Kanalizasyon patladı

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Karşımızda bir kibir abidesi, megaloman var. Kafdağı’nın zirvelerinden temaşa ediyor, hepimizi ve bütün Türkiye’yi.

Kerameti kendinden menkul… Her bildiği doğru, her hatası hikmet taşıyor. Sorgulanamaz, soru bile sorulamaz.

Çanakçı gazeteciler bile, nazikçe sordukları basit soruların cevabını, şiddetli bir azar ve aşağılanma olarak alıyor.

Bir büyük kentin Belediye Başkanı değil de sanki Türkiye Cumhurbaşkanı; hatta ilaveten de ‘7 Dünya Nazımı’ndan birisi… (Kulakların çınlasın, Aldous Huxley; Mustafa Mond veremedik, Sülün Ekrem’le idare edeceksin.)

Devletin valisine ‘it’ diye hakaret eder; yargı yakasına yapışınca ‘basit’ dedim, diye basitleşir.

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine, ‘ahmak’ diye hakaret eder; inkâr imkânı kalmayınca da “İçişleri Bakanı için söylemiştim…” diye çark eder.

MEKÂNIN SAHİBİ

Seçimi kazanmak için yaptığı hiçbir vaadin hesabı sorulamaz. Öyle ya, onun gibi ‘Yüce’ birine kim, hangi hadle soru sorabilir? Zaten soranlar da ‘bilmiyorum’, ‘hatırlamıyorum’, ‘ya, öyle mi demişiz’, ‘boş sorular sorma’ gibi, fevkalade nitelikli ve tatmin edici cevaplar alır.

En yakınındaki ‘adamları’, partisinin İl Başkanlığı binasında, nereden tokatlandığını bilemediğimiz para kuleleriyle arzı endam eder; bizim kibir abidesi, sanki Mars’tan yeni gelmiş gibi etrafı seyretmekle yetinir.

Partisinin İl Başkanlığını ele geçirmek için, delegelerin satın alındığı söylentileri ayyuka çıkar; kendisi, açtığı kent lokantalarında kaç vatandaşa ucuz yemek verdiğini anlatır.

Sonra partisinin Kurultayında, ‘baba’ saydığı Genel Başkanına ‘hançer’ saplanır. Kurultay delegelerinin satın alınması için yüzlerce milyon lira dağıtıldığı iddiaları, kanalizasyon borularından sızıntı yapar. Kibir abidesi, hiçbir şey duymamış gibi yapar.

Özür… Tam olarak öyle yapmaz. Seçtirdiği Genel Başkanı ve iki numaralı Belediye Başkanı ile paylaştığı kürsüye, omuz ve göbek manevralarıyla hâkim olur. Böylece, partide ‘Patronun’ kim olduğunu herkese gösterir. Dahi, yamaklarından birisi de “Mekânın sahibi geldi…” diye sosyal medya ukalalığı yapar.

KANALİZASYON PATLADI

Diploması şaibeli çıkar. Rezalet kavağın tepesine ulaşır. Megaloman, çıktığı televizyonlarda, diploma meselesinin aslını anlatmak yerine; bebeklikten başlayarak, hayat hikâyesini, bilhassa futbolculuk kariyerini anlatır. Diploma meselesine gelince de mevzunun, avukatları tarafından takip edildiğini söylemekle yetinir.

Ha bir de suçlandığı konularda mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişiyi, üstelik evlad-ı ayaliyle tehdit edecek kadar düşer.

Yetmez, hakkında takibat yapan Cumhuriyet Başsavcısını, adıyla sanıyla anarak, tehdit eder.

Epey zamandır sızıntı yapan kanalizasyon, nihayet patladı. Sadece İstanbul değil, bütün Türkiye, pis kokudan bizar oldu.

Fakat partisi ve mahallesi, yaşanan bunca kepazelik ve ortalığa saçılan pislikleri temizlemeye niyetli değil.

Bunun yerine; “Partimize karşı sivil darbe yapılıyor… Yılmayacağız… Teslim olmayacağız… Yakacağız, yıkacağız…” havalarında geziniyor.

SEÇİM YOK AMA ‘CUMHURBAŞKANI’ ŞİMDİDEN SEÇİLDİ

Daha ortalıkta seçim filan yok, koskoca Anamuhalefet Partisi, sanki Türkiye’nin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi, varını yoğunu, kibir abidesini ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ olarak belirleme derdinde.

Yetinmiyorlar, henüz ortada olmayan bir seçimde aday belirlemek üzere, partili üyeler nezdinde nabız yoklaması yapacakları kişiyi, şimdiden ‘Cumhurbaşkanı’ ilan ediyorlar.

Partinin Genel Başkanı, “Bir sonraki Cumhurbaşkanımıza karşı darbe yapılıyor.” gibi, akla ziyan laflar ediyor.

Biz de bu kafalardan, Türkiye’ye hayır getirecek işler umuyoruz. Yahu, içinizde hiç mi aklı başında birisi yok?

DUDAK UÇUKLATAN RAKAMLAR

Konuşulan yolsuzluk rakamları, 560 milyar TL gibi, dudak uçuklatacak büyüklükte. Muhtemelen, ‘iç edilen’ paralar o kadar değildir. Üzerinden ‘götürme’ yapılan ‘matrah’ olsa gerek, 580 milyar lira. Değilse, koskoca İstanbul, neredeyse Haliç’iyle birlikte yutulmuş demektir.

Hoş, 6 senedir doğru dürüst yatırım yapılmayan 16 milyonluk bir kenti düşünürsek, ‘matrah’a uygulanan ‘götürme tarifesinin’ de bayağı yüksek bir yüzdeye tekabül ettiği kanaatine varılabilir.

Suçlamaların, PKK/KCK terör örgütüyle ‘iş tutma’ boyutuna hiç girmeyelim. Pandora’nın Kutusu açıldı nasılsa. İçinde ne varsa ortaya dökülecek.

Tuhaf olan; buldukları her fırsatta, ‘temiz siyaset/siyasî ahlâk’ diye horozlananların, ‘yolsuzluk-hırsızlık’ gibi son derece netameli bir konuda ortalığa saçılan bunca rezalet karşısında, yaşananları ‘arınmak için bir fırsat’ bilmek yerine; “Sarayın talimatı… Sarayın yargısı… Sarayın Savcısı…” gibi, soyut sloganlara sarılmasıdır.

İHBAR VE TANIKLIKLAR BİZZAT İÇERİDEN

Yahu bir dakika…

İstanbulluların karla boğuştuğu demlerde, yolları değil de İngiliz Büyükelçisi ile birlikte balıkları tuzladığı görüntüler sızdı. Bunun için dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu suçladı. Oysa o ‘kâm alma’ resimleri, mobese kameralarla değil; bizzat lokantanın içinden çekilmiş ve kendi partilileri tarafından servis edilmişti.

İl Başkanlığı binasındaki para kuleleri videoları da bizzat kendi güvenlik kameralarıyla kaydedilmiş ve içeriden sızdırılmıştı.

İstanbul İl Kongresi ve Büyük Kurultay delegelerinin oylarının parayla satın alındığı iddiaları; ‘hançerlenen’ eski Genel Başkan ve bazı eski milletvekilleri dâhil, çok sayıda kurultay delegesinin, bir de Hatay Belediye Başkanının ifşa ve iddialarıyla kamuoyu gündemine geldi.

Hileli Diploma meselesi de geride kalan yıllar içinde, Cimer üzerinden defalarca yapılan ihbarlar sonucunda sahne aldı.

Her şey ortadayken, patlayan kanalizasyon, İktidar Partisini suçlayarak temizlenemez.

Yaşanan rezalet hem Türkiye hem de siyaset adına utanç verici ve can acıtıcı.

Bu kepazeliklerden daha acıtıcı olansa; bunca arsızlığa imza atanların dayandığı tabanın, olup bitenleri pek de umursamayışı.

Henüz mahkemeye intikal etmemiş bir yolsuzluk-terör rezaletinin ayrıntılarını bilmiyoruz.

Görünen o ki, şimdiye kadar ortaya dökülenler, işin sadece ‘fragmanı’. Pandora’nın Kutusundan daha ne kötülükler; heybenin dibinden nice büyük turplar çıkacak, hep birlikte göreceğiz.

Bakalım, patlayan bu kanalizasyon kimleri sahneden silecek.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız