Enver Baltaş

Enver Baltaş

Kargalar dahi anladı

Son yıllarda yaptığım farklı AR-GE çalışmalarımda toprak kimyasını anlamaya ve ona göre yöntemler geliştirip toprak su ve gübre bu üçlüyü birbirine uyumlu hale getirerek, hem insanlığa hem doğaya hem de hayvanlar alemine faydalı olmayı hedefledim.

Son zamanlarda şaşırtıcı bir şekilde bilim insanları, tarımsal faaliyetlerin iklim değişikliğinin en büyük sebebi olduğuna dair kanıtlar ileri sürmeye başladı. Yapılan son araştırmalar, sera gazı emisyonunun yaklaşık %30’undan tarımsal faaliyetlerin sorumlu olduğunu gösterdi. Bu oran, elektrik ve endüstrinin sebep olduğu veya tüm uçak, tren ve otomobillerin sebep olduğu emisyondan çok daha fazla. Tarımsal faaliyetlerin sebep olduğu emisyonun büyük çoğunluğunda üç temel faktör etkilidir: ormanların tahribi, hayvan otlaklarından ve pirinç tarlalarından salınan metan gazı ve aşırı gübrelemeden kaynaklanan nitröz oksit.

Tüm bu bahsettiklerimizden de kolaylıkla anlaşılabileceği gibi dünyayı tarımdan daha fazla değiştiren ve hayatta kalmamız için daha önemli bir şey yoktur. Bu noktada şu ikilemle karşılaşırız: Dünya nüfusu birkaç milyar insan daha büyüdüğünde küresel yiyecek üretimini iki, hatta belki üç katına çıkarmamız gerekecek. Bu noktada küresel çapta bir üretim birliği sağlayıp gerçekçi çözümlere de yatırım yapmamız gerekecek. Örneğin çiftçilerin teşviki, hassas tarım uygulamalarına geçilmesi, yeni mahsul çeşitleri üretilmesi, damlama ile sulama yönteminin tercih edilmesi, kirli suların geri dönüştürülmesi, daha verimli toprak işleme yöntemlerinin kullanılması ve akıllı beslenme düzenlerine geçilmesi yapmamız gereken yatırımlardan bazılarıdır.

Yazının Devamı

Hayalle başladım sonuça ulaştım

Hayal, niyet, hedef, mücadele ve sonuç.

Hayal etmeden niyetlenemezsin niyetlenmeden başlayamazsın. Başlamadan hedef koyamazsın. Hedefin yoksa mücadelede yoktur. Mücadele etmeden sonuca ulaşamazsın.

17 yıl önce kendimde çözemediğim kepek sorunu beni bu serüvenin içine çekti.

Yazının Devamı

Gıda ve esaret

Yiyecek, canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için yemek suretiyle tüketmeleri gereken maddelerdir.

Söz konusu hayatta kalmak olunca insanın en büyük zaafı gıdadır. İnsan nefsinin dahi Yaratıcımız tarafından açlıkla terbiye edildiğini düşünürsek gıdanın en stratejik konu olduğunu daha kolay anlayabiliriz.

Tüm bunları neden gündeme taşımak istedim? Ortak kullandığımız Dünya'da insanlığı esir almak için o kadar kirli senaryolar ve oyunlar kurgulanmakta ki. Emperyalist güçler, Haşa ilahlık peşinde. Savaşla dizayn edemedikleri insanlığı açlığa mahkûm ederek itaat etmeye zorlayacaklarının sinyallerini vermeye başladılar. Bu planın hedefine de gıdanın ana kaynağı olan tohumu koydular. Yüksek verimlilik adı altında genetiği değiştirilmiş Hibrit tohum, tohumu yüksek verime ulaştırdığını iddia ettikleri gübre ve hormonu devreye soktular. Toprak organik maddesini tüketmek suretiyle toprağı çoraklaştırıp kullanılmasını istedikleri gübre ve ilaçlara bağımlı hale getirdiler. Anlayacağınız gıda üzerinden insanları hedef aldılar. Hastanelere ilaçlara mahkûm esir edilmiş bir insan topluluğu oluşturdular. Bununla yetinecekler mi peki? HAYIR!

Yazının Devamı

En sevdiğine enleri yaşat

Sadece bir şampuan değil. İnsanın cilt, saç, beden ve ruh sağlığını hedefe koyduk ve öyle bir formül yaptık ki insan bünyesini tüm sıkıntılarından kurtarmayı başardık. Elhamdülillah.

Defne şampuanı faydaları arasında neler var?

Antiseptik, antibiyotik, antinevraljik, antispazmodik, analjezik, sıkılaştırıcı, sedatif, vücudu temizleyici ve tonik bir madde olma gibi özellikleri bulunmaktadır.

Yazının Devamı

Hem iktidar! hem muktedir

Başarının sırrı sansasyonel hareketlerden değil, yapılan icraatlardan geçiyor. Doğru takım, doğru yönetim ve göz dolduran başarılı projeleri tamamlama.

Bu millet milli dürüst ve çalışkan lidere aşık. Ne istediğini biliyor.

27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul'un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi. Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye'nin belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan, bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk nezdinde büyük bir güven kazandı.

Yazının Devamı

Keskin bıçak

Ülke ekonomisinin dengesi kaymış üreten yükün % 80’inini yüklenirken rant ekonomisi tavan yapmış olduğu gözlemliyoruz.

Tüm meslekler, kuruluşlar veya ekonomik faaliyetler ekonomiye katkıda bulunur. Tüketim, tasarruf ve yatırım ekonominin çekirdek öğelerindendir ve pazarın dengesini belirler. Ekonominin birincil, ikincil ve üçüncül olmak üzere üç sektörü mevcuttur.

Tarih boyunca toplumlar karmaşıklaştıkça ekonomi de gelişmiştir. Sümerler mal paraya dayanan büyük ölçekte bir ekonomi oluştururken, günümüzdeki anlamıyla ilk ekonomiyi Babilliler ve komşu şehir devletleri kurmuştur.

Yazının Devamı

Geçmiş geride kaldı, yenilerden yenilikler bekliyorum

Coğrafyası ile Türkiye tarımsal üretim için ideal koşullara sahip. Her bölgenin kendine özgü ürünleri var.

Ancak, Türkiye'nin tarımda önemli bir eksiği var. Tarıma ve tarımcılara gereken değer verilmiyor. Hep küçümseniyor, yok sayılıyor. Bu nedenle Türkiye hem tarım topraklarını hem de çiftçilerini kaybediyor.

Oysa nüfusu her geçen gün artıyor.

Yazının Devamı

Açık mektubumdur…

Enver Baltaş olarak bütün akrabalarıma ve sevdiklerime açık mektubumdur.

Bu konuyu yazıp yazmamayı çok düşündüm. Uzun değerlendirmelerden sonra yazmaya karar verdim. Çünkü yazmamanın da benim üzerimde bir vebalinin olduğuna inanıyorum. Yazıp sizlere ulaştırdıktan sonra bu vebal benim üzerimden kalkmış olacak diye düşünüyorum.

10 sene Güneydoğu'da gazetecilik yaptım. Bunun 2 yılı Kahramanmaraş 4 yılı Gaziantep, Diyarbakır ve 4 yılı ise Adana. 10 yıldır Ankara'da toprak ve üretim işleriyle uğraşmaktayım 15 Temmuz’da TRT savunmasında bir Türk vatandaşı olarak bulundum. Halkın bilmediği, haberinin olmadığı binlerce olaylara yakinen şahit oldum. Bunların birçoğunu kamuoyu ile paylaşamadık. Çünkü bazıları devlet sırrı niteliğindeydi ve devletimize milletimize zarar vermemek gerekiyordu. Bazılarını da her şeyi göze alarak yayınladık duyurduk. Böyle yaptığım için onlarca kez savcılık takibatına maruz kaldım ve yargılandım. Hatta HDP’nin hedefine girdim.

Yazının Devamı

Gerçekleri algıya kurban etmeyin

Gerçekleri algıya kurban etmeyin

Deprem ve soğan üzerinden devleti yıpratmaya çalışan alçaklar İyi okuyun.

6 Şubat’ta Ankara’dan yola çıktım. Kayseri Pınarbaşı Göksun arası kar tipi ve -18 derece yani yollar buz pisti buna rağmen kara yolları can Miraç çalışıyor ve yoları açık tutuyordu. Sarız Mevkiinde üç araç kaza yapmış gidiş geliş kapanmış anında kurtarma ekibi oradaydı. Tabi bu sırada zaman geçmekteydi.

Yazının Devamı

Defne=sağlıklı nefes!

Akdeniz defnesi, defnegillerden, her mevsim yeşil kalabilen, güzel kokulu ve yapraklarının kullanım alanı oldukça geniş olan bir çalı veya ağaç türü. Yemeklere lezzet kattığı gibi alternatif tıpta da birçok yararı vardır. Ayrıca Türkiye'nin tarım ihracatında önemli bir paya sahiptir

Gelelim saç cilt ve solunum yollarındaki önemine!

Sağlık bir bütün olarak ele alınması gereken konulardandır.

Yazının Devamı

Sabrın sonu selamettir!

Hiçbir başarı tesadüf değildir. Düşünmek yetmez. Harekete geçmek planlama ve hayata geçirmek için mücadele etmek gerekir. Bazen bütçe olmaz bazen bütçen olur engeller fırsat vermez.

Bazen de geç kalmış olursunuz. Yani anlayacağınız işlerin sisteme oturması hiçte kolay bir iş değildir. Küçücük bir işletmeyi dahi kurabilmek için ömrümüzü bitirirken bir devleti ülkeyi sil baştan dönüştürmek hiçte kolay olmasa gerek.

21 yılık iktidarın geçmişine bakalım ne var ne yok?

Yazının Devamı

Yol medeniyettir; ulaşamadığın yer senin değildir

2003 yılı öncesi mevcut 6 bin 101 kilometre (km) uzunluğundaki bölünmüş yol ağı ile sadece 6 ilimiz birbirine bağlıyken, 2003 yılından itibaren yapılan 22 bin 805 km yol ile toplam bölünmüş yol ağımız 28 bin 906​ km’ye ulaşmış ve 77 ilimizin birbiri ile bölünmüş yol bağlantısı sağlanmıştır.

Bölünmüş yol uzunluğunun 2023 yılında 29 bin 392 km’ye, 2024 yılında 29 bin 850 km’ye, 2025 yılında 30 bin 252 km’ye ulaşması hedeflenmektedir

​Tünel yapım çalışmaları kapsamında 2003-2021 yılları arasında 613 km uzunluğunda 386 adet tünel yapılarak yol ağımızdaki tünellerin sayısı 471’e, toplam uzunlukları 665​​ km’ye ulaştırılmıştır.

Yazının Devamı

Hocam sahneden in sahaya buyur

Bilimle uygulama ortak hareket etmeden başarı imkansız.

Kibir ve enaniyet insanın en büyük düşmanıdır. Ben şeytana mahsun bir kelimedir. Bilim insanlarımız ne zaman kaf dağlarından inerek çiftçilerimizin arasına karışıp bilgisini topluma faydalı hale getirdiği gün tarımın kurtulduğu gün ve milat olacaktır.

Değerli dostlar üniversiteler bilginin aktarıldığı ve uygulamalı öğretildiği yerlerdir. Burada öğretilen bilgiler sahaya doğru yansımadığını yaşayarak tecrübe etmekteyiz. Ülkemizde çiftçilik yapan insanımızın büyük oranı ailenin okutmayıp diğer kardeşlerinin okuması için kurban edilen kesimleridir. Hal böyle olunca ata dededen gördüğü tarım uygulamaları devam edip gelmektedir. Oysa her şeyin değiştiği gibi tarım teknolojisi ve uygulama teknikleri de değişmektedir. Bu değişime ayak uyduramayan çiftçilerimiz her geçen gün ekonomik gücünü kaybederek tek tek üretime veda etmekteler. Bu gidişat gıda enflasyonunu tetiklemeye başlamış olup raflarda iyiden iyiye hissedilir hale gelmiştir. Oysa bilen insanlarımız Dr. Doçent, profesör.

Yazının Devamı

Toprağa can ülkeye umudun adı leonardit doğal humus)

İnsanoğlunun yeryüzünde var olduğu günden bu güne en önemli hedefi beslenmek olduğu için hayatında rençberlik ve toprak çok büyük öneme sahip olmuştur. Rençberlik olabilmesi için üretimin ana kaynağı topraktır. Toprak ise yaşayan bir canlı organizma topraktan sağlıklı ve lezzetli ürün almak istiyorsanız toprak canlı organizmasını yaşatmamız şart. Toprak canlı organizmasının tek besin kaynağı organik maddelerdir. Yani, toprak organik maddesi=sağlıklı toprak sağlıklı toprak=sağlıklı ve lezzetli mahsul demektir.

Peki şuan ülke topraklarımızın durumu nasıldır? Ülke geneli yaptığımız toprak analizlerinde aldığımız veriler % 65’i organik değer bakımından %’1 in altında % 15 %’1 ve 2 arası nadiren bakir kalmış yerlerde % 3’leri görebilmekteyiz. Oysa olması gereken asgari %’4. tür.

Organik madde eksikliği toprağı işleten canlı organizmanın zayıflaması ve buda verilen fosfor ve patasyumun çözülmeyip toprakta birikinti halinde kalması ve toprağı çoraklaştırması demektir. Gübreye verdiğiniz onca para size fayda yerine zarar vermektedir. Peki bu işin formülü nedir? Allah'ın yeryüzündeki en büyük nimeti olan 3 milyon yılda tektonik hareketlerle toprak altında fosilleşerek günümüze ulaşan canlıların fosilleri yani doğal humus (leonardittir). Leonardit kömür ocaklarında linyitleşmemiş özel bir katmandan oluşmaktadır. Doğru katmandan alınan leonarditin içerisinde %’90 Lara varan organik madde bulunmaktadır. Bu hammaddeyi doğru çıkartıp doğru işleyerek humik asit haline getirdiğimiz de toprağın ana sütünü hazırlamış oluruz. Ülke topraklarımızın organik madde değerlerini göz önünde bulundurarak humik asidin insanlık için nedenli değerli olduğunu daha iyi anlamamız mümkündür.

Yazının Devamı

EYT çözüldü, emekliye zam aileye gam düştü

2022 yılı itibarıyla, son beş yılda evden uzaklaştırılan erkek sayısı 2 milyonun üzerinde. Yıllık evlenme sayısı, ortalama 580.000 civarında.

1990’larda, yıllık 90.000 civarında boşanma olurken; son yıllarda, yıllık boşanma sayısı 180.000 civarında. 3 evliliğe karşı 1 boşanma var.

Boşanmaların %33ü ilk 5 yılda, %22'si ikinci 5 yılda olmakta. Yani evliliklerin %55'i, ilk 10 yılda KESİNLİKLE sona ermektedir.

Yazının Devamı

Vatan SEVERLİK ve milliyetçilik nedir? Kişiler üzerinden tarif edeyim

TEİ Genel Müdürü Mahmut Akşit hoca, Babası Cevat Akşit hocanın telkinleriyle GE firmasında çalışırken ABD'den Türkiye'ye geldi ve bilgi birikimini yerli savunma sanayiimizin gelişmesi için kullanıyor.

PROF. MAHMUT FARUK AKŞİT KİMDİR?

