Şehir Hastaneleri
Şehir hastanelerine 5 kuruş ödemedik yalanı çöktü bir Ahi torunu sayesinde.
Bilindiği üzere bizi toplum olarak uçuran, zenginleştiren, bol bol yol yapan, büyük büyük binalar yaptıran tahsil, diploma ve liyakatla sıkıntısı olan idarecilerimiz köprüler yaptılar, Almanya’nın kıskandığı havaalanları, Amerika’nın kıskandığı alt geçitler, Rusya’nın kıskandığı demiryolları yaptılar.
Ne dediler, kocaman kocaman laflar ederek, “Bizden önce yol yoktu, bizden önce demiryolu yoktu. Bizden önce hastane yoktu” dediler. Öyle ilan etliler. İyi de yetenekleri olmasa da yetkililerdi tabii ki inandık. Hele de “5 kuruş vermiyor” devletimiz deyince iyice inandık. Sonuçta para harcamadan hizmet sahibi oluyorduk. Sevinilmez mi? Tabii ki sevindik, alkışladık “yaşa varol” dedik. Bu zeka seviyesi çok özel idarecilerimizi uçuyorduk adeta kuşlar, kelebekler gibi bu hizmetlerin bedava yapılmasına. Kendimizden geçiyor bizi kıskanan devletlere hava basıyorduk, itibarımız yükseliyor, “siz bizi kıskanıyorsunuz” diye haykırarak gülüyorduk adeta.
Ancak sevincimizin sadece bir rüya bile olmadığı kısa sürede ortaya çıktı, kocaman bir yalan ve aldatmaca olduğu ortaya çıktı. Sağolsun Kırşehir’in yağız evladı değerli bilim insanı Prof. Dr. Duran Bülbül. Bütün Türkiye’nin, hatta dünyanın bu konuda gözünü açan bir sahte rüyayı gerçeğe dönüştüren yüzlerce sayfalık raporu ile gerçeği gün ışığı gibi değil, günler gibi ortaya çıkardı. Trilyonlarca lira bu fakir milletin zararı.
Sadece hastanede bu kadar bu fakir milletin zararı, daha kara yolları, demiryolları, köprüler yok. Onların maliyeti de elbet bir başka yurtsever halkın çıkarları için tehditlere tınmayacak bir Duran Bülbül daha çıkar bu güzel ve kadersiz memleketimde.
Ulu önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 1954’e kadar tam 30 yıl Osmanlı’nın müsriflik ve şatafat borcunu ödedi. Bir nesilde tam 49 yıllık sizin şatafat ve gösteriş için yaptığınız harcamaları ödeyecek. Bir yalan düzeni kurdunuz ona da bu gariban halk inandı. Ancak maymun gözünü açtı. Kusura bakmayın bundan sonra “devletten 5 kuruş çıkmayacak” yalanına kimseyi inandıramazsınız.
Yüce Türk Milleti; umudunuzu kırmadan elbet bir gün bu yalan ve talan düzeninden kurtulma hayalimizden vazgeçmeden geleceğe umutla bakalım. Bakmamızı sağlayan Prof. Duran Bülbül gibi değerli toplumcu insanların her zaman olacağını da unutmayalım. Unutturmayalım...
Teşekkürler sana sevgili hocamız Sayın Prof. Dr. Duran Bülbül. Bankacıların ayakkabı kutuları dolusu dolarlarla rüşvetler aldığı dönemde bankacılığın dürüstlük meşalesi olarak kendini gösteren Ahi evladı, bankacı hemşehrimiz Sayın Süleyman Kalkan’dan sonra onun taçlandırdığı dürüstlük ve bu fakir milletin hakkını koruma tacını, sizde Türkiye’mize ve Kırşehirlilere gerçekleri kalem kalem ispatlayarak, yemeğin Yozgat’ta farklı fiyata, Isparta’da farklı fiyata verildiğinden, milliliği ve yerliliği ağzından eksik etmeyenlerin, hasta garantili hastaneleri, Amerikan Dolarıyla yaptırdıklarını, sözleşmelerin ise Londra (İngiltere) hukukuna göre yaptırıldığını, Türk Lirasının ve Türk Hukukunun çöpe atıldığını vatandaşın gözüne çarşaf çarşaf sererek, bu fakir milletin uyanmasına vesile olarak Ahi torunu olduğunuzu ispatladınız. Bu gururu Türkiye’ye ve Kırşehir’e yaşattınız. Teşekkürler size Türkiye’mizin garip gurabaları adına, Ahi torunu Kırşehirliler adına.
Yürüyeceğiz demokrasi aşığı dürüst vatandaşlar olarak korkmadan, otoriterliğin, yolsuzluğun karşısında sessiz kalmayarak ve dürüst halk çocuklarını, bilim adamlarını, siyasetçileri alkışlayarak, onlara sahip çıkarak, dürüst devlet yöneticilerine kavuşacağız. Elbet yarınlarda demokrasi dürüstlük hukuk diye diye...