Çim alanların bakımında pratik bilgiler
Önemli miktarda para, emek ve zaman harcayarak bahçenize ektiğiniz çimlerinize doğru bakımı uygularsanız, çimleriniz canlı ve yemyeşil görünümüyle sizin, mahallenizin ve komşularınızın gurur ve keyif kaynağı haline gelebilir.
Çim tohumlarınız çimlenirken toprağı kabartır. İlk biçme işlemini yapmadan önce bu kabaran toprağımızı bir silindir yardımıyla düzleştirmeniz ve bastırmanız gerekir. Bastırma işlemi sırasında kabaran toprak yerine oturur ve çimin kökleri ile toprağın teması sıkılaşır. Çimlerinizin boyu 7-8 cm yüksekliğe geldiğinde 4-5 cm'ye inecek şekilde bıçakları keskin olan makinelerle biçme yapabilirsiniz. Her biçimde biçme yönünü değiştirilmelidir.
Çimler ilkbaharın başında ve sonbaharın sonunda toprak tahlil sonuçlarına göre gübrelenmelidir. Çimler biçildiğinde besinleri de uzaklaştırmış oluruz. Biçtiğimiz her kilogram çim kırpıntısı ile yaklaşık 30 gram azot, 20 gram potasyum ve 10 gram fosfor ortamdan uzaklaştırılmış olur. Bu besinlerin yerine yenisini koyarken yavaş salınım özelliği olan çimler için özel olarak üretilen gübreleri kullanmanızı tavsiye ederim.
Çim alanlarında meydana gelen sarılıklar azot veya demir eksikliğinden meydana gelmektedir. Bu konuda uzman kişilerden yardım alınmalıdır. İlk gelişme döneminde bitkiler fazla azota ihtiyaç duymazlar. Kök yapısı güçlü bir çim için fosfor ve potasyum içerikli gübreler kullanmalısınız. Gübreleme yapıldıktan hemen sonra sulama yapılmalıdır. Gübre yanığı genel olarak fazla miktarda gübre kullanıldığında, çimler ıslakken ve ya sıcak havalarda uygulama yapıldığında oluşmaktadır. İçerisinde yüksek tuz konsantresi bulunan gübre granülleri çimin üzerinde kaldığında bitkinin suyunu emer ve bitki hücresindeki su kaybından dolayı ölebilir.
Kışa girerken çimler kısa biçilmelidir. Kısa biçilen çimler baharda da güneşin toprağı daha çabuk ısıtmasını sağlar. Uzun bırakılmış çimlerin kar örtüsü altında kalması çimlerin çürümesine neden olabilir. Don olduğunda bahçede yürümek çime zarar verir. Don alanda yürürseniz donmuş yaprak hücrelerini öldürürsünüz. Don ortadan kalktığında ayak izleriniz çim üzerinde siyah veya kahverengi lekeler halinde görülebilir.
Çimlerin sulanmasında yağmurlama sistemi kullanılmalıdır. Sulama sabahın erken saatlerinde yapılmalıdır. Yeterli sulamanın yapılıp yapılmadığı iki şekilde anlaşılabilir. Birincisi sulama sonrası kuru bir çubuğu çim alanda birkaç faklı yere batırıp suyun 10 cm derinliğe ulaşıp ulaşmadığına bakabilirsiniz. İkincisi fıskiyelerden farklı uzaklıklara kaplar yerleştirip sulama sonrası bu kaplardaki su miktarını ölçebilirsiniz. Sulama sonrası kapta olması gereken minimum miktar 1,5 cm. maksimum miktar 2,5 cm olmalıdır.
Yabancı otlar, çimlerin besin maddelerine, suyuna ve ışığına ortak olmaktadırlar. Geniş yapraklı yabancı otları yok etmek için 2-4 D. Amin içerikli yabancı ot ilaçları kullanılabilir.
Oksijen, su ve besin maddelerinin çim köklerine daha kolay erişmesini sağlamak için, ilkbaharda çim yüzeyleri özel bir tırmıkla veya havalandırma makineleri kullanılarak havalandırılmalıdır. Basit bir bel kullanarak çimlerinizin üzerinde küçük delikler açıp buralara kalın kum doldurabilirsiniz. Bu işlem yüzeyden gelen suyun uzaklaşmasını sağlarken köklere oksijen sağlar.
Dip Çürümesi (damping off), Dollar spot, pembe kar küfü, kahverengi yama hastalığı, çökerten, pas, fusarium çürüklüğü, yaprak beneği gibi hastalıklarla, köstebek, danaburnu, çim kurtları ve nematotlar gibi zararlılar çim ekili alanlara zarar vermektedir. Bu hastalık ve zararlıların teşhisinde ve mücadelesinde uzman kişilerden yardım alınmalıdır.
Çim alanlar çok iyi bir oksijen deposudur. Bir kişinin bir günde ihtiyacı olan oksijeni 60 m2 lik çim alanda üretilen oksijen karşılayabilir. Yapılan araştırmalar sıcak bir günde kaldırım ve caddelerin yüzey sıcaklığının 38 ºC ve daha fazlasına çıktığını kaydederken, yeşil alanların yüzey sıcaklığının en fazla 24 ºC’ye kadar yükseldiğini göstermektedir. Çim alanlar yağışlarla gelen suyu boş arazilere oranla 4 ila 6 kat daha verimli bir şekilde toprağa çeker. Yeşil renk insanı sakinleştirir ve sinir sistemi üzerinde doğal bir etki yapar. Yeşil ümit etmeyi, gençliği, yenilenmeyi, umutları ve dinçliği simgeler.