Testi çatladı bir kere
Henüz seçimden çıkalı 2 ay oldu. Yerel seçimlere ise sadece 8 ay kaldı. Dar bir zaman yani… Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde aradığını bulamayan Masa Muhalefeti, seçim yenilgisiyle yüzleşmeye başladı. Muhalif cephede ortalık toz duman…
Siyasî tarihimizde ilk defa böylesine tuhaf bir seçim öncesi muhalefet koalisyonu kuruldu. Birbirine benzemeyen 6 parti bir araya getirildi. Yetmedi, HDPKK da önce masanın altına yerleştirildi. Kemal Bey’in adaylığı garantilendikten sonra da masanın başköşesine oturtuldu. Bir de FETÖ, masanın gayri resmi ve gayrimeşru ortağı olarak, kafasını oradan-buradan gösterdi.
Yerli-yabancı ne kadar şer odağı varsa, onlar da açık veya örtülü olarak Masa Muhalefetini destekledi. Yapılmadık numara kalmadı. Yalanın-dolanın dibine vuruldu. Akıl almaz vaatler sıralandı. Lakin olmadı, olmuyor, olmayacak.
Şimdi Masa Partileri hem birbirleriyle didişiyor, hem de kendi içlerinde ayrışma ve kırılmalar yaşıyor.
Masaya, Kemal Bey’in adaylığını onaylamak için masaya oturup, karşılığında CHP’den 39 milletvekili yürüten sığıntı partiler, zaten herhangi bir esamileri olmadığından, iç kavgaları da pek önem taşımıyor. Bununla birlikte, seçimde bir oy katkıları olmadan elde ettikleri vekillikler, CHP ve İyi Parti’nin asabını bozuyor. Dahası, sığınmacılar “Minnetimiz yok!...” dedikçe, CHP ve İP’in ‘masa pişmanlığı’ iyice derinleşiyor.
Ortada, 8 ay sonraki Yerel Yönetimler Seçimlerinde, CHP-İP-HDPKK denkleminin nasıl kurulacağı meselesi duruyor. Tabii, her 3 partinin kendi içlerinde yürümekte olan hesaplaşmalar da ayrı mesele…
HDPKK, doğrudan Kandil’deki terör baronlarının sevk ve idaresinde olduğundan, oradaki iç çatışma fazlaca gün yüzüne çıkmıyor. Bir de bu terör bileşenlerinin, yerel seçimlerde garanti olan illerde bir ittifak yapma mecburiyetleri de bulunmuyor. Nasılsa bu partinin seçmeni, “Oyumu kimlik siyasetine veririm, Hükümet de onları görevden alıp, hizmet edecek kayyumları göreve getirir…” rahatlığıyla oy veriyor.
Dolayısıyla HDPKK’nın, CHP’nin kazanma ihtimali olan il ve ilçelerdeki pazarlık gücü çok daha anlamlı hale geliyor.
İYİ Parti, iç çatışmalarını kısmen de olsa yönetme becerisini gösteriyor. Geride kalan seçimlerde umduğunu bulamayan İP, yerel seçimlere yönelik masa ittifakı için CHP ve diğer ortaklarına ayar vermeye başladı. Meral Hanım ikide bir çıkıp; seçim yenilgisinden, aday hatasından, söylem yanlışlarından dem vurarak, sanki bir daha CHP ve HDPKK ile ittifak yapmayacakmış havasını veriyor. Dahası, ortaklarına, “Size hayatta başarılar dilerim…” gibi, ortaklık ilişkileriyle bağdaşmayacak çiğ mesajlar veriyor.
Meral Hanım’ın bu sözleri ciddiye alınacak olursa, İP’in, bir daha asla o masaya oturmayacağı sonucuna varılabilir. Ama söz konusu Meral Hanım olunca, hiçbir sözün bağlayıcılığı kalmıyor. Malum, kendisi 3 Mart’ta tekmeleyip yıktığı masaya, 6 Mart’ta süklüm püklüm geri dönmüş, arada ortaklarından ve medyadaki payandalarından yediği küfür ve hakaretleri sineye çekmişti.
Dolayısıyla Meral Hanım’ın yerel seçimler için kurulacak masaya oturmayacağını düşünmek anlamsız. Kaldı ki, o masayı kuran ve İP gibi ‘ultra milliyetçi’ (!) ve CHP gibi ‘Cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu’ (!) partilerle, ülkeyi bölmek üzere silahlı-silahsız her türlü melaneti yapan HDPKK’yı masaya oturtan irade, eğer işine geliyorsa, yerel seçimlerde de hepsini bir araya toplar.
Orası öyle de CHP başta olmak üzere, masa partilerinin iç sorunları ve kavgaları hiç bitmiyor. Tamam, masanın asıl sahipleri, vakti geldiğinde düdüğü çalıp, bu partilerin iç çatışmalarını buzdolabına kaldıracak iradeyi sergileyebilir.
Sorun, tabanı, yani seçmenleri bu masa partilerine bir kez daha oy vermeye ikna etme noktasında düğümleniyor.
CHP seçmeni, bir yandan oylarının başka partilere milletvekili olarak gitmesinden rahatsız; diğer yandan, tüm çabalara rağmen kaybedilmiş bir seçim var. Seçim yenilgisinin baş sorumluları, yenilginin suçunu birbirlerine yükleme kavgası veriyor. İstanbul’un ‘turist Belediye Başkanı’ olan kişi, Genel Başkanına karşı bayrak açmış. Kılıçdaroğlu’nun takdiriyle CHP üst yönetimine gelmiş olanlar, Kemal Bey’e karşı ‘Brütüs’ rolüne soyunmuş. Velhasıl tozdan dumandan göz gözü görmüyor.
Bu şartlar altında, masa müdavimi partilerin, yerel seçimlerde seçmenlere söyleyebileceği ne olabilir ki? Öküz ölmüş, ortaklık bozulmuş, masa bileşenleri birbirlerine söylemedik laf bırakmamış. Herkes birbirini suçluyor. Sonra da masanın asıl sahiplerinin ittirmesiyle tekrar bir araya gelecekler ve seçmenlerden oy isteyecekler.
Görünen o ki; Muhalefet Masasında testi çatladı. Bu testi artık su tutmaz.