Erol Tosun

Erol Tosun

Devletimizden sosyal yardım alanlar 1 yılda yüzde 100 artmış

Sevgili okuyucularımız; sizlere daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ülkemizin gündemine ışık hızında olursak ancak yetişiriz. Ancak gücümüz oranında ülkemizde yutturulmaya çalışılanı değil; ülkemizin gerçek ve yaşanan gündemini özel çabalarımızla dile getirmeye çalışıyoruz.

İdare edenimiz başta olmak üzere hükümet edenlerin hepsi ‘uçuyoruz, kanatlanıyoruz, zenginleşiyoruz, uzaya çıkıyoruz’ demişlerdi. Daha düne kadar ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ da diyorlardı. Kıskanma ne ki Avrupalılar kıs kıs değil, yüksek sesle haykırarak gülüyorlar acınacak halimize. Avrupa’ya kafa tutunca bizimkisi Hacı Bayram Camisi’nde zekât toplayıp, Kocatepe Camisi’nde sadaka dağıtmaya benziyor desek o da değil. Ancak; ülkemizde yoksulluk değil, derin hem de çok derin yoksulluk yaşanıyor. Esaslı gerçek durumumuz yoksullukla özetlenir.

85 milyonun 60 milyonu yoksul, çok geriye gitmeye gerek yok, Eylül 2022’de sosyal yardım alan ailelere 340 milyon TL yardım parası ödenirken, 2023 yılında bu yardım 579 milyon TL olmuş neredeyse yüzde 100. Bu rakamlar bile bize fakirliğin ve muhtaçlığın ülkemizde pik yaptığını göstermiyor mu sizce de?

Yazının Devamı

Öğrenciler aç, siz tıksırıncaya kadar yeme derdindesiniz

Dünyadaki ülkeler arasında her türlü israfta, şatafatta önde olduğumuz ülkemizde, yeni öğretim dönemi başladı, okullarımız açıldı; ancak dertle, sıkıntıyla açıldı.

20 milyona yakın öğrencimiz eğitime başladı. Ancak daha eğitim döneminin 1 ayı dolmadan yaşananların kısa özeti;

Giyim, kuşam pahalı alınamıyor.

Yazının Devamı

Müslüman memleketimizde ayrıcalıklı babalar ve evlatlar saltanatı

1. AKP Tokat Milletvekili Bekir Sobacı (Oğlu: Mehmet Zahit Sobacı-TRT Genel Müdürü)

2. AKP eski Gn. Başkan Yrd. Hüseyin Tanrıverdi (Oğlu: Ömer Faruk Tanrıverdi-TRT Gn. Md Yrd.)

3. Eski Çalışma Bakanı Vedat Bilgin (Oğlu: Oğuzhan Bilgin-TRT Yönetim Kurulu üyesi)

Yazının Devamı

Fakirlik en yükseklerde, vatandaşın derdini dinleyen yok

Sevgili okuyucularımız; sürekli vatandaşların arasındayız. Yolda, otobüste, parkta, apartmanda hiçbir yerde vatandaşın halini iyi görmediğimi gözlemliyorum. Konuştuğumuz, görüşüne başvurduğumuz psikologlar da aynı şeyi söylüyorlar.

Toplumda insanlar ciddi geçim sıkıntısı yaşıyorlar, bu sarsıntıya dönüşecek. Toplumun bu kanayan yarası kimsenin umurunda değil!

'İdare edenimiz'in TV‘lere, gazetelere pembe gözlük taktırması, masal anlattırması da artık pek inandırıcı gelmiyor insanımıza, çünkü anlatılana değil yaşadığına bakıyor vatandaş;

Yazının Devamı

Halıya basma, boğazımıza basabilirsin

Halıya basılmaya itiraz eden; kendi üzerine basılmasına, açlıktan nefesinin kokmasına neden olana, soğana muhtaç edene, pahalı mazot, gübre nedeniyle tarlasını ektirmeyene, sağlıklı gıdaya ulaştırmayana, eğitimde fırsat eşitliği yaratamayana, en iyi sağlık hizmeti alamamasına, yüksek enflasyon altında inlemesine niye itiraz etmez? Niçin hakkını aramaz?

Bu konuda kesinlikle tek üniversite yetmez, onlarca üniversite tez yazmalı, onlarca psikologlar, sosyologlar görevlendirilmeli…

Gerçekten emekli geçinemiyor, kiracı kirasını ödeyemiyor, memur kredi kartı ile yüksek faize rağmen kendini batağa sürüklüyor, ev hanımı çocuğuna eksiksiz beslenme çantası hazırlayamıyor, yevmiye ile çalışan günü yavan halk ekmekle geçiriyor, iş arayan cebinde yol parası olmadığı için kilometrelerce yaya yürüyor, üniversite öğrencisi tek öğünle açlıkla savaşıyor, çocuklar süt, et, sebze, meyve yüzü görmüyor, büyükler ‘canım çekti bir salkım üzüm alamadım’ diye TV ekranlarında ağlıyor, gençler ülkeden ümidini kesmiş yurt dışına kapak atma derdine düşmüş.

Yazının Devamı

CHP’de değişim isteyenler kimler ki?

Partilerde değişim nasıl olur? Yenilenme nasıl olur? Mutlaka olmalıdır da olacaktır da bu hayatın olağan akışına uygun. Hele de bu teknoloji çağında, olmazsa olmazdır değişim. Ancak ve ancak; bu değişim, yenilenme, adına ne dersek diyelim yeni projelerle, yeni insanlarla olur. En azından bilimsel açıklaması budur.

-Ama maalesef; CHP’sinde değişim isteyenlerin hepsi; yönetimde uzun süreler görev ve sorumluluk almışlar, uzun süre milletvekilliği yapmışlar, 'eskimişler', yani yeni değiller ki önerileri ve gerekçeleri kabul görsün!

-Bize göre değişmesi gereken bu eski, epeski 3, 5, 7 dönem milletvekilliği ve uzun süre parti yöneticiliği yapan 'sözde değişimcilerdir.'

Yazının Devamı

Yerli beyaz ay çekirdeğimiz yok, ithal siyah çekirdek verelim

Sevgili okuyucularımız; yerli ay çekirdeği almak için kuruyemişçilere uğradığınızda aynen başlığımızdaki gibi söylüyorlar. Orta Anadolu’da ‘şemşamer’, bazı bölgelerimizde ‘gündoğdu’, bazı bölgelerimizde ‘ayçiçeği’, bazı bölgelerimizde de ‘çekirdek’, ‘çitlek’ diye bilinen ayçiçeği de ulaşılamayan ürünler arasına girmiş. Bütün bunlar tarım ülkesinde yani ülkemizde yaşanıyor. Ülkemizin dört bir yanında üretmeye uygun milyonlarca dönüm ayçiçeği tarlası var, ancak ne yazık ki kuruyemişçilerde beyaz ay çekirdeği yok, bolca Amerika’dan ithal siyah çekirdek var. Özellikle mi yapılıyor anlamak mümkün değil.

Kuruyemişçilerde olmayan, o zaman ayçiçeği fabrikalarında da olmaz. O zaman işimiz bitik demektir. Çocukluğumuzda ne güzel tarlalarımız bereket fışkırırdı, kendi kendine yeten bir ülkeydik, bütün tarım ürünleri yeterince bulunurdu.

Üretilen satılır. Tohumluklar ayrılır, ev halkı için evlerin kilerinde saklanan kışlık erzaklar arasında ay çekirdeği de mutlaka olurdu.

Yazının Devamı

17. defa pişmanım, vermedim, oyaladım (OVP)

Sevgili okuyucularımız; inanın idare edenimizin programlarını ve tutmayan vaatlerini yazmaya yetişemiyoruz. Bırakın bizi ışık hızı bile yetişemiyor. Onun için de gördüğünüz gibi terse çevirerek attım yazımızın başlığını; 22 yılda 17. defa OVP açıklanmış, hiç birisi de tutmamış. Yani neredeyse her yıl dinlediğimizle baş başa kalıyoruz. Sayfalar kolay yazılıyor kopyala yapıştırla. Yeni OVP’miz tam 76 sayfa. Ancak sonucu daha bugünden görülüyor ki önceki yıllarda açıklanan OVP’lerden daha olumsuz olacak; şahit olacağız.

OVP’yi Maliye Bakanı’nın ‘süslük’ gibi oturduğu salonda Cumhurbaşkanı açıklıyor. Merkez Bankası Başkanı ise arka sıralarda seyrediyor.

İdare edenimiz, piyasaya ‘ipler benim elimde’ mesajı veriyor. Buraya kayda geçsin diye yazıyorum, idareciyim, araştırmacıyım, okuduğunu anlayabilenim ama kesinlikle ekonomist değilim. Ona rağmen bu program tutmaz tutmayacaktır diyorum. Ömrümüz yeterse yaşayıp hep birlikte göreceğiz.

Yazının Devamı

9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 101. yılı

Sevgili okuyucularımız; yazılarımda güncel yaşamımızda karşılaşılan sıcak sorunlar başta olmak üzere ülkemiz için altın değerinde olan tarihleri de unutturmamaya, hafızalarımızda yeniden canlandırmaya gayret ediyorum.

Takvime baktığımızda her günün sıradan bir gün olmadığını, ayrıcalıklı günlerin de özellik ve önem arz ettiğini bilerek ve detaylı araştırarak, sizlere kanıtları ile aktarmaya çalışıyorum. Araştırıyorum, kaynakçaları karşılaştırıyorum ve yazımızı öyle kaleme alıyorum. Kısacası çalakalem yazmıyorum.

-Yani sizlerin özellikle tarihi ve kurumsal yazılarımız başta olmak üzere bütün yazılarımı üzerinde titizlikle çalışarak, yazdığım konunun uzmanlarından görüşler alarak kaleme aldığımı bilmenizi isterim.

Yazının Devamı

TMO’yu bir yazdık, binlerce çiftçinin ahlarını dinledik

Sevgili okuyucularımız; yaklaşık 15 gün önce Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile ilgili bu köşede yazmıştım. Yazımızdan sonra ülkemizin dört bir yanından geçimini topraktan sağlayan yüzlerce çiftçi, köylü aradı, dert yandı bir tane de olsa Ziraat Odası yöneticisi aramadı.

-Kimisi TMO önünde traktörünün üzerinden, kimisi boşalmış ahırından, kimisi tarlasında sap toplarken, kimisi Tarım Kredi Kooperatifi önünde borç faizi hesaplatmak için beklerken, kimisi Ziraat Bankası borcu nedeniyle veya veresiye aldığı mazot zamlarından daha fazla etkilenmemek için ineğini satarken, kimisi de borçları nedeniyle ürününü yok pahasına tüccara satmaya giderken aradılar. Hepsi dertli, hepsinin sorunları farklı farklı ancak hepsi de çözümü tek olan sorunlar.

-Yozgat’tan, Konya’dan, Çorum’dan, Mardin’den, memleketim Kırşehir’den Anadolu’nun buğday ambarı Boztepe ilçemiz başta olmak üzere bütün ilçelerimizden arayanların hepsinin derdi ortaktı; ‘TMO, geç ödeme, randevu gibi nedenlerle çiftçiyi tüccara mahkûm ediyor, tüccar da ürünü ucuza alıyor’çığlığı idi;

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanı kalkan balığı seviyormuş!

Sevgili okuyucularımız; bu güzel ülkemiz o kadar ilginç şeyler yaşamamıza sebep oluyor ki gündemimiz her saniye değişiyor maşallah. Taraftar kanallar, 24 saati 48 saat yaparak CHP öncelikli olmak üzere muhalefeti tartışsalar da sokakta, evde, çarşıda, pazarda, otobüste vatandaşın soluk aldığı her yerde gerçek gündem ekonomi, geçim derdi geçim…

-1 Eylül’de balık mevsimi başladı. Her yerde konuşmayı ihmal etmeyen Cumhurbaşkanı, yeni av sezonunun açılışında yaptığı yüksek ufuklarla dolu konuşmasından sonra yürekli ve cesaretli bir gazeteci tarafından sorulan ‘hangi balığı seversiniz?’ sorusuna yanıt verdi. Yani bu çok zor soruya verdiği cevaplarda; araya fakirin balığı olan hamsiyi de (onun da kilosu 150 TL) ‘içine sos yaparak kızacaksınız ama’ diyerek, KALKAN balığı sevdiğini açıkladı. Estağfurullah niye kızalım karnımız aç olarak alkış tutarız, siz yüce keyfinizi bozmayın lütfen. Kalkan balığının kilosu 2000 TL. Bir kalkan 12000 TL 6 kilodan hesaplarsak. 6 kg’dan fazla gelirse 2 asgari ücret ediyor neredeyse, Cumhurbaşkanı maşallah hiç ucuz şeyi yemiyor, gıdasına dikkat ediyor. İyi beslenmesi için “ot reklamlarının aranan adamı” olan Profesör Başdanışmanı bile var. Manda yoğurdu, ejder meyveli smoothie, kilosu 400 TL olan Medine hurması, kilosu 1000 TL’den başlayan kestane balı, zencefil şerbeti, dut pekmezi, yulaf ezmesi. Cumhurbaşkanı’nın beslenmesine ayda sadece 3 defa yiyebilmek için 2 asgari ücret harcamak gerekiyor. Diğer 27 gün salçasız makarna ve kuru ekmek yesek sadece 4 kişilik bir aileye 1 asgari ücret daha eklememiz gerekecek. Bu sadece yemek; barınma, elektrik, su, ısınma, yol giderini de kattığımızda ortalama bir evin geçimi için 6 asgari ücret yetmiyor. Ancak; sağ olsun Cumhurbaşkanı bizi hayal âleminde bile olamayacak, rüyada bile görülmeyecek yeme, içme, beslenme tarifleriyle avunduruyor. Açlıktan başı dönen Necip Halkımız da soğan ekmeği bile bulamayarak da olsa kendilerinden dualarını ve yüksek oranda oylarını esirgemiyorlar.

-Böyle seçmeni kim bulsa başının üzerinde taşır. Cumhurbaşkanı, bu güzel yemek tarifleri ve zatıalilerinin yedikleri ile gururlanan ekmeği bile zor bulan vatandaşı ile ne kadar övünse az. Her birinin açlıktan guruldayan karınlarını da gösteren heykellerini diktirmeliyiz ki gelecek nesillerimize örnek olsun ve unutulmasın diye. Hatta her ay “Açlıktan Karnı Guruldayanlar Bayramı” yapılarak bu heykellerin önünde saygı duruşları da yapılmalıdır.

Yazının Devamı

Düşmana göstermelik hakem (emredin) kurulu

Sevgili okuyucularımız ülkemizde gündem ve yazı konusu o kadar çok ki yazmaya yetişemiyoruz Allah bileğimize ve beynimize güç versin. Bu güzel ülkemizde bu canım memleketimizde memur ve memur emeklileri hakkını yalancı pehlivan olarak savunacağını söyleyen, ancak baş yandaşlar olarak şatafatlı makamlarda oturan, uygulamada ise ancak iktidarın çantası olabilen sendikalarımız var.

-Bu baş yandaş çanta gibi, evrak gibi kolaycacık elde olan sendika(cık)lar tam bir aydır oturuyorlar deri koltuklarda kahve, çay, pasta, yemekler 1, 2, 3, 4 ,5 toplantı, toplantı derken sonuç "Teklif ettik, teklif verdik, geldik, oturduk, gittik"le bitiyor. 100 TV kanalı haber yapıyor, kameralar, ışıklar aman da aman ne şaşalı toplantılar sonuç kocaman (O) SIFIR.

-Eee ne oldu hani sendika vardı? Memur ve emeklinin hakkını savunacaklardı. Sekreter baka(n)mıyan yanında el pençe divan sonuç yine sıfır.

Yazının Devamı

Ankara'da Meral Abla ve Mansur Yavaş el güçlendirme telaşındalar

Sevgili okuyucularımız; bildiğiniz gibi biz her gördüğümüzü aynen, hiç eğip bükmeden, bildiklerimizi size olduğu gibi yansıtmaya, herkese eşit mesafede durarak yazmaya çalışıyoruz.

Ayrım yapmadan objektif bakışımızı önceliyoruz. Partimizi, partililiğimizi değil, gerçekleri yalın ve tarafsız bir şekilde sizlere yansıtma derdindeyiz. Yazılarımızın tamamını gözden geçirdiğinizde bunu da bariz şekilde fark edersiniz. Bu nedenle yazılarımıza ilginizi biliyorum ve yazılarımızı okumadan geçmeyerek memnuniyetimizi, mutluluğumuzu ve sorumluluğumuzu artırıyorsunuz, ayrıca gazetemize gösterdiğiniz ilgi nedeniyle internet ortamında Ankara’nın en fazla ziyaret edilen gazetesi olmamızı sağladığınız için de yöneticilerimiz adına teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu İYİP Genel Başkanı Meral Akşener bir açıklama yaptı ki; Vatandaşı bu kadar yüksek beklentiye hazırladıktan sonra hayal kırıklığı yaratan, süresi uzun, içeriği hiç anlam ifade etmeyen, içi boş laf salatası olan bir konuşmaydı. Özeleştiri varmış gibi yaparak ittifakın öteki partilerini, tabi ki CHP’si en başta olmak üzere suçlama, kendi partisinin aşağı doğru ivme kazandığını görünce hemen bir suçlu ilan etme telaşıydı. Naiflikte ve kibarlıkta rekor kıran CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nu yersiz, mesnetsiz şekilde tek suçlu ilan etme acizliği ve iftirasıydı, CHP’sine bizimle pazarlığa girmek zorundasınız kurnazlığı idi. Gelelim Mansur Yavaş’a oda aday olmak istediğini açıkladı. Mansur Yavaş’ın derdi de özetin özeti olarak; CHP’sine bana mahkûmsunuz, benden başka kimseyi aday yapmaya kalkışmayın, yine davul sizde, çomak bende olsun, dün olduğu gibi sizin sırtınızdan, sizin emeklerinizle gelirim ama yeni bir (Y.A.) daha bulurum onunla Belediyeyi idare ederim siz sadece uzaktan seyredin, işime karışmayın ben yine sizi ve bana sahip çıkan kitlenizi görmemezlikten geleyim, işime devam edeyim derdinde... Ancak arap uyandı Mansur Bey haberiniz olsun. CHP‘si size karşı pilavı üfleyerek yiyecek hazırlıklı olun, bu birincisi. İkincisi ve en önemlisiyse CHP’si size hiç de mahkûm değil. Süreç içerisinde CHP’nin öz evlatları arasından başka adaylarda çıkacaktır. Erkenden el yükseltme telaşınızın herkes farkında. Bizden hatırlatması! Yani adaylık çantada hazır değil, suyun altından çok şey geçecek bunu bilin; Kurum olarak CHP’sinin, oy verenler olarak da CHP’lilerin bu sefer aldanmalarını beklemeyin, velev ki aday oldunuz ve kazandınız. Bu etaptan sonra sizin hayatında belediyenin önünden geçmemiş, yolda bulduklarınızla belediye idare etmenize müsaade etmezler. Bunu not almanızı tavsiye ederiz. …!
Yazının Devamı

İdare edenimizin seçim ayarlı nass modeli, Çin modeli

TÜRKİYE YÜZYILI HERYERDEN PATLADI FATURA 85 MİLYON’A

Kıymetli okuyucularımız;

Ekonomiyi iyi bilen “İdare edenimizin” Ekonomi bilgilerini aktaran ve dersler çıkarmamızı sağlayan devamlılık arz eden konuşmalarından bir kaçı, hepsini yazarsak sayfalara kesin sığmaz, saatlere zaten yetmez sadece bazı kısa, kısa örnekler vereceğim;

Yazının Devamı

Mansur Yavaş’a CHP tabanı da tavanı da soğuk

Hem 2014 de, hem de 2019 Yerel Seçimlerinde CHP’sinin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması için bizzat içerisinde bulunduğum Ankara’da siyaset yapan fedakâr CHP’li arkadaşlarımızla birlikte hem tabanda hem de tavanda olağanüstü çaba gösterdiğimiz Mansur Yavaş’ın işi yeniden CHP’den 3’üncü dönem aday olması ve seçimi kazanması için bu dönem gerçekten işi zor, hem de çok zor gözüküyor.

*Çünkü; objektif olarak baktığımızda CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu hariç CHP’de Mansur Yavaş’ın adaylığını isteyene pek rastlamadık desek tam yeridir.

Nedenlerine gelirsek;

Yazının Devamı

1922’den 2023’e bağımsız vatan olmamızın 101. yılı kutlu olsun

Büyük Taarruz’un 101. yılını gurur ve coşkuyla kutlayacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk milletine özgürlük ve bağımsızlık yolunda var ettiği bu destanı siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istedim.

BÜYÜK TAARRUZ;

1-1918-1922 yılları arasındaki emperyal devletlerin topraklarımıza işgalini sona erdiren destandır.

Yazının Devamı

Ey vatandaş 2023 bitti, 2071’den vazgeçtik, size 2053 bari verelim

*İdare edenimiz hiç bir vaadini gününde yapmadan sürekli hizmet hedefinin tarihini değişiyor.

Allah ömür verirse dünya da batmazsa önümüzde yeni yıllar çok. Takvim yaprakları sınırsız. Sürekli tarih değiştirerek vatandaşı şaşı hale getirdiniz. Biz hepimiz bir saat sonrasını göremiyoruz ey İdare edenimiz...

1. İnsanlar açım, kiramı ödeyemiyorum diyerek bakanlık önünde kendini öldürmeye kalkışıyorlar.

Yazının Devamı

Hayat pahalılığı bunalttı çok doğru, küresel kriz hikâye bile değil

*Dünyadaki 197 ülkenin bizim sadece ve sadece Temmuz 2023’de yaşadığımız enflasyon 135 ülkenin tamamında ancak 1 yılda yaşanıyorken, *Dünyada gıda fiyatları % 23 geriliyorken, *Ülkemizde ise fiyatlar 35 aydır (yaklaşık 3 yıldır) ürününe göre 3 kat, 5 kat artıyorken, *Benzin ve mazot fiyatları 14 Mayıs'tan bu yana 93 günde % 110 artmışken, *Kirada oturan milyonlar % 500 kira artışları nedeniyle mahkemelerde sayısız davalar açarlarken, kiracı ve ev sahipleri düşmanca hislerle ve husumetle birbirlerini öldürürlerken, *Her üründe fiyat artışının ana unsuru akaryakıt zamları devam ederken, *Ailelerin okul masrafları % 300 artmışken, enflasyonla mücadele rüya bile değil, *Her şeyi bilen idare edenimiz, hayat pahalılığının insanımızı bunalttığını söyledi.

Dün bu kocaman harflerle altına imza atılacak derecede doğru hem de çok doğru ancak; *Her gün, her gün sürekli tekrarla söylenen ülkemizin küresel krizlerinden etkilendiği kocaman bir masal, hem de uydurma bir masal çünkü biz bu ülkede yaşamımızı idame ettirmeye çalışan insanlar olarak 22 yıldır aralıksız dinliyoruz bu masalı binleri bulan sayıda hem de 100 TV kanalında, yüzlerce patenti eksik taraftar basında, on binlerce vergilerimizden maaşlı trollerin klavyelerinde; *Dünyada şu an Türkiye’dekine benzer bir kriz ve hayat pahalılığı yok. Vallahi de billahi de.*Yaşanan krizin tek nedeni idare edenimizin “Her şeyi sadece ben bilirimin bomboş İnadıdır.”

*Bu ülkeyi yönetenler bir şey beceremiyorlar sonrada dış güçler bizi vuruyor masalına araştırmadan, soruşturmadan hemen (Şakkadanak) ekonomi yazarı olduğunu iddia eden şahıs gibi bizlerden de hemen bu masala inanmamızı bekliyorlar.

Yazının Devamı

Toprak Mahsülleri Ofisi tarımı mahveden olmamalı

13.07.1938 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 24.06.1938 tarih ve 3491 sayılı kanunla sermayesinin tamamı devlete ait olarak Ulu Önderimiz Atatürk tarafından hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyan bir fiyat politikası izlemek üzere “Ofis çiftçinin kara gün dostudur” diyerek kurulan bir İktisadi Devlet Kuruluşudur.

Kuruluş amaçları arasında;

Tarımsal Strateji planları hazırlama,

Yazının Devamı

Şehir Hastanelerinin Başkent’imizde yuttuğu merkezi hastaneler ve tedavisizlik

1-Asırlık Numune Hastanesi, 2-Türkiye’nin gözbebeği Yüksek İhtisas Hastanesi, 3-SSK Gazi Fizik Tedavi Hastanesi, 4-Zekai Tahir Burak Doğumevi Hastanesi (Büyük Doğum), 5-Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesi, 6-Sami Ulus Çocuk Hastanesi, 7-Askeri Mevki Hastanesi, 8-Ulus Rüzgârlı SSK Hastanesi, 9-SSK Ulucanlar ihtisas Göz Hastanesi, 10-Sıhhiye KIZILAY Hastanesi, 11-Sıhhiye Belediye Hastanesi, 12-Bilkent Atatürk Hastanesi, 13-Ankara Fizik Tedavi Hastanesi

Tam 30 adet en az 150 bin nüfusa hizmet veren semt poliklinikleri olmak üzere toplamda tamı tamına 5 bin 645 yatak kapasitesi yok edildi, mahvedildi, malzemeleri çöp, binaları da insan olanın içini acıtan mezbelelikler oldu. Başkent'imiz Ankara'da kapatılan semt poliklinikleri insanların iş ve evlerine yürüyüş mesafesinde ve çok yakındı masrafsız çok kolay ulaşılan yerlerdeydi, hastanelerdeki yığılmayı da önleyen ön hizmet yerleriydi. Kapatılan şehir merkezindeki hastanelerin ise hemen hemen hepsi de insanların tek dolmuşla veya otobüsle Ankara'nın çoğu yerinden ulaşabileceği hastanelerdi, kendi dallarında ihtisaslaşmış, uzmanlaşmış hastanelerdi.

İngiltere’nin, Almanya’nın yıllar önce vazgeçtiği sadece müteahhidine kazandıran bir ucube sistem olan hasta garantili (para) uygulamasıyla maalesef ülkemizde yaşayan herkese maliyetinin onlarca katıyla yansıyan bir garabet bu şehir hastaneleri, idare edenimiz büyük hizmet diye yutturacağı senede 100 sayfalık kitabı bırakın 8 sayfalık bir gazete dahi okumayan, araştırmayan kulak dolgusu fısıltılarla üretilen yalanlara daha fazla inanan, biat eden, her şeye "çok şükür" diyen halkı da buldu ki durdurabilene aşk olsun.

Yazının Devamı

Turizm s.o.s veriyor oteller boş, limanlar boş teknelerle dolu, esnaf iflasta

Doğası, kültürü, tarihi güzellikleri ile dolu dolu olan ülkemizin 2023 turizm mevsimi kötü, hem de çok kötü geçiyor bir ümidimiz vardı; turizm geliri olur muydu acaba dedik. O rüyamız da başka bahara kaldı. Akaryakıt zammı iç turizmi etkiledi, tam kalbinden vurdu. Sağlığa zararlı olan alkole yapılan astronomik zamlar başta olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksekliği de yabancı turisti hem de yerli turisti etkiledi. 4 kişilik bir sofra Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adasında 870 TL iken 8 deniz mili uzaklığı olan yanı başındaki Bodrum’da 1870 TL’ye kuruluyor. Turist nereye gelir söyler misiniz?

Eskiden kurvaziyer gemiler gelince esnaf bayram ederdi, şimdi bu gemilerin hem sayıları azaldı hem de bu gemiyle seyahat edenler eskisi gibi alışveriş yapmıyor, gemi içerinde her şey dahile devam ediyorlar. Yerli ve milli turizmimiz ele iyi, yerli halka çılgın dövizle deli hale gelmiş gibi gözükse de veriler bunu doğrulamıyor. Turist başka ülkelere kayıyor. Turizmde asıl mesele turistin günlük harcamasıdır. BDDK yurt dışında kredi kartı harcamasına niye taksit yasağı getirdi sanıyorsunuz çünkü Ülkemize gelen Turist sayısı %17 artmış, gelirimizde %27 artmış. Ancak; bizden yurtdışına gidenlerin sayısı %72, giderlerimizde %67 artmış bu neyi gösteriyor gelenden çok giden var, çünkü yerli insanımız içinde yurt dışı memleketinden daha ucuz Antalya’yı Mısır’ın Şarm El-Şeyh’ine kaptırdık. Bodrum’u Yunanistan’ın Kos’una kaptırdık. İspanya, İtalya, Mısır, Yunanistan bizden daha fazla tercih edilen ülkeler haline geldi.

Tabiat ve doğal güzellikleri için değil, bizden daha ucuz fiyatları nedeniyle maalesef nasıl oldu derseniz her şey ateş pahası sadece bize değil dövizi kıymetli olanlara da pahalı, maliyetler pahalı, onun için fiyatlarımızda astronomik tabii ki Turizm Bakanı açıkladı: 5 yıldızlıyı tercih eden, 4 Yıldız’a, 4 Yıldız 3 Yıldızı tercih etmeye başlamış, 15 gün kalan, 10 güne indirmiş, 10 gün kalan 7 güne indirmiş kalış süresini, biz demiyoruz bunu, her yerde otelleri olan bakan söylüyor yani muhalefet lafı değil işin içinde olan bizzat kendi söylüyor. Bu durum anlatıyor ki bu sene için beklediğimiz 56 milyar dolar turizm gelirlerinde, taş çatlasa 30 Milyar dolara ancak ulaşacağız otellerin doluluk oranı düştükçe işsizlikler artacak, otellere erzak temin edenler aylık değil günlük tahsilata başladılar bu gidiş turizm için hiç de iç açıcı olmayan tehlike çanı, iç karartan bir durum kafamızı nereye vursak, nerede yanlış yaptık onu bulsak, çözüm olur mu bilemem! ancak bu bakış açısıyla yaya kalacağımız bariz şekilde ortada, turist başka ülkelere kayıyor acı gerçek bu ülkemiz için çözüm:

Yazının Devamı

27. ay: Sebep faiz, sonuç enflasyon rüyasına yatırıldık

Kaybeden gariban oldu, kaybeden işçi oldu, kaybeden emekli oldu, kaybeden çiftçi oldu, kaybeden dar gelirli oldu, kaybeden iş arayan oldu, kaybeden öğrenci oldu, kaybeden küçük esnaf oldu. Yani toplumun geliri düşük olan veya hiç olmayan kesiminin hepsi istisnasız kaybetti, kimi işini kaybetti. Kimi tarlasını ekemedi, zar zor, borç harç ekebildiyse, gübre atamadı, ilaç atamadı, neticesinde verim olmadı.

Kimi okulunu bıraktı veya dondurdu, açık lise modası ile eğitiminden oldu, kimi kirasını ödeyemedi, kimi zorunlu gıdasını temin edemedi, kimi zorunlu ve insani kullanım olan elektrik, su, doğalgazını ödeyemedi, kimi dükkanına kilit vurmak zorunda kaldı, iflas etti ekmek kapısını kaybetti. Ayakta kalmaya çalışan işletmeler ise dişinden, tırnağından artırarak kötü günler için sakladığı birikimlerini, malını, mülkünü sattı, altınını bozdurdu, birçok büyüklü, küçüklü işletmeler de krizden kurtulmanın yolunu işçisini çıkararak çözmeye çalıştı.

Peki, kimler kazandı? Dünyanın hiçbir yerinde olmayan sadece ülkemize has Kur Korumalı Mevduat icadı ile bir avuç bankada parası olan kazandı. Kur artışı ve faizden hem de çifter, çifter kazandılar, borsadaki havadan para koklayanlar kazandı. Bankalar kazancına kazanç ekledi (Kamu bankaları hariç). 3-5 yerden sizin, bizim, hepimizin kesesinden kamuda bedava yüksek yüksek bedavadan huzur hakkı alarak parasına para katan, ülkemize hiç hayırlı bir şey katmayan özel ayrıcalıklı atanmışlar kazandı. Maliyetin kat be katını yerli ve milli Türk mahkemelerinden değil de İngiltere Londra mahkemelerinden garantili köprü, hastane, havaalanı, demiryolu yapan ve ödemelerini dövize endeksli alan bir elin parmakları kadar müteahhitler kazandı.

Yazının Devamı

Lamı, cimi yokmuş, seçim kaybedilmiş, tünaydınlar!

İYİP Genel Başkanı Sn. Meral Akşener evvelki gün seçimden sonra ilk defa konuştu; Türkiye Cumhuriyeti tarihimizde hepimizin, ülkemizde yaşayan bütün vatandaşlarımızın küçükten büyüğe her bireyimizin geleceği için; 100 yılın en hayati öneme haiz bir seçimiydi 14 Mayıs 2023 seçimleri. Bu seçimden siyasi tarihimize ışık tutacak çok çok önemli notlar da çıkardık. Bunları sırası geldikçe yazıya dökeceğiz elbette.

Bu tarihi seçimin siyasi tarihimize şahitlik etmek için notlarını özenle aldık hem milletvekili adayı olarak bizzat sürecin içerisinde olduğumuz için net olarak gördüklerimizden, bizzat yaşadıklarımızdan, hem de araştırmacı bir yazar olarak objektif nesnelere dayandırdığımız gözlemlerimizle birlikte süreci değerlendiriyoruz desek tam da yerindedir.

Ülkemizde ve Başkent Ankara’mızda seçim afişleri ile ilgili yansız, tarafsız önemli tespitlerimiz var, onları izah edeceğim siz kıymetli okuyucularımıza ve siyaset yapanlara ve gelecekte siyaset yapmayı düşünenlere. Bizim de CHP’sinden 28 .Dönem Ankara Milletvekili Adayı olma onuruna eriştiğimiz Başkent Ankara’mızda bilboard ,refüj , direk, altgeçit, üstgeçit, köprü, bina ve benzeri yerlerdeki Işıklı, ışıksız bütün reklam aparatlarında diz boyu adaletsizlikler vardı ittifak adaylarının reklam görselleri arasında Millet İttifakı partilerinden Saadet Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi ortaklaşa girilen listenin görsele yansımasında üzerlerine düşeni bütçeleri oranında yaptılar, yapma gayreti içerinde oldular, en azından bekleneni yapmaya çalıştılar, bunu gördük. Ve fotoğraflarla da kanıtlayacak hale getirdik.

Yazının Devamı

Bodrum, 'Büyükşehir' olmalı

Bodrum sözde ve yasada ilçe ancak 40 ilden büyük, yaz nüfusu ise 20 büyükşehir belediyesinden büyük. 2014 yılına kadar bütün şehir olmadan 1-Konacık, 2-Bitez, 3-Ortakent, 4-Turgutreis, 5-Gümüşlük, 6-Yalıkavak, 7-Gündoğan, 8-Türkbükü, 9-Mumcular, 10- Yalıçiftlik olmak üzere tam 10 tane sözde kasaba olan ancak Türkiye'deki bir çok ilçeden çok büyük olan belde belediyeleri, belde belediyeleri birkaç istisna hariç Bodrum Yarımadası'na olağan olmayan zararlar vermiş. Çünkü bu belediyelerde yıllarca yeterli donanımda teknik eleman olmamış. Belediyede mühendis, mimar olmaması nedeniyle yapılması gereken belediye işleri teknisyenlere yaptırılınca, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri de ahbap, çavuştan oluşunca olan olmuş Bodrum'a maalesef.

Birinci ve en temel, en büyük yanlış burada turizm kenti olarak imar bütünlüğü, hizmet bütünlüğü oluşturulamamış 10 yıllarca, her belde ayrı, ayrı bakış açısıyla ve tam bir köy mantığı ile belediye değil sanki muhtarlık gibi idare edilmiş bu beldeler.

Uzun yıllarca alt yapı, üst yapı kesmekeş oluşturmuş güzide kent , dünya kenti olan Bodrum kasaba ve köy idaresi bakış açısıyla yönetilmeye çalışılmış en önemli dikkat çekilmesi gereken can damarı bir konu budur.

Yazının Devamı