ODTÜ bu kadar mıydı?

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Ne de olsa akademik kimlikler, kocaman kocaman unvanlar var orta yerde. Tabi, Türkçe konuşmamaya özen göstereceksiniz. Ki, sizi dinleyenler, “Yahu bu laflar bizim bilmediğimiz şeyler değil…” deyip de havanızı bozmasın. Ayrıca, cümlelerinize yerli yersiz ‘inovasyon’, ‘AR-GE’ vs cilalı kavramlar da eklerseniz, tüm bilimsel gelişme tamamdır.

İnsan bazen sinirlerine hâkim olmakta zorlanıyor. ‘Türkiye’nin en iyilerinden…’ diye bilinen bir kurumdan neşet eden ‘lise düzeyi’ başarılardan söz edeceğim.

Anadolu Ajansı bir haber yapmış: ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden bazı ‘bilim adamları’, güneş panelleriyle elektrikli otomobili şarj edebilmek için bir proje geliştirmiş. Bunun için, 25 kilovat gücünde güneş panelleri kurmuşlar. Hedef ise; elektrikli araç şarj istasyonlarının, kullanacakları elektriğin bir bölümünü güneş panelleriyle sağlamasıymış…

Ne muhteşem (!) bir proje, değil mi? Yahu, dalga mı geçiyorsunuz? Anlı şanlı ODTÜ ve koskoca akademisyenler, 10 dönüm tarlası olan bir çiftçinin bile kendi başına kurduğu 25 kilovatlık bir güneş paneli dizisini ‘akademik proje’ diye sunar mı?

Mühendis değilim, lakin naçizane, güneş enerjisi konusuna epeydir kafa yoruyorum. Yormakla kalmıyor, 40 küsur dönümlük meyve bahçemizi, bizzat kurduğumuz 12 panel ve 3.7 kW güneş enerjisi sistemiyle suluyorum. Yani mevzuya yabancı değilim.

Şimdi… Dünyadaki ilk ve tek ‘entegre güneş paneli fabrikası’, Cumhurbaşkanı adayı olan bir zatın ‘Beşli Çete’ diye itibarsızlaştırmaya çalıştığı firmalardan olan Kalyon Enerji tarafından, 2020’den itibaren Ankara’da kuruldu. Güneş panellerinin, yarı iletken hammaddesi de dâhil, her şeyini aynı tesislerde üretmek üzere… Hatta, firmanın halihazırdaki güneş paneli verimlilik oranını birkaç puan artıran hücre üretimi yaptığı haberleri de geliyor.

Yine aynı firma, Konya-Karapınar’daki ‘Türkiye’nin tek çölü’ olan yere, dünyanın tek parça en büyük güneş enerjisi santralini kurdu. O çöle, milyonlarca güneş paneli döşedi. Peyderpey devreye alınan Karapınar GES, muhtemelen bugünlerde yüzde yüz tamamlanmış veya tamamlanmak üzeredir.

Hadi Kalyon’u geçelim, şu anda Türkiye’de en az bir düzine güneş paneli fabrikasının yanısıra, güneş enerjisi sistemi kurulumu yapan yüzlerce firma bulunuyor. Hal böyle iken, ODTÜ gibi bir ‘seçkin’ üniversitenin, hazır güneş panellerini sıralayarak elektrik üretmesi ve bunu da matah bir şeymiş gibi pazarlaması nasıl bir kafadır? İnsaf edin lütfen… Devletimiz, Türk vatandaşlarından topladığı vergilerle, bu ve benzeri üniversitelere her yıl milyarlarca lira kaynak aktarıyor. Yapabileceğinizin en iyisi bu muydu? Hadi, İTÜ’ye atanan Rektörü beğenmeyip de, sabah mesaisine, mabatlarını rektörlük binasına dönmek suretiyle ‘saygısızlık duruşu’ yaparak başlayan cübbeli tayfayı hiç söylemeyelim.

Kusura bakmayın da, Anadolu’daki adı sanı olmayan üniversitelerden bile ‘akü sistemlerinin geliştirilmesine dair’ güzel haberler geliyor. Uyanın, ey ‘seçkinlerin üniversiteleri’!...

Sırası gelmişken, ODTÜ’nün başarı hanesindeki bir büyük (!) projeyi de söylemeden geçemeyeceğim:

CHP’li Murat Karayalçın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1994 sonrası dönemdi. Ankara’nın, Macaristan’dan ithal ve hantal mı hantal Ikarus marka otobüsleri vardı. Rahmetli Özal da, hemen birkaç yıl öncesinde, ilk doğalgazı Ankara’ya getirmiş, vatandaşın kullanımına sunmuştu. İşte o demlerde, Belediye Başkanı Karayalçın’ın aklına, dizel motorlu Ikarus otobüsleri doğalgazlıya dönüştürmek fikri geldi. Veya uyanık birileri bu projeyi Karayalçın’a kabul ettirdi. Peki, kimdi bu proje sahipleri? Bildiniz… ODTÜ’nün ‘ileri gidenleri’

Maliyeti ne oldu, belediyeden verilen paraların ne kadarı üniversiteye, ne kadarı başka yerlere gitti, bilmiyoruz. Bildiğimiz şu ki; EGO’daki Ikarus’lardan 200’ünün dizel motoru, ODTÜ tarafından doğalgazlıya dönüştürüldü. Ne büyük başarı değil mi? Bir büyük üniversitemiz, dizel motoru doğalgazla çalıştırma başarısı göstermiş. Başkent Belediyesi de bu muhteşem teknolojik ‘inovasyona’ öncülük etmiş… Lakin küçük bir sorun vardı: Dönüştürülen 200 otobüs, birkaç ay içinde ıskartaya çıkarıldı. Yani belediye, elindeki 200 otobüsten de oldu.

Denilebilir ki, başarısız da olsa bir deneme yapılmış. Fazla büyütmemek lazım. Evet, ben de fazla büyütmüyorum.

(O dönem kimse de fazla büyütmedi. Zira Karayalçın Başkan’ın, her biri bir gazete ve televizyonda çalışan ‘gazetecilerden’ oluşan yaklaşık 150 kişilik bir danışman ordusu vardı. Dahası, Yenimahalle Metro Durağı yanında inşa edilen gazeteciler sitesinin arsası, Başkan Karayalçın tarafından ‘tarafsız CHP’li gazetecilere’ bedava denilecek bir fiyata peşkeş çekilmiş, böylece kıymetli medya mensupları evsiz-barksız kalmamıştı.)

Lakin bir gerçeği söylemeden de geçemeyeceğim: ODTÜ henüz doğalgazlı motor tecrübesi yaşamazdan önce, bu ülkenin kenar köşelerindeki oto tamirhanelerinde, benzinli motorlar dizele dönüştürülüyordu. Hem de başarılı şekilde…

Bu meseleyi burada bırakıp, tekrar güneş enerjisinden elektrik üretme konusuna dönelim:

Dünyanın öncü teknoloji firmaları ile ciddi üniversiteleri, bu mevzuda iki noktaya odaklanmış durumda; panel verimliliği ve akü sistemlerinin geliştirilmesi…

Güneşten gelen ışınların 1 metrekareye düşen varsayımsal enerjisi, 1 kilowatt/saat kabul edilir. Hâlihazırdaki güneş panellerinin verimliliği, çok özel ve pahalı malzemelerle yüzde 44’e kadar yükseltilmiş olsa da, ticarî panellerdeki verimlilik, yaklaşık yüzde 15-20 civarında bulunuyor. Tüm dünyada büyük firmalar ve üniversiteler, verimlilik oranını daha da artıracak yarı iletken malzemeler geliştirmeye çalışıyor.

Diğer taraftan, kurşun veya lityum temelli elektrik bataryalarını geliştirmek, ağırlıklarını ve maliyetlerini azaltmak ve kapasitelerini artırmak amacıyla çok sayıda çalışma yürütülüyor. Bu konuda son haber, önceki gün Viyana Teknik Üniversitesi’nden geldi. Habere göre; anılan üniversite, bataryalar için ‘lityum-iyon’ yerine ‘oksijen-iyon’ temelli ve düşük maliyetli yeni bir teknoloji geliştirdi. 5-6 yıl önce de bir Amerikan üniversitesi, ‘kağıt’ temelli ve yüksek kapasiteli, dahası ucuz maliyetli akü geliştirdiğini duyurmuştu; fakat bu konudaki haber, tuhaf bir şekilde internetten silindi.

Sözü şöyle bağlayalım: Lütfen, Türk akademi dünyası!.. Biraz daha ciddi işlerle uğraşın. Silikon vadileriniz var, teknokentleriniz var. Devletimiz size inanılmaz destekler veriyor. Gariban bir çiftçinin 10 dönüm bahçesi için kendi başına kurabildiği güneş enerjisi sistemi kurulumuyla uğraşmayın. Bırakın o işleri Meslek Lisesi öğrencileri yapsın. En azından, ‘Teknofest Gençliğimiz’ umut veriyor diye gururlanırız. Ha, bir de kadının-kızın başını açtırma takıntınızdan vazgeçin artık. Gerçekten ayıp oluyor.