Boşuna mızırdanmayın, tıpış tıpış vereceksiniz
CHP milletvekili aday listelerinde, gerek kendi mensuplarından gerekse sığınmacı partilerin kontenjanından yer verilen FETÖ iltisaklı isimler ile Atatürk düşmanı tipler, hem parti tabanında hem de CHP’ye mücavir ve müzahir yazar-çizer takımının tepkisine neden oldu.
Hoş, bu ‘tepki replikleri’ uzun sürdü mü derseniz, hayır, sürmedi.
Kimisi attığı tivitle biraz homurdandı, kimisi gazetedeki köşesinde biraz mızırdandıktan sonra, dümeni ‘fondaşlığa’ kırıverdi.
Hadi, kimi alenî CHP’li, kimisi de ‘tarafsız CHP’li kontenjanından kalem oynatan bu zevattan birkaç alıntı yapalım da, ‘sosyolojinin’ ruh halini anlamaya çalışalım.
Mustafa Balbay: “Sadullah Ergin’i listede görünce aklımıza ilk Silivri Cezaevinde pinpon oynaması geldi. Hani o, FETÖ’nün en alçak kumpasları kurduğu günlerin Adalet Bakanı! Ergin’i kutluyoruz, iyi oyuncuymuş!”
Böylece sert bir çıkış yaptıktan sonra, ‘aforoz’ ihtimali aklına gelmiş olmalı ki, CHP eski milletvekili ve ‘tarafsız gazeteci’ Balbay, hafiften sola manevrayla, “Millet İttifakı ‘Mevlana listesi’ oluşturmuş. Şimdi sıra seçmene güven vermekte!” buyurmuş.
Ha gayret Balbay, “Ne varmış canım CHP listelerinde?” kıvamına gelmene az kaldı.
Yahu, Sadullah’a veya Yüksel’e niye takılıyorsunuz? Eğer FETÖ konusunda zerre kadar hassasiyetiniz varsa, bizzat Genel Başkanınızın defalarca tekrarladığı, “Bütün KHK’lıları devletteki görevlerine iade edeceğiz.” sözüne odaklanın. Kim bu KHK’lılar? 15 Temmuz ihanetinden sonra devletten uzaklaştırılan FETÖ’cüler ile PKK’lılar değil mi?
Salağa mı yatıyorsunuz, yoksa hipnozladığınız kitlenizi salak mı sanıyorsunuz?
İsmail Saymaz: Sığınmacılara CHP listelerinde fazlaca yer verilmesini ‘hakkaniyete aykırı’ buluyor ve devam ediyor: “Kaç milletvekili seçilecek de 40 milletvekili verdiniz siz? Kardeşim CHP’liler kendilerini göremedikleri listelere hangi motivasyonla oy versinler? Üstelik bu partilere en seçilebilecek illerden vermişler. Bunu neye göre verdiniz? DEVA bu ittifaka girmeseydi kaç milletvekili çıkaracaktı? Gelecek Partisi bu ittifaka girmese kaç milletvekili çıkaracaktı? Bence 9 milletvekili çıkaramazdı. DEVA hiç çıkaramazdı. Ve bunun sonucunda 40 yıldır partide ter döken CHP’liler tepki gösteriyor.”
‘Tarafsız CHP’li gazeteci’ Saymaz’ın bu anlık tepkisi de fazla sürmez, bir yere not edin.
Yılmaz Özdil: CHP listelerindeki sığınmacılara fena halde bozulmuş ve CHP yönetimine karardan dönme çağrısı yapmış. Sonra da eklemiş; “Asrın iftirası Balyoz’u Ergenekon’u unutan ahmak, unutturan vatan hainidir, ali dibo’yu listeye koymayın kardeşim, yapmayın…”
Bakınız, CHP listeleri üzerinden mızırdanan tayfa içinde belki de en samimi olanı Yılmaz Özdil sayılabilir. Zira onun CHP darbesiyle aldığı yaralar henüz kabuk bağlamadı.
Soner Yalçın: Tüm partilerin listelerindeki ‘feodal esintilerden’ ve ‘aileboyu adaylıklardan’ dolayı bir miktar üst perdeden eleştiri yapıyor gibi görünmüş, fakat CHP listelerindeki FETÖ ve PKK iltisaklılar ile ‘AKP kaçkınlarını’ diline dolamaya cesaret edememiş.
Genelde kimseye ‘eyvallahı yokmuş’ havasında yazıp çizen ve o tayfa içerisinde ‘en donanımlı kalem sahibi’ saydığım Soner Yalçın, CHP’de yaşanan aday krizinde topa fazlaca girmemeye özen göstermiş.
Bu noktada kendisini anlamak lazım; zira bütün yumurtalarını ‘Ekrem sepetine’ koymuş ve kaybetmişti. Şimdi durumu telafi etmesi lazım.
Emin Çölaşan: “Sadullah Ergin ise Birinci Bölge seçmeninin hiç hoşlanmadığı, hatta nefret ettiği isimlerden biri.” cümlesiyle, ‘kitlenin’ gazını bir miktar aldıktan sonra, akıl vermiş: “Her şeyden önce CHP’e oy verecek milyonlarca seçmenin bu kuşkuya kapılmaması gerektiğini topluma iyi anlatmak gerek.”
Siz isterseniz bu lafı, Çölaşan efendi, Kılıçdaroğlu ve ekibine, “Kitlenin gazını biraz daha alın.” diyor, şeklinde okuyun.
Nitekim yazısının devamında, liste şokuyla CHP’ye oy vermekten cayabilecek kitleye parmak sallamayı da ihmal etmiyor: “Şimdi soruyorum… AKP iktidarı seçimi kaybetmenin korkusunu ve paniğini yaşarken, CHP listelerinde yer alan ve haklı olarak beğenilmeyen birkaç milletvekili adayı yüzünden böylesine bir ‘nazlanma’ akla ve mantığa uygun mu? (…) Bu konuda duygusallığa, kapris yapmaya gerek yok.”
Tercüme edersek, ‘tıpış tıpış’ diyor, Çölaşan efendi. Hem adam haklı; ‘nazlanmak’ akla ve mantığa uyar mı? Siz hedefe kilitlenin, gerisi teferruattır.
Erdoğan düşmanlığıyla zehirlenmiş bu sosyoloji, kendilerine dayatılan hiçbir zillete itiraz edemez. Listelerindeki ne FETÖ’cü adaylara, ne Atatürk düşmanlarına, ne de PKK’nın aleni desteğine karşı duracak halleri yok.
Birkaç gün boyunca mızırdanırlar, sonra ‘Tayyip’ten kurtulmak için her şey mubah’ avuntusuyla, tıpış tıpış sandığa gider, Kemal Bey’in dayattığı listeye oy verirler.
En iyisi mi CHP’li dostlar, siz birkaç gün sonra hatırlamak bile istemeyeceğiniz bu mızırdanmaları hemen terk edin. Aksi halde, Meral Akşener ve Muharrem İnce’ye yaptıklarınızın aynısının, bizzat çevreniz tarafından size de yapılacağını çok iyi biliyorsunuz.
Ne demişti bu cemaatin bir sosyal medya kahramanı: “Tuvalet terliği olsa ona oy veririz.”
Eh, tuvalet terliğine oy verecek olanlar, Kemal Bey gibi kıymetli bir ‘devlet adamına’ niye oy vermesin?
CHP ve ekosistemindeki siyasî duruş, 14 Mayıs’a kadar öyle veya böyle devam eder. Kemal Bey 13. Cumhurbaşkanı seçilirse, her şeye ‘reset’ atılır; üst-başlarının tozunu silkeleyip yola devam ederler.
Yok, Kemal Bey seçimi kaybederse… İşte o zaman yandı gülüm keten helva. Sadece CHP’de değil, İP ve dört sığınmacı partide de yaz başında güz yaşanır.