edici bilgi ve belge olduğuna dair alınan UCM kararı, Gazze’de aylardır devam eden soykırımın oluşturduğu kasvet bulutlarını azıcık da olsa dağıttı.

Tam da insanlığın ‘insanlığından’ umudumuzu kesmek üzereyken…

Yazının Devamı

Buçuk partiler nerede?

Çok değil, 7 ay öncesine kadar, ülkeyi hep beraber yöneteceklerini beyan ediyorlardı. Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti…

14-28 Mayıs'tan sonra sesleri solukları kesildi.

CHP’den boş beleş 39 milletvekili üttükten sonra yollarını ayırdılar.

Yazının Devamı

Biraz geç de olsa makul noktaya gelindi

SSK ve Bağ-Kur emeklisi aylıklarına, hem 2022 Temmuz’unda ve hem de bu ayın başında yapılan zammın; asgari ücret, memur maaşları ve memur emeklisi aylıklarında yapılan artışın gerisinde kalması, sanıldığından fazla bir tepki doğurmuştu.

Bu köşede; 24 Temmuz 2023’te ‘Sayın Cumhurbaşkanı yanıltılıyor mu?’ ve 28 Eylül 2043’te ‘Esnaf, çiftçi ve emekli çantada keklik değil’ başlıklı yazılarda, emekliler arasındaki zam farkının doğurduğu kırgınlığı dile getirmiştim.

Doğrusu SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin beklentisi, 1 Ocak 2024’te yapılacak zamlarla, memur emeklileri ile aradaki farkın giderileceği yönündeydi.

Yazının Devamı

Bu terazi bu sıkleti çekmez

Geride kalan yüzyıl, belki de insanlığın ‘en adaletsiz çağı’ olarak tarihe geçti.

Yazık ki, adaletsizlikler çağı 20. Yüzyıl, henüz bitmedi. Halen onun kurduğu kaosu yaşıyor tüm dünya.

Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri, 10 Ocak 1920’de Cemiyet-i Akvam’ı (Milletler Cemiyeti) kurdu.

Yazının Devamı

Mutsuz, memnuniyetsiz…

Tuhaf bir insan tipi var bu ülkede. Az-buz değil, koskoca bir sosyolojiyi temsil ediyor. Kendilerini mutsuzluğa, memnuniyetsizliğe, karamsarlığı mahkûm etmişler. Ne kendi yaptıklarıyla hoşnut olabiliyorlar, ne de toplum adına gösterilen başarılarla…

Onlar, sadece bizim kuşağın garabetleri değil; tarihimizin her döneminde, maalesef mevcut idiler.

Biruni diye bir Türk evladı çıkar, gökyüzüne merak salar; bir yığın araştırma yapar, yeni yeni bilgileri meydana çıkarır. O güruh, Biruni’yi ve yaptıklarını küçümser.

Yazının Devamı