ABD ‘İyi Polis’ aşamasına geçti
Bizdeki Batı meftunu dıngılların, ABD’nin ‘kullanma siyaseti’ bağlamında, bir türlü anlayamadığı bir gerçeklik var: ABD, bükemediği eli öper.
Tabi bu vicdansız emperyalistin el öpmesi, karşısındakine ‘biat’ anlamında değil; yeniden saldırmak için zaman ve pozisyon kazanmaya yönelik olur.
Asıl meseleye geçmeden önce, bizim ‘mandacılara’ ufak bir uyarı yapalım ki, ABD himmeti kesildiğinde, arka tarafları ayazda kalmasın:
Muhterem mandacılar!... ABD için, kullandığı sizler gibi aparatların hiçbir hakiki değeri yoktur. Bütün değeriniz, sofrada kullanılan kâğıt peçete mesabesindedir. Kullanılıp kirletildikten sonra atılırsınız. Sakın unutmayın!...
***
Gelelim asıl meseleye…
Son birkaç haftadır, Türkiye ile ABD arasında bir ‘bahar havası’ başladığı mesajı pompalanıyor.
Bu yalancı baharın en önemli alâmeti ise; Türkiye’ye 23 milyar dolar tutarında, yeni nesil F16 savaş uçağı ile mevcut F16’ları modernize edecek kitlerin satışı için, ABD Kongresinden onay çıkması oldu.
Filmi biraz geri sarıp, hafızalarımızı tazeleyelim:
Mayıs 2013’te IMF’ye olan borcunu sıfırlayıp, yeni Stand-By anlaşması yapmayan Türkiye, ABD ve uluslararası finans çetesinin öfkesini çekmeye başladı.
Akabinde, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, bağımsız bir dış politika için ‘öngörülemeyen adımlar’ atma yoluna girdi.
Türkiye’nin kontrolden çıkacağını gören emperyalist ABD ve yancıları; önce Gezi kalkışmasını, ardından 17/25 Aralık 2013 polis-yargı darbesini, sonrasında Kobani ayaklanmasını, derken 2015’teki çukur eylemlerini devreye soktu. Hepsinin göbeğinde FETÖ vardı.
Bunlar netice vermeyince, ABD, tasmasını elinde tuttuğu FETÖ alçaklarını kullanarak 15 Temmuz 2016 darbe-işgal girişimini denedi. Lakin Türk Milletine çarptı.
Bunun üzerine, Başkan Joe Biden’in, henüz Başkan seçilmeden önce ortaya attığı ‘seçimle devirme’ planı yürürlüğe girdi.
Tüm bunlar olurken, zaman zaman sözlü veya ‘zaman ayarlı terör eylemleri’ ile bazı ekonomik yaptırımlar ve örtülü ambargolar üzerinden ayar verme girişimleri de eksik olmadı.
Neticede ABD, Türkiye’yi hizaya getirip uysallaştırmak amacıyla başvurduğu hiçbir yöntemin sonuç vermediğini gördü.
Hatta 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde, Türk Milleti bir kez daha oyunu bozdu.
***
Hal böyle olunca, tilkilik mevsimi açıldı. ABD jargonuyla ifade edersek; kötü polis sökmedi, iyisine geçelim. Somut ifadeyle; şahin Victoria Nuland (ve benzeri neoconlar) olmadı, yerine güvercin James Jefry (ve benzerlerini) verelim, ayakları…
Türkiye’de bir dönem büyükelçilik de yapmış olan Jefry, ne de olsa, çetenin diğer mensuplarına kıyasla, ‘daha bir Türk dostu’ imajına sahip. Dolayısıyla ‘iyi polis’ rolü ona düştü.
***
ABD’nin, Türkiye’yi terbiye etme girişimlerinin temel göstergelerinden birisi, ülkemizin, ortağı olduğu F-35 savaş uçağı üretim sürecinden çıkarılması olmuştu.
Bu çıkarılmanın bahanesi ise; Türkiye’nin, Rusya’dan S400 hava savunma sistemi satın almasıydı.
Türkiye, parasını ödeyip satın almak istediği Patriot hava savunma sistemini ABD vermeyince, Rusya’dan S400 tedarikinde bulunmuştu.
Yani bu ABD politikası bazen şaka gibi oluveriyor. Lazımken parasıyla dahi verme; ama güneş açınca şemsiye uzat. Onu da yağmurda kullanmama şartına bağla.
Yerli ve millî savaş uçağımız KAAN gökyüzüyle buluşunca, geri vitese tak.
Türkiye’nin F35 ortaklığına geri dönüşünü ‘havuç’ şeklinde sunma ayakları…
Tabi, eşliğinde S400’den vazgeçme şartını masaya sür. Bunun olmayacağını bile bile... Zaten yerli-millî Siper ve Hisar hava savunma sistemlerimiz, çok yakında tam saha devreye alındığında, S400’e de ihtiyacımız kalmayacak.
Emperyalist kafası bu; komiklik yapmaktan vazgeçmiyor. Yakın gelecekte ABD’li tilkilerden, “Eh, maden S400’leri aldınız. Bari olur olmaz kullanmayın. Bir de size Patriot hava savunma sistemi satalım; 10-15 milyar dolarcık.” lafları gelirse şaşırmayalım.
Türk devlet aklının karnı, bu tip tilkiliklere toktur.
***
Türkiye; ABD’nin, F35 projesinde gasp ettiği 1.4 milyar dolarımızı, F16 modernizasyonu faslıyla kurtarmalı. Ama ‘ocaksöndüren’ F35 kuyusuna düşmemeli.
F35’lerin şu ana kadar ortaya çıkan teknik arıza ve zaafları bir yana, işletme giderleri de bizim gibi orta gelirli ülkelerin askerî bütçelerini sünger gibi emecek nitelikte… Yazılım içerisine yerleştirilen tuzakları zaten hiç bilmiyoruz.
Dolayısıyla Türkiye, F35 konusunu tamamen kapatmalı.
Hatta yeni alınması düşünülen F16’ların teslimi için dillendirilen 2028 de çok geç bir tarihtir. Çünkü o zamana kadar zaten KAAN Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girecek.
Sözün kısası, ABD’nin estirmeye çalıştığı ‘ılık bahar rüzgârı’ havasına aldanıp da ceketsiz çıkmayalım.
Şimdi uyanık olma zamanı. Bayram-seyran yokken ABD’ye öpülmeyelim.