1967 yılında Denizli’de doğan Prof. Dr. Mahmut F. AKŞİT, 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Lisans derecesi ile mezun olmuştur.

Yazının Devamı

Masanın gerçek sahipleri ve yancıları

Türkiye Cumhuriyeti siyaset tarihinde, çok ciddi bir dönemeç geçilmek üzere. Şu bir gerçek ki: Daha önce “Türkiye’yi kim yönetecek?” mücadelesi verilirken, şimdi “Türkiye’nin sahibi kim olacak?” mücadelesi verilmekte.

Siyaset sahnesindeki son perde, siyaset arenasındaki son mücadele. Sahnede ve arenada yer alan herkes bunun farkında; sahnede başrol olabilmek için var gücü ile rolünü oynuyor ve arenada hayatta kalabilmek için var gücü ile pazularını ve kılıcını kullanıyor. Rolünü iyi oynamazsa silinip gideceğini, pazularını ve kılıcını iyi kullanmazsa aslana yem olacağını iyi biliyor!

Bu mücadele kapsamında: “Asla olmaz; rüyamda görsem inanmam!” denilen şeylerin, kolayca olduğunu; “Asla yapmaz!” denilen adamların, hiç çekinmeden söz konusu fiilleri işlediğini; “Kıyamet kopsa, asla bir araya gelmezler!” denilen adamların, “N’aber kanka!” diyecek şekilde bir araya geldiğini ve voltran oluşturduğunu görüyoruz.

Yazının Devamı

Çağın firavunları ilahlık peşinde!!!

En ücra köyden en kalabalık şehirlere yönümüzü nereye dönsek bir bireysellik ve plansızlıklar silsilesi ile karşılaşıyoruz.

Üretimde verimliliği yakalayamıyor, maliyetleri düşüremiyor, kendimiz için işletme modeli oluşturamıyoruz. Sermaye biriktiremiyoruz. Biz hala küçücük bahçelerin üreticisi, küçük tüccarların satıcısıyız. Bu nedenle, ülkemiz tarımının en önemli sorunu olan parçalı arazi sorunu ne pahasına olursa olsun mutlaka çözüm bulmalıdır.

Pek çok defa ifade ettik. Ülkemiz tarımında inanılmaz bir plansızlık hakimdir. Tarım hiçbir kuralın olmadığı yegane üretim alanıdır. Yapılan hiçbir üretim tipi için izin gerekmez. Bu nedenle, tıpkı kentlerin planlandığı gibi, tarımında planlanması gerekir. Dileyenin dilediği yerde, dilediği üretim modelini uygulaması yerine, bölgeler için en uygun üretim tipleri belirlenmeli ve o tipler desteklenmelidir.

Yazının Devamı

Siyasi senaryolar gündemi meşgul ederken hayatınızdan çalıyorlar haberiniz var mı?

Giderek artan dünya nüfusu ve gıda ürünleri talebi hızla artarken üretim kaynaklarının sınırlı olması kaynak kullanım etkinliği ve verimlilik gibi kavramları ön plana çıkarmaktadır. Diğer fazla üretmek değil, kaynakların etkin ve rasyonel bir şekilde kullanılması önem kazanmaya başlamıştır.

Görev ve Sorumluluk alanı başta olmak üzere ulusal ve uluslararası düzeyde;

Tarımsal Üretim Yönetimi Araştırmaları

Yazının Devamı

Gıda krizi adım adım geliyor

Rusya Ukrayna savaşında buğdayın nedenli önemli olduğunu gördük, peki gördük görmesine de buğday verimi ve kalitesini artırmak için ne yaptık?

Türkiye geneli tüm topraklarımızın ıslah ihtiyacı var. Yumurta ..... ağzına dayanmadan tedbir alınmalı.

Deprem felaketinde yaşadığımız acıları gıda krizinde de yaşamamak için acil önlem alınmalı bu uyarı hayati derecede önemli.

Yazının Devamı

Kadın bir gün değil her gün değerlidir

Annedir, eştir, bacıdır, haladır, Teyzedir, kızındır, yani kıymetlindir.

İslam dininde kadın kutsaldır. Bu durum bir takım hadislerle ve ayetlerle de belirtilmiştir. Müslüm Birr 149. hadisine göre "Sizin en hayırlınız kadınlarına en iyi şekilde davrananlarınızdır denilmiştir" Aynı zamanda yüce peygamberimiz kadınlar için "Kadınlar size Allah'ın bir emanetidir" demiştir

İslam’da kadının oldukça önemli bir yeri ve konumu vardır. Kadın bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Hatta kadın ümmetin yarısıdır. İslam’da kadın temel eğitimi veren ilk öğretmendir. Bundan dolayı ümmetin geleceği hususunda kadın çok önemli bir etkendir. Kadın bozulduğunda toplumun bozulacağını çok iyi bilen İslam düşmanları kadını hedef almışlar kadını ifsad etmek üzere çalışmalar yapmışlardır. Bunu da onu erkeklerin arasına karıştırmak kadın erkek eşitliği sahte hürriyet gibi batıya ait fikirleri yayma suretiyle yaparken her çeşit yolu ve aldatma unsurlarını da kullanmışlardır.

Yazının Devamı

Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a açık mektup

Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a açık mektup

ENVER BALTAŞ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilinin bir paylaşımında İstanbul’da yasadışı eylem yapılıyor ve ülkemin polisine hakaret el kaldırma ve ülkeyi tehdit edecek kadar cüretkar davranışlar, yetmiyor bu eylemi geniş kitlelere duyurmak için sosyal ağlarında paylaşım yapıyorlar. Böyle bir paylaşımı görünce o kadar sinirlendim ki şu yorumu yaptım “ülkemin polisine el uzatan i…i’ler”. Bu yorumu kopyalayan Musa Piroğlu’nun avukatı el uzattığı hakaret ettiği ve her fırsatta bölücü cümleler kurduğu Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine hakaret davası açtı ve kazandı.

Yazının Devamı

Toprağa ihanet ettik

Tarihimizin en acı felaketlerinden birini yaşadık. Çok sayıda insanımızı depremde kaybettik. Önemli bir miktar da hayvanımız telef oldu.

7’den 70’e herkes seferber oldu. Milletimizin merhametini, vicdanını, ferasetini bir kez daha iliklerimize kadar hissettik.

Uzunca bir süre bu yaraları sarmakla uğraşacağız hep beraber, millet olarak. Saracağız da… Gelecek geçmişten daha güzel olacak. Bunu başarabilmek için şimdi konuşma, tartışma, ortak akıl oluşturma, çalışma vakti.

Yazının Devamı

O masada neler oluyor?

Seçimler yaklaşırken muhalefet adayları o cami senin bu türbe benim geziyorlar. 5 vakit namazı kaçırmazlar, peygamber soyundan gelirler, Kur’an-ı Kerim’i ayetleriyle ezbere bilirler, belediye başkanı gezdiği şehirlerde bilboardlara, program afişinde cuma namazını da ekler. Umreye giderler. Anlaşılıyor ki seçime kadar bu görüntüleri daha sık görmeye devam edeceğiz. Yakında cübbe sarık giyerlerse de şaşırmamak lazım. Baktılar Atatürk üzerinden siyaset yapınca millet bunlara oy vermiyor, bazı saf Müslümanlardan ne kadar oy koparabilirsek diye en ala Müslüman görümüne bürünmeye çalışıyorlar.

Rahmetli Kadir Mısıroğlu uzun yıllar önce adeta bugünleri görmüş ve demiş ki, ''Eyy millet ben daha Müslümanım bana rey ver diyecekler'' diyerek günümüzde yaşadığımız sahneleri o günlerden öngörüsüyle bilmiştir Memlekete hayırları zaten olamaz biliyoruz

Ne bir proje var, ne bir yapacakları eser var, ne bir faydaları var, ne de zerre kadar umut var.

Yazının Devamı