Ünvanları büyük (sözde) hukukçular tek kul’dan korkup konuşamıyorlar!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasamıza göre ülkemizin en üst düzey karar organı olan Anayasa Mahkemesi, yani Bakanları, Başbakanı, Cumhurbaşkanını, yargı mensuplarını yargılama yetkisi olan en üst mahkeme olan, Anayasal Kurumumuz Anayasa Mahkemesi acımasızca eleştiriliyor. Üyeleri tehdit ediliyor. Çok büyük ünvanı olan hukukçulardan tek kelime ses ve yorum yok.
Yasamanın en büyük organı olan TBMM‘ni itibarsızlaştırmak için hadsizce talimat bile yazılıyor. Buna rağmen adeta hem kör, hem sağır olmuşlar. TBMM’nin onurunu koruması gereken mevcut Meclis Başkanı, "Karun’a terfi eden" Numan Kurtulmuş, yaşayan eski meclis başkanları, milletvekilleri, Eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç (ki bunlar aynı zamanda Bakanlık yapmış kişiler) Anayasa Mahkemesi Eski Başkanları Ahmet Necdet Sezer, Mustafa Bumin, Tülay Tuğcu, Yekta Güngör Özden, Eski Yargıtay Başkanları ve Başsavcıları, Üyeleri, Eski Danıştay Başkanları ve üyeleri, ülkemizde mevcut olan 100’e yakın hukuk fakültesinin dekanları ve öğretim üyeleri, ülkemizde iç hukuk yollarında en son merci olan ve bu ülkede yaşayan her canlıya lazım olan Yüksek Mahkeme topa tutuluyor, linç ediliyor.
Neden ve niçin konuşmuyorsunuz? Kimden korkuyorsunuz? Kimden çekiniyorsunuz? Anayasa Mahkemesinde raportörlük yapmış Osman Can konuşuyor, sizler konuşamıyorsunuz buna ne demeli?
Sizler (Sözde) Hukuk insanısınız, Meclis yönetmişsiniz, en yüksek Mahkemeleri yönetmişsiniz, sizler kabuğunuza çekilirseniz, yargının durumunun içler acısı hale gelmesine seyirci kalırsanız, hukuk bilgisi olmayan gariban vatandaş ne yapacak! Aradığı tarafsız adaleti Uganda'da mı bulacak söyler misiniz?
Ülkemizdeki hukuki bir konuda orman fakültesi, veteriner fakültesi, ziraat fakültesi dekanları ve öğretim üyeleri mi konuşacak söyler misiniz?
Sizce bu mudur hukuk insanlığı, bu mudur sessiz seyredip nemelazımcı olmak!
Hukuk dalında anlı, şanlı unvanları taşıyacaksınız hem de tek kelime etmeyeceksiniz. Yazık hem de çok yazık o ünvanları sadece maaş için mi taşıyorsunuz?
Eski Meclis Başkanlarımız o unvanları sadece adınızın önüne şan için mi koydurdunuz? Ya da ikinizin oğlu milletvekili, ikinizin oğlu bürokrat onun için mi konuşamıyorsunuz diye aklımıza da gelmiyor değil! Eğer öyleyse o halde sizlere yazık demek bile çok fazla!
Buradan ülkemizde yaşayan adalete duyarlı herkes adına 50’li yıllarda demokrasiye sahip çıktığı için dönemin zavallı siyasetçileri tarafından acımasız şekilde intikam alınarak İlçe yapıldığı halde demokrasi aşığı olmaktan ödün vermeyen yürekli bir Kırşehirli olduğunu, omurganın sadece vücudunda bir organ olmadığını, gördüğü haksızlık, hukuksuzluk karşısında dik durup konuşabilen, haksızlık yapan kim olursa olsun unvanı ne olursa olsun dosdoğru kimseden hiç bir güçten çekinmeden, korkmadan konuşarak ülkemizdeki sözde hukukçulara manifesto gibi dersler veren; Anayasa Mahkemesinin önceki dönem Başkanı Haşim Kılıç’a sonsuz teşekkürler ediyorum.
Ülkemizin en büyük yargı organı olan Anayasa Mahkemesine yapılan, mevcut Anayasamıza göre mesnetsiz, haklı hiçbir yönü olmayan bir suç icat edilmesine, ülkede pahalılık, işsizlik, fakirlik konuşulmasın diyerek suni gündem yaratmak için saldırıya uğramasına hukukçu olmayan İktisatçı Anayasa Mahkemesi önceki dönem Başkanı Haşim Kılıç karşı çıkıyor, eleştiriyor.
Siz hukuk okuduğunu belirtenler ise kafanızı kuma gömerek ses çıkarmıyorsunuz, çıkaramıyorsunuz Buna sadece yazık değil kocaman yazıklar olsun denir.
Hâlbuki ülkenin Anayasa Mahkemesinin saygın olması o ülkenin kalitesini, güvenirliğini gösterir. O ülkede Adalet olduğunu bütün dünyaya ispat eder.
Böyle bir durumda bütün vatandaşımızın her koşulda yararınadır. Çünkü adalet olan yerde ekonomi de düzgün olur, yatırım da gelir, işsizlik de azalır, kânun karşısında eşitlik olur, insanımızda fakirleşmekten kurtulur.
AYM’sine sahip çıkmak demokrasiye sahip çıkmaktır. Bunun nasıl farkında olamazsınız anlamak mümkün değil!
Anayasa Mahkememize asırlık cumhuriyetimizin yüksek sevdalısı olan sağduyulu vatandaşlarımız, barolarımız, CHP başta olmak üzere demokrasiye duyarlı her görüşten siyasi partilerimiz sahip çıkacaklar çıkıyorlar da, İnsan yaşamı için bizler de ekmek su kadar önemli olan adalete, hukuka sahip çıkıyoruz, çıkacağız da sizler kafanızı değil gövdelerinizi de kuma gömün.
Ey ey kocaman ünvanlı sözde Hukukçular, bu memleket sahipsiz değil… HUKUK,HUKUK,HUKUK, Havada, suda, yaşamın her yerinde HUKUK …!