Hadi tercüme edelim

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

ABD Başkanı Biden tarafından kurdurulan Kemal’in Masası etrafında kurgulanan kurnaz siyaset, Türkiye’nin bölünmesine gidecek ihanet taşlarını ustaca döşüyor.

Öyle ki, Masa müdavimlerinin bayramlık çikolata ambalajına sararak Türk Milletine yutturmaya çalıştığı ortak politikalar dayatmaları, aslında HDPKK tarafından 2021 Eylül sonunda açıklanan ‘Tutum Belgesi’ ile büyük bir uyum gösteriyor.

Hem HDPKK’nın, hem de Kemal’in Masası’nın ‘demokrasi’ ve ‘özgürlük’ kılıfı içinde bu ülkeye şırınga etmeye çalıştığı zehirli önermeleri basitçe tercüme edelim…

Güçlü, yerel demokrasi, Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı: Yani, 2015’te HDPKK’nın elindeki bazı belediyelerde ilan ettiği ‘Özerkliği’, bu kez Cumhurbaşkanlığı düzeyinde hayata geçirmek.

Tüm siyasî dava ve mahkûmiyetlerin, sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması: Yani, Teröristbaşı Öcalan başta olmak üzere, bu ülkenin askerine, polisine, öğretmenine, siviline kurşun sıkmış binlerce katilin yanısıra, 15 Temmuz’da Türkiye’ye pusu kuran FETÖ hainlerinin salıverilmesi, kamudaki görevlerine iade edilmesi ve yüzmilyarlarca lira tazminatla ödüllendirilmesi. Zaten Masa’nın adayı ve etrafındakiler de, “KHK’lıları göreve iade edeceğiz.” derken, şifreyi veriyor.

Kayyım atamaları iptal: Yani, PKK adına seçtirilen belediye başkanları ve meclis üyelerinin, bu milletin vergileriyle karşılanan belediye ödeneklerini, halkın hizmet ihtiyacı için harcamak yerine, kılıfına uydurulmuş yollarla PKK’ya aktarmasına, 2015’te olduğu gibi ‘özerklik çukurları’ ve bombalı pusuların, belediye personeli ve iş makinaları marifetiyle yeniden devreye sokmasına izin vermek.

Kürt sorununa demokratik çözüm: Türk Devleti, 2015 çukur kalkışması öncesinde demokratik çözümü, içimizi acıtarak da olsa denedi. Esasen, toplumsal haklar bağlamında, evrensel demokrasinin gerektirdiği tüm haklar verildi. Fakat, şer cephesinin hedefi, bu ülkeden bir ‘Kürdistan’ çıkarmak olunca, istedikleri bölgeyi onlara terk etseniz bile, ülkenin kalanından da ayrıca pay isterler.

Barışçı dış politika: Suriye’den çekilin, Irak’ın kuzeyindeki askerî üsleri kapatın, Libya’yı Hafter hainine teslim edin, Karabağ’ı Ermenilere bırakın, Karadeniz ve Akdeniz’deki tüm haklardan vazgeçin, Yunanistan’ın Adalar Denizi ve Kıbrıs’taki tüm isteklerini kabul edin. Tabi, devam eden savaşta Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemenin, bu barışçı dış politikaya bir zararı olmaz.

Ekonomi tercihleri: Ülke savunmasına ve kalkınmasına harcama yapmaktan vazgeçin, herkese bedava elektrik, doğalgaz, su internet ve her ne lazımsa bedavaya dağıtın. Eğer yeryüzünde bunları vatandaşlarına ücretsiz sağlayan ve ilaveten barış ve huzur içinde yaşanan bir ülke varsa, tez elden varalım, vatandaşı olalım.

Kamu yönetiminde liyakat: Bu liyakat meselesini 2015 öncesinde, belediye temizlik elemanlarının, HDP’li belediye başkanlarından, PKK adına hesap sorduğu olaylarda görmüştük. İlaveten, İstanbul ve Ankara belediyelerini kazandıktan sonra, kadroları CHP, İP, HDP ve yancı terör örgütleri arasında ‘adalet’ ve ‘liyakatla’ nasıl paylaştırdıklarını da görmüş olduk.

Doğaya saygı, ormanları korumak: Evet, Antalya, Muğla, Mersin, İzmir ve İstanbul’daki ormanların PKK itleri tarafından benzin dökülerek ateşe verilmesi de bu fasıldan olsa gerek.

Gençler için özgür yaşam: Tabi, Diyarbakır’da 3 senedir evlatlarını talep eden annelerin, babaların çocukları olan gençlerin, HDPKK tarafından dağa kaçırılıp eline silah verilmesinin, bu özgürlük bağlamında bir sorun oluşturduğunu düşünmeyin. ‘He…’ deyin geçin.

Demokratik Anayasa: “Fazla uzatmayın, PKK terörünün talep ettiği ‘Özerklik’ hakkını derhal verin, birkaç on yıl sonra da bağımsızlık ilan edelim...” diyorlar.

Cinsel yönelim ve yaşam tercihi: İstanbul Sözleşmesi bağlamında, erkek erkeğe ve kadın kadına evliliğe meşruiyet tanıyacaklarını saklamaya ihtiyaç bile duymuyorlar.

Alooo, Temel Reis!.. Eşinin başı örtülü olan Masa elemanları!... Duydunuz mu? Sizin ‘mücahit’, Cumhurbaşkanı olursa, eşcinsel evliliği yasal hale getirecekmiş. Zaten İstanbul ve İzmir belediyeleri öncülüğünde, bu sapkınlığın yollarına asfalt dökmeye çoktan başladılar bile. Ne dersiniz Temel Reis, Bebecen, Kibir Abidesi, size de uyar mı?

Yüce Türk Milleti!...

Zehri teneke maşrapayla değil, altın kâse ile sunuyorlar. 14 Mayıs’ta yapacağın tercih, Türk Devletinin ve bizzat senin varlık-yokluk seçimin olacaktır.