Kurs merkezleri ne yapmalı?

Ali Murat Karabağ

Ali Murat Karabağ

Tüm Yazıları

Son yıllarda üniversiteye hazırlık sürecinde kurs merkezlerini tercih eden öğrenci sayısında ciddi bir düşüş gözlemleniyor. Bu durumun ardında yatan nedenler ise oldukça çeşitli ve derin. Özellikle öğrencilerin değişen ihtiyaç, istek ve beklentileri ile öğretmen yeterliliği, rehberlik uygulamaları ve dijitalleşmenin eğitim üzerindeki etkileri dikkat çekiyor.

NEDEN KURSLARDAN UZAKLAŞILIYOR?

2023 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan "Eğitim İzleme Raporu", lise öğrencilerinin yüzde 42’sinin dijital eğitim platformlarını bireysel öğrenmede daha etkili bulduğunu ortaya koydu.

Öğrenciler, dijital platformlarda konuları defalarca izleyebilme, diledikleri zaman erişebilme ve yargılanmadan öğrenme imkânı buluyor. Buna karşın kurslarda, öğretmenlerin yoğun müfredat baskısı altında her öğrencinin anladığından emin olamadan ilerlemek zorunda kalması, öğrencilerde soru sorma özgüveninin azalmasına neden oluyor (Yılmaz & Aydın, 2021). Ayrıca öğretmen yeterlilik alanları ve yeterlilik göstergelerindeki (yeterliklere sahip olabilme düzeyini ortaya koyan bilgi, beceri, tutum ve davranışlar) zafiyet öğrencilerin öğretmenlere karşı inançları sarsmaktadır.

Örneğin, öğrenci konuyu tam anlamadı, soruları çözemedi. Bu soruları çözebilmek için öğrencinin alt basamaklarda neyi bilmesi ve çözmesi gerektiğini tespit edilememesi, çözülemeyen soruların farklı versiyonlarının ödev olarak verilmesi durumu öğrencileri öğretmenlerinden uzaklaştırarak "Herkes takip ediyorsa, iyidir" ya da "Yapay zeka yapamadığım soruyla ilgili çözmem gerekene yönlendiriyor." diyerek dijitale mahkum etmektedir.

Öğrencilerin sessiz kalmasının bir diğer sebebi ise dijital zorbalık korkusu. "PISA 2018 Raporuna" göre, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 18’i çevrimiçi ortamlarda zorbalığa maruz kaldığını belirtti. Öğrenciler, fiziksel sınıf ortamında yaptıkları hataların dijitalde paylaşılabileceğinden endişe ederek daha pasif bir tutum sergiliyor. Zira dijitalde yer alan sohbet odalarında sadece okul içinde değil dışında da birçok akran tarafından etiketlenme ve daha güçlü bir dışlanmaya maruz kalabilir. Soru sormaktan, anlamadığını söylemekten çekinen için soru soramadığı ancak defalarca dinleyebileceği ortam cazip hale gelmektedir.

REHBERLİK YETERSİZ KALIYOR, KOÇLUK KARMAŞASI ARTIYOR

Rehber öğretmenlerin yalnızca ders programlarıyla ilgilenmesi ya da öğrenci davranışlarına yüzeysel yaklaşması da kurs merkezlerinde destek sisteminin zayıflamasına yol açıyor. Bunun sonucunda, koçluk adı altında pedagojik yeterliliği olmayan kişiler devreye giriyor. Bu durum, öğrenci ile kurum arasında güven bağını zedeliyor (Kılıç & Şimşek, 2022).

DİJİTAL İLE BARIŞ: KURSLARIN GELECEĞİ NASIL ŞEKİLLENMELİ?

Uzmanlara göre kurs merkezlerinin bu süreçte dijitalleşmeyi bir tehdit değil, bir fırsat olarak görmesi gerekiyor. Araştırmalar hibrit eğitim modeline geçen özel kurslarda öğrenci başarı oranının yüzde 23 oranında arttığını gösteriyor(Şahin, 2023). Bu da dijital platformlar ile yüz yüze eğitimin dengeli bir şekilde harmanlanmasının başarıyı artırabileceğini ortaya koyuyor.

PEKİ, KURSLAR NE YAPMALI?

Dijital Entegrasyon: Öğretmenler dijital platformları etkin kullanabilecek şekilde eğitilmeli, sınıf içi derslere entegre dijital kaynaklar sunulmalı.

Rehberlik Hizmetlerinin Güçlendirilmesi: Rehber öğretmenler sadece akademik değil, psikososyal gelişim alanlarında da destek verebilecek şekilde çok yönlü eğitilmeli.

Öğrenci Katılımını Artırıcı Ortam: Soru sorma özgüvenini teşvik eden, hataların öğrenme fırsatı olarak değerlendirildiği güvenli sınıf ortamları oluşturulmalı.

Dijital Zorbalık Farkındalığı: Kurslarda dijital zorbalıkla mücadele seminerleri düzenlenmeli ve öğrenciler dijital hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirilmeli.

Koçluk Sistemi Denetimi: Koçluk hizmeti verecek kişilerin pedagojik formasyon sahibi olması zorunlu hale getirilmeli.

Öğrenci Güç Birlikteliği: Öğrenciler arasında mentorluk ilişkileri desteklenerek, öğrenme toplulukları oluşturulmalı. Yukarıdaki tüm öneriler içinde en önemlisi bu. Aile, okul, kurs, öğretmen öğrenci güç birlikteliğini tesis edecek ortamlar kurgulamalıdır.

Kıymetli dostlar, kurs merkezleri, geleneksel yaklaşımlarla dijital çağın öğrenci profiline yanıt veremiyor. Ancak rehberlik, öğretmen niteliği ve dijital entegrasyonun yeniden yapılandırılmasıyla, bu merkezler hem eğitimin kalitesini artırabilir hem de öğrenci güvenini yeniden kazanabilir. Yeni nesil öğrenciyi 'tanı, değerlendir ve takip et' yetmez.

Ezberler değişmeli ve değiştirecek tüm ayrıntıları ayrıca paylaşırız.

Kaynakça:
Milli Eğitim Bakanlığı (2023). Eğitim İzleme Raporu: Ortaöğretim. Ankara: MEB Yayınları.
Yılmaz, T., & Aydın, F. (2021). "Dijital Öğrenme Ortamlarının Öğrenci Motivasyonuna Etkisi". Eğitim Teknolojileri Dergisi, 13(2), 45-62.
OECD (2019). PISA 2018 Results (Volume III): What School Life Means for Students’ Lives. Paris: OECD Publishing.
Kılıç, Z., & Şimşek, H. (2022). "Eğitim Koçluğu Uygulamalarının Öğrenci Başarısına Etkisi". Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 20(1), 75-90.
Şahin, H. (2023). "Hibrit Eğitim Modeli ile Öğrenci Başarısı Arasındaki İlişki". Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 56(3), 134-151.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız