KIZILAY ah ah çocukluğumdaki KIZILAY

Kızılay eski Adıyla Hilal-i Ahmer inancı ne olursa olsun herkese eşit koşullarda sahip çıkan bir kurumdu. İlkokulda bile en güvenilir öğrenciye emanet edilirdi Kızılay Kolu.

Sevgili okuyucularımız kendime pay çıkarıyorum olarak değerlendirmesinler köyümüzdeki ilkokulda Kızılay Kolu Başkanlığı yapan o Kızılay amblemli beyaz bezin içindeki hilali kolunda gururla taşıyan birisi olarak; Okulda Kızılay Kolu Başkanlığı en güvenilir öğrenciye, ilçelerde en güvenilir esnafa, illerde en güvenilir şahsiyete emanet edilirdi.

Kızılay Şube Başkanlığı bu vesileyle en çok yardımı alırdı Kızılay çünkü; Sınıfın, ilçenin, ilin en itimat edilen kişisi var o yardımın başında toplanan maddi yardıma halel gelmez verdiğimiz yardımlar, yaptığımız bağışlar yerini bulur çünkü toplanan yardımı hiç şüphesiz yerine ulaştırır bu kişiler diye bir “GÜVEN” bir anlayış hakimdi insanımızda en fazla yardımı da KIZILAY alırdı güvenilir itibarı olan bir Kimlikti KIZILAY.

Günümüzde ise en güvenilmez kurum, en az bağış alan kurum, insanların bağış yapmaktan çekindiği bir yer olması Kızılay’ın itibarının yerlerde sürünmesi içimizi acıtıyor, zorumuza gidiyor. Kızılay’ın bu hale gelmesi Kızılay niçin bu kadar güven erozyonuna uğradı diye sorduğumuzda alınan yanıt tek kelimeyle kardeşim iktidar yanlıları hep yönetimde, adeta maaş arpalığı oldu.

İl ve ilçelerde iktidar yetkililerinin referansı ile Kızılay yönetimleri oluşuyor ben değil bağış bitimi vermem diyor insanlar eski başbakanın kardeşi, kızı, gelini alt yönetimde, iktidar partisinin değişik yerlerinde görev alanlar tepe yönetiminde, yapılan bağışları gereksiz yerlere peşkeş çeken bir anlayış yönetiyor. Bu ulvi kurumun itibarını yerle yeksan eden bir yönetim var burada diyerek ben nasıl itimat ederim de buraya yardım ederim diyen milyonlar var.

Marketlerdeki Kızılay Maden Sularını dahi almayan, almaya çekinen bunun parası kimlere yüksek maaş olacak diyen milyonlarca vatandaşımız var. Bu ülkede maalesef Türkiye’nin en önemli, en saygın kurumunu güvenilmez hale getirenlere hakkımız helal değil.

Deposunda yeterince deprem çadırı, kuru gıda, kaybettiklerimiz için kefen dahi bulunduramayan acz içerisindeki Kızılay yönetilemiyor. Bu depremde nadiren rastladığımız KIZILAY’ımızın en alttan, en üste mevcut yöneticilerinin bu dünyada yüzlerine bakmayacağız, öbür dünyada da iki elimiz yakalarında olacak ve hakkımızı asla ve kata helal etmeyeceğiz.

Bu güzide kurumun itibarını sıfırladıkları için, siyasetin tam göbeğine getirdikleri için, güveni, itimadı kaybettirdikleri için; KIZILAY inşallah gelecekte bu milletin hayal ettiği yerde olacak. Deprem olduktan sonra çadır derdine düşerek çaresiz ve sorumsuz yöneticilerin olmadığı; Çadırları depolarında hazır eden vicdan sahibi yöneticilerin olacağı bir Kızılay’a kavuşacağız, kavuşmalıyız Buna bütün kalbimizle inanıyoruz, inanmalıyız umudumuzu yitirmeden. Umudumuzu diri tutmalıyız Kızılay hak ettiği saygın yerine mutlaka çıkmalı çıkarmalıyız.