Yıldızı sönenler

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Coğrafyamız, İkinci Dünya Savaşı ve onun ‘mütemmim cüzü’ (tamamlayıcı parçası) olan Soğuk Savaş sonrasında, yeni bir tersyüz oluş yaşıyor. Suriye, Irak, Afganistan, Afrika ve Ukrayna başta olmak üzere, çevremizde yaşanan tüm çatışmalar, ‘Yeni Düzen’in doğum sancılarıdır.

Büyük acıları beraberinde getiren bu Yeni Düzen, dünyaya hâkim olan eski güçleri de yeniden hizalıyor. Kimi ‘büyük güçler’ küçülme yolunda hızla ilerlerken, yeni düzenin ‘yükselen güçleri’ de ağırlığını giderek daha fazla hissettiriyor.

Elbette mevcut ‘büyükler’, uzun yıllardır ekmeğini yedikleri, avantajlarını kullandıkları ‘güçlü devlet’ imajını kolay kolay elden kaçırmak istemiyor.

Mesela Almanya ve Fransa… Hatta İngiltere… İlk ikisi, kendilerini hâlâ ‘büyük devlet’ sanıyor. Oysa tabutlarının son çivileri çakılıyor, farkında değiller.

RUSYA VE İRAN DA…

Beri tarafa gelirsek, Rusya ve İranÇeçenistan Savaşıyla, ‘gücünden şüphe duyulur’ hale gelen Rusya, 3 senedir devam eden Ukrayna Savaşıyla da karizmasını yerle bir etti. Düne kadar ‘yenilmez güç’ sandığımız Rusya, Ukrayna’da savaştırmak için Kuzey Kore’den asker ithal etmek zorunda kaldı. Hey gidi Sovyet günleri hey!...

İran… 1979’dan beri Müslüman ülkelere Şia ideolojisi adı altında, Pers emperyalizmi satmaya çalıştı. Batılı emperyalistlerin desteğiyle, Türkiye’nin etrafında bir ‘Şiî Hilali’ kurmaya kalkıştı. Türkiye ile Mısır ve Suudi Arabistan arasına set çekerek, Sünnî omurgayı kırmaya gayret etti. Bu uğurda, İsrail ve ABD ile ‘düşmancılık’ oynadı. ABD desteğiyle Irak’a çöktü. ABD ve Rusya’nın himayesinde, Suriye’ye de el koydu.

Fakat bir şeyi unuttu: Türkiye

OYUNU TÜRKİYE KURAR

Bu coğrafyada, Türk Devleti’nin kabul etmediği hiçbir oyun kurulamaz. Kurduklarını zannedenler, az bir zaman sonra, yanıldıklarını anlarlar. Nitekim öyle oldu. Diktatör Esat’ın kaçtığı sabahın gecesinde, İran da şürekâsını toplayıp terk etti Suriye’yi.

Bugün İran’a baktığınızda ne görüyorsunuz? ‘Batı'ya kafa tutan’ ya da ‘Müslümanların hamisi’ bir devlet görüntüsü seçebiliyor musunuz? Cevaplar ‘hayır’… Çünkü bir kâğıttan kaplan vardı. Batılı yamyamlar tarafından Türkiye ve diğer Müslüman dünyaya karşı kullanıldı. Sonunda takke düştü, kel göründü. Artık İran da ‘yıldızı sönenlerden’dir.

İngiltere, akıllı bir hamleyle Avrupa Birliği’nden ayrıldı. Muhtemelen, AB’nin çöküş sürecine girdiğini ilk fark eden, İngiliz aklıydı. Batan gemiyi terk ettiler. Ve muhtemelen, Birinci Dünya Savaşı’na kadar taşıdıkları ‘Süper İmparatorluk’ günlerine yeniden dönebilmenin hesaplarını yapıyorlar. Lakin vakit çok geç.

İngilizleri süper güç yapan denklem çoktan değişti. Artık kaba-saba sömürgecilik yok… Köle ticareti yok… Ucuz hammadde ve enerji yok… İnsan kaynakları tükeniyor… Daha da önemlisi, bilgi ve teknolojiye, artık tek başlarına sahip ve hâkim değiller. Hatırlatalım, Türk SİHA’larını satın almayı bile düşünüyor, kibirli İngilizler…

ABD UZATMALARI OYNUYOR

Yıldızı parlayan Çin ve diğer yükselen ülkeler, bizim birinci derecedeki hayat sahamızdan uzakta olduğundan, bu aşamada üzerinde durmuyoruz.

Geriye bir tek ABD kalıyor. Aslında o da son çeyrek asırdır ‘zeval dönemini’ yaşıyor. Askerî zorbalık ve dolar üzerinden kurulan haksız egemenlik, bugünün dünyasında sürdürülemez hale geldi. Başta Türkiye, hiçbir ortasıklet ülke, ABD yöneticileri höykürdü diye hizaya gelmiyor artık.

Nitekim Irak ve Suriye’de ABD ile uzun süredir savaşıyoruz. Adını PKK, PYD, SDG koymak, savaştığımız düşmanın ABD olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Her şeye rağmen, yıldızı sönmekte olanlar içinde, yine en akıllısı ABD… Çok fazla işe yaramasa da çöküş sürecini yavaşlatacak hamleler yapmaya çalışıyor. Avrupa ile Rusya’yı, Ukrayna bağlamında birbirine düşürüyor. İsrail üzerinden Orta Doğu’yu karıştırıyor. Çin’in yükselişini engellemek için oyun kuruyor.

Muhtemelen en akıllı adamları da yeni seçilmiş Başkan Donald Trump’dır. Trump, Avrupa’nın öldüğünün ve cenazesinin kaldırılması gereğinin farkında… Ve yine, Orta Doğu’da ve Avrupa’nın Batı ucunda, Türkiye diye bir büyük gücün yükselmekte olduğunu görüyor.

Hamlelerini de buna uygun yapmaya hazırlanıyor, Trump. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, benim dostum ve saygı duyduğum biri. Onun da bana saygı duyduğunu düşünüyorum….” mesajını, durup dururken vermiyor. Bir sonraki hamlesinde, Erdoğan ve Türkiye ile birlikte hareket etmenin… Böylelikle de ülkesini, Joe Biden ve tayfasının içine attığı badireden en az hasarla kurtarmanın stratejisini çiziyor.

PARLAYAN TÜRK YILDIZI

Fransa’nın başına sarılan Emanuel Macron ve tükenmiş Alman Şansölyesi Olaf Scholz beyhude çırpınıyor. İnisiyatifi tümden kaybettikleri Suriye’de, Türkiye’den rol kapmak için boşuna takla atıyorlar.

Bu iki zavallı ülkenin Dışişleri Bakanları, Şam’da Ahmet Şara’yı ziyaret ederken takındıkları ‘umursamaz’ tutumla, sadece kendilerini ‘şebek’ durumuna getirdiler; daha fazlası değil.

Emperyalist yamyamların yıldızı, önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde yeniden parlamamak üzere sönüyor.

Dünya yeni bir yıldızın parlayışına; Türk Yüzyılı’nın doğumuna tanıklık ediyor.

Hadi… Enflasyondu, hayat pahalılığıydı, işsizlikti bilmem neydi… Bırakın bu geçici sorunları kendinize dert etmeyi.

Kafanızı kaldırın ve keyfini çıkarın.