Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Sinsiliğin şifreleri_2

Joe Biden’in talimatıyla bir masa etrafında toplanan Masa partileri, Kemal Kılıçdaroğlu’un adaylığı meselesini hallettikten sonra, PKK+Masa haline evrildi. Artık Masa’ya destek açıklamaları, sadece PKK’nın siyasî uzantısı partiden değil, bizzat Kandil’deki PKK elebaşılarından da geliyor.

Bu uluslararası terör şebekesinin, Türkiye’nin savuma sanayisindeki baş döndürücü gelişmeler karşısındaki tepkilerini, itirazlarını, karalamalarını, iftiralarını anlıyoruz da, Masada, bir kısmı da ‘Atatürkçü-Milliyetçi-Muhafazakâr’ kontenjanından yer alan diğerlerinin çamur sıçratmasını anlayamıyoruz.

Hatırlayınız; PKK hödüklerini, kafalarını inlerinden çıkaramaz hale getiren Türk SİHA’larına ilişkin ilk iftira, CHP saflarında PKK kontenjanından siyaset yapan ve CIA kayıtlarında ‘TR-705’ koduyla yer alan vekil tarafından dile getirilmişti. Dağda SİHA radarına yakalanan birkaç mahluk telef edilmişti de, TR -705 nam zât “SİHA’lar piknik yapan sivilleri öldürüyor…” diye höykürmüştü.

Yazının Devamı

Sinsiliğin şifreleri -1-

‘Tarafsız CHP’li gazeteci’ Uğur Dündar (yoksa Kindar mı demeliyiz?), sırıtarak poz verdiği ‘köşe röportajının’ başlığını; ‘418 milyar dolar, hırsızların hazineden çaldıklarının özel bir servet vergisi ile tahsilatı gibi düşünülebilir!..’ koymuş. Tabi benim yaptığım gibi tırnak içine alıp da ‘alıntı’ olduğunu vurgulamamış; doğrudan kendi görüşü gibi yazmış. Ne de olsa ‘tarafsız’ gazetecidir.

Sırıtarak poz verdiği ‘köşe resmi’ndeki refiki ise; kendi yakıştırmasıyla, ‘uluslararası denetim uzmanı’ Aykut Erdoğdu.

Büyük gazeteci (!) Uğur Dündar efendi, o bildiğimiz ‘en hakiki tarafsız gazeteci’ pozlarıyla, yekten giriş yapıyor yazısına:

Yazının Devamı

Vaat dediğin böyle olur

Bugün, biraz ironiyle takılalım. Seçim atmosferi zaten ziyadesiyle geriyor hepimizi. Mizahla karışık bir ‘iğneleme’ yazısı, belki gerginliği azaltır. Biraz uzun bir yazı da olsa, eğlenceliktir diyelim.

Efendim, AK Parti, gerek seçim beyannamesi üzerinden, gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günlük beyanları çerçevesinde, 14 Mayıs seçimlerine dönük çok sayıda vaat sıralıyor.

Yanlış anlaşılmasın, AK Parti’nin vaatlerini küçümsemiyorum. Bununla birlikte, benim vaatlerim karşısında AK Parti vaatlerinin son derece cılız kaldığını anlatma çabasındayım.

Yazının Devamı

“Erdoğan büyük bir dünya lideridir” derse şaşırmayın

Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal ile şehit Başbakanımız Adnan Menderes’in kabirlerini, 17 Eylül 2022’de ziyaret ettiğinde biraz şaşırmıştık.

Öyle ya, CHP’nin 1960’ta yaptırdığı darbeyle iktidardan düşürülmüş ve sonrasında ‘sahibinin mahkemesinde’ uyduruk suçlamalarla yargılanıp idam edilmiş bir ‘Şehit Başbakan’ idi, Menderes.

Turgut Özal ise, CHP zihniyetine, onlarla aynı belediye otobüsüne binmesi bile düşünülemeyecek kadar uzak bir siyasî kimlikti.

Yazının Devamı

Köprü mü yapalım, soğan mı dikelim?

Siyaset, bazen insanın basiretini körleştirebiliyor. Hele de seçimlerin kaygan zeminindeyseniz… En basit hakikatler bile, sözlerinizi terk edebiliyor.

Malumunuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün dev bir projenin açılışını yapıyor. Depremzedeler için yapılacak konutların temelini atıyor. Yerli ve millî uydumuzu uzaya gönderiyor. Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda, Türk Milletinin gelecek asırlarını şekillendirecek vizyon projelerini açıklıyor.

PKK+Masa’nın adayı Kemal Bey ise, eline bir soğan cücüğü almış, Kemal Sunal filmlerindeki Zübükzade tiplemelerine taş çıkartırcasına kasaba politikası yapıyor.

Yazının Devamı

ODTÜ bu kadar mıydı?

Ne de olsa akademik kimlikler, kocaman kocaman unvanlar var orta yerde. Tabi, Türkçe konuşmamaya özen göstereceksiniz. Ki, sizi dinleyenler, “Yahu bu laflar bizim bilmediğimiz şeyler değil…” deyip de havanızı bozmasın. Ayrıca, cümlelerinize yerli yersiz ‘inovasyon’, ‘AR-GE’ vs cilalı kavramlar da eklerseniz, tüm bilimsel gelişme tamamdır.

İnsan bazen sinirlerine hâkim olmakta zorlanıyor. ‘Türkiye’nin en iyilerinden…’ diye bilinen bir kurumdan neşet eden ‘lise düzeyi’ başarılardan söz edeceğim.

Anadolu Ajansı bir haber yapmış: ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden bazı ‘bilim adamları’, güneş panelleriyle elektrikli otomobili şarj edebilmek için bir proje geliştirmiş. Bunun için, 25 kilovat gücünde güneş panelleri kurmuşlar. Hedef ise; elektrikli araç şarj istasyonlarının, kullanacakları elektriğin bir bölümünü güneş panelleriyle sağlamasıymış…

Yazının Devamı

Boşuna mızırdanmayın, tıpış tıpış vereceksiniz

CHP milletvekili aday listelerinde, gerek kendi mensuplarından gerekse sığınmacı partilerin kontenjanından yer verilen FETÖ iltisaklı isimler ile Atatürk düşmanı tipler, hem parti tabanında hem de CHP’ye mücavir ve müzahir yazar-çizer takımının tepkisine neden oldu.

Hoş, bu ‘tepki replikleri’ uzun sürdü mü derseniz, hayır, sürmedi.

Kimisi attığı tivitle biraz homurdandı, kimisi gazetedeki köşesinde biraz mızırdandıktan sonra, dümeni ‘fondaşlığa’ kırıverdi.

Yazının Devamı

“Ortaya basit bir yalan atın ve …”

Öyle diyordu, Anglosakson efendileri tarafından eğitilmiş ‘gazeteci’ ve ‘yalan pazarlamacısı’ etki ajanı…

“Ortaya basit bir yalan atın ve sürekli tekrarlayın. Sonra kitlelerin o yalanı nasıl kucakladığını seyredin.”

Yalanın ‘basit’ olması gerektiğini söylemişti, fakat bu önerinin devamında, ‘büyük bir yalan’ eklentisi de olmalıydı.

Yazının Devamı

Sığıntılık işte böyle bir şey

Milletvekili aday listeleri YSK’ya teslim edildi. MHP, yasal süreyi beklemeden adaylarını açıkladı. AK Parti de listesini son gün teslim etti.

Görebildiğim kadarıyla MHP teşkilatlarında, aday listesi üzerinde genel bir mutabakat oluşmuş durumda.

AK Parti ise, 3 dönem kuralını da sıkı bir şekilde uygulayarak, mevcut milletvekillerinin yaklaşık yüzde 70’ini aday göstermemiş. Bu yenilenme, siyasî hayatımızda pek görünmeyen bir örnek olup, ‘Lider’ için büyük bir cesaret ve kendine güven işaretidir.

Yazının Devamı

‘Zillet’ başka ne ola ki?

İlk olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ‘zillet’ olarak niteledi, ittifaklarını ‘Millet’ adıyla temize çıkarma hesabı yapan PKK+Masa partilerini.

Başlangıçta birçok kişi yadırgadı, itiraz edenler oldu ‘zillet’ tanımlamasına.

Peki, gelinen noktayı nasıl vasıflandıracağız?

Yazının Devamı

Çanlar kimin için çalıyor?

Milletvekili aday listelerinin YSK’ya teslim edilmesine sadece 2 gün kaldı.

Sonrası, PKK+Masa sakinleri için küçük kıyamet…

Kastım, HDPKK’nın liste krizi yaşayacağı değil; orada listeyi Kandil’deki terör baronları yapar, Ankara’daki kuklalar da götürüp YSK’ya teslim eder

Yazının Devamı

Nedir bu öfke?

İlk defa bu seçim sürecinde, böylesine kontrolden çıkmış kitlesel bir öfkeyle yüzleşiyoruz.

İzmir’de, yaşını başını almış bir kadın, öfkeden kudurmuş ve ağzından salyalar saçarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile evlatlarına, hatta torunlarına beddualar yağdırıyor.

“Kelbin duası kabul olsaydı…” dediğinizi duyar gibiyim.

Yazının Devamı

Türk Milleti bu kumpası kırmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haddini hududunu aşan Amerikan Büyükelçisi Jeff Flake’e anladığı dilden ayar verdi.

Mesaj yalnızca ona değil; başta Almanya ve İngiltere olmak üzere, bilumum haddini bilmez AB büyükelçilerine idi.

Ne yapıyor bu hadsizler?

Yazının Devamı

Derme çatma siyasetle buraya kadar

İYİ Parti kurucu üyeleri Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri ve Nevzat Bor, Ağustos 2018’de partiden ayrıldı.

İstifa gerekçeleri; parti içi demokrasi yokluğu, milletvekili aday listelerindeki yanlışlar, vefasızlık, Akşener’in, Millet İttifakı’na katılma kararını emrivaki ile kendi başına alması ve nihayet 24 Haziran 2018 seçimlerinde yaşanan hezimet idi.

Yine İYİ Parti kurucusu Ümit Özdağ, Mart 2021’de Meral Hanım’la yollarını ayırdı.

Yazının Devamı

Cennete girmek için ölmenize gerek yok

“Sööözzzz… Sööööözzzzz…”

“Yine bahar gelecek… Bu gelişle, bir daha hiç gitmeyecek. Hatta ne yaz, ne güz, ne de kış olacak.”

“Ben Bay Kemal… Bekleyin, geliyorum.”

Yazının Devamı

Sokma akılla bu kadar oluyor

Türk siyasetinin hiç eskimeyen bir tartışma konusu var: ‘Din istismarı’…

Konunun bir alt unsuru da ‘takiyye’…

Herkes kendine göre bir tanım yapsa da, ‘din istismarı’ kavramını basitçe, “Toplumun dinî hassasiyetlerinden siyasî fayda devşirmek amacıyla, aslında inanmadığı şeylere inanıyormuş gibi yapmak…” diye tanımlayabiliriz.

Yazının Devamı

Hadi tercüme edelim

ABD Başkanı Biden tarafından kurdurulan Kemal’in Masası etrafında kurgulanan kurnaz siyaset, Türkiye’nin bölünmesine gidecek ihanet taşlarını ustaca döşüyor.

Öyle ki, Masa müdavimlerinin bayramlık çikolata ambalajına sararak Türk Milletine yutturmaya çalıştığı ortak politikalar dayatmaları, aslında HDPKK tarafından 2021 Eylül sonunda açıklanan ‘Tutum Belgesi’ ile büyük bir uyum gösteriyor.

Hem HDPKK’nın, hem de Kemal’in Masası’nın ‘demokrasi’ ve ‘özgürlük’ kılıfı içinde bu ülkeye şırınga etmeye çalıştığı zehirli önermeleri basitçe tercüme edelim…

Yazının Devamı

Yerli ve Millî İttifak ne yapmalı?

Seçim sayacı, hızla atıyor.

14 Mayıs’taki tarihî seçime fazla bir zaman kalmadı.

Türkiye’nin ve Türk Milletinin dışarıdaki düşmanları, bu büyük milletin yürüyüşünü son istasyonda durdurabilmek için, bütün güçleriyle yükleniyor.

Yazının Devamı

Davul-zurna da kâr etmiyor mu?

İP’li Yavuz Ağıralioğlu, epeyce bir tereddütten sonra, bu vebali daha fazla taşıyamayacağını gördü ve Kemal’in Masası’ndan çekildi.

Sormuştuk: “İP’teki tek Ülkücü Ağıralioğlu mu?” diye…

Soru yerinde duruyor.

Yazının Devamı

Dananın kuyruğu bundan sonra kopacak

Masa’nın sahibi Kemal Kılıçdaroğlu, önüne gelene mavi boncuk dağıtarak, durumu iyi idare etti. Fakat deniz de bitti.

Şimdi siyasetin gerçekleriyle yüzleşme vakti. Önümüzdeki kısa bir zaman dilimi içinde, partilerin milletvekili aday listeleri YSK’ya verilecek. Arkasından da 9 şiddetinde bir liste depremi geliyor.

Liste konusunda Cumhur İttifakı partilerinde büyük fırtınalar beklenmiyor. MHP kendi listesini yapıyor ve başka partilerden kendi listesine kimseyi alma mecburiyeti yok. BBP de seçime kendi listesiyle gireceğini açıkladı.

Yazının Devamı

Bir Yavuz’la ülkücü olunmaz

Akşener ve partisinin, Kemal’in Masası’nda ustaca ketenpereye getirilip bir güzel ütülmesinden sonra, masa altındaki illegal ortak HDPKK, masanın altında çıkarak başköşesine kuruldu.

Yetinmedi, masaya ve ortaklarına sürekli ayar veriyor.

Selocan ve Soros’un içimizdeki devşirmelerine verilen hapisten salıverilme garantileri, teröristbaşı Öcalan’ın serbest bırakılmasına doğru ilerliyor.

