Bu köşede zaman zaman sağlık ve eğitim çalışanları başta olmak üzere, bazı kamu personelinin hatalarını, görev ihmallerini ve kasıtlı davranışlarını dile getiriyoruz. Görevini düzgün yapmayan, mesleğinin hakkını vermeyen, hatta bağlı oldukları bakanlığı ve sonuçta ülkeyi yöneten liderliği sıkıntıya sokmak için çaba gösterenleri eleştiriyoruz.
Peki, kamuda çalışan hizmet erbabının hepsi mi böyle? Onca çalışanın içinde, mesleğine âşık, işinin hakkını veren, hatta yükümlü olduğundan çok daha fazlasını, adeta bir adanmışlık tutkusuyla yerine getiren güzel insanlar yok mu? Var elbette. Hem de çok sayıda. Onların varlığını her zaman fark edemeyişimizin sorumlusu da yine bizler, medya mahallesindeki kalem erbabıyız.
Yanlış bir tutumumuz var. Gözümüzün önündeki iyi örnekleri, ‘zaten olması gereken budur’ diye görmezden geliyoruz. Olumsuz örnekleri ise iyice görünür kılıyoruz. Daha da somutlaştıralım: En son ne zaman bir kâğıt toplayıcısına selam verip, hal hatır sordunuz? O fedakâr insanın yaptığı hizmetin, toplum ve ülke ekonomisi bakımından yararlarına dair, kendisini onurlandıracak birkaç güzel laf ettiniz mi?