Enver Baltaş

Enver Baltaş

Her bir askerimiz canımız ciğerimiz

Mehmetçik kimsenin kölesi ya da malı değil. Ayrıca sırf insanlar istiyor diye barbarlar gibi her gördüğü yere saldırıp sürekli şehit verecek canlarımız yok. Delirmiş dana gibi "o ülkedeyse oraya bu ülkedeyse buraya saldırırız" diye hareket eden bir ordumuz da yok çok şükür.

Gerekirse sahada gerekirse masada savaşılır ama klavyeyle sıcak koltuğundan savaş naraları atan sahaya miyop bakanlarla da bir stratejimiz de yok. An itibariyle hem Rusya hem İran hem de rejimi sahadan kovup, kuzeyde Akdeniz güneyde "Davut koridoru"nu bitirip, Türkiye'ye giriş yapılan Telrıfat ve Mümbiç kapılarını da kapattık hiç bir Mehmetçiği şehit vermeden Allah’ın izniyle.

Kim ne kadar zırlarsan zırlasın, Türkiye sahada kazandığı bu ağırlığı masada kullanıp bir o kadar daha kazanacak.

Yazının Devamı

Türkiye yere sağlam basıyor

Şimdi Türkiye yere daha sağlam basıyor, daha sağlam adımlar atıyor ve sahada da bunun etkisi gözüküyor. Bugün Halep'te olanlar, 27 Şubat 2020'ye dayanıyor. Rusya'nın bu kadar sessiz kalmasının sebebi salt olarak Ukrayna Savaşı değil. Rusya eğer ağır bir müdahalede bulunursa Türkiye'nin de bulunma ihtimali var ve Ruslar bu sefer bunun nasıl sonuçlanacağını bilmiyorlar. Türkiye 2020'de Suriye ordusunu hareket edemez duruma getirdi, Ruslar saldırıya geçerse Türkiye'nin bunu tekrar yapmaması için bir sebep var mı? Türkiye'yi durdurmak isterken işler çok daha kötü bir hâl alabilir Ruslar için.

Şimdi Türkiye'nin buradan ders çıkarması lazım.

"İvmeyi arkama aldım, orayı da vurayım, burayı da hedef alayım." mantığının sahada etkisi zannedilenden düşüktür ki bu mantıkla gidildiğinde sağlam bir kayaya çarparsanız, dağılırsınız. Bu sefer o ivme size ters tepmeye başlar. Sahadaki askerin/savaşçının morali ile mantıklı adımlar arasında dağlar kadar fark var. Bunları karıştırmamak lazım. Çatışma sırasında moral çok önemli ancak o morali yüksek tutabilmek için doğru adımlar atan yöneticilere ihtiyacınız var. Bunlar birbirinden farklı şeyler.

Yazının Devamı

Küçük aileler ve büyük sorunlar

Bir çekirdek aileyi kurtarmak ülkeyi kurtarmak kadar değerlidir. Ülkemizde en büyük sorunlar tecrübeli insanların kendi çocuklarına aile olma yolunda vakit ayırmayıp başı boş bırakmasıdır. Bu tecrübesizlik zamanla ilişkide çok ciddi hasarlar meydana getirmektedir.

Evliliğin ilk birkaç yılından sonra meydana gelen çocuk yepyeni güzellik ve duyguların yanında ciddi sorumluluk gerektirdiğinden yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Karı-koca sistemini oluşturmadan anne-baba evresine geçilmemelidir. Genellikle de yolunda gitmeyen evliliklerde çocuğu kurtarıcı unsur olarak görüp çiftlerin hazır olmadan çocuk yapmaları durumuna sık rastlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki aileye katılan yeni bir bireyin sorumluluğunu da üstlenmek, onun bakımıyla, eğitimiyle ilgilenmek, ona karşı davranışlarda tutarlı olmak, kurallar koyup uygulamak ciddi bir iştir.

Çocuğun büyüyüp ergenlik çağına geldiği dönemde aile çocuğunun bir takım tutumları karşısında şaşkın, ne yapacağını bilemez konumdadır. Artık kuralların esnetilmesi gerekmektedir. Çünkü her istediklerini yapan, elinden tutup her yöne çektikleri çocuk yoktur artık. Kendi bireyselleşme mücadelesini veren bir ergenle karşı karşıyadırlar. Artık çocuğa endeksli bir hayat bitmekte çiftlerin baş başa kalabildiği, birbirlerini ve birlikteliklerini sorguladıkları bir dönem başlamaktadır.

Yazının Devamı

Ata erk bir toplum hadım edildi gördün mü?

Aile birliği kurumu başsız bırakılmıştır. Hiçbir ülkede aynı anda iki Cumhurbaşkanı olmadığı gibi bir evin içinde de iki reis olmamalıdır. Erkek, aile birliği reisi olarak tanımlanmalı; delilsiz, belgesiz, şahitsiz biçimde hiç kimsenin lafına itibar edilmemelidir.

Atatürk dönemi 743 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer alan “Aile reisi erkektir. Aile birliğini koca temsil eder. Kadın, gücü yettiği kadar kocasının muavini (yardımcısı) ve müşaviridir (danışmanıdır) ve çocuk ana-babasına riayete mecburdur. Ana-baba çocuklarını tedip (uslandırma) ve terbiye hakkına sahiptir. Ana-babanın çocuğun dini terbiyesini tayin etme hürriyetini sınırlayan her türlü mukavele geçersizdir. Evlenirken varsayılan mal ayrılığı rejimidir. Eski eşe ödenen yoksulluk nafakası ağır kusur varsa azami bir yıla kadardır ve nafaka ödeyen ya da alan eşlerden herhangi birisi yeniden evlenirse nafaka yükümlülüğü son bulur. Çocuk için ödenen iştirak nafakasının gerçekten de çocuğa harcanıp harcanmadığı hâkim tarafından düzenli olarak kontrol edilir.” gibi hükümler 2002 yılından bu yana yürürlükte olan 4721 sayılı mevcut Medeni Kanun’a mutlaka konulmalıdır.

Erkekten kadına yönelik şiddetin %82 oranında baş sebebi olan evlilikte zina mutlaka TCK kapsamında yeniden suç olarak tanımlanmalı. Eski eşe ödenen yoksulluk nafakası AĞIR KUSUR VARSA azami 1 yıla kadar olmalı, taraflardan biri yeniden evlendiğinde nafaka ödemesi sona ermeli; iştirak nafakasının çocuk için harcanıp harcanmadığı düzenli olarak kontrol edilmelidir.

Yazının Devamı

Toroslardan Amanoslara şifa yolculuğu

Tam 19 yıllık bir serüven yılmadan bıkmadan ve azimle verdiğim şifalı bitkiler mücadelem nihai hedefine ulaşarak memnuniyetini bildiren insanların cümleleriyle ufuktaki başarıyı çıplak gözle görmeye başladım.

Başarının Sırrı: İnanç ve çalışmak. Ne sahip olduğun becerilerin ulaştırır seni başarıya ne hayallerin ne de şansın, sadece inancın ve disiplinli çalışman başarıya ulaştırır. Başarının sırrı hırs değil, azimli ve öz verili çalışmaktır.

İşte vatandaşlarımızdan gelen geri dönüş mesajları:

Yazının Devamı

Tercih: FAK-FUK-FON mu? Zengin olmak mı?

Benzin 44 TL, zeytinyağı 250 TL

İspanyanın zeytinyağından ihracatı 24 milyar dolar. Türkiye'nin zeytinyağı ihracatı 40, 6 milyon dolar. Türkiye'nin zeytincilikten ihracat potansiyeli milyar dolarlar. İstenirse Türkiye çok az yıllar içinde zenginler kulübüne girer. Küresel iklimin getireceği olumsuzlukları yok eder. Milli gelir kişi başı 55 bin doları geçer. Yapılacak tek şey boş arazilere zeytin badem ve ceviz ağacı dikmek.

Milyarlarca adet badem, zeytin ve ceviz ağacı dikecek boş arazimiz var. Zeytin ağacının 7, 8 yüz yıl, cevizin 400 yıl, bademin 80 yıl ömrü vardır. Ceviz ve bademin % 70'i yurt dışından ithal edilmektedir.

Yazının Devamı

Başarmalıyız

Herkes konuşacak ama bir şartla; herkes uzman olduğu, fikri değil, bilgisi olduğu konudan konuşmalı. Magazinel değil, bilim ve tecrübeye dayalı fikrini beyan etmeli. STK’lara çok iş düşecek. Süreci yönetmeleri için yetki verdiğimiz insanlar da bu konuşulanları dinlemeli ve ülke menfaati gözeterek karar alıp ivedilikle uygulamalıdır.

Uzmanı olmadığım için inşaat, imar, iskan ve yer bilimleri konusunda bir fikir beyan etmeyeceğim. Ülkemizin bu konuda çok değerli bilim adamları, iş insanları olduğunu biliyorum ve onları dinlemeyi öneriyorum.

Uzmanı olduğum ve tecrübe edindiğim sadece bir konuda fikir ve tavsiye vereceğim;

Yazının Devamı

Çekirdek aile filtresi

* Evlendikten sonra birincil aileniz, eşiniz ve çocuklarınızdır. Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir. Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.

Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.

Evlilikte kadın-erkek eşit değildir. Eştir. Ego yapmaya, her konuda yarışmaya gerek yoktur. Bir evliliğin düzelmesi için iki tarafın da çabalaması gerekir. Aksi taktirde yerinde sayar. İki kürekli teknede bir kişinin bir küreği çekmesiyle teknenin kendi ekseninde dönmesi gibi.

Yazının Devamı

Battı balık yan gider

Türkiye, İslam ülkesi! Yönetimde muhafazakar bir parti var. Uluslararası Şeffaflık Örgütü 2023 Yolsuzluk Algı Endeksi’ni açıkladığında çıkan tablo!

Yolsuzlukla mücadelede dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan ve 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 1995’ten bu yana her yıl yayımladığı Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, 34 puanla 115. sırada yer almıştır. 36 puan aldığı 2022 endeksine kıyasla bu sene 2 puan daha kaybeden Türkiye’nin, ülke sıralamasında da 14 sıra gerilediği görülüyor.

Yazının Devamı

50 yaş

Hep "kırk yaş önemli" derlerdi... Meğerse yanlış biliyorlarmış... Elli yaşından sonrası daha önemliymiş... Hayat kısaldıkça anlamı nasıl da değişiyor... Ellisinden sonra baktığın her şeyi görüyor, dinlediğin her şeyi anlıyorsun... Aşk bile başkalaşıyor... Maddeden ruha geçildiği bir dönem başlıyor... Aldığın her nefesin anlamını biliyor, içtiğin her yudumun tadını çıkarıyorsun... Aşka koşar adımlarla değil, yavaşça vals yapar gibi yavaşça, bir kuş tüyünün havada uçuşu gibi narin, sessiz ama bir o kadar güzel süzüle süzüle... Aşk da âşık da yavaşça süzülüyor gönül kapından içeriye... Yüreğinin ateşini usul usul yakıyor aşk... Saman alevi gibi çabuk yanan, sönen değil kömür alevi gibi olmalı diyorsun... Çünkü zamanı yok aşkın... Yeniden yaşanacak bir sonraki aşklara... Bir daha kırılmak ürkütüyor, bir daha terk edilmek korkutuyor seni. Aşkı şişeden içmiyorsun, kadehten yudum yudum içmek istiyorsun şöyle keyfini çıkara çıkara... Beklentin, "Nasıl daha çok gezeriz?" Değil de... "Birlikte daha çok nasıl vakit geçiririz?" Oluyor... Birlikte dansa gitmek yerine, birlikte yürümek daha güzelleştiriyor ilişkini... Bir filmi izlemek, hiç konuşmadan birlikte bir yeşil ormanı, mavi denizi izlerken... Daha çok susarken aslında daha çok konuşuyorsun sessizce... Gözlerine derin derin bakmak, saatlerce başını omzuna yaslayarak yan yana uzanmak yetiyor... Pahalı hediyeler yerine o gün aranmak daha çok mutlu ediyor, Bu saatten sonra dostlarının sayısı azalıyor... Yarın için kurduğun büyük hayallerinin yerini geçmişte yaptığın başarılarını anımsamak varsa çocuklarına anlatacak hikâyelerin yer alıyor.... Hayat uzun bir yol olsa da ellisinden sonra para değil, sağlık ve huzur için dua ediliyor...

Kısaca ben kırkından değil, ellisinden sonra hayatın anlamını buldum... Elli yaşımı çok sevdim.... Kırmıyorum, kırılmıyorum da; üzülmüyorum, üzmüyorum da. Bir zamanlar değer verdiğim birçok şey değerini kaybetti... Kısaca ben ellili yaşlarımı gönlümce sevgiyle yaşıyor, yaşatıyorum... Neden, niçin, nasıl diye sormuyorum? Olması gerektiği kadarım, olduğum kadarım. Sevgiyle yaşamı kucaklarken, en çok sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi seçiyorum.

Yazının Devamı

Gazze deyince aklınıza ne geliyor?

Bir araç vuruluyor, 12 yaşındaki bir yavru sağ kalıyor, diğer tüm aile ölmüş. Cesetlerin arasından telefon buluyor ve yardım kuruluşlarına ulaşıyor. Tam 12 gün aç, susuz, biçare halde kurtarılmayı bekliyor. Gelen oluyor mu peki? Hayır, hayır, hayır.

Bir LEŞ'miş milletler öyle mi? Leş etrafında toplanmış kargalar sürüsü. O minik beden dünyanın sesiz ve kör olduğu bir coğrafyadan melek olup uçup gidiyor.

"Andolsun ki Lût, onları bizim şiddetli azâbımızla uyardı. Fakat onlar bu tehd­îdleri şüpheyle karşıladılar.” (el-Kamer, 36)

Yazının Devamı

Açlık mı tokluk mu? Karar anı!

"Gıdanın her geçen gün stratejik önemi artıyor"

Pandemi sürecinde tüm dünya ülkelerinin gündeminde daha fazla yer aldı, küresel iklim değişikliği ile birlikte kaynakların azalmasıyla gıdanın her geçen gün stratejik önemini artırdığına şahitlik etmekteyiz. Küresel iklim değişikliği ile birlikte kaynakların azalmasıyla gıdanın her geçen gün stratejik önemi artmaktadır. Herkesin güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya sahip olma hakkının olduğuna dikkat çekmek istiyorum.

"Sürdürülebilir bir dünya düzeni için sadece bugün değil gelecekte de tüm canlıların hayatlarından sorumlu olduğumuzu kabul etmeliyiz.”

Yazının Devamı

Dosdoğru ol, işini sağlam yap, yarını düşünme

6 Şubat 2023'te, Türkiye, tarihin en büyük depremlerinden birini yaşadı. Daha ilk afetin şoku atlatılamamıştı ki, deprem yeniden vurdu Kahramanmaraş'ı. Sarsıntılar öyle büyüktü ki 11 ilde yıkım meydana geldi. O yıkıma, "Asrın felaketi" adı verildi.

İlk deprem sabaha karşı saat 4.17'de meydana geldi. Sadece 8,6 kilometre derinlikteki Pazarcık merkezli depremin büyüklüğü 7,7 idi.

İkinci deprem 9 saat sonra 13.24'te gerçekleşti. Elbistan merkezli 7,6'lık deprem yalnızca 7 kilometre derinlikte gerçekleşti. İki büyük depremde, 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 120 bin kişi depremden yaralı kurtuldu, 40 bine yakın bina yıkıldı.

Yazının Devamı

Hayalleri çalanlar bilsin ki yarına kalır yanına kalmaz!

Kooperatifler ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattırlar.

Burada amaç bireysel başarılamayan işlerin ortak hareketle elde edilmesi amaçlanmaktadır ki doğru ve ahlaki olursa kesinlikle çok mantıklı bir sistemdir. Oysa ülkemizde öyle mi? Asla öyle değil. Kooperatifi fakirler kurar, istenilen katma değer seviyesine ulaşırsa zenginler ona çöker. Ülkemdeki tam tarifi bu.

Çökme esnasında insanı ahlaki ve vicdani tüm değerler hiçe sayılır. Taciz, tahrik, tehdit ne varsa uygulanır. Ekonomisi zayıf insanımızın tek sığınma kapısı Allah'a havale edip beladan uzak durmak için geri çekilmeyi tercih eder. Bunu çok iyi bilen emperyalist zihniyetli ahlaksızlar ve onlara hizmet eden, kendine hukukçu diyen paragöz avukatlar menfaat birlikteliği çerçevesinde birleşerek her şeyi istedikleri gibi dizayn ederler.

Yazının Devamı

Zaman nedir?

İnsanın kendisine biçilen bir yaşama süresidir ve alternatifi olmayan bir olgudur. Ayrıca hakikat algısının doğrudan bağlantılı olduğu ilk unsur da zamandır. Zamanın özel bir kesiti olan ömrün değerine Kur’ân'da bazı âyetlerinde değinmiştir. Hatta bu konuya özel bir ehemmiyet veren Cenab-ı Hak, Hz. Peygamber’in ömrüne yemin etmiştir (el-Hicr 15/72).

Bazı âlimlere göre kasem ifadeleri, Kur’ân’ın ana ve mühim konularını tespitte birer işaret taşı mesabesindedir. Çünkü dünyevî, kevnî, ahlakî ve uhrevî değeri olmayan, insanı bir varoluş dönüşümü- nün eşiğine getirme mesajı taşımayan, salt bilgi değeri taşıyan hususlara değil, Kur’ân mesajı bakımından öncelikli olan ve göz ardı edilmesi, ciddi bunalımlara yol açabilecek olan mevzular hakkında kasem edilmiştir.

1- İşte göz ardı edilmemesi gereken bir konu olduğu için Cenab-ı Hak, Hz. Peygamber’in ömrüne yemin etmektedir: “(Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı” (el-Hicr 15/72). Bazı müfessirlere göre böylesi bir yemin Hz. Peygamber’i yüceltmenin son noktası, ona iyiliğin ve onu onurlandırmanın ileri derecesidir. Ebü’l-Cevzâ’ya göre ise, Allah Hz. Peygamber’in dışında hiçbir şeyin hayatı üzerine yemin etmemiştir. Çünkü Allah katında mahlûkatın en kıymetlisi Hz. Peygamber’dir.

Yazının Devamı

Dayatılan düzende sen sen değilsin!

Günümüzde sağlık ve yaşam kalitesi konularında yapılan araştırmaların odağında yer alan konulardan biri de bağırsak florası. Bağırsak florasının doğru işleyişi genel sağlık durumundan zihinsel kapasiteye kadar pek çok faktörü olumlu yönde etkiler. Üstelik yapılan araştırmalara göre sindirim sistemi ve bağırsak florasındaki dengeleyici bakteriler metabolizma, bağışıklık sistemi ve hatta psikolojik sağlığımız üzerinde hayati bir rol oynamakta. Bu sebeple bağırsak florası sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gittikçe daha fazla önem kazanmakta. Peki, bağırsak florası nasıl bozulur? Bozulan bağırsak florası nasıl düzelir?

Bağırsak Florası Nedir ve Neden Önemlidir?

“Bağırsak florası nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:

Yazının Devamı

Kıtlık senaryosu nun ayak sesleri

Çiftçiler, Türkiye'nin dört bir yanında eylemler gerçekleştiriyor. Bursa'dan İzmir'e ve Gaziantep'e kadar birçok bölgede üreticiler, traktörleriyle yolları kapatarak ve sloganlar atarak düşük fiyatla alımlara tepkilerini gösterdi.

8 Ağustos tarihinde Bursa'nın Karacabey Ovası'nda eylem yapan üreticilerle jandarma ve polis arasında gerginlik yaşandı. Üreticiler, "Çiftçiye uzanan eller kırılsın", "Hükümet istifa" sloganları attı. Çiftçiler traktörleriyle Bursa-İzmir yolunu trafiğe kapattı.

Ağustos ayı başında da İzmir'in Kınık ilçesinde salçalık domates üreticileri, domatesin kilogram fiyatının 2 liranın altına düşmesini Kınık Cumhuriyet Meydanı'ndan Hükümet Meydanı’na kadar yürüyerek protesto etti, traktörlerle yolları kapatmıştı.

Yazının Devamı

Sağlığın şifreleri dağlarda gizli

“Dağlar yaşamın ta kendisidir.” Bu söz daha önce birileri tarafından da hem de binlerce yıl önce söylenmiş olmalıdır. Tüm çeşitlilikleriyle yaşamı bu denli derinden etkileyen bir doğal olay ya da nesne konusunda insanların ilgisiz kalması mümkün değildir. İnsanın yazı öncesi ya da sonrası kültür tarihinin dağa ilişkin konular bakımından inanılmaz zenginliği bu yoğun ilgi ve ilişkinin en belirgin kanıtıdır.

Evet, dağ yaşamın kaynağıdır. Bir futbol topu gibi dümdüz bir dünyada yaşamın ortaya çıkması mümkün olamazdı. İklim de bitki de kültür de ve hatta insanın kendisi de dağların ürünüdür. Bir başka anlatımla, dağlar olmadan tüm biyolojik ve kültürel çeşitliliğiyle yaşamın filizlenip serpilmesi mümkün olamazdı

Dağ, heybetli görünümü, üretkenliği ve baş edilemezliğiyle, insanın fiziksel boyutunu olduğu kadar tinsel boyutunu da etkilemiştir. Dağ insanın ürktüğü, saygı duyduğu ve tapındığı ilk doğa öğelerinin başında gelmektedir. Bilinebilen en eskisinden en yenisine, hemen hemen tüm inanışlarda kutsal bir dağ mutlaka vardır.

Yazının Devamı

Şifa Allah'tan

50 günde gelen olumlu veriler gösteriyor ki insan hücreleri doğru gıdaya kodludur!

- İncir çekirdeği yağı - Kabak çekirdeği yağı - Yaban mersini özü - Çörek otu yağı - Defne yaprağı yağı -Çakşır yağı Tek tek gidelim

1-) İNCİR ÇEKİRDEĞİ YAĞI

Yazının Devamı

İşin aslı ne?

Arap Baharı adı altında ülkeleri kaosa sürükleyen ve daha sonra ülke değerlerine çöken Siyonist akıl, İslam ülkelerinin göbeğine İsrail diye bir terör devletini çıban başı olarak kurdu ve her türlü desteği vermekte.

Geçmişten günümüze geldiğimizde bugüne kadar bu ahlaksız güç karşısında tek oyun kuran ve oyunları bozan Türkiye oldu?

Tek tek sırayla gidelim

Yazının Devamı

Gençlik iksiri

5 yıldır şeker hastalığı ile mücadelem var. 475 ila 250 arası idi ısrarla insilün ve hap kullanmamak için arayış içerisinde oldum. Fakat son zamanlarda sabahları denge bozukluğu görme kaybı ve sol elimin parmaklarımda uyuşmalar başladı.

Bundan bir ay önce Kahramanmaraş’a gittiğimde yıllarca şeker hastası olan abime misafir oldum şekerimi ölçtü 450 çıktı telaşla bana hap verdi insilün uyguladı buna rağmen şeker 200 ün altına düşmedi. Bana ısrarla acil tedavi olmam ve insilün desteği almam gerektiği konusunda telkinde bulundu.

Ağabeyimin doktor oğlu Ahmet, şeker hastalığının insan üzerindeki olumsuz etkilerini detaylı bir şekilde anlatı. O gün bu işin mutlaka doğada bir karşılığı olduğunu düşündüm ve arayışa hız verdim. OGM’den değerli müdürüm Sezgin Kara Bey'in bana hediye ettiği şifa bahçesi Hacı eş Şirvani’nin değerli eserini iki gün inceledim ve bir formül oluşturdum, bu gün yedinci gün. Elhamdülillah şeker 166 tokluk, 119 açlık seviyesine geriledi. Şuan o kadar rahatladım ki tarifi yok.

Yazının Devamı

Öyle bir oyun ki!

Her fırsatta ülke değerleri üzerine cümleler kurar sesimi duyurmaya çalışırım. Üç beş samimi takipçim hariç kimsenin de umurunda olmaz.

Bilerek susmak şeytanlaştırır insanı.

Olsun, biz yine de bilgilendirmeye devam edelim.

Yazının Devamı

Aile

Aile, en kutsal değerdir!

Namahrem yani size özel her şeyinizin paylaşıldığı en kutsal, en mukaddes mahremiyet, özel alan.

Aile ne kadar güçlü ise toplum o kadar güçlüdür. Sevgi ve güvenin ilk aşılandığı korkularınızdan ilk sığınacağınız güvenli liman. “Baba kale kapısı iken anne içmimardır"... Baba her türlü tehlikeden korumak için siper eder kendini. Anne eğitir, besler, adeta bir dantel gibi ilmek ilmek sevgiyle işler aileyi. Birlik ve bütünlük varsa ahenk devam eder. Dışardan bakıldığında koro şefi babanın hamlelerinden içerdeki o güzellikler dalga dalga yayılır topluma. Huzur denilen şey de bu değil mi zaten?

Yazının Devamı

Servis edilen ne? Gerçek ne?

Hamas üzerinden Türkiye, dünya Siyonistlerine ayar üstüne ayar çekiyor.

Dünyaya ayar veren Siyonist camia öyle bir ayar yedi ki dünyada her şey sil baştan değişti.

Tüm ülkeler nerede duracağını, kime yanaşacağını, hatta nasıl bir karar alacağını şaşırdı. Halklar uyandı, doğusundan batısına insanlık ayağa kalktı. Gelin neler oldu analiz edelim.

Yazının Devamı