Şaşaalı resmi iftar sofraları kimin kesesinden?
Oruç başladı, fakir fukaranın kesesinden kuş sütü eksik iftar sofraları kurulmaya başlandı.
"Harun gibi geldiler, Karun oldular" diye başlayıp, iktidara yamanma ile süreci sonlandıran "sözde" TBMM Başkanını mı dersiniz? Kimilerinin saray dediği, kimilerinin kaçak dediği, kimilerinin külliye dediği "boş tepe"de her gün ayrı ayrı "sözde" sivil toplum kuruluşlarına, sendikalara, vakıflara verilen devlet kesesinden 500 garsonun ve 150 aşçının görev aldığı sofraların TV ekranlarında boy gösterdiğini mi dersiniz?
Devletin bütün kurumlarında personel isim yoklamalı sözde iftar sofralarını mı dersiniz?
Hepsi ama hepsi, sizin bizim verdiğimiz vergilerden oluşan bütçeden karşılanıyor. Bu yemeklerde, ülkemizdeki bütün vatandaşların ödediği bütçeden debdebeli iftar sofrası kurduranlar, Meclis Başkanı, Partili Cumhurbaşkanı, kurumların müdürleri, başkanları kul hakkından, peygamber adaletinden bahseden büyük büyük nutuklar atarak, katılanlardan da alkış beklerler. Yemeğe katılanlar da o şaşaalı sofranın hatırına bol bol alkış yaparlar.
Ülkemizde yapılan adrese teslim ihale ve ranta yönelik imar yolsuzlukları nedeniyle fakirleştirilmiş, bir lokma ekmeğe, bir öğün yemeğe muhtaç edilmiş vatandaşımızın size hakkı helal değil. Vergilerden oluşan bütçeden iftar sofrası kurduran sözde idareci ve yönetici unvanınız ne olursa olsun, hak yiyorsunuz.
Vatandaşın sırtından kurdurduğunuz kuş sütü eksik iftar sofralarında tüyü bitmemiş yetimin hakkı var, nutuklarla boş hava basmayın. Bu şaşaalı iftar sofralarının masrafını cebinizden, babanızın servetinden harcadığınız bir fatura görebiliyor muyuz? Tatbikî hayır. O halde, şaşaalı sözde iftar sofralarında boş nutuklar atmayın! Ey kesemizden sofra kuran sözde idareciler, iktidar yetkilileri, size inanmıyoruz!
Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim’in Araf Suresi 31. Ayeti’nde:
"Ey Âdemoğulları, her mescitte mutlaka ziynetinizi takının ve temiz, güzel giyinin. Yiyin, için ama asla israf etmeyin. Yüce Allah israf eden kullarını sevmez."
Yine En'am Suresi 41. Ayeti’nde:
"Hasat günü geldiğinde de hakkını verin, israf etmeyin. Şüphesiz Allah israf eden kullarını sevmez."
Devlet malından bir hırka bile aşıran, savaşta bile ölse şehit olamaz. Hz. Muhammed (S.A.V.), açıkça inananlara yol gösterirken, sizler devletin kesesinden 24 saat müsriflik yaparak, inancımıza da uymayan israfları Allah korkusu hissetmeden, kul utanması yaşamadan yapıyorsunuz.
İnsanların sağlıklı gıdaya ulaşamadığı, ekmeği dahi zor bulabildiği ülkemizde, müsriflere hakkımızı da helal etmiyoruz ve "afiyet olsun" diyemiyoruz.
Haram olsun,
Haram olsun,
Haram olsun!
Yazıya özel notumuz: Belediyelerin iftar saatine yakın dağıttıkları çorba ve kumanya ile iftar çadırları eleştirimize dahil değildir.