Türkiye içeride ve dışarıda nereye sürükleniyor?

Durak Karabulut

Durak Karabulut

Tüm Yazıları

Orta Doğu’da tansiyon yeniden yükseldi. İsrail, uluslararası tepkilere rağmen ateşkesi bozarak Gazze’de saldırılarını artırdı. Sivillerin zarar gördüğü bu saldırılar, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirirken küresel ekonomi ve diplomasi üzerinde de ciddi etkiler yaratıyor. Türkiye de bu gelişmelerin ekonomik ve siyasi yansımalarına karşı dikkatli adımlar atmak zorunda. Özellikle artan enerji fiyatları ve küresel piyasalardaki dalgalanmalar, ülkemizin mevcut ekonomik kırılganlıklarını daha da artırıyor.

Ancak tüm bu gelişmeler yaşanırken, içeride de kamuoyunun dikkatini dağıtacak bir gündem yaratıldığı gözlemleniyor.

İÇERİDE YARATILAN KARGAŞANIN ANLAMI NE?

Türkiye, ekonomik sıkıntılar ve dış politikadaki zorluklarla mücadele ederken, halkın öncelikli sorunları yerine farklı tartışmaların öne çıkarıldığı bir süreç yaşanıyor. Geçim sıkıntısı, işsizlik ve hayat pahalılığı gibi milyonları ilgilendiren temel meseleler geri planda kalırken, kamuoyunun ilgisi daha çok siyasi polemikler ve kutuplaştırıcı söylemlerle yönlendiriliyor.

Bu süreçte ana muhalefetin tavrı da dikkat çekiyor. Türkiye’nin en acil sorunları ekonomi, adalet ve halkın refahı iken, muhalefetin zaman zaman kendi iç tartışmalarına ve iktidarın belirlediği gündemlere yönelmesi, kamuoyunda beklentilere tam anlamıyla yanıt vermediği izlenimini oluşturuyor. Toplumun gerçek sorunları yerine tali konuların tartışılması, çözümler üretmek yerine gündemin dağılmasına sebep oluyor.

Öte yandan, son dönemde yaşanan bazı gelişmelerde gençlerin sokak eylemlerine yönlendirilmesi, demokratik mücadelenin sağlıklı bir zeminde yürütülmesi açısından hassasiyet gerektiriyor. Elbette ki demokratik hakların kullanımı en doğal haktır; ancak bunun hukuk çerçevesinde, şiddetten uzak ve sağduyulu bir şekilde yapılması büyük önem taşımaktadır. Gençlerimizin, geleceğe yönelik hedeflerine odaklanarak, ülkenin ortak menfaatlerine sahip çıkmaları hem bireysel gelişimleri hem de toplumsal istikrar açısından daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Demokratik hakların kullanımı, hukuk kurallarına uygun bir çerçevede, yapıcı bir anlayışla yürütüldüğünde toplumsal fayda sağlayabilir.

TÜRKİYE’NİN ÇIKIŞ YOLU

Orta Doğu’daki gelişmelerin Türkiye’ye etkileri giderek daha belirgin hale gelirken, içeride de tartışmaların gerçek sorunlardan uzaklaşmaması büyük önem taşıyor. Kamuoyunun beklentisi, ekonomik refahın artırılması, adaletin güçlendirilmesi ve sosyal barışın korunması yönündedir.

Türkiye’nin önündeki en sağlıklı yol, günübirlik tartışmalar yerine, halkın refahını artıracak ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak somut adımlar atmaktır. Kutuplaşmayı derinleştiren yaklaşımlar yerine, toplumun ortak menfaatlerini gözeten bir anlayış benimsenmelidir.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız