Tarımsal faaliyetlere Ay’ın etkileri
Ay’ın ve Güneşin Dünyamıza uyguladığı çekim kuvveti, insanların yaşayabilmesi için iklimsel koşulların oluşmasını sağlamaktadır. Özellikle gel- git etkisi ile okyanusları kendine doğru çekerken yani gel olayında, dünyanın hızı yavaşlar ve öngörülemeyen değişiklikler olur. Yani Ay’ın ve Güneşin Dünya üzerindeki etkilerine göre hayatın akışı şekillenir. Geçmiş dönemlerde bu etkileşimlere Ay Takvimi adı verilmiş.
Öyle ki, bu takvimi takip edenlere göre, Ay’ın eskisinde ekilen veya dikilen ürün daha verimli olur; özellikle Ay’ın dolunay devresi ekim/dikim zamanıdır. Ay’ın yenisinde ekilen, dikilen, biçilen veya toplanan ürün böceklenir, küflenir. Koyun yeni ayda kırkılmaz, aksi halde yünü çabuk kopar ve güvelenme oluşur. Ağaçlar yeni ayda kesilmez, aksi halde odunu kolay bükülür, çatlar ve çürür. Budama ve aşılama yeni ayda yapılmaz, aksi halde sürmez ve tutmaz (bu işler için yarımay beklenir). Dolunayda biçilen otlar daha şifalı olur. Yani yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiler, tecrübeler ve gözlemler, Ay’ın hangi devresinde neyin yapılıp yapılmayacağını insanlara öğretmiştir.
Ay’ın tarımsal faaliyetlere etkisi ile ilgili nesilden nesile aktarılarak gelen doğru bilgiye dayanan fakat doğruluğu bilimsel olarak ispatlanmamış sözlerden bir tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ay'ın yenisinde yapılan işten hayır gelmez, Dolunay'ı bekle, bereketini gör, Ay'ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek, Kesme odunu Ay büyürken, kırk koyunu küçülürken.
Antalya'da bulunan Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü'nde 2012 yılında yukarıda verdiğim özdeyişin doğruluğunu araştırmak için bilimsel bir proje başlatıldı. Bu projeyle ürün ekiminden meyve ağaçlarının budanmasına, böceklerin ürüne musallat olmasından hayvanların ne zaman kırpılacağına, bulgurdan salçaya, turşudan peynire gökyüzünde Ay'ın hangi evresinde ne yapıp yapılmayacağına ilişkin araştırmalar yapılacak.
Elde edilen ilk sonuçlara göre, Ay evrelerinin böceklenme üzerine etkili olduğu belirlenmiş. Örneğin “dolunay” ve “yeni ay” da tomruklara zarar veren böceklerde artış olurken, diğer evrelerde böcek zararı görülmemiş. Kasım-aralıkta kesilen ağaçların tomruklarında böcek zararı olmazken, nisan-mayıs döneminde kesilen ağaçların tomruklarında böcek zararlıları daha fazla görülmüştür.
Ağaç işleri ile uğraşan yaşlılar, ağaçların Ay'ın eskisinde kesilmesi gerektiğini söylerler. Çoğu eski asırlık evlerde kullanılan ahşap malzemelerde bir tek kurt ve böcek zararı yoktur. Bunun sebebi ağaçların kesildiği dönemdeki Ay’ın evresi ile ilgili olduğu düşünülmektedir.
Güneş ve Ay gel- git etkisiyle yeryüzündeki su kütlesini çeker sonrada serbest bırakır. Normal şartlarda gelgitler 10 ila 100 cm arasında su yükselmelerine sebep olmakla beraber, en büyük gelgit 19 metre yükseklik ile Kanada’nın Fundy körfezinde oluşmuştur.
Ay'ın ve Güneşin sebep olduğu gel-git olayının, sadece denizlerde değil insanlardan tüm canlılara kadar çok büyük etkileri olduğu bilinmektedir. Su oranı, insan vücudunun % 50-80’i, bitkilerin % 80-95’i hayvanların % 45-85’i tohumların ise %5-15’i arasındadır. İşte yaşayan her canlının büyük bölümünü su oluşturduğundan, ayın hallerine ve gel git olayının etkisine göre etkileşim ve değişiklikler olmaktadır. Bu etkileşimin etkileri ile ilgili ABD'de 30 bin suçlu üzerinde araştırma yapılmış. Kaçakçılık, hırsızlık, tecavüz gibi suçların Ay'ın farklı evrelerinde arttığı belirlenmiştir.
Geçmişte yaşayan insanların tecrübe, bilgi ve önsezileri ile oluşan özdeyişlerin doğruluğu ve onların fark edemediği diğer bilimsel gerçeklerin de ortaya çıkarılması için tarımsal konularda ve diğer alanlarda daha fazla araştırma çalışmalarının yapılması gerektiği açıkça görülmektedir.