Geleceğin liderleri, hukukçuları, öğretmenleri

Kıymetli dostlar, "baklava çalan çocuklar" dediğimde herkesin aklına baklava çaldıkları için 9 yıl ceza alan ve Rahşan affıyla çıkan çocuklar gelecektir.

Bu olaydan yola çıkarak son günlerde yaşanan olaylarla ilgili bir iki kelam edip eğitimde hak, adalet kavramına geçeceğim.

Kıymetli dostlar, maalesef ülkemizdeki temel sorunlardan biri az çalanla çok çalana verilen cezaların birbiriyle ters orantılı olmasıdır. Aza çok, çok'a hiç yok. Kumar, kara para aklama, rüşvet, dolandırıcılık, ihanet... Boyutu ne kadar büyükse arka kapıdan çıkışın bir o kadar kolay olduğunu gören evlatlara hangi adaleti, hangi hukuku, hangi alın terini, dürüstlüğü, erdemi anlatacağız? "Yer ama yapar." anlayışı artık öyle doğal ve öyle hücrelerimize işlemiş ki kendisinden olduğu sürece iki taraf için de sorun yok. Tek sorun diğerinin 'yiyeni.'

Kıymetli dostlar, 2 kutuplu siyaset demokrasinin zorunlu seçmeli derse dönüşmüş halidir. Türkiye 2'den büyüktür. Onlarca parti, yüzlerce siyasetçi, yüzbinlerce namuslu insan ve binlerce yıllık devlet yönetimi aklımız var. Bu ülkenin pırıl pırıl evlatları, güngörmüş insanları var. Biliyorum çünkü bizzat yetiştirdim, 25 yılda nicelerini gördüm.

Lütfen artık taraftar olmayın. Tarafsız olup giden yetim hakkında birin de binin de bir olduğunu unutmayın. Sesi yüksek çıkanı, reklam peşinde koşanı, mağdur edebiyatı yapanı, yiyeni, her yıl farklı doğruları olanı, ihanet edenlerle iş birliği tutanları ve bu gibileri bırakın, tarafı ne olursa olsun.
Tertemiz ve şeffaf bir şekilde yıllardır aramızda iş yapmaya çalışanı, polemikten beslenmeyeni bulun, seçin, adaleti ve uzlaşmayı yeniden tesis edin.

Yoksa;
"Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyoz aynı yere
Bu döngü kısır döngü
Başı varda sonu yok
Dönüyom dönemiyom
Sonunda bir çıkış yok
Amanieyynn
Bindik bir alamete gideyoz kıyamete"

Velