Ali Murat Karabağ

Ali Murat Karabağ

Dijital platformların yanlış kullanımı

İnternet ve iletişim teknolojileri, dünyada en hızlı gelişen teknolojilerin başında gelmektedir. Özellikle son birkaç yıl içinde oldukça gelişen sosyal ağlar ve oyun platformlarının kullanımı günlük hayatımızda çok kısa bir sürede oldukça önemli bir yere sahip olmuştur. İlerleyen yıllarda Metaverse ve sanal gerçeklik yaşamımızın önemli bir bölümünde kullanılır olacak. Bugün kullandığımız sosyal ağların çeşitliliği, rolü ve önemi belki de evrimleşerek çok farklı boyuta geçecek. Şu an yaptığımız öngörü dahi eksik ya da geçersiz kalabilir zira dijital dünyanın gelişimi çok hızlı ve beklenmedik yönde olabiliyor.

Cep telefonlarının gelişimi bunu ispatlamaktadır. Peki, biz bu değişim ve gelişime nasıl ayak uyduracağız? Çocuklarımız için teknoloji kullanımını nasıl organize edeceğiz? Yanlış kullanımda biz ya da çocuklarımız neyle karşılaşabilir?

Teknoloji doğru kullanıldığında beraberinde pek çok avantaj getirebilmektedir. Yanlış kullanımı ise istenmedik olaylara sebep olabilmektedir. Bu nedenle sosyal ağlar ve internetten nasıl daha verimli faydalanabilecekleri konusunda çocuklarımızı doğru yönlendirmeliyiz.

Yazının Devamı

Farklı olan çocuk

Bazıları vardır ki farklıdır. Diğerleri tarafından garipsenir, görmezden gelinir hatta itilir. Uzak dursunlar istenir. Farklıdırlar. Farklılığın bilinmezliği diğerlerine korkutucu gelir. Diğerleri kendilerinden olmayanı dışlar. Kendileri gibi olanlarla kurdukları düzen içinde, konfor alanları içinde yaşamak isterler. Farklı olanlar farklarını anlayıp onlara destek verecek birini bulamadıkları takdirde mutsuzluk dünyasında yol alır. Farklı olanlar fark edilmek için içten içe umut ederken, aynılar farklı olanın yaklaşmaması için içten içe umut eder.

Bu noktada biz eğitimcilere çok büyük görev düşmektedir. Öğrenciler, farklılıkları nedeniyle dışlanma riski taşırlar. Bu, özellikle özel eğitim gereksinimleri olan bireyler için geçerlidir. Eğitimcilerin, farklılıkları kabul eden ve çeşitliliği teşvik eden bir ortam yaratması gerekmektedir. Sınıf içinde, farklılıklara yönelik korkuların azaltılması için farkındalık artırıcı etkinlikler ve projeler düzenlenebilir. Mesela, öğrencilerin birbirlerini anlamalarına ve empati kurmalarına yardımcı olacak etkinlikler düzenlenebilir. Farklı bireylerin destek bulamadıklarında huzursuz ve mutsuzluk hissederler. Bizlerin buna çok dikkat etmesi gerekir.

Huzursuzluk gerginlik, gerginlik ise akran zorbalığı gibi sonuçlar doğurabilir. Öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmalı ve uygun desteği vermeliyiz. Unutmamalıyız ki her çocuğun bir becerisi vardır ve marifet iltifata tabiidir. Çocukta bulacağımız, keşfedeceğimiz bir marifeti onları çok farklı bir dünyaya ulaştırabilir. Yıllardır görmüş ve yaşamışızdır. Televizyona bir sanatçı çıkar, herkes onu alkışlar, gazeteler, televizyonlar onun hakkında övgüyle bahseder. Çünkü o tüm zorluklara, farklılıklara, engellere ve eksiklere rağmen başarmıştır. Oysa aynı durumlara sahip başka bir çocuk başaramamıştır. Aradaki fark keşfedilmek, desteklenmek ve çalışmak.

Yazının Devamı

Ördek sendromu

İlkokul birinci sınıfa başlayan öğrenciler için ilk birkaç gün zor geçebilir. İşinin ehli bir öğretmenle ve öğretmenin yönlendirmelerini dikkate alan veliler ile bu süreç çok hızlı atlatılabilir. Dünyanın en güzel karelerinden biri ilk dersin sonunda öğretmenin çocuklarını ördek yavruları gibi ardına alıp okulu gezmesidir. Bu arada veliler uzak bir köşeden çocuklarını izler. İki gurubu da uzaktan izlemek muazzamdır. Çocukların tedirgin de olsalar gruba dahil oluşları, velilerin şaşkınlığı, mutluluğu, gururu… Oscar ödüllük bir film gibi izlersiniz.

Bu filmde roller bellidir. Öğretmen-öğrenci-veli. Rollerin birbirine karışması süreci zora sokar. Hele ki veli, hem anne-baba hem öğretmen hem de çocuğun yapması gereken işleri yaparak rolleri karıştırırsa işler sarpa sarar. Anne-baba çocuklarının öğrenme ve eğitim süreçlerine olması gerekenden fazla müdahale ederek onların gelişimini engellemeye başlaması çok tehlikeli bir durumdur.

Bu durumda dünyayı tanımaya çalışan ördekler gider, karşımıza Ördek Sendromu çıkar. Bu sendromda, veliler çocuklarını korumaya çalışırken, onların bağımsızlıklarını ve sorumluluklarını geliştirmelerine izin vermezler. Ördek sendromu, ebeveynler çocuklarının her hareketini takip ettiğinde ve gereğinden fazla koruma ve rehberlik sağladığında ortaya çıkar. Bu durum çocuğun problem çözme becerileri ve özgüveni üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir.

Yazının Devamı

Ergenle iletişim

Bir çocuk ne görürse onu yapar. Okuyanla büyürse okur. Televizyon ve telefondan gözünü alamayan ebeveyn görürse o da gözünü tabletinden alamaz. Sohbet ediliyorsa sohbet eder. Susuluyorsa odasına gidip susar. Hep sonra konuşuruz ya da sonra oynarız cevabını alıyorsa büyüdüğünde aynı cevabı alırsınız. Baba şimdi olmaz, anne sonra…

Ergenlik problemleri ortaya çıkınca oturup konuşmanız gerekir. “Gel iki dakika sohbet edelim.” Dediğinizde yüzünüze boş boş bakıp odasına gider. Asla karşılık bulamazsınız. Ona göre siz onu yıllarca adam yerine koymadınız, dinlemediniz. Şimdi sorunlar büyüyünce ona nasihat vermek istiyorsunuz ancak sohbetin tadını almayana nasihatin şivesi batar. Bugüne kadar kendisiyle sohbet etmeyen hatta ona göre “adam yerine konulmayan” çocuk bu duruma daha da öfkelenir. “Madem konuşmak istiyorsun şimdi de sen benimle konuşmak için uğraş bakalım.” der.

Oysa yapılması gereken çok basitti. Geceleri yatmadan 4-5 dakika masal okumak. Gün içinde en azından 10 dakika oyun oynamak. Sohbet ederken işlerinden bahsetmek. Yoğunluğunu ve yorgunluğunu ifade edip empati kurmasını sağlamaktı. Böylece o da büyüdüğünde empati kurmanız için size fırsat verecektir.

Yazının Devamı

Okumaya başlarken

Okuma ve yazmayı öğrenmek, çocuklar için hayati bir adım olup, onlara tamamen yeni bir bilgi dünyasının kapılarını aralar. Okuma ve yazmayı öğrenme süreci yaşamdaki ve akademik gelişimdeki önemli adımlardan biridir.

Bu temel beceriler çocukların bilgiye erişmesini ve bilgiyi anlamasını sağlar. Okuma becerisi çocukların kitaplardan, dergilerden, internetten ve diğer yazılı kaynaklardan bilgi almasını sağlar. Yazmak ise onların düşüncelerini, duygularını ve fikirlerini kağıda döküp başkalarına aktarmalarını sağlar.

Bu iki beceri çocukların dünyayı anlamalarına ve kendi düşüncelerini geliştirmelerine destek olur. Çocuklar kitap okuyarak farklı kültürlerle tanışabilir, farklı konuları öğrenebilir ve hayal güçlerini geliştirebilirler. Yazmak onların kendilerini ifade etmelerine ve yaratıcılıklarını kullanmalarına olanak sağlar. Ayrıca bu beceriler çocuğun akademik başarısını artırabilir ve gelecekteki öğrenmeleri için temel oluşturabilir.

Yazının Devamı

Verimli ders çalışma

Su akar yolunu bulur. Ancak yolu bulana kadar kaybedilen su miktarı çok önemlidir. Bizim zamanımız da akan su gibidir. Her damlasını yani her saniyesini etkili ve verimli kullanmalıyız. Aksi durumda kaybolan zamanı geri getiremeyiz.

Kıymetli velilerimiz, çocuklarımızın her anı bizler için çok kıymetli, bu nedenle onların zamanını en etkili ve verimli kullanmalarını sağlamak için öncelikle bizlerin rol model olması gerekmektedir. Yaşam disiplinimiz ile çocuklarımıza başarı yolunda ilham olmalıyız. Ders zamanı ders, iş zamanı iş, eğlence zamanı temelini yerleştirdikten sonra verimli ders çalışma yöntemleri için zemini oluşturmuş oluruz.

Başarı, bilinçsizce çok çalışmakla değil ne yaptığını ve yapması gerektiğini bilerek verimli bir şekilde çalışarak elde edilir. Tabii burada dikkat etmemiz gereken en önemli konu bireysel farklılıklar. Her çocuktan aynı zamanlamada ve yöntemlerle çalışma beklenemez. Çocuklarımızın kimi sabah, kimi okuldan gelir gelmez, kimi dinlendikten sonra rahat odaklanabilir ya da kimi işitsel yollarla daha iyi öğrenebiliyorken kimisi görsel yollarla daha iyi öğrenebilir. Önemli olan kendimize uygun olan yöntemleri bularak daha verimli bir çalışma sağlamaktır.

Yazının Devamı

Okullar açılıyor, minikler heyecanlı

Eğitim kurumlarında eğitime başlamak. Bu başlangıcın doğru ve sürdürülebilir olması için ailelerimize büyük iş düşmektedir. Öncelikle okul yaşamın doğal bir parçasıdır bunu hep birlikte kabul etmeliyiz. Aile sohbetlerimizde okul yaşantımızdaki güzel anıları paylaşmalıyız.

Unutmayın, çocuklarınız sizleri çok iyi tanıyor. Yüzünüzdeki kaygı, endişe, karasızlığı çabucak fark eder, bu duyguları hemen kendisi de yansıtır. Siz değerli anne-babalarımızın çocuğunuza mümkün olduğunca destek olması, kendi kaygı ve endişelerinizi ona yansıtmak yerine daha güçlü, daha özgüvenli ve tutarlı davranış ve tutumlar sergilemeniz önemlidir. Öncelikle okul ve okul yaşamını önceden açıklayın. Öğrencilerimiz kendilerini neyin beklediğini bilmedikleri için korkmuş ve kaygılı olabilirler. Uyum dönemi başlamadan önce onlarla okul yaşamını paylaşın, okulu gezip oynayabileceği alanları görmesini hatta orada zaman geçirmesini sağlayın.

Anne-babanın doğal davranması, bunun normal bir süreç olduğunu hissettirmesi, geçmiş deneyimlerini ve bunun onlara getirdiği olumlu şeyleri abartmadan anlatması etkili olur. "Artık okula başladın, her şey farklı olacak..." gibi muğlak ifadeler yerine (bir anda açıklamaya gerek kalmadan) neler olabileceğine dair küçük, net mesajlar verilebilir.

Yazının Devamı

Siber zorbalık

Günümüzde internet kullanımı hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. İnternet; bilgiye erişimi kolaylaştırmak, kişiler arası ilişkilerin sıklığını artırmak, alışverişi kolaylaştırmak, eğitim desteği sağlamak ve eğlenmek için etkili bir araçtır. Bu faydalarının yanı sıra internet kullanımı günümüzde birçok bireyin maruz kaldığı olumsuz davranışlara yeni bir boyut kazandırmıştır: siber zorbalık.

Zorbalık, savunmasız bireylere sürekli şekilde yönlendirilen, saldırganlık içeren davranış örüntülerinin tümüdür. Bir davranışın zorbalık sınıfında yer alabilmesi için davranışın zarar verme hedefinde olması, tekrarlıyor olması ve iletişim gerçekleşen kişiler arasında güç dengesizliğinin olması gerekmektedir. Siber zorbalık ise geleneksel zorbalığın, dijital araçlarla gerçekleştirilmesidir.

Siber zorbalık genellikle şaka yapmak, eğlenmek, birinin duygularını incitmek veya intikam almak amacıyla yapılır.

Yazının Devamı

Bireysel farklılıklara saygı

Bireysel özellikler, insanları birbirinden ayıran, onları “kendi” yapan özellikleridir. Bunlar; yaş, cinsiyet, etnik köken, dini ve siyasi düşünce gibi çeşitli farklılıkları kapsamaktadır. Bu farklılıkların bir kısmı doğuştan kazanılırken bir kısmı da sonradan edinilmektedir. Toplumsal yaşamda refah düzeyini arttırmak, daha hoşgörülü ve saygılı bir ortam oluşturmak için bireylerin bu farklılıkları tanımaları ve bunlara karşı duyarlı olmaları gerekmektedir.

Bireysel özellikler üçe ayrılır;

• Fiziksel Özellikler

Yazının Devamı

Öfke nedir?

Öfke, çoğunlukla tehdide, adaletsizliğe veya rahatsızlığa tepki olarak ortaya çıkan yoğun bir duygudur. Bu duygu, kişinin kendini koruma veya durumu değiştirme ihtiyacı hissetmesine neden olan hem fizyolojik hem de psikolojik bir tepkidir. Neyi sevip neyi sevmediğimizi, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığımızı ifade eden duygusal ipuçlarından biridir. Tüm duygularımız gibi uygun ifade edildiğinde insani ve normal bir duygudur.

Hayal kırıklığına uğradığımızda, utanç hissettiğimizde, engellenmiş hissettiğimizde, haksızlığa uğradığımızda, kaygı hissettiğimizde, anlaşılmadığımızı hissettiğimizde.

Peki, öfkemizi neden kontrol etmeliyiz?

Yazının Devamı

Türkiye’de yabancı dil öğrenmek

Bir gün bir velim “Hocam, yabancı dil öğretmenleri hep onlara bağımlı kalalım diye mi, dili öğretmiyor?” diye sormuştu.

Hayır, tabii ki bu söz konusu olamaz. Yabancı dil edinimindeki en temel sorun zaten sorunun içinde açıkça yazıyordu. Yabancı dil “öğretmiyorlar.” Yabancı dil öğretilmez hatta ana dil de öğretilmez. Dil edinilir. Anne ve babalar, bebeklerinin “Anne” mi yoksa “Baba” mı önce diyeceği hususunda verdikleri kelime öğretme telaşı dışında asla bir kelime ya da cümle yapısını bebeklerine öğretmendiler.

Ana dil ve yabancı dil edinilir. Öncelikle bu temel yargıyı sağlamlaştıralım üzerine nasıl geliştireceğimizi kaleme alalım.

Yazının Devamı

Eğitimi eğitme eğilimindekilere

Kıymetli okurlar, siyaset yüzyıllardır eğitimi eğiterek insan geleceğine yön verme telaşında. Kimi zaman bu telaş insan gelişiminin ve dünya gerçeklerinin dışında sadece istendik nesil yetiştirmek için kurgulanmaya odaklanır. Nedir bu istendik nesil? İstendik nesil, günü kabul eden geleceğe dair umudu olmadan önüne konulanı kabul eden nesildir. Siyasetin bu amacı sadece bu topraklara ya da bu çağa özgü bir durum değildir. Bu durum dünyanın her yerinde her zaman aralığında böyleydi. Oysa bize lazım olan birey, düşünen birey, katkı sağlayan birey, umudu olan bireydir.

Eğitim insanlığı eriterek şekil verme değil farklı şekillerdeki bireylerin özelliklerine göre onları geleceğe hazırlama ve şekli ne olursa olsun geleceğe umutla bakması için güçlendiren bir sistem olmalıdır. Peki, bunun için neler yapılmalıdır?

İlk ve en önemli yol eğitimcilerin yeniden özgüvenlerini sağlamaktır. Veliler olarak öğretmenlerimize sahip çıkacak, saygımızı çocuğumuzun geleceği için sevgiyle yoğurup çocuğumuzu öğretmenimize emanet edeceğiz (Şiddet Eğitimi Korkutursa Geleceğimizden Korkmaya Başlayabiliriz!).

Yazının Devamı

Nedir bu beceri temelli sorular?

Günümüz dünyasında hızla değişen ve gelişen teknolojiye paralel olarak eğitime yenilikçi yaklaşımlar getiriliyor. Bu değişimin en önemli unsurlarından biri de beceri temelli soruların kullanıldığı yeni ölçme ve değerlendirme yöntemleridir.

Peki, beceri temelli soru nedir? Beceri temelli sorular, bir öğrencinin sadece bilgi düzeyini değil, aynı zamanda bu bilgiyi nasıl uygulayabileceğini de ölçen sorulardır. Bu sorular, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabilecekleri sorunları çözmelerine yardımcı olacak becerileri geliştirmeyi amaçlar. Örneğin, bir matematik dersi öğrencilerden sadece formülleri ezberlemelerini istemek yerine, bu formülleri günlük hayatta karşılaşabilecekleri problemleri çözmek için kullanmalarını isteyebilir. Bu, öğrencilerin öğrendikleri bilgileri pratikte nasıl kullanacaklarını anlamalarını sağlar.

Beceri temelli problemler, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumları çözmelerine yardımcı olur. Bu da onların sadece akademik çalışmalarında değil, profesyonel ve kişisel yaşamlarında da başarılı olmalarına yardımcı olur. Gerçek dünya problemlerini çözme becerisi, öğrencilerin işte ve günlük yaşamda daha etkili bireyler olmalarına katkıda bulunur. Bu problemler öğrencilerin eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Öğrenciler karşılaştıkları sorunları farklı açılardan değerlendirerek en uygun çözümü bulmaya çalışırlar. Eleştirel düşünme, öğrencilerin bilgiyi kabul etmelerinin yanı sıra sorgulamalarını ve analiz etmelerini de sağlar.

Yazının Devamı

Yaz gelince anneleri saran telaş

Çocuk eğitiminin en önemli ve zorlu süreçlerinden biri de tuvalet eğitimi sürecidir. Freud’a göre çocuğun idrar ve dışkısını kontrol edebilmesi özelinde kendisini ve çevresini kontrol edebilmeyi öğrenmesidir. Bu nedenle tuvalet eğitiminin sakin ve bilinçli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Her anne ve babanın gözünü korkutan “Tuvalet eğitimi” sürecinde mottomuz “Sakin ol!”

Çocuk, 18 ayı tamamladıktan sonra tuvalet eğitimine başlanabilir ancak bunun için de bazı belirtilere dikkat edilmelidir. Çocuk eğer uzun süre kuru kalıyor ve tuvaletinin olduğunu belirten hareketler yapıyorsa bu süreç başlatılabilir.

Tuvaleti tanıtmakla başlanacak süreçte tuvaletinin gelip gelmediğine dair hatırlatmalar, tuvaleti rahat kullanabilmesi için ekstra basamak ya da tuvalet adaptörü kullanmak önemlidir. Alışma evresinde yaşanacak kazalarda asla baskıcı, cezalandırıcı bir tavra girilmemelidir. Başka çocuklarla kıyaslama yapılmamalı “Sakin ol!” cümlesini kendimize tekrarlamalıyız. Zira bu baskıcı hareketler çocuğun bu dönemde takılı kalmasına (anal fiksasyon) neden olabilmektedir ve yetişkin olduklarında aşırı titiz, aşırı düzenli, inatçı ve kararsız olma gibi olumsuz kişilik örüntüleri sergilemelerine neden olabilir.

Yazının Devamı

Eğitimde şiddet “Aslolan muallimliktir”

25 yılını eğitime adayan biri olarak; yayın, eğitim yönetimi, eğitim teknolojisi, ölçme sistemleri ve içerikleri ile daha birçok alanda farklı deneyimlerimiz oldu. Geriye dönüp baktığımda geldiğimiz noktanın başladığımız noktanın çok gerisinde olduğunu görmek çok üzücü. Eğitimin her alanında mı, hayır tabii ki. Eğitim teknolojilerinde yapay zekâ desteğiyle öğrencilerin bire bir takibi, değerlendirilmesi, yönlendirilmesi; okul bina sayılarının artmasıyla kısmi olarak sınıf mevcutlarının azalması gibi farklı başlıkları olumlu gelişmeler olarak sıralayabiliriz.

Kıymetli okuyucularımız, hangi açıdan hem geriliyor hem de geriliyoruz? Özverili ve vizyonel çalışmalarıyla; hem vicdanını hem formasyonunu birleştirerek öğrencilerine hedefler koyan ve bu hedefler doğrultusunda geleceği şekillendiren öğretmenlerimize karşı bakış açısı ve onlara karşı davranış eğilimleri açısından.

Bundan yıllar önce velilerle; verilen ödevin çok zaman alıp almamasıyla ilgili değil de ödevin içeriği ile ilgili değerlendirmeler yapılıyordu. Öğretmen danışılandı, liderdi, önderdi.

Yazının Devamı

Sporu bırak çalışmana bak!

Savaşlardan, kıtlıklardan, yokluklardan çıkmış bir halk için çalışmak tek çareydi. Devlet kapısı en güvenilir ekmek kapısıydı, zira özel teşebbüsler ya da farklı platformlarda para kazanabilme imkanı günümüzdeki gibi fazla yoktu. Bu nedenle anne ve babalar için evlatlarının üniversiteyi kazanıp devlet memuru olması tek öncelikti.

Spor, sanat boşa geçirilen zaman olarak düşünülürken; spor ya da sanat ile ilgili bir meslek seçimi “Aç kalırsın!” söylemlerine neden olmaktaydı. Oysa spor ve sanat; eğitim ile öğretimi kapsayan, temelini sağlamlaştıran ve güç veren en önemli iki faaliyet alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapılan araştırmalardan bahsedeceğim ancak birkaç mesleki deneyimimi paylaşmak isterim. İkiz öğrenciler, çok hareketliler, derslere odaklanmıyorlar, sınıf içi yönetimde sorunlar çıkmasına neden oluyorlar, enerjilerini dengeli kullanamıyorlar… “Okçuluk dener misiniz?” çocuklar bir ay içinde odaklanmaya, ödevlerini yapmaya ve enerjilerini doğru kullanmaya başladılar.

Yazının Devamı

Dilimiz Türkçe

Dilimiz, düşüncemiz Türkçe; Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Macaristan, Kuzey Kıbrıs ve Türk dilli konuşan nice muhtar vilayetle birlikte Doğu Türkistan, Irak’ın Kuzeyi (Türkmen eli) İranı’ın Kuzeyi (Güney Azerbaycan) dünyanın tüm kıtalarına yayılmış tüm kardeşlerimizin kullandığı tüm lehçe ve şivesiyle Dünya genelinde kullanılan 5. dil olmasına rağmen; Konuşulan diller arasında 20. sıradayız.

Neden mi?

Bölündüğümüz için, unuttuğumuz için, tarihimize, kültürümüze tutunmadığımız için...

Yazının Devamı

Yaz tatilinde neler yapılmalı?

Bu hafta ile öğrencilerimiz uzun ve yoğun bir ders programından tatil sürecine geçiş yaptı. Öğrencilerimizin hem başarı da hem de kademede seviyelerini yükselttiği güzel bir yılın ardından şimdi tatil zamanı. Tüm öğrencilerimize dinlenerek, eğlenerek ve yeni bilgilerle kendilerini donatacağı keyifli bir tatil dilerim.

Tatilde dinlenmenin yanı sıra bu süreci kişisel gelişimimizi sağlamak adına bir fırsat olarak da görmeliyiz. Spor kulüpleri, yaz okulları, dil kurslarına gidebilir; eksik konular tamamlanabilir; gelecek senenin çalışmalarına günlük çözülecek bir testle başlanabilir. Özellikle seneye ulusal sınavlara girecek olan öğrencilerin bu süreci iyi değerlendirmesi çok önemli. Yaz tatilinde yapılacak küçük ancak rutin çalışmalar öz disiplini geliştirir ve uzun vadede akademik hayatta başarıya katkıda bulunur.

Unutmayalım ki; uzun bir süre derslerden uzak kalmak, bilgilerin unutulmasına neden olabilir. Özellikle ikinci sınıfa geçen öğrencilerimizin günlük kitap okumalarını sağlayalım. Düzenli tekrar yaparak bilgilerinin taze kalmasını sağlayalım. Ortaokula geçen öğrencilerimizin bu süreçte izleyecekleri film/çizgi filmleri yabancı dil yatkınlığı için farklı dillerde izlemelerini sağlayalım. Liseye geçen öğrencilerimizin akranlarıyla görüşmelerini sağlayıp önereceğimiz kitapları değerlendirme buluşmaları planlayalım.

Yazının Devamı

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonrası ne olacak?

Büyük bir boşluk. Oluşacak bu büyük boşluk kaygıyla mı yoksa mutlulukla mı dolu olacak onu tabii ki sınav süreciniz belirleyecek ancak ne olursa olsun bu sınav bitti. Bugün yeni bir gün başladı. Kendinize şimdi daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. Aylar süren stresli yoğun çalışma süreci sonrası beden ve zihninizin dinlenmeye ihtiyaç var.

Düzenli egzersiz, sınav sonrası stresi azaltmanıza yardımcı olabilir. Unutmayın ki aylardır olmadığınız kadar özgürsünüz. Soru çözümü olmadan geçecek ve size ait uzunca bir zaman… Bunu çok iyi değerlendirmeli ve bu süre zarfında sürekli aklınızın bir köşesinde olacak sınav sonucunuzu değerlendirirken kendinize karşı adil ve samimi olmalısınız.

Başarılı olmadığınızı düşünseniz bile sınav puanı her şey değildir. Güçlü ve zayıf yönlerinizi değerlendirerek gelecekteki adımlarınızı planlayabilirsiniz. Hangi alanda gelişmek istediğinizi, hangi kariyeri seçeceğinizi düşünün ve adımlarınızı buna göre planlayın. Eğer sonucunuz olumsuz olursa sakın ama sakın şu hataya düşmeyin. “Sınava daha çok var. Çok yoruldum. Dinlenmek benim de hakkım.” diyerek yazın sonuna kadar kendinizi bahanelerle oyalamayın. Şu anda gelecek sene sınava girecek herkesten çok avantajlısınız. Sınav stresini aştınız, sorularla birebir karşılaştınız. Bu motivasyonla çalışma planınızı yapın ve düzenli çalışmalarınızı başlatın.

Yazının Devamı

YKS öncesi ruhunuzu güçlendirin

Sevgili Gençler,

Anaokulu, İlkokul, Ortaokul ya da Liseye başladığınızda sizinle tanışan bir öğretmeniniz olarak yazıyorum.

Bu hafta sonu YKS var ve hepimiz heyecanlıyız, stresli ya da gergin ya da tamamen umursamaz durumdayız. Bu hafta nasıl bir ruh halinde olursak olalım bilin ki sizi ilk tanıdığım gün nasıl seviyorsa herkes sizi yine aynı sevgide ömür boyu yanınızda olacaklar.

Yazının Devamı

Kariyer planlaması nedir, nasıl yapılır?

Tanımadığımız, bilmediğimiz, kaybolduğumuz bir yerde navigasyondan gelen “Hedef belirlendi.” cümlesi çoğumuzu rahatlatmaktadır. Zira navigasyonun çizdiği harita üzerinden hareket etmek bizi gideceğimiz yere kaybolmadan ve zaman kaybetmeden ulaştıracaktır. Ana hedef için ara hedefler ve hatta nereden benzin alabileceğimiz dahi haritada bellidir.

Hayatımızda da hedeflerimize ulaşmak için bir yol haritasına, kariyer planlamasına ihtiyacımız vardır. Eğitimde kariyer planlaması, eğitim ve mesleki hedeflerin belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşılması için bizlere yol haritası görevi sunar. Bu planlama süreci, bireyin yeteneklerini, ilgi alanlarını, değerlerini ve hedeflerini göz önünde bulundurarak kariyerindeki adımları planlamasına yardımcı olur.

Çocukluk hayalimiz olan meslek ile yeterliliklerimiz konusunda vereceğimiz doğru kararlar bizleri ömür boyu mutlu iş ve mutlu gelecek konusunda şekillendirecektir. Bu amaçla eğitim alt yapımız, zayıf ve güçlü yönlerimizi tespit etmekle işe başlamalıyız. Bu noktada SWOT analizi yapmak sizin için çok faydalı olacaktır. Belirleyeceğiniz kariyerle ilgili güçlü yanlarınız, zayıf yanlarınız, fırsatlar ve tehditleri listelemek size sağlam bir yol haritasının verilerini sunacaktır.

Yazının Devamı

İnternet bağımlılığı

İnternet Bağımlılığı, teknoloji ile çok fazla vakit geçirmeyle başlayan bir süreçtir. Bu süreç başlamadan önce yapılması gerekenler ve sonrasında yapılacaklarla ilgili sabırla ve sükunetle hareket etmemiz gerekmektedir. Zira yapacağımız fevri davranışlar çocuklarımızın bizden daha fazla uzaklaşmasına ve internete bağlanmasına neden olur.

İnternet bağımlılığı aslında internetin başında geçirilen zamanla ilgili değil geçirilen zaman içinde yapılan eylemlerin kalitesi ve etkisiyle ilgilidir. Zira kendimize, çevremize baktığımızda hepimiz internette çok fazla süre geçiriyoruz. İşte, yolda, evde her yerde internete bağlı süreçler yönetiyoruz ancak bunların yüzde kaçı iş için yüzde kaçı boş zaman meşgalesi? Bu durumun farkındalığıyla çocuklarımızla süreci yönetmeli gerekli eylem planını oluşturmalıyız.

Bu eylem planı ise çocuğun önüne tableti koyduğumuz an değil daha öncesinde başlamalıdır. Doğduğu an itibariyle. Doğduğu dünyayı anlamaya ve tanımaya çalışan çocuğumuz gün içinde her iş için belirli bir sürenin ayrıldığını yaşayarak öğrenmeli. Ders zamanı, kitap zamanı, aile zamanı, internet zamanı, tablet zamanı, yemek zamanı, spor zamanı… Bu zamanlar içinde her etkinliğe odaklı etkin ve nitelikli zaman geçirebilecektir.

Yazının Devamı

Eğitim ve sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik kavramı enerji ve teknoloji gibi alanlarla özdeşleştirilmektedir. İnsan yaşamı için insanın dışındaki etkenlere odaklanan sürdürülebilirlik kavramını biz bugün kişisel, sosyal ve akademik gelişim için yeni yüzyılın yeterlilikleri çerçevesinde ele alıp kişisel sürdürülebilirlikler çerçevesinde devam edelim.

Ne yazık ki teknolojiyi doğru kullanamayan teknoloji tarafından kullanılan; iç motivasyonunu sağlayamayan dış motivasyona mahkum; hızlı başlayan ancak kısa süren insan ilişkilerine sahip; yorgun/bitkin/bıkkın; anlık başarılara sarılıp geleceği ıskalayan gençlerle karşı karşıyayız.

Bu gençler, yetişkinler dünyasına evirildiklerinde en çok mesai ve para harcadıkları konuların başında kişisel gelişim kursları, motivasyon seminerleri, mobil arkadaşlık uygulamaları gelmektedir. Tüm bu mesai ve para harcamalarına rağmen hala mutluluğu bulamamış, kendini tanımayan, kişisel gelişimini tamamlayamamış bireylerle karşılamaktayız. Bu kişisel farkındalık fakirliği de ülkemizin gelişimine büyük darbe vurmaktadır.

Yazının Devamı

Eğitimde kuşaklar arası birlikteliği nasıl sağlarız?

Sessiz Kuşak, Bebek Patlaması Kuşağı, X Kuşağı, Y Kuşağı, Z Kuşağı ve Alfa kuşağı...

Sessiz Kuşak ve Bebek Patlaması Kuşağı savaşlar sonrası nesillerdir. Eğitim anlayışı, disiplin, otorite ve geleneksel öğrenme yöntemlerine dayanır. Bu nesiller, sıklıkla otoriteye saygı duyulması gerektiğine, disiplinin önemli olduğuna ve eğitimde sıkı standartların benimsenmesi gerektiğine inanır.

X Kuşağı ise bireyselleşme ve özgür düşünme kavramları üzerine yoğunlaşılır. Bu dönemde teknolojik gelişmelerin hız kazanması öğrencilerin yenilenen dünyayı tanıyarak, anlamlandırma süreçlerine odaklanır. Eğitim anlayışı önceki dönemlere göre daha esnek ve bireysel odaklıdır. Z Kuşağı ise gelişen teknolojinin içinde doğmuş, teknolojiye hâkim, hızlı değişimlere kolayca uyum sağlayabilen bir nesildir. Bu nedenle daha hızlı ve anlık geri bildirim bekler. Birden fazla görevi aynı anda yürütme yeteneğine sahip eğitimde çoklu görev yapma becerilerini geliştirmeye yönelik etkinlik ve projelerin ihtiyacı içindedir.

Yazının Devamı