Enver Baltaş

Enver Baltaş

SİHA çıktı Amerika ve AB’nin planları bozuldu!

Terör örgütlerini başımıza musallat edenler Türkiye’nin savunma sanayii de bu seviyelere geleceğine ihtimal bile veremiyorlardı. Kendilerindeki kibir ve beğenmişlik duygusu gözlerini kör etti onların akılları dumura uğradı. Şimdilik savunma sanayinde geldiğimiz nokta bir eşik tahtasıdır önümüzdeki yıllarda neler yapacağımızı hayret ve endişe içinde izleyecekler.

Terör örgütlerini maşa olarak kullananlar “SİHA çıktı mertlik bozuldu” psikolojisi yaşıyorlar. BM nezdinde SİHA’larla ilgili yasal sınırlama çalışması yapabilirler. Füzelerde 300 kilometre sınırlaması yapılmıştı, Fransa da buna benzer bir çalışmanın hazırlığı yapıyor olabilir. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmeye çalışmak. Çakal şerefsizler.

Maksatları Birleşmiş Milletlerin (BM) üzerinden yeni bir tasarı çıkartmak böyle yüksek teknoloji ürünün satılması yasaklansın diye nedeni kendilerinin bu seviyede olmamaları ve eski sömürgelerinde kendilerine karşı çıkmasından korkuyorlar düşünsenize bizim kamikaze dron sürüsünden maliye satmışız ve bu sürü onların askeri üssüne saldırıyor gerisini düşünün. Az bir maliyetle yüksek imha ve zarar yapıyorsun hem de sürü saldırısına alçak uçuşla yapıyorsun üsse radar görmüyor yada geç görüyor o otonom kamikaze dronlar kendi hedefini tespit edip imha ediyor psikolojik olarak saldırıya uğrayan o üssün sahibini düşünün korkuları bu artık devranın döndüğünü ama bunlar için bir felaket öbür türlü olsaydı inanın sesleri çıkmazdi buna Rusya katılır ABD katılır, Fransa katılır. Nedeni dış devletlerde askeri üstleri var ve hep çekişme alanlarında karşılarında bizi buluyorlar.

Yazının Devamı

Ermeni soykırımı

30-40 yıl geç kalmışız. Çünkü hiç birisini tarihçiler ile sorgulama ve tarihçilere bırakma gibi bir düşüncesi yok. Bu yalana herkes inanmış, hiçbirisi birde Türkleri dinleyelim demiyor. Hiçbirisi bizim arşivlerime bakma zahmetin bulunmuyor. Her şeyi bırakın içimizdeki bazı Ermeniler tarafından satın alınmış tarihçilerin bile bunu söylemesi çok acı. Bu konuda Ermenilerin elinde hiçbir delil, kanıt ya da döküman yok. Sadece yorum yapıyorlar ve 1001 gece hikayeleri gibi bir çoğu uydurma hikayeler anlatıyor. İçimizdeki sözde tarihçiler bile "şuradan şuraya gönderilmiş bu soykırımdır" diyor.

Oysa Osmanlı ve Türkiye arşivleri açık, birçok ülkenin konu hakkında yazışmaları alınan tedbirler hakkında belgeler mevcut, Anadolu'da katledilen birçok masum insanın resimleri ve görgü şahitleri mevcut. Nedense içimizdeki tarihçiler Ermenilerin öldürdüğü masum Anadolu insanı için bir yorumda bulunmuyorlar, çünkü bizim insanımız onlar için Ermeniler kadar değerli değil.

Yine bu satın alınmış sözde tarihçiler Türkiye'de herhangi bir foruma yada sempozyuma katılma cesaretinde bulunamıyorlar. Bunun sebebi ihanet ettikleri Türk halkının yüzüne bakmaya utanmaktan değil, kafasına bozuk yumurta veya domates yeme korkusundan. Ölenler oldu, hatta eşkiya tarafından da öldürülenler oldu ancak bu öldürmeler tek taraflı değildi ve devlet eliyle yada askerin eliyle öldürme soykırım olmadı.

Yazının Devamı

Savunma sanayisinin gelişimi

Türki Devletler Topluluğu Siyasi bir oluşum ile Kurumsal bir yapıda faaliyete geçti. Ekonomik bir gelişim ve bütünleşme için önemli bir adım oldu. Avrupa Birliği gibi bir oluşumun, Türk dünyasında hızlı bir şekilde gerçekleştiğini hep beraber göreceğiz. Başta Orta Doğu ve sonrasında Afrika ülkelerindeki işbirliğinin artması ile dünyada ekonomik ilişkilerimizin olduğu ülke sayısı batılı ülkelerle sınırlı kalmaktan kurtulmaya başladı.

Güney Amerika, Asya ülkeleri ile ilişkilerimizin artması önümüzdeki dönemde çaba göstereceğimiz konuların başında geliyor ve Devletimizin attığı her adımda bunu görüyoruz. Tüm bu çabalar sonucunda ekonomide üretim ölçekleri şimdikinin birkaç misli artma trendine girdi. Oluşan bu potansiyeller ile eğitimli insan sayısına da ihtiyaç artacak.

Ekonominin daha da gelişmesi ile araştırma ve geliştirme (AR-GE) yatırımları artacak ve savunma sanayi için de itici bir güç olacaktır. Savunma Sanayi ihracatlarının yeni pazarlara yönelmesi ile elde edilecek gelirler ve yeni ülkeler ile geliştirilen ilişkiler daha kalıcı olacaktır. İşbirliğine girdiğimiz ülkelerle karşılıklı fayda elde edilmesi ilişkilerimizi daha da güçlendirecektir. Bu gelişmeler kaynakların artması ve yatırımlar için sermaye birikimini de beraberinde getirecek.

Yazının Devamı

Bilgisel Suudi Arabistan

Suud tayfası ülkelerini kendi kahramanlıklarıyla kurmadılar, tamamen gayri Müslimlerle işbirliği ve ümmete hıyanet ile ortaya çıktılar. Ürdün de aynı soysuzluktan ortaya çıktı. Suud son derece pragmatik bir ülke, kimin elinde şeker görürse oraya yönelir, güce tapar, kendi gücünü devam ettirecek olana tapar. Maalesef duruşları bu çizgidedir, kendi saltanatlarını uzatacak her adımı atarlar. Aslında tam tersine hiç kimseye güvenmezler, güvenemezler. Onlar için milyar dolarlar aradıkları destek için çerez parası konumundadır. İhtiyaç duydukları destek ve güç için hiçbir emeğe dayalı olmadığı ve vatandaşlarının hakkı olduğunu düşünmedikleri için kolayca harcayabilirler. Yeter ki onlara şekeri gösteren en güçlü ol.

Türk dış politikası hiç olmadığı kadar ilkeli desek yeridir. Daha uzun vadeli ve yüksek hedefler için atılan adımlar içinde Arap faşizmi adı altında İslam çizgisinden kopmuş, itikatsiz böyle ülkeler için (BAE, Suud, Ürdün, Bahreyn, Mısır diktası) şeker uzatmakta tezatlar görmeye çalışmak olayı doğru okuma gayreti açısından yeterli ve makul tavırlar değildir.

Bunlara Rabia göstermek gerçek duruşumuzdur ve değişmez. Turp başkan olmadan bizimle İslam NATO’su kurmanın eşiğine gelen, ışıklı küreyi görünce “KIVIRAN” onlardır. Türkiye ile aynı çizgide olma gayretindeki Şehit Mursi'yi hapse atan, yaptıkları darbe hıyanetini onaylamadığımızı bildikleri için bizden uzaklaşan, Libya'da, Sudan'da ve Doğu Akdeniz gaz sahalarında hedefe Türkiyesiz ulaşamayacaklarını görünce “KIVIRAN” onlardır.

Yazının Devamı

Türkiye'nin Afrika keşfi

Türkiye’nin Afrika'yı keşfi özellikle sömürgeci Fransızları endişelendiriyor, yüzyıldır bölge ülkelerini ucuz işgücü olarak çalıştırmakta, elde ettiği yeraltı kaynaklarını kendi ülkesine götürmekte idi ve bu zamana kadar aynı Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesi nasıl dünya üzerinde hakimiyet kurduysa, aynı Fransa da Afrika ülkelerinde böyle bir hakimiyet kurmuştu, ancak Fransa’nın bu sömürge zihniyetine dur diyebilen bir ülke çıktı "TÜRKİYE" işte o yüzden Fransızlar Doğu Akdeniz de, Karabağ 'da, Suriye' de, Libya 'da havlıyorlar.

Bu zamana kadar sömürdükleri ülkeler ve uyuttukları halklarını aydınlatacağız, inşallah bunun neticesi olarak Fransa, Afrika’yı adım atamayacak duruma gelecek, Fransız halkından bir kişi dahi gitse yerel halk linç edecek seviyeye gelecek, Fransızlara öfke kusacaklar

Fransa, İngiltere, Almanya, ABD, Türkiye’nin, Afrika'da aktif olmasına çıldırıyorlar. Özellikle Fransa ve İngiltere basını Türkiye'nin Afrika'daki atılımlarını engellemek için kendi hükümetlerini göreve çağırıyor. Ama Türkiye'de akılsız küçük düşünen birkaç kişi çıkmış Afrika ne ki diyorlar. Çin niye Afrika'ya gidiyor sizce. Çünkü Afrika 30 sene içinde dünyayı ekonomik ve siyasi şekilde şekillendirmesi bekleniyor. Özellikle ham madde bakımından dünyanın seyrini değiştirmesi öngörülüyor. Bunu Tayyip Erdoğan çok iyi bildiği için Afrika'yı gereken ilgiyi gösteriyor. Ama bizdeki büyük düşünen küçük beyinler onu daha anlamamışlar. Batının ferah yaşam tarzının en büyük dayanaklarından teki Afrika sömürgesi.

Yazının Devamı

Erdoğan deyince

Doğudaki şehir merkezini koruyamayan, korumak bir yana dursun gönderecek subay bulamayan devlet, bugün Irak'ın 15 km içeride adım başı üs kurmuş vaziyette. Bunu Recep Tayyip Erdoğan yaptı işte. Sen, ben, o, filan kişi değil; Başkomutan yaptı. Hakkari şehir merkezini koruyamayan, 56 defa şehrin PKK'ya karşı düşme riski ile karşı karşıya kalan devlet, bugün Libya'nın Trablus şehrine Rusya'yı sokmuyor. Nankör olmayın. Bugün devlet, İstanbul'un göbeğinde, General Kenan Evren kışlasında Afrikalı, Somalili askerleri eğitiyor.

Ve bu insanlar memleketlerine gittiklerinde Türk askerinin, Türk milletinin merhametinden, misafirperverliğinden ve şefkatinden bahsediyor. Gelinen noktada Türkiye, Somali'yi ayakta tutan kolonlardan en önemlisi. Şundan birkaç yıl önce hakkari'deki köyü koruyamayan Devlet, bir tepede 32 şehit verip karakolu düşen Devlet, kendi topraklarındaki şehre gönderecek Albay bulamayan Devlet, bugün Suriye'den Irak'a, Libya'ya kadar at koşturuyor.

Türkiye bugün Suriye'nin El Bab, Afrin, Carablus, Azez, Rassulayn, Tel Abyad alanlarına askeri ve siyasi açıdan hakim. İdlip'te ise Rusya ve İran için güvenlik tehlikesi oluşturan bir politika izleyip İdlip Yönetimini destekliyor. Elbette ki hatalar var. Türkiye'den İran yahut Rusya yahut Amerika gibi sağlıklı bir devlet geleneği beklemeyin. Şundan birkaç yıl önce MİT müsteşarının tutuklanma riski ile karşı karşıya kaldığı bir ülke Türkiye. Yani bu işlerde çok yeni ve zaman gerekiyor. Neticede Tayyip Erdoğan'ın otoritesi, devlete hakimiyeti, hepsi topu 3 4 yıllık bir maziye dayanıyor.

Yazının Devamı

Şuşa

Şanlı Azerbaycan Özel Kuvvetlerin arkasında kitaplara hikaye olarak geçeceği bilgisel Dağlık Karabağ’da bulunan Şuşa rayonu 28 yıldır işgal altındaydı. Şuşa Karabağ’ın kalbi sayılacak bir öneme ve stratejiye sahip. Şuşa’ya sahip olan adeta Karabağ’a sahil olacak bir konuma sahip. Bu yüzden Şuşa çok önemli bir bölge olarak biliniyor.

ŞUŞA düşmediği sürece, savaşı kazanmak zordu. Şuşa aynı zamanda Karabağ’ın sözde başkenti olan Hankendi için çok önemli bir öneme sahip, Şuşa Hankendi yolu bu yüzden daha fazla öneme sahiptir. Kısacası Şuşa’ya sahip olan Hankendi’ye kabus olur. Şanlı Azerbaycan Türk ordusu Karabağ’a başlattığı operasyonla, birçok bölgeyi ele geçirdi, lakin en önemli konuma sahip olan Şuşa, hem savunma olarak hem de 28 yıldır şehri ellerinde tutan Ermeniler için bir avantajdı. Ne kadar vurursan vur, işlemiyordu. Burada Azerbaycan Özel Kuvvetleri devreye girmişti. Çünkü ya sızma olacak cephe yarılacak ve şehir ele geçirilecek, Ya da boş boş bombardıman yapılacaktı. Tabi ki şehre sızmasında stratejik hamleleri oluyor, işte asıl olaylar bundan Sonra başlıyor. Bunun için önce Laçin’den Şuşa’ya giden yola hakim olmak, sonrada Şuşa ve Hankendi yoluna sahip olmak önemliydi.

Buralara sahip olunmadan yapılan her sızma girişimi başarısız oldu ve Azerbaycan Özel Kuvvetleri kayıplar vererek maalesef geriye çekilmişti. Burada devreye farklı bir strateji girdi, Azerbaycan Türk kardeşlerimiz farklı bir strateji izleyerek, Laçin yoluna sahte bir saldırı düzenledi, böylece Ermeniler bir çok birliğini Şuşa’dan, Laçin yönüne doğru kaydırdı ve düşünülen strateji gerçekleşmişti.

Yazının Devamı

Ufuk çizgisi

Savunma Sistemlerini kendileri üretemeyen ülkeler, varlıklarını korumak için muhtaç oldukları bu sistemleri üretebilen diğer ülkelerden satın almak zorundadır. Bu zorunluluk onları dış politikada da, silah satın aldığı ülkelere bağlı kalmak zorunda bırakır.

İşte, dünyada pek çok devlet yönetiminin Amerikancı ya da Ruscu olmasının en büyük nedeni savunma sistemlerindeki bu bağımlılık.

Bu yüzden, Türkiye'nin silah ihracatı, ciddi döviz getirisinin yayında çok daha büyük, küresel değişimlerin öncüsü. Pek çok ülkeyi Amerika, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin boyunduruğundan kurtaracağız.

Yazının Devamı

Akıncı bilgisel

Geleceğin Cephaneliği Akıncı ve Donanımları Bayraktar Akıncı, Türk Hava Kuvvetlerinde insansız hava harbi alanına bir dizi yeni yetenek kazandırmaya hazırlanıyor.

Bunlar arasında, daha önce dünyada başka hiçbir İHA tipinde görülmeyen çeşitli özellikler, özellikle de hedeflere 250+km menzilli yüksek hassasiyetli seyir füzeleri ve görsel menzilin ötesinde havadan havaya füzeler (BVRAAM) fırlatma yeteneği dahildir.

Bu yetenekler, Akıncı'yı dünyada ilk defa üretilen çok rollü bir İHA haline getiriyor. Akıncı, bu benzersiz yeteneklerinin yanı sıra, TB2 ve Anka'ya kıyasla yük kapasitesinde büyük bir artış sağlayarak TÜRKİYE 'nin mevcut insansız savaş yeteneklerini de önemli ölçüde genişletiyor.

Yazının Devamı

Anne ne demek? Değeri ne zaman anlaşılır?

Ruhunla hisseder bedeninle ruhunu beslersin dokunmak kucaklaşmak başını emin bir omuza koymak ve elinden tutarak yan yana oturmak.

Bilmek başka, hissetmek başkadır. Hayatımızı bildiklerimiz değil, hissettiklerimiz yönetir daha çok. His dünyamızın en değerli varlıkları da annelerimizdir. “Anne!” sözünü duyunca, aklımızdan çok kalbimiz çalışır. Öyle ki, “Bana dünyayı tek kelime ile anlat” deseler, kesinlikle “Anne” derim

Anne toprak demektir. Bizi dokuz ay karnında taşıyıp hayata armağan eden anneler toprak gibidir. Toprak gibi karnında yaşatır, toprak gibi doğurur, toprak gibi koynunda büyütür… Minerallerini, suyunu, kokusunu bize verir. Bizde yetişip meyvelerimizi veririz .

Yazının Devamı

Humik asitlerin yararları

Toprak verimliliği üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, toprağın verimliliğini içindeki organik madde=humik asit miktarı ile orantılı olduğunu göstermektedir. Humik asitlerin yüksek oranda katyon değişim kapasitesi içerdiği yüksek oksijen oranı ve ortalamanın üzerindeki su tutma kapasitesi (kendi ağırlığının 20 katı ) toprağın verimliliğini artırma ve bitki gelişimini destekleme amacıyla kullanılmalarındaki en önemli nedenlerdendir.

SÜPER HUMATIN (humik asitlerin) en önemli özelliği toprakta bulunan fakat çözünememe pozisyonunda metal iyonlarını şellatlayarak bünyesine alıp çözünür şekle dönüştürerek gerektiği zaman yavaş ve sürekli olarak bitkilere salıverme yeteneğidir. Bu özelliklerden dolayı humik asitlerin yararlarını (FİZİKSEL, KİMYASAL, BİYOLOJİK) olarak üç gurupta sayabiliriz. Yatarlarını ayrı ayrı paylaşacağım.

1 HUMİK ASİTLERİN FİZİKSEL FAYDALARI

Yazının Devamı

Ömür dediğin (Bağrıyanıklar)

İnsanın her yaşının ayrı bir anısı ve zorluk bölümü olduğu gibi yüzümüzde gülümseme bırakan anıları vardır. 20 ile 23 yaş arası gençlik ve bekarlık yıllarım. Aileme kavuşmuştum lise hayatımın hemen ardından Kahramanmaraş'ta iş hayatımı sürdürmeye başladım. Reklam ajansı açmış gazete, radyo, TV ve promosyon işleriyle uğraşmaktaydım. Bu iş tarafımdı. Oysa anı bırakan alan Bağrıyanıklar bekar evimizdi bu evde ilk etapta 3 arkadaş ortak kalıyorduk evimiz 2 odacık bir mutfakcık birde banyo demek isterdim ama odanın birinde bir köşede yükseltilmiş ve gider verilmiş bir bölüm çatlak ve nemli duvarlar kışın soğuk yazın sıcak tabiri caizse kafamızı sokabileceğimiz mütevazinin 3 tık altı bir mekandı.

Ev arkadaşlarım Veli ve Ahmet'in esprileri hep pozitif duruşları evin gamını nemini görmemizi engelleyecek kadar iyiydi. Aileye sonradan benim talebimle amcam oğlu Muttalip te eklendi. Onun o sene iyi çalışıp üniversiteye girmesi gerekiyordu, onun için onu özel korumaya almıştım. Ev arkadaşlarımın tümünü uyararak Muttalip ders çalışırken rahatsız edeni üzerim diyerek gerekli uyarıları sık sık yapıyordum.

Sağolsunlar hiç kırmadılar ve anlayışla karşıladılar. Bu sırada ramazanlarımız ayrı bir güzel geçerdi sırayla yemek hazırlar ve yemeklerimiz üzerine tartışırdık. Mesela Celi Cacığı dörde bölünmüş salatalık üzerine dökülmüş ayran. Muttalip dürümü, pide içerisine sarılmış lahmacun. Enver hoşafı üzüm üzerine dökülmüş şekerli soğuk su gibi Ahmet beyin kuru fasulyesi mükemmeldi oda sonrasında zaten aşçı oldu.

Yazının Devamı

Yüreğimdeki acı imha etmeden dinmeyecek

Ermeni kafirlerinin benim memleketimde yaptıklarını bile bile Ermeniye zeytin dalı uzatmamızı mı bekliyorsunuz? İçimizdeki kripto Ermenileri tek tek deşifre edip imha etmeden bu iş bitmez.

“Andırın ve Geben bölgesinde tarif edilemeyecek katliama girişerek savunmasız insanları ve görev yapan memurlar ile birçok kadını tutsak ederek Zeytun'a getirdiler. Kadınlara tecavüz ederek Zeytun Köprüsünden diri diri atmışlardır. 19. yüzyılın sonlarına doğru emperyalist güçlerin kışkırtmalarıyla Anadolu'nun diğer yerlerinde olduğu gibi Süleymanlı (Zeytun) bölgesinde de Ermeni komitecileri, eşkıyaları Osmanlı'ya karşı en büyük isyanı başlatmışlardır.

Ermeni eşkıyaları askerlerimizi diri diri Asker Kalesinden atarak şehit etmiştir. İtalya, Fransa, İngiltere, Avusturya ve Rusya'nın kışkırtmalarıyla ve emperyalist güçlerin destekleriyle Baran Agasi önderliğinde 15 bin Ermeni eşkıyası Zeytun bölgesinde Osmanlı Devletine karşı en büyük isyanı başlatarak 2 Ekim 1895-24 Kasım 1895 arasında çok büyük katliamlara girişmişlerdir. Bu zaman zarfında burada savunmasız 26 bin Müslümanı katletmişlerdir.

Yazının Devamı

Ömür dediğin!

16 yaşına kadarki hayat hikâyem. Bir anne bir babanın evladı olarak dünyaya geldim. İlk başta anlamadım hayat nedir ben kimim. Bir zaman sonra her istediğimin olamayacağını ailemin imkanlarının kısıtlı olduğunu öğrendim ve sorumluluk bilinci gelişti benimde çalışıp katkı sağlamam gerekiyordu aileme.

Küçük lokum kutusundan bir boya sanığı yaptım kendime. İlk iş deneyimim için hazırdım. İş yapabilmem için insanların yoğun olduğu yerlere gitmeliydim, çekingen ve korkak adımlarla boya sadığım omuzumda ilerlerken Külhanbey tipli bir abi yeğen gel şu ayakkabımı boya dedi. Ürkek bir tavırla yanına gittim ayakkabının birini çıkardı hani terlik yok mu diye sordu?

Yok dedim böyle boyacılık olur mu dedi, sustum. Güldü, gel dedi tuttu elimden bir mağazaya girdik bir terlik aldı hadi şimdi boya dedi. Çok heyecanlanmıştım ilk işim ve bir şey bilmiyorum çıkardım boyamı ayakkabıya bol bol sürerken abi dur dur öyle olmaz dedi aldı elimden ayakkabıyı bir güzel boyadı. İyi bak diyerek ara ara bana telkinde bulunuyordu.

Yazının Devamı

Neden Türkiye? Neden Türkler?

Dünyada olup bitene baktığımızda (Irak, Yemen, Suriye, Libya, Mısır, Azerbaycan, Kırım, Türk Cumhuriyetleri, Afrika ülkeleri.) Tüm bu ülkelerde sömürü düzeni hakim ve halkları sersefil. Bu insanların emeği ve canları üzerinden sefa süren sömürgeci vampir ülkeler bu gidişata dur diyecek tek ırkın Türk ırkı olduğunu ve o ırkı da uyandıracak tek ülkenin Türkiye olduğunu biliyorlar ve tüm oyunlarını içeriden dışarıdan ülkemiz üzerinde kurup uyanışı durdurmaya çalıştıkları aşıkârdır.

O yüzdendir ki, ahlaksız siyasetçinin biri onlar doğruyu da yapsa biz ona doğru demeyiz ve desteklemeyiz diyecek kadar pervasızlaşabiliyor. İçimize sahte hocalar, evliyalar ve hatta sahte milliyetçiler sokarak dini milliyetçiliği itibarsızlaştırıp insanları bu değerlerden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Taban tabana zıt kesimleri tek noktada birleştiriyor adına da demokrasi diyorlar. Oysa tek hedef var Türk Milletinin birliğini dirliğini bozarak kutuplara ayırıp, dünya hamiliğini yapacak bir millete engel olmaktan başka amaçları yok. Bu hedeflerine ulaşmak için dindarda, milliyetçi de, Atatürkçü de, ulusalcıda yani anlayacağınız her kılığa girerler.

Aklıselim düşünüp kendisine sunulanları araştıran ve doğruyu görüp duruşunu ona göre belirleyen vatanseverlere selam olsun.

Yazının Devamı

Kar senesi var senesi

Kulunun engellediğini rabbim vermekte. Onun içindir ki atalarımız kar senesi var senesi derlerdi.

Değerli dostlar 2 litre karın üzerinden vereceğiniz humik asit karla bütünleşerek toprağı tamamen kimyasal çöplüğünden temizlemek için çok büyük bir fırsattır. Aynı zamanda toprakta geçmiş senelerden var olan potasyumu çözerek tüm makro ve mikro elementeri bitki köküne kullanışlı hale getirecektir. Potasyum bitkilerde kök gelişmesini ve büyümesini olumlu şekilde etkilerken bitkilerde yatmayı önler, soğuğa dayanıklılığı artırır, erkencilik sağlar, azotun etkinliğini artırır, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklılığı olumlu şekilde etkiler. Ülke geneline yağan kar rahmetini şükür secdesiyle karşılamak gerekir. Ülkemizde çiftçiyi bitirme tarımı sekteye uğratma ve kıtlık senaryoları yazan şerefsizlerin tüm hesapları alt üst olmuştur.

Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin en önemli kaynağıdır. Kar sayesinde barajlar dolar ve enerji olarak bize döner. Karda bulunan amonyak, karın erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar. Şundan emin olun gıram gübre atmadan sadece dönüme 2 litre leonardit menşeyli mikro elementi humik asiti kar üzerinden verdiğinizde ömrünüzde görmediğiniz yüksek verimi alacaksınız. Rabbim hiç kimsenin emeğini zayi etmez.

Yazının Devamı

Antalya, Mersin, Adana'da çiftçiye kurulan şeytani tuzak

Halci (komisyoncu) ve gizli ortağı ziraatçı, çiftçiye sonsuz destek adı altında kredi açıyor çiftçi hasatta ödeme anlaşmasıyla ziraatçıdan gübre ve ilaç alarak borçlanıyor. Halci çiftçinin mahsulünü alma sözü veriyor. Çiftçi aldığı ürünün fiyatını dahi sormuyor, yaz dostum yaz diyor. Ne toprak analizi nede aldığı ürünün ne işe yaradığından haberi yok. Ziraatçının pazarlama sorumlu mühendisi ne derse o alınıp toprağa veriliyor. Sonuç çiftçi borç batağında halci mahsul peşinde ziraatçının umurunda değil.

Olan tüm Türkiye’ye oluyor. Trilyonluk sera yatırımları üç beş şeytan yüzünden bataklığa sürükleniyor. Peki bu ülkenin Tarım Bakanlığı nerede? Denetleme rehberlik görevi kimde? Sorular hep cevapsız.

Bu gidişatı görüp sesiz kalan çoğunluk zannetmeyin ki bu işin ucu size dokunmaz. Bugün pahalıda olsa raflarda sebze meyve bulabiliyorsunuz. Emin olun seralarda gördüğüm manzara beni korkuttu. Topraklarımız can çekişiyor, çiftçi yorgun çaresiz. Her yeni gün önceki günü aratır olmuş.

Yazının Devamı

Hak yerini buldu Gazi dedem

Andırın Gökgedikli Ahmet Çavuş Kurtuluş Savaşı Gazisi (Ahmet Baltaş)

Hicri 1307 yılında eski adı Keşgahlı olan şimdiki adı Gökgedik olan köyde dünyaya köse Mehmedin ikinci oğlu olan Ahmet çavuş seferberlikte 14 yaşındayken askere alınmıştır.14 yıl askerlik yapış olan Ahmet çavuş Bağdat Basra Yemen Alansonya da görev yapmıştır Sakız Adasında 6 ay esir olmuştur.

Dedem olan Ahmet BALTAŞ namı değer Ahmet Çavuş. Çanakkale Dumlupınar Savaşlarında bulunan Ahmet Çavuş askerde buluğu çağına ermiştir. Bir gecede deneme amaçlı 8 defa alarm verilmiş olup sabaha karşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk içtima yapmıştır. İçtimada bana ve aileme ne kadar küfür ettiniz diye soran gaziye haşa paşam demişlerdir ancak Gazi Mustafa Kemal Dumlupınar zaferini kazanın annem bacım sizlere helal olsun demiştir.

Yazının Devamı

Kontrol bende değildi

Elif'e Feyza;

Bir bayram telaşı, gurbetten sılaya gidecek olmanın heyecanı sarmıştı ruhumu. Akşam uzandım yatağıma sesiz sessiz gözlerimi diktim tavana. Telefonum çaldı yeğenim Elif'e Feyza arıyordu, “Dayı ne zaman geleceksin köye” diye sordu.

Bayram arifesinde yeğenim deyince ısrarlı bir şekilde “Ne olur dayı bir gün önce gel, sana sürprizim var ama mutlaka gel” diyerek benim programımı değiştirdi. Sabah namazı hazırlandık yola çıktık. Eşim ısrarla köye gelmek istemediğini kendisini Adana’da annesine bırakmamı istedi. İstemeyeni zorla götürecek halimiz yoktu.

Yazının Devamı

Pancar Ekici Kooperatifi (Torku) yöneticileri neyin peşinde?

Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Recep Konuk ve mevcut yönetimi ne yapmaya çalışıyor neyin peşindeler?

Veremeyecekleri hesapları maskelemek için zaman mı kazanmaya çalışıyorlar?

Ertelemenin dayandırıldığı pandemi gerekçesinin hiç bir dayanağı yok. Aynı stadyumda üç gün önce Konyaspor Trabzonspor maçı yapıldı. Sporseverleri etkilemeyen pandeminin kooperatif üyelerini etkileyecek olması çok manidar değil mi?

Yazının Devamı

Defneyi tanısaydınız virüsten korkmazdınız?

Ben Şule Tüfenk. Korona virüsü çok ağır geçirdim kullandığım ilaçlar beni zehirledi tam her şeyden ümidimi kesmişken Abim Enver beye ulaşarak defneyi tavsiye etti. Defne buğusu yaptıktan 2 saat sonra sağlığıma kavuştum. Enver beye ne kadar teşekkür etsem az. Bu sırada 17 gün boyunca hastane doktorları benle çok iyi ilgilendi onlara da teşekkür ederim.

Ben Askeri personel Akif Gümbür. Pozitif olduğumu öğrendikten sonra 1. gün bel ağrısı üşüme titreme. 2. gün baş ağrısı tat ve koku gitti. 2. Gün defne yağını 2 fısfıs oral yollu kullandım. Hemen ardından kaynamış suyla karıştırıp buhar yoluyla ağız ve burundan aldım. Bu uygulamaya sabah ve aksam 3 gün boyunca devam ettim. Şu an sağlığım gayet yerinde. 3. gün sonunda koku tat yerine geldi. Ağrı öksürük kalmadı verilen kovid ilaçlarını asla kullanmadım. Sağolun

Ben Hamdi Çam. COVİD ile mücadele ettiğimiz şu günde defne yağı kullandığım an dan itibaren işyerimizde temas ettiğim herkes COVİD oldu ama ben negatif çıktım teşekkür ederim iyi ki varsınız.

Yazının Devamı

Dünyayı güzel yürekli cesur insanlar kurtaracak

Yaradılış fıtratı gereği insanoğlu güç ve hakimiyete eriştikçe dahası dahası dahası der. Arzuları ve talepleri onu sonsuz güce talip olmaya ve hakimiyet duygusuyla son perde ilahlık iddiasına kadar götürür ve bu tarihte defeatle tekrarlanmıştır.

Dünyadan firevun, Nemrut gibi gaddar kibirli ve küstah insanlar gelmiş geçmiştir. Her hadsizin karşısına mutlaka bir Musa bir İbrahim çıkmıştır. Sanmayın ki dünya kötülerin dünyası. Dünyayı yaşanmaz kılanlara inat cesur yürekli güzel insanlarda var elbet.

Çağımıza baktığımızda haddi aşan ve insanlığı bir kez daha ipotek altına almak isteyen deccal tarifine uyan küreselciler diye adlandırılan kandan beslenip korku yayarak ve çıkar ortaklarıyla birlikte insanlın üzerine kabus gibi çökmüş sözde kurtarıcı kılıklı şeytanlarla karşı karşıya insanoğlu.

Yazının Devamı

Ben ne yapmalıyım?

Bilim Nedir? İnsanlığa faydalı olan bilgilerin sistemli bir şekilde araştırılması ve incelenmesi olduğuna göre bizim yaptığımız ne?

Geçmişten günümüze kullanıla gelen bitkileri doğal mecralardan toplatıp enstitü laboratuvarlarında içerisindeki etken maddeleri ve oranlarını tespit ederek bu etken maddeleri kuralına uygun şekilde bitkiden ayrıştırıp insan bünyesinin ihtiyacına göre dozajlarda bünyeyi güçlendirme ve koruma mantığıyla doğru kullanıma hazır hale getirmekteyiz.

Örnek bir çalışma: Defne ülkemizde 4 bölgede yetişmekte olup yaptığımız analiz çalışmaları neticesinde etken madde kalitesi bakımından Adana Karaisalı, Mersin Erdemli ve Silifke, Kahramanmaraş Andırın ve Hatay Samandağ defneleri çok kaliteli ve zengin etken madde içerdiğini tespit ettik bununla yetindik mi hayır.

Yazının Devamı

Çiftçimizle el ele

Bilindiği üzere son zamanlarda artan kuraklık ve yüksek sıcaklık tarımsal üretim üzerinde negatif bir etki bırakmıştır. Bu negatif etkiyi en çok hisseden bilinçli tarım yapmayan çiftçilerimiz. Peki nedir bu bilinçli tarım; Basitçe arazinizi, toprağınızı iyi tanımak ve o ölçüde hareket etmektir. Toprağınızı iyi tanımak için arazinize iştirak edip toprak analizine göndermek üzere toprak örneği almanız gerekmektedir.

Bu işlemden sonra çıkan analiz raporunda toprağınızda ortalama olarak ne eksik ne fazla görmüş olacağız. Analizini yaptığımız arazide yetiştireceğimiz çeşidi de belirledikten sonra o çeşide göre eksik olan besin elementlerinin uygun dozlarını belirleyip artık yetiştiriciliğimize başlayabiliriz. E peki bu uygulama bize ne kazandıracak?

Toprağımızın bünyesinde bir düzen ortamı vardır. Bitki ile toprak arasında bir alışveriş söz konusudur. Bu düzen bilinçli davrandığımız süre içerisinde bozulmaz, bitkilerimiz toprak ile sağlıklı alışverişine devam eder ama; Bu ama kısmına dikkat edelim çünkü izlenimlerim ve deneyimlerime dayanarak söylüyorum çoğu çiftçimiz maalesef bu amadan sonraki kısma giriyor; ama siz toprağınızı tanımadan uygun dozlara uymadan ezbere şekilde gübre ve zirai ilaç verip tarım yapmaya kalkarsanız az önce bahsettiğimiz o topraktaki düzen bozulmaya başlar veriminiz düşer meyve kaliteniz düşer ve maalesef bu senede yaşadığımız kuraklık gibi negatif bir durum olduğu zaman sizin toprağınızdaki düzen bozulduğu için en büyük negatifliği de siz yaşarsınız. Ancak ne kadar bilinçli tarım yapsak uygun dozda gübrede veriyor olsak verdiğimiz gübreler toprak bünyesindeki tuzluluğu ve Ph seviyelerini yine de zamanla arttırıyor topraktaki düzen dediğimiz kavram bozuluyor. Tabiki bu düzen bilinçsiz şekilde yapılan tarımda çok daha hızlı bozuluyor farkı iyi anlamak lazım. Peki bunu nasıl düzelteceğiz? Benim gözümde dünyaya verilmiş nimet olarak tasvir ettiğim ‘Leonardit’ ve Hümik Asit’ ile düzelteceğiz.

Yazının Devamı