Adaylar belirlendi mi?

İnanç Uysal

İnanç Uysal

Tüm Yazıları

Başkent’in, geride bıraktığımız hafta sonu ağırlıklı gündemi CHP olağanüstü kurultayı oldu. Aslında çok daha tartışmalı kurultaylarına alışkın olduğumuz Cumhuriyet Halk Partisinin içinde bulunduğu durumun "kol kırılır yen içinde kalır" sözüne uygun cereyan ettiğine şahit olduk. Bu durum bir tercihten çok, şu aşamada mecburiyet gibiydi. Muhalif seçmenin tamamını konsolide etme iddiası, partideki birlik ve beraberlik görüntüsüne sebep oldu belki. Lakin kendi içinde de “Şimdi zamanı mı?” eleştirilerinin yükselmesini engellemeye çalışan muhalifleri denklemin dışında kalamaya itti.

Milletçe birlik ve beraberlik içinde olmaya en çok ihtiyacımız olan şu günlerde atasözümüzü söyleyebilmek adına önce parti içinde birlik ve beraberlik içinde olamaya gayret etti CHP’liler. Neticede bir olağan üstü kurultaydı ve Özgür Özel’e olağan kurultaya kadar önemli bir kredi açıldı.

Tansiyonu oldukça yüksek bir kurultaydı. Özgür Özel, o havayı kurultay salonu dışına çıkartmayı da başardı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kurultayda "Türkiye'yi cunta yönetiyor!" şeklindeki sözleri ortalığı iyice alevlendirdi. AKP tarafından özellikle bazı isimlerin bu sözlere beklenen tepkiyi vermesi ile de karşılıklı bir mütekabiliyet oluştu.

Bu tepkilerin özellikle ikisi çok önemli idi, birisi görevde olmamasına rağmen birçok AKP’linin arkasından neredeyse ağıt yaktığı Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, diğeri ise tam olarak hangi sebeple olduğu bilinmese de yine AKP’lilerin kahramanı Hakan Fidan.

Bu iki ismin de verdikleri son derece üst perdeden tepkiler dikkat çekerken, burada önemli olan iki isimden Süleyman Soylu’nun uzun süredir suskun olması, Hakan Fidan’ın da genelde bu konulara girmeyerek siyaset üstü bir tavır göstermesi. İşte her ikisi de burada yeniden siyasetin en önemli bileşenlerini hatırlatmak durumunda hissettiler kendilerini. Süleyman Soylu, "İngiliz Özgür, iyi dinle! Siz, büyükelçiliklerde daha iki yıl önce devletin kayıtlarına girmiş anlaşmalar yapıp mandacılığı kabul ederken, Koca Reis bu millet adına bütün dünyaya meydan okuyordu. Sizin tarihiniz; kirli planlar, karanlık iş birlikleri ve kanlı darbelerle örülmüş bir Batı uşaklığıdır" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğundan beri onca dış politik çıkmazlarımıza ve sorunlarımıza rağmen henüz kerameti belli olmayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan.

İç siyasi tartışmalardan ısrarla uzakta duran Hakan Fidan, içinden herhalde “zaman bu zaman” demiş olacak ki, Özel’i yabancı basına verdiği demeçler nedeniyle eleştirerek "Artık haddini bil!" dedi. Fidan'ın X hesabından yaptığı açıklamadan bazı satırlar şöyle:

Meşruiyeti sandık dışında arayan, siyaseti sokakta dizayn etmeye çalışan Özgür Özel’dir. Haftalardır dış güçlerden medet uman, “terk edilmiş hissediyoruz” diyerek yabancı başkentlerden destek dilenen Özgür Özel’dir. Yolsuzlukla ilgili bir davadan kahramanlık hikayesi çıkarmaya çalışan Özgür Özel’dir.

Buradan bakınca bu iki isimin cunta ifadesinden alındıkları gibi bir sonuç çıkabilir ama öyle değil diye düşünüyorum. Alınganlık etmeleri gereken başka zamanlar ve konular da oldu ama onları es geçmişlerdi. Şu anda ise iklim "CHP’nin adayı kim olacak ve Erdoğan sonrası AKP’nin ya da Cumhur İttifakı'nın adayı kim olacak?" noktasına kilitlenmiş durumda.

Güvenlik bürokrasisine son derece hakim bu iki isim, Avrupa’nın ve dünyanın da Türkiye’ye bakışını son derece doğru analiz edebilecek iki isim. O sebeple de şu an bir adaylık tartışmasına girmeleri mümkün olmasa da Erdoğan sonrası hazırlık yapmalarından daha normal bir şey olamaz.

Asıl enteresan olan iki santrforu olan teknik direktörün sahaya kendisinin çıkması gerektiğine ikna edilmiş gibi görünmesi. Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu davası nedeni ile partide oluşan birlik beraberlik görüntüsünü genel başkan olarak kullanmaya en büyük aday gibi görünüyor.

Dahası CHP medyasına yön veren birçok isim de Ekrem İmamoğlu’nun adaylık konusunda bir engelleme yaşaması durumunda doğal adayın Özgür Özel olması gerektiğine dair yorumlar yapıyor.

Bu durumda diğer santrforu yok saymak için şartlar uygun demek ki. Böyle bir durumda anketlerde en yüksek oyu alan Mansur Yavaş aday yapılmaz ve muhalefetin tamamına "Özgür Özel’e oy vereceksiniz" denirse bugün yazdığım bu yazıyı hatırlatacağım CHP'ye.

Bu durum CHP adayının oluşma şekli açısından defalarca altını çizdiğim en uygun rakibini kendi belirleme stratejisini hatırlattı da bana.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız