Tarımsal ürünlerde kalıntı sorunları
İnsanların sağlığını koruyabilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeleri yanında, alınan gıdalarda ilaç kalıntısı olmaması insan, hayvan ve çevre sağlığını tehdit etmemesi ve güvenli olması gerekmektedir. Tarım ilaçlarının, gıdalar üzerinde bıraktıkları kalıntıya “Maksimum kalıntı limitleri” (MRL) denilmektedir. Başka bir değişle gıda maddelerinde bulunmasına izin verilen en fazla tarım ilacı (pestisit) miktarını (ppm) ifade etmektedir. Genel olarak MRL pestisit kalıntısı olarak da ifade edilmektedir. Tarımsal ürünlerin pestisit kalıntısı içermemesi iç tüketim ve dış ticarette çok önemlidir. AB’nin Hızlı Alarm sisteminde Avrupa’da dolaşan tarım ürünlerinde pestisit kalıntısından dolayı uygun bulunmayanlar günlük olarak duyurulmaktadır. Pestisit kalıntı değerleri yüksek olan ürünler iade edilmektedir. Türkiye’den AB ülkelerine 2018 yılında giden tarım ürünlerinden, uygun bulunmayan 318 parti üründen 113’ünün geri gönderilme gerekçesi pestisit kalıntısı değerlerinin yüksek olmasıdır.
Tarımsal üretim yapılan arazilerde çok düşük oranda zararlı, hastalık veya yabancı ot görüldüğünde, ilaçlama maliyetinin ne olacağı hesaplanmadan; ilaçlamanın ekonomik olup olmayacağı konusunu düşünülmeden ilaçlamaya karar verilmektedir. Ülkemizde yaygın olarak yapılan bu yanlış, hem çiftçinin bütçesine hem de ülke ekonomisine zarar vermektedir. Gereksiz veya zamanından önce yapılan ilaçlamalarla bitkiler üzerindeki kalıntı miktarı (MRL) da artmaktadır. Böylece hem alın teri ve emeğinin karşılığını alamayan üreticilerimiz mağdur olmakta, hem de milli ekonomimiz zarara uğramaktadır.
Zirai mücadele ilacının etkililiği, ilacın kullanım zamanındaki iklim koşullarıyla ilişkilidir. Üreticilerimiz hava koşullarının ilaç etkinliğine olumlu veya olumsuz etkisini bilmedikleri için çoğu zaman yaptıkları ilaçlamaların faydasını görememekte fakat bu ilaçlar bitkiler üzerinde yine kalıntı bırakmaktadır. Eğer ilaçlama yapacağımız gün hava yağışlı- ise yağmur zirai mücadele ilacının yıkanmasına neden olur. Hava sıcaklığı düşük ise; uyguladığımız ilacın bitkiler tarafından alınması zorlaşır beklenen sonucu alamayız. Hava sıcaklığı yüksekse, yüksek sıcaklıklar ilacın buharlaşmasına neden olur, ilaç kaybı yanında ilacın sıvı kısmı buharlaştığından bitkide yanmaya neden olur. Hava rüzgarlı ise ilaç rüzgarla sürükleneceğinden çevredeki bitkilerde zararlara neden olur.
Son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken süreye “Bekleme Süresi” denilmektedir. MRL değerlerinin yüksek çıkmaması için mutlaka bekleme süresine uyulmalıdır. Bu süre, her ilacın etiketinde gün olarak yazılıdır. İlaçlar, bitkiler üzerine püskürtüldükten sonra genellikle sıcaklık, ışık, yağış gibi çevresel etkiler nedeniyle zehirliliklerini zaman içinde kaybederler. Bekleme süresi bitiminde zehirli kalıntı miktarı insan, hayvan ve çevre sağlığı için zararsız bir seviyeye düşer. Zirai mücadele ilaçlarının güvenle kullanılabilmesi için tavsiye edilen kullanım miktarı ve bekleme süresi ne mutlaka uyulmalı, özellikle son ilaçlama ile hasat arası süre göz önüne alınarak amaca uygun zirai mücadele ilacının seçimi yapılmalıdır. Bekleme süresine uyulmadan hasat edilen ürünlerde pestisit kalıntısı yüksek olduğundan, bu tarımsal ürünler hasat edilmemeli asla yenmemeli ve satılmamalıdır.
Danışmanlık hizmetleri ve arazi gözlemlerinde çoğu üreticinin ilaçların bekleme süresi hakkında bilgisinin olmadığını hatta zirai ilaç bayilerinin bu bekleme süresi konusunda duyarsız olduklarını gözlemledim. Bazı sebze üreticilerinin hasat dönemine yakın, hububatta kullanılan ve çok uzun bekleme süresi isteyen ilaçları kullandıkları ve ilaç bayilerinin de bu ilaçları tavsiye ettiklerini gördüm. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesin de çok sayıda gıda laboratuarı bulunmaktadır. Pazarlardan satılan veya üretici arazilerinde üretilen ürünlerden örnekler alınarak kalıntı analizleri yapılmalıdır. Aynı analizleri Belediyelerde kuracakları laboratuarlarda kolaylıkla yapabilirler. Kalıntı değerleri yüksek ürünler imha edilip sahiplerine ceza işlemleri uygulanmalıdır. Eğer bu kontroller yapılırsa üreticilerin ve ilaç bayilerinin bu konudaki duyarlılığı da artmış olur.