Empati, İletişim, Adalet… Unuttuğumuz şeyler mi bunlar?

Meryem Zelal Direkçi

Meryem Zelal Direkçi

Tüm Yazıları

Günlük hayatın koşturmacasında bazı kavramları unutuyoruz. Ya da önemini yitiriyor gibi hissediyoruz. Halbuki unuttuğumuzu sandığımız bu değerler, aslında toplumsal varlığımızın temeli. Mesela empati

Ne zamandır karşımızdakini gerçekten anlamaya çalıştık? Sadece dinlemek değil, gerçekten anlamak

O insanın ne yaşadığını, ne hissettiğini kendi gözümüzden değil, onun gözünden görmeye çalışmak… Zor değil mi?

Son zamanlarda, duygusal olarak en hassas dönemlerimden birini yaşadım. Aslında bu yazıyı yazmaya teşvik eden de yaşadıklarımdı. Ve bu dönemde eksikliğini hissettiğim şeyin 'empati, iletişim, adalet' olduğunu anladım.

Böyle zamanlarda insan, anlaşılmaya daha çok ihtiyaç duyuyor. Birinin ne hissettiğini sormasına, sessizliğin içinde bile duyulmaya...

Herkes kendi bakış açısından konuşur, kendi doğrularını dayatır. Kendi doğrusunu en doğru olarak tanımlar. Sizin, benim ne düşündüğümüzün ya da hissettiğimizin bir önemi yoktur ve genelde arada kaybolur.

Aslında süreç içinde bir beklenti yoktur, sadece sade bir anlayış arayışı vardı. Ama bazen bu bile fazla görülür belki. Bazen en çok sessiz kalan, en çok anlatmak isteyendir ya… İşte öyle bir yer. Ve anladığım, tecrübe ettiğim şey ise; empati eksik olunca, adalet de sarsılıyor. Dinlenmeyen biri için “adalet” sadece bir kelimeye dönüşüyor.

Empati, sadece bireyler arasında değil, toplumun tüm katmanlarında eksikliği en çok hissedilen değerlerden biri haline geldi. Trafikte, okulda, sosyal medyada, hatta aile içinde bile…

Herkes kendi sesini duyurmaya çalışıyor ama kimse diğerinin ne dediğini duymak istemiyor. İşte burada devreye iletişim giriyor.

Ama öyle “konuşmak” değil kastettiğim. Gerçek anlamda iletişim kurmaktan söz ediyorum. Dinlemeyi bilen, empati kuran bir iletişim. Bugün iletişim araçlarımız çok gelişmiş olabilir ama asıl mesele nasıl iletişim kurduğumuz. Anlamadan konuşuyor, dinlemeden yargılıyoruz. Ve bu da bizi yavaş yavaş adalet duygusundan uzaklaştırıyor.

Adalet dediğimiz şey sadece mahkeme salonlarında aranan bir kavram değil. Adalet, her gün yaşadığımız sokakta, iş yerinde, okulda hissedilmesi gereken bir şey. İnsanların fırsatlara eşit erişebilmesi, seslerinin duyulması, haklarının korunması…

Bunlar sadece yasal düzenlemelerle değil, toplumsal vicdanla da sağlanır. O vicdanı ise ancak empati ve sağlıklı iletişimle diri tutabiliriz.

Bugün birilerinin sesi daha çok çıkıyor, birilerinin hakları daha kolay yeniyor, birileri hep dışarıda bırakılıyor. İşte tam da bu noktada hatırlamamız gereken şey şu: Empati olmadan iletişim kurulmaz. İletişim olmadan adalet sağlanmaz. Ve adalet olmadan hiçbir toplum uzun süre ayakta kalamaz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Meryem Zelal Direkçi Diğer Yazıları