Yazının Devamı

SAFLAR NETLEŞTİ

HDPKK’nın Kemal’in Masası’na, Yeniden Refah Partisi’nin de Cumhur İttifakı’na katılmasıyla, 14 Mayıs seçimlerine giden yolda herkesin safı netleşmiş oldu. Bir anlamda, Türk siyasetinde taşlar yerine oturdu. Böylelikle, çok partili siyasî hayat boyunca bize kabul ettirilen ‘Sağ-Sol’ siyaset ayrımının yapay olduğunu ve sahadaki gerçeklikle uyuşmadığını da görmüş olduk.

Artık kabul etmeliyiz: Türkiye’deki siyasî yelpaze ‘Sağ-Sol’ olarak ayrışmıyor. Hatta milliyetçi-muhafazakâr/devrimci-batıcı kavramları etrafında kurgulanan siyasî tasnif de bugünkü siyaset yapılanmasını anlatmada yetersiz kalıyor. Cumhur İttifakı- Millet İttifakı kutuplaşması etrafında oluşan bugünkü kümelenmeler, ortada ‘Bu topraklara ait olanlar’ ve ‘bu topraklara ait olmayanlar’ şeklinde, ikili bir siyasî ayrıma işaret ediyor. Cumhur İttifakı bileşenleri olan AK Parti, MHP, BBP ve YRP, ayrıntılarda bazı farklılıklar olsa da, ana eksende birbirlerine uyumlu siyasî bakış açılarına sahipler. Dolayısıyla Cumhur İttifakı partileri arasında ‘ilkesel’ birliktelik kurmak hiç de zor olmadı. MHP ve BBP, 15 Temmuz ihaneti milat olmak üzere, Türk Milletinin ve Devletinin bekası uğrunda, AK Parti ile hiçbir pazarlığa girmeksizin ittifak kurdu. Fatih Erbakan’ın ‘Millî Görüş’ çizgisinde kurduğu Yeniden Refah Partisi ise, AK Parti ile bazı ilkesel meseleler üzerinde yaptığı görüşmeler sonunda, ‘Yerli ve Millî İttifak’taki yerini aldı. Millet İttifakı adı altında, asıl sahipliğini ABD Başkanı Biden’in, vekil sahipliğini ise Kemal Bey’in yaptığı masada buluşan partiler ise; hayata ve ülkeye bakışları birbirleriyle hiçbir şekilde uzlaşmasa da, ‘yerli ve millî olanın karşısında konumlanma’ noktasında ittifak ettiler. Biraz daha somut ifade edersek, Kemal’in Masası’nda oturan İP dâhil tüm partilerin belirgin niteliği, ‘Batıcı’ olmalarıdır. Aralarında; Amerikancı Anglo Sakson, Britanyacı Anglo Sakson veya Alamancı Cermen destekliler şeklinde bazı ayrımlar bulunsa da, tümü birden ‘yerli ve millî’ olanın karşısında konumlanmış Batı muhipleridir. Kurtuluş Savaşı dönemine ne kadar benziyor, değil mi? Almanya hayranı İttihatçılar… İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyeleri… Amerikan Mandacıları… Kürt Tealî Cemiyeti… Ve tümünün karşısındaki, “Ya istiklal, ya ölüm!...” diyen Kuvva-i Milliye güçleri… Yani 100 senedir pek bir şey değişmemiş. Evet, 100 yıl sonra, bir kez daha Bağımsızlık Savaşı veriyoruz. Türk Milleti 14 Mayıs’ta, Yerli ve Millî siyaset ile Batıcı ve Teslimiyetçi siyaset arasında bir karar verecek.

Yazının Devamı

BU MIZRAK BU ÇUVALA SIĞMAZ

HDPKK’nın, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını alenen, Kemal’in Masası’nın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’yu destekleyeceğini ise zımnen açıklamasından sonra, masanın İP ayağını sıkıntı bastı.

Meral Hanım, HDPKK’nın kendi yanlarında hizalanmasına olan tepkisini bizzat dile getirmek yerine, âdeti olduğu üzere, vekil ağız tercih etti.

Kendisinin 3 günlük ayrılık demlerinde hiddetle dile getirdiği eleştiri ve suçlamaların bir benzerini, İP’in ‘yüksek hassasiyetli milliyetçisi’ rolünü üstlenmiş olan Yavuz Ağıralioğlu dile getirdi.

Yazının Devamı

6’NIN 5’İ BİR HDP ETMEDİ

2019 yerel seçimleri öncesinden beri bir tiyatro oynadılar.

Önce, olmayan Başbakanlık makamına pek hevesli, kendince ‘kökten milliyetçi’ Meral Akşener oturdu ‘Kemal’in Masası’na.

Tonton Dede pozlarındaki, CHP ve şürekâsının 30 senedir ‘Madımak Katili’ diye tanımladığı Temel Karamollaoğlu da gecikmedi, masadaki yerini almada.

Yazının Devamı