Türkiye'mizin kurtuluşu demokraside ve gerçek eşit hukukta
Siyasetin bir şeyler olmak için değil, bir şeyler yapmak için yapıldığı ve bu işin bir gönüllülük hareketi olduğu anlatılmalı, ATATÜRK'ün kurduğu Çağdaş herkesin eşit haklara sahip olduğu Cumhuriyet'in bitirilmeye çalışıldığı anlatılmalı.
Saltanat ve gösteriş budalası sultanlardan, saray düşkünü padişahlardan alınarak Cumhuriyetle halka verilen bütün hakların yeniden halktan alınıp tek kişinin her şey olduğu saray heveslilerine verildiği anlatılmalı. Özgür bireylerken, özgür vatandaşken saray kulları olmaya gidildiği izah edilmeli, güce boyun eğdirilerek itiraz etmeyen, eleştirmeyen, tamam efendim, olur efendim diyen tebaalar olmamızın istendiği anlatılmalı. Onursuzca tek bir kişinin kulu olarak yaşamak değil, onurlu ve hür bir vatandaş olarak şahsiyetli bir gelecek istendiği anlatılmalı. Hukukun yok olduğu, hukukun bitirildiği, hakkın yendiği, bugün gazeteciler, siyasetçiler cezalandırılıyor. Ancak yarınlarda suçu olmayan masum insanların bile cezalandırabileceği yani sıranın herkese geleceği örneklerle anlatılmalı. Otoriter rejimlerin hayali düşmanlar yaratarak korkuttuğu, inanç sömürüsü yaparak böldüğü anlatılmalı. Kötüye giden ekonomik durum konuşulmasın diye sürekli ve bitmeyen düşmanlar yaratılarak oyalandığımız anlatılmalı.
Gelirimiz artmadığı halde sürekli vatan, bayrak, ezan diyerek alenen aldatıldığımız anlatılmalı. Gizleyecek çok şeyleri olduğu için gerçekleri anlatan gazeteden, radyodan, televizyondan hoşlanmadıkları anlatılmalı. İyi şeyler yapmadıkları için, vatandaşa anlatacak bir şeyleri olmadığı için çok korumayla gezdikleri, halktan koptukları, dünyadaki diktatörlere özendikleri anlatılmalı. Bir tek yüzükle geldikleri halde karun gibi zengin oldukları bunu da vatandaşa izah edemedikleri anlatılmalı.
Çocuklarının hiç bir iş yapmadıkları halde trilyoner oldukları, servetlerinin nereden geldiğini izah edemedikleri anlatılmalı. Dış borç faizinin Trilyon dolara dayandığı anlatılmalı. Ülke kaynaklarının sata sata bitirildiği örneklerle anlatılmalı. Milli gelirin düştüğü, insanların giderek fakirleştiği, gün geçtikçe işsizliğin daha da artacağı anlatılmalı. Torunlarımızın geleceğini ipotek altına alan dolar cinsinden ödeme garantili hastane, yol, köprülerle geleceğimizin karartıldığı, gitmediğimiz hastanenin, geçmediğimiz köprülerin, göremeyeceğimiz yolların borçlarını bir avuç şirkete gelecek 10 yıllarca ödeyeceğimiz de anlatılmalı.
Eğitimde gerilediğimizi, veterinerin hukuk fakültesi dekanı, ilahiyatçının iktisat fakültesi dekanı olduğu, üniversitelerden mezun olmanın anlamsız olduğu olsak ta iş bulamadığımız anlatılmalı. Anlatılmalı sanayide, tarımda bittiğimiz, mercimekten samana her şeyi dışardan getirdiğimiz anlatmalı. Kendi arazilerimizin. ormanlarımızın rant uğruna yok edildiği, on binlerce taşocağı ve maden ruhsatı verildiği her vilayetten onlarca örnek vererek anlatılmalı. Çiftçimize mazotun yüksek bedelle satıldığı, çiftçinin desteklenmediği bu nedenle tarımın bitirildiği, yerli tohumun öldüğü anlatılmalı. Hayvancılıkta yerli ırkın bitirildiği, yurtdışından hayvan ithal ettiğimizi, sürekli yurt dışından et ithal ettiğimiz de anlatılmalı. Kendi arazilerimiz pahalılık nedeniyle ekemediğimizi ancak ülkemize kilometrelerce uzaklıktaki haritada yerini bulamayacağımız Sudan Devletinden arazi kiraladığımız da anlatmalı.
Devlet dairelerinin birçoğunun kiralık binalarda olduğu Mercedes üreten Almanya’da 9 bin makam arabası olduğu, bizde 150 bine dayanan makam arabası olduğu, Atatürk'ten bu günümüze kadar devletin biriktirdiği ne varsa elde avuçta arsadan binalara, fabrikalardan devlet üretme çiftliklerine her şeyin satıldığı da anlatılmalı. Çocuklarımızın ülkeden umudunu kestiğini, iş, aş ve iyi bir yaşam için yurt dışına gitmeyi, başka ülkelerin vatandaşı olmayı hedefledikleri anlatmalı. Çözümün tek kişide olmadığı, ortak akılla üretilecek projelerde olduğu, alternatifin var olduğu anlatılmalı. Twitterla oturduğumuz yerden değil, gerçeklerin yüz yüze anlatarak olacağı da anlatılmalı. Herkesin kenarda beklemeden katkı koyması ile birlikte başarılacağı herkesin her kesimin bir arada olduğunda başarılacağı anlatılmalı. Parmak sallayarak tehdit edenlerin değil, gülen yüzlülerin kazanacağı anlatılmalı. Güneşin her akşam sararak battığı, her sabahta yeniden doğduğu umudu yitirmeden yol almamız gerektiği de anlatılmalı.
Cumhuriyeti, Atatürk'ü, Türkiye'yi seven herkes kadınlar, kızlar, öğrenciler, işçiler, bütün emekçiler, çiftçiler, emekliler, gençler, aksaçlılar, sanatçılar, gazeteciler, siyasetçiler, demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukuk diyen, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ile birlikte önkoşulsuz, gerekçesiz, mazeretsiz, amasız, fakatsız DEMOKRASİ, HUKUK ve ÖZGÜRLÜK diyenler ayrımsız bir araya gelmeli ve ortak akılla geleceğimizi kurtarmak için çözüm odaklı programla bıkmadan, usanmadan, korkmadan, çekinmeden çözümün olduğu, topluma UMUT’u bulduk, kurtuluşu bulduk dedirtmeli, işte alternatif dedirtmeli.
Elmalı köylü İnce'nin yolunun yoldan da, soldan da geçmediğini, aşağılık kompleksinden geçtiğini bunu da geçmişte ispat ettiğini bilenler, çocuğuna iş, kendisine ekmek arayanlar, geliri yetmeyenler, sürekli borçlananlar ve borç içerisinde yaşayanlar ülkemizin saplantılı yola girdiği bu yolun sonu da çıkmaz sokaktadır diyen herkes bir ve beraber olmalı.
Önce partim demeyen önce DEMOKRASİ ve HUKUK diyen sağduyulu ve duyarlı halkımız OTOKRASİ değil, adı kim olursa olsun tek kişi rejimi değil DEMOKRASi kazanır, kazanır, kazanacaktır da buna kalpten inanın, inanın başarı DEMOKRASİ bileşenlerinin olacaktır. UMUDUNUZ'u yükseltin hep yükseklerde tutun... BİR ve BÜTÜN OLALIM. Ayrımsız, dışlamadan UMUDUMUZ hep Yükseklerde olmalı olmalı... ÇÖZÜM var buna herkes gönülden inanmalı. DEMOKRASİ diyenlerin yolu açık olur. Bunu da herkes inançla savunmalı... Elele DEMOKRASİ'de buluşalım. Birlikte, hep beraber bütün DEMOKRASİ Gönüllüleri HAYDİ, HAYDİ, HAYDİ…!