Tam 30 yıldır yediler ve devasa servet artırdılar
İktidar mensupları yaklaşık değil, tamı tamına 30 yıldır (1994 yılından bu yana) nasıl yaşamışlar, merak edenler için araştırdık ve siz sevgili okuyucularımız için tamamını değil sadece ve sadece kursaklardaki "haramların" özetini çıkardık;
Partili CB ve şürekâları keselerinden 10 TL’lik benzin almadılar,
Bir bakkaldan bir kutu bisküvi dahi almadılar,
Bir marketten çikolata hiç almadılar,
Bir mağazadan giysi, kravat almadılar,
Mahalle kasabından 50 gram et veya kıyma almadılar,
Bilet alarak metroya, otobüse binmediler,
Yol parası olmadığı için yaya yürümediler,
Ucuz tren bileti için kuyruğa girmediler,
İşsiz oldukları için İş Kurumu (İŞKUR) önünde soğukta beklemediler,
Çocukları, torunları Kredi Yurtlar Kurumu yurdunu bile bulamamazlık yaşamadılar,
Günlük 100 TL bile olmayan geri ödemeli burs çıkması için sabahlara kadar dua etmediler,
Çocukları baba ve annesinin aç kalma pahasına gıdasından keserek ödediği öğrenci seçme sınavı kurslarına gitmediler,
Seçme sınavında 100 aldıkları halde "yalancı sözlüde" elenmediler,
Muayene olmak için telefon başında dakikalarca randevu alma derdine düşmediler,
İlaç bulamadıkları için eczane eczane dolaşmadılar,
Ucuz sebze, meyve almak için pazarın dağılma saatini beklemediler,
Tarlasını ekmek için veresiye gübre, ilaç, tohum almadılar,
Üretim maliyetini karşılamadığı için kapının önündeki meyve ağacını kesmediler,
Giderleri karşılamadığı için yetiştirdiği sebzeleri yollara dökmediler,
Her emekli veya çalışan gibi bankamatikte eksi bakiye ile karşılaşmadılar,
Alış veriş için gittikleri marketlerde kasanın başında yetersiz bakiye anonsu ile karşılaşmadılar,
Et, süt kurumu satış reyonları önünde ucuz kıyma almak için gecenin zifiri karanlığında, kışın ayazında sırtlarında battaniye ile kuyrukta beklemediler,
Torunun beslenme çantasına yumurta, süt, meyve koyamamanın ıstırabını yaşamadılar,
"Kiramı iki gün geciktireceğim" diye ev sahibine boyun bükmediler,
"Çocuk iş bulsun" diye parti kapılarında ömür tüketmediler,
Her şey belediyeden, her masraf devletten, ye, iç, her şey beleş,
"57 Cumhuriyet Hükümeti"nin biriktirdiği sosyal tesis, lojman, arsa, bina, fabrika, çiftlik, ne varsa satıp, savdılar,
Meydanlarda "cebimizden beş kuruş çıkmayacak" aldatmacası ile daha yaş almamış torunlarımızı borçlandırıp, gelecek 40 yılımızı da ipotek altına aldıran dolar, Euro garantili geçmediğimiz "köprü, görmediğimiz havaalanı, tedavi bulamadığımız hastane yaptırdık" düzmece yalanı ile gariban mütedeyyin halkı dini söylemlerle kandırdılar,
Sonuçta iktidar sahipleri "yüzükle geldik" avutması, "burası yalan dünya ahireti garantileyin" düzmecesi ile tamı tamına 30 yıldır yediler, içtiler, gemiler sahibi oldular, villalar sahibi oldular, milyonluk araba sahibi oldular,
Yurt dışı bankalarında inanılmaz döviz stokladılar, çocukları bir eli manda yoğurdunda, bir eli Medine hurmasında, dilleri kestane balında, cepleri Amerikan Doları dolu büyüdü, torunları iki, üç dil öğreten İtalyan, Amerikan kolejlerinde okudu,
Mütevazılık ultra lüks görgüsüzlüğe, *Sadelik Devasa Servetlere” tutumlu olmak, çok yüksek israflara dönüştü,
Vatandaşın yardımı ile yapılan sade mescitler yetmedi, "görgüsüz güç gösterisi nişanesi" gibi büyük ihtişamlı, camiler inşa edildi,
Din ticaretleşti,
İman hurafeleşti,
Secde reklamlaştı,
İnşaat arşa yükseldi,
Bedelini ayağına giyecek ikinci çorabı olmayan iş, aş, ekmek derdindeki garibanlar ödedi,
Kısacası yediler, içtiler, har vurup harman savurdular. Hesabını da ülkemizde yaşayan işçi, işsiz, memur, emekli, köylü, besici, esnaf, çırak, kalfa, öğrenci, öğretmen, mühendis, doktor, mali müşavir, mükellef, çoluk, çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, evli, bekâr toplumun bütün katmanları ağır bedellerle ödedik, halen ödüyoruz!
Bu ucube ileri zekâ yönetimi sayesinde daha ne kadar bedel ödeyeceğiz onun da ucu açık! Bilmenizde sonsuz yarar var. Ey halkım! Ey vatandaşım! Ey Milletim! A r a ş t ı r... Düne bak, Allah ile aldatıldığını, hayallerle avutulduğunu bu kadar felaketten sonra bari fark et, fark et, fark et!!!