Yanan ormanlık arazileri nasıl değerlendirelim?
Her konuda olduğu gibi yanan orman alanlarının nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda ülkemizde ağzı olan konuşuyor. Hatta bu alanda uzman olan üniversite hocaları, araştırma enstitülerinde görev yapan araştırmacılar ve diğer bilim insanları susuyor. Bunların dışında konuşmaması gereken herkes konuşuyor, nereden nasıl aldığı belli olmayan fikirlerini beyan ediyorlar. Aslında ülkemizde hemen her konuda konuşması gereken bilim insanları, alanında uzman kişiler susarak fikir beyan etmeyip mesleklerinin onurunu korumuyorlar ve toplumu doğru şekilde aydınlatmıyorlar. Mutlaka sosyolojik açıdan bunun sebepleri araştırılmalı ve çözüm yolları araştırılmalıdır. Bilim insanlarının susmasının, konuşmamasının orman yangınlarına yakın felaket olduğunu düşünüyorum.
Yanan orman alanlarının yeniden ağaçlandırılması konusunda çok farklı görüşler var. Yeni fidan dikmeye gerek olmadığını bu alanların kendisini yenileyeceğini belirtenler olduğu gibi, meyve fidan dikme kampanyası ile bu alanların meyve bahçelerine dönüştürülmesini savunanlar da var. Hatta ormanlarımızın kolay yanması için Amerika’nın Marshall yardımları ile kızılçam diktirdiğini ormanlarımızın bu yüzden yandığını söyleyenler bile var. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bilim insanlarının ortaya koyduğu bilimsel gerçeklerle ve sağduyumuzla düşünüp hareket edemiyoruz.
Ülkemizde 2008 ile 2020 yıllarında, 1 Ocak-5 Ağustos tarihleri arasında yanan orman alanları ortalaması 17 bin 578 hektar iken bu yıl aynı dönemde 157 bin 482 hektar orman alanı maalesef yandı. Buna göre, son yangınlarla bu yıl yanan orman alanı büyüklüğü geçmiş yıllar ortalamasının 9 katına çıkmış oldu.
Yangınla mücadele eden birçok ülke yangın söndürmenin ortaya çıkardığı maliyetler ve riskler nedeniyle artık yangın önleyici çalışmalara yatırım yapmaya başladı. Bu çalışmalarda amaç yangının oluşumunu önleyici ve azaltıcı önlemler yanında yangına dirençli ormancılık ve orman içi/yakını yerleşimler oluşturulmasıdır. Öncelikle, yangın sezonu içerisinde orman yangını riski kritik olan dönemlerde insanların ormanlara giriş çıkışları önlenmeli veya azaltılmalıdır. Orman içerisindeki her insan potansiyel bir yangın riski anlamına gelir. Bu bazen bir ateş, bazen bir izmarit, bazen egzozdan çıkan bir kıvılcım, bazen de bir cam parçasıdır. Ülkemizde 1960- 1980 yılları arasında çıkan orman yangınlarının% 0.73'ü yıldırım, % 21 ,33'ü ihmal (lokomotif, kamp, çoban, izmarit, çocuk vb.), % 33.30'u kasıt ve % 44.64'ü bilinmeyen nedenlerden çıkmıştır. Görüldüğü gibi, nedenlerin büyük bir bölümü insanla doğrudan ilgilidir. İkincisi, yangını önleyici veya zorlaştırıcı bir orman yönetimi uygulamalarıdır.
Uzun yıllardan beri tarımsal konularda özelliklede meyvecilik alanında danışmanlık yapıyorum. Yanan alanlardan, sulama imkânı olan yerlere, toprak yapısı ve derinliği de meyvecilik açısından uygun olan yerler meyve bahçeleri kurularak değerlendirilmelidir. Meyvecilik açısından uygun araziler genç girişimcilere veya tarımsal alana yatırım yapmak isteyen “beyaz yakalılar” olarak adlandırdığımız niyeti gerçekten tarıma ve doğaya katkı olan girişimcilere, üretici birliklerine veya kooperatiflere uzun süreliğine kiralama yapılarak verilmelidir. Daha önce Orman Bakanlığının yaptığı gibi orman ağaçları arasına ceviz badem v.b ağaçları dikerek sulamadan, otunu almadan, hastalık ve zararlılarla mücadele yapılmadan meyvecilik yapılmaz. “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” anlayışı terk edilmelidir.
Meyve bahçesi olmayacak yerlerde ise hiç vakit geçirilmeden yangın önleme tedbirleri de alınarak yine kızılçam fidanları dikilerek ormanların eski halini alması sağlanmalıdır. Fidan dikilemeyen yerler de ise zaman içinde tekrar çam fidanlarının büyümeye başladığı görülecektir. Bu alanlarda en azından yangın önleme tedbirleri mutlaka alınmalıdır. Ayrıca yanan ormanlık alanları imara açarak değerlendirmek isteyen kişi ve ya kişilere ormanlık alanların dışında bulunan yerler tahsis edilmelidir. Eğer yeni oteller ve yerleşim yerleri bir ihtiyaçsa, ormanlık alanlar dışında bulunan yerler tahsis edilerek bu ihtiyaç giderilmelidir.