Bunca pisliği sokak terörü de örtemez

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

Tuz da kokmuş diyeceğiz; ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ortalığa saçılan pislikler, tuzun kokmasından da öteye erişmiş.

Adamın inşaat şirketinde çalışan elektrikçisi, sıvacısı, şoförü, çaycısı, danışanı, danışmayanı adına şirketler kuruluyor…

Ortada doğru dürüst sermayesi bile olmayan sözkonusu şirketlere, belediye iştiraklerinden milyarlarca liralık ihale veya alım-satım işleri paslanıyor.

Sonra bu paralar dönüp dolaşıyor, Sülün Ekrem’in şirketine intikal ediyor.

Muş’taki bakkal dükkânından, acil koduyla 95 milyon liralık baklava sipariş ediliyor.

Partili hiç kimse sorgulamıyor; yahu bütün İstanbul’a baklava ısmarlasanız, bu kadar etmez.

Hadi baklava kriziniz tuttu, acilen yemeniz gerekiyor; niye İstanbul veya Gaziantep’teki deve dişi gibi baklava imalatçıları dururken, Muş’taki gariban bakkaldan 95 milyon liralık baklava ısmarlıyorsunuz?

O gariban bakkal, sizin bunca iştahınızı tatmin edecek tonlarca baklavayı nasıl yapsın.

Ortalama fiyattan alsanız, yaklaşık 300 ton baklava demektir.

GEMİYLE Mİ NAKLETTİNİZ?

Hadi bir şekilde imal ettirdiniz diyelim; 300 ton baklavayı, Muş’tan İstanbul’a ne ara naklettiniz? Bu iş için gemi filan mı kullandınız? Peki, o nakliye sırasında irsaliye kestirdiniz mi?

Yahu, gidin işinize… İnsanın mantık sınırlarını yerinden oynatmayın. Çalıyorsanız da biraz ‘kitaba uygun’ çalın da inanacak bir bahanemiz olsun.

Belediyenin ilan panoları, çoğunluğu kayıtdışı tutularak, ‘ortak çalışılan’ şirketlere, sudan ucuza fiyatlarla kiraya veriliyor.

Böylece İstanbul ahalisinin milyarlarca lirası, belediye üzerinden şahsa aktarılıyor.

Satış bedeli 800 bin TL olan kamyonetlerden onlarcası, her birine aylık 1 milyon 280 bin TL kira bedeli ödenerek kiralanıyor.

Hiç de örtme gereği duyulmaksızın, tüyü bitmedik yetimin parası, kurdurulmuş paravan şirketler üzerinden çalınıyor…

Bunları hatırlattığınız tüm ‘sorumlular’; “Kardeşim, Cumhurbaşkanı adayımızın önünü kesmek için operasyon yapıyorsunuz. Acilen seçim istiyoruz…” diye çamura yatıyor.

EFSUNLANMIŞ KİTLE

Çamurun çamura yatmasını çok görmüyoruz da, bunca oy veren kitle nasıl yutuyor ve yutkunuyor, onu anlayamıyoruz.

Cumhurbaşkanının 238 bin TL’lik maaşı, CHP’liler tarafından her vesileyle şamata konusu yapılıyor…

Hal böyleyken, Sülün Ekrem’in danışmanı, savcılık ifadesinde, aylık 350 bin TL geliri olduğunu beyan ediyor… Ama CHP cenahında kıyamet filan kopmuyor.

Her vesileyle, yüksek bürokratların aldığı maaş ve huzur haklarının ‘kaç asgari ücret ettiği’ mevzuunda laga-luga yapanlar; ‘belediye kesesinden İsviçresever’ danışmanın sadece oturduğu villanın aylık kirasının 300 bin TL olmasını sorgulamıyor.

Doldur-boşalt yöntemiyle, halkın parasını aile şirketlerine aktarım hizmeti gören yandaş firma, 32 milyon TL’ye aldığı Boğaz manzaralı 3 süper lüks villayı, kibir abidesinin aile şirketine 15 milyon TL bedelle devrediyor… Sonra da anılan şirkete, İBB’den milyarlarca liralık ihale paslanıyor.

Ey CHP’liler!... Siz hâlâ MANN Adasında mı takılı kaldınız. Bakın, tam da sizin mahallenin orta yerine, ‘MALL Adası’ kurulmuş; görmez misiniz?

16 milyon İstanbullunun kişisel verileri, casusluk bağlantılı yabancı şirketlere satılıyor. Alenen casusluk suçuna iştirak ediliyor…

Türkiye, bölücü terörü bitirmek için canhıraş bir mücadele yürütürken; ihaleler ve belediye şirketleri üzerinden, PKK terör örgütüne para aktarılıyor.

SİZİN ÇOCUKLARINIZ NİYE EYLEMDE YOK?

Tüm bu kepazelikler yaşanırken… İBB üzerinden, tarihin kaydetmediği kadar büyük yolsuzluklar, hırsızlıklar, casusluk faaliyetleri, teröre finans aktarımı gibi her türlü pislik ortalığa saçılırken

CHP’yi yöneten kafa, ‘en iyi savunma saldırıdır’ yavuzluğuyla, ev sahibine saldırıyor. İrtibatlı ve iltisaklı olduğu bütün marjinal sol terör örgütlerini sahaya sürüyor.

O da yetmiyor, partiyi yönetenler, ‘dış desteklerini’ yardıma çağırıyor.

Yazık… O mahfiller de Özgür Özel CHP’sini öksüz-yetim bırakıyor. Çünkü devran dönmüş; devşirmelerin feda edileceği vakit gelmiştir.

Işıklar içinde yatası Tayfun Talipoğlu’nun seslendirdiği dizeden mülhem soralım: Sayın Özel, siz kimin bulutlarısınız?”

Son olarak, parti çevrelerinden kimsenin sormadığını da soralım ki, tarihe not düşsün:

“Saraçhane’ye topladığınız ve polisle karşı karşıya getirdiğiniz o kalabalık içinde, CHP yöneticileri, milletvekilleri ve belediye başkanlarından hangilerinin çocukları vardı? Acaba siz kışkırtıcıların çocuklarından tek bir tanesi bile karıştı mı o protestocu kalabalığa? İçlerinden gaz ve su yiyen oldu mu?”

Hadi, buyurun çıkıp söyleyin: “Ahan da benim evladımın eylemde olduğuna dair görüntüler…” deyin. Ki, hiç değilse bir kez utandırın bizi.

Başkalarının evladını mayın tarlasına sürmek bu kadar kolay olsa da, bunca pisliği, sokak terörü dahi örtemez.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız