İyi bayramlar

İnanç Uysal

İnanç Uysal

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, pazar yazısında bu sefer sokak eylemlerine katılan gençlere seslenmiş. Kısaca demiş ki "bu sivil itaatsizlik eylemleri emperyalistlerin yeni tuzağı" imiş. Milli devletleri yok etmek için böyle bir plan ve proje olarak ortaya konulmaktaymış. Bu konuda gençleri de uyarmış Mehmet Uçum.

Yani eğer gençler sokakta olurlar ve hükümete karşı itaatsizlik ederlerse bu milli devletin yıkılması demek olurmuş. Lakin, milli devletten kastının ne olduğu konusunu açmayı unutmuş sanırım.

Elbette milli devlet ve sivil itaatsizlik eylemleri ifadelerinden murad edilen gençlerin sokaklara çıkarak hükümeti protesto etmeleri olsa gerek ama zamandaş olarak yapılan nevruz kutlamaları esnasındaki gösteriler ve açılan bayrak ve fotoğraflar için aynısını söylemek mümkün değil. Çükü orada bir şekilde yeni bir süreç işletiliyor ve bu süreç de hükümetimizin kontrolünde oluyor demek istiyor sanırım.

Lakin bu sivil itaatsizlik konusunun ve hatta pek de sivil olmayan itaatsizlik konusunun en tecrübeli aktörleri o nevruz kutlamalarında, hemen öncesinde ve sonrasında yaşananları sadece kınamakla yetinmişti.

Demek ki sivil itaatsizlik de sivil olmayanı da yeniden tanımlanmış görünüyor. Bakın bu konuda en önemli göstergelerden biri uzun süredir cezaevinde olan Selahattin Demirtaş’ın henüz bu itaatsizlik tarafına katılmaması oldu mesela.

Haberler doğu ise Demirtaş’ın tutukluluk hali de birkaç güne kadar ortadan kalkacakmış. O zaman milli devletimiz belki de son derece büyük bir kazanım elde ederek huzura erecektir. Ya da Demirtaş ve Uçum’un aynı şekilde ifade etmedikleri ve fakat hem fikir oldukları bir devlet.

Gençler açısından ise durum son derece farklı aslında. Onlar çoğunlukla Ekrem İmamoğlu ya da başka birisi için sokaklarda değiller. Eğer Mehmet Uçum tarafından savlanan bir itaatsizlik hali varsa bunun sebebi o gençlerin gelecekleri için hissettikleri endişe olabilir en çok.

Ama elbette durumu bu şekilde algılamak pek de işine gelmiyor hükümet tarafının, sivil ya da değil, itaat etme durumunun halini de tanımlamış durumdalar, eğer gelecekleri ile ilgili bir endişeleri olmasa bu gençler kendi ideolojik duruşlarına göre davranabilirlerdi değil mi, tıpkı nedense itaatsizliğin kitabını yazsa da şu aralar hiç de konuya dahil olmayan DEM Partililer gibi.

Gençleri, bu şekilde uyarmak için bugünleri bekleyenler yeni isimlendirdikleri Cumhuriyet'in onlara nasıl kazanımlar sağlayacağını da açıkça anlatsalar keşke. Ama onlar da biliyor durumun gençlerin geleceği ile bir ilgisi yok. Onlar da biliyor ki ne kadar iyi yetişmiş olurlarsa yönetim açısından o kadar sorun oluyorlar. Dahası onlar da biliyor ki uyguladıkları "ikinci cumhuriyet" ve "yeni Türkiye" yolunda yetişmiş değil itaatkâr gençlere ihtiyaç var.

Neyse ağzımızın tadı bozulmasın bayram günü diyerek bayramın güzelliklerini yazmak, konuşmak gerek biraz da! Zaten sırf bu ağız tadımız nedeni ile emeklilerimizin hesaplarına yatan ve yatacak olan 4000 liranın bir kısmı ile de tatile gidelim diye bayram tatili bir kez daha bu sefer son dakika 9 gün oldu. Ama evet konunun emeklilerle bir alakası yok.

İroni bile yapılamayacak ekonomik şartlardan geçerken, gençler yarınlarından duyduğu endişelerini büyüklerinin kaybolan yaşam standartları üzerinden karamsarca değerlendirerek sokaklara çıkmış iken, onlara yüklenebilecek en ağır vebal ‘Sizler yabancı güçlerin piyonusunuz’ demek olur.

Bu gençlerin hepsine birden aynı ifadeleri kullanıp, daha düne kadar bu ifadelerin muhatabı olarak gördüğünüz DEM Partililere gösterdiğiniz hoş görü, doğal bir umutsuzluk kaynağı olabilir

Ama yine de kendilerini ifade etmek adına sokaklara çıkanlara kimlerin sahip çıkmadığı konusunda gençleri uyarmak gerek, ki geleceklerinden duydukları endişeyi büyütmesinler.

Bugün o çocukların da bayramı...

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız