Suriye: Toz duman içinde yol bulmak…
Sınırımızın hemen güneyinde kartlar yeniden karılıyor ve dağıtılıyor. HTŞ öncülüğündeki muhalefetin Halep’e doğru ilerlemeye başladığı günün sabahında yazdığımız bu köşede, yerinden oynamış taşların yuvarlanmaya başladığı yorumunu yapmıştık.
Aradan geçen birkaç günde, suların durulmasını beklememize rağmen, ortalık halen toz duman içinde. Suriye üzerinden Ortadoğu’da oyun kuran ülkelerin tam olarak nerede durduğu belirsiz.
HTŞ’nin beklenmedik bir anda Halep’e yürümesi ve ele geçirmesi, henüz anlaşılır bir zemine oturmuş değil. Dahası, konuya müdahil ülkelerden gelen açıklamalar da konuyu netleştirmekten ziyade, koyu bir sis perdesinin arkasına iteliyor.
GÜÇ KAYBEDENLER
Burada muhtemelen en net olan, İran’ın, Suriye üzerindeki inisiyatifini giderek kaybettiği gerçeğidir. İran, Gazze ve Lübnan ekseninde yaptıkları ve yapamadıkları sebebiyle, bölgedeki ve küresel düzeydeki itibarını/ağırlığını büyük ölçüde kaybetmiş durumda. Dolayısıyla Suriye üzerindeki ağırlığı da ciddi şekilde azalmış durumda.
Suriye meselesinde ikinci önemli aktör olan Rusya da geride kalan 5-6 senelik geçmişe kıyasla, bugün irtifa kaybetmiş durumda. Aynı irtifa kaybı, Eset rejimi için de geçerli. 8-10 yıl önceki iç savaş sırasında, geneli Sünnî Müslümanlardan oluşan muhaliflerin ve sivil halkın üzerine varil bombalarıyla abanan Esat rejimi, bugünkü şartlarda aynı şeyi yapacak kudrete sahip değil.
Esat’ın güç kaybında, İdlip bölgesinde 37 askerimizi şehit etmeleri sonrasında başlattığımız had bildirme operasyonunun etkisi inkâr edilemez. Zira o harekât sırasında, Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye ordusunun mekanize güçlerinin en az yarısını imha etmişti. Tabi, Suriye ve Rusya’nın, Türkiye’nin gücünü İdlip, Libya ve Karabağ savaşlarında görüp idrak etmesi gerçeğini de bir kenara yazalım.
Bir diğer güçlü aktör olan ABD, bir bakıma kendi derdine düşmüş gibi görünüyor. Her ne kadar, HTŞ öncülüğündeki muhalefetin bir anda hareketlenmesini, ABD ve İsrail desteğiyle açıklamaya çalışanlar olsa da Suriye’deki saha gerçekliğinin, 10 küsur yıl önce IŞİD (DEAŞ) üzerinden kurgulanan ABD-İngiliz oyununun sergilendiği dönemden çok farklı olduğu unutulmamalı. Yani ABD, IŞİD üzerinden kurguladığı ucuz oyunu, bu defa HTŞ üzerinden yürütemez.
TÜRKİYE FAKTÖRÜ
Bu noktayı değerlendirirken, Türkiye’nin geride kalan süreçte, bir bölümü DEAŞ’a, bir kısmı PKK/PYD’ye ve bir kısmı da Rejim güçlerine yönelik askerî harekâtlar icra ettiğini ve Suriye’nin kuzeyinde önemli bir coğrafyayı kontrol altına aldığını da unutmamak gerekiyor.
Yaşanan gelişmeler karşısında, pozisyonunu en iyi koruyan ve kendinden emin bir duruş gösteren aktör ise Türkiye… Olayların başladığı andan itibaren sakin bir duruş sergileyen Türk Devleti, sanki gelişmeleri kendi kontrolünün dışına taşırmıyormuş gibi bir izlenim veriyor.
Bu arada, Türkiye’ye müzahir Suriye Millî Ordusu güçlerinin, Rusya ve ABD’nin şiddetli itirazları yüzünden 6 yıl önce kontrolünü sağlayamadığı Tel Rifat’a dönük yaptığı harekâtla inisiyatifi ele alması da Türk Devleti’nin, olaylara müdahale konusunda güçlü bir duruş sergilediğini gösteriyor.
Tekraren belirtmek gerekirse; Suriye’de yerinden oynayan taşlar yuvarlanmaya başlamıştır. Kabaca değerlendirdiğimizde, şu anda ortalık toz duman içinde bulunuyor. Suriye üzerinde etkinliği bulunan ülkeler, bu belirsizlik içinde yol bulmaya çalışıyor. Yaşananlara müdahil olma kudretine şu veya bu ölçüde sahip olan ülkeler; Türkiye, İran, Rusya ve ABD’dir. ABD’nin eteği altında mesafe almaya çalışan İsrail de, bu mevzuda ikincil bir yere yazılabilir.
İRAN SURİYE’DE KAYBETTİ
Türkiye dışındaki diğer anılan ülkelerin, Suriye üzerinde güç ve etkinlik kaybına uğradıkları, saklanamaz bir gerçeklik durumundadır.
Gazze ve Lübnan meselesinde çok gürültü çıkaran fakat kaydadeğer bir şey yapamayan; üstelik kendisine müzahir silahlı grupların tepe yöneticilerini tümden kaybeden İran, Suriye halkı ve Eset rejimi nezdinde bile ‘bel bağlanacak ülke’ olmaktan çıkmıştır.
Ukrayna’da başı büyük belada olan Rusya, 5-6 yıl öncesine nazaran, Suriye’de ciddi güç ve inisiyatif kaybına uğramıştır.
Başkanlık seçimleri sonrasında nekahet sürecini yaşayan ABD de bir boşluk dönemi içinde bulunuyor. Yeni seçilen Başkan Donald Trump’ın, Ortadoğu’daki askerlerini çekme ve dikkatini Çin ve Pasifik bölgesine yöneltme niyeti biliniyor. Dahası, ABD, Ortadoğu’da izlediği yanlış ve İsrail payandası siyasetiyle, bölgenin en nefret edilen ülkesi durumuna düştü. Hatta ABD’nin, ‘varsayılan gücü’ dahi kuşku götürür hale geldi.
BEKLEYİP GÖRECEĞİZ
Özetlersek, Suriye üzerinden yürüyen çatışmalarda, güç dengeleri büyük değişikliklere uğramış bulunuyor. Tartışmasız durum ise, Türkiye’nin, önceki yıllara nazaran çok daha güçlü ve inisiyatif sahibi olduğudur.
Nitekim Türkiye desteğindeki Suriye Millî Ordusu’nun yürüttüğü harekât bunu doğruluyor. Bunun da ötesinde, HTŞ içinde, Türkiye ile arası gayet iyi olan bazı grupların da olduğu unutulmamalı.
Taşlar yuvarlanmaya başladığında, birileri için tehlike çanları çalarken, başka birileri için de fırsat kapıları aralanır. Kanımızca Türkiye, fırsat kapılarının aralandığı yerde konuşlanmış bulunuyor.
Durumun netleşmesi ve nereye varacağının anlaşılması için çok uzun süre beklememiz gerekmeyecek. O zamana kadar sabır ve sükûnete ihtiyacımız var.
Değerli YeniAnkara.com.tr okurları,
YeniAnkara.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da YeniAnkara.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar YeniAnkara.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
YeniAnkara.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, YeniAnkara.com bu sorumluluğu üstlenmez.
YeniAnkara.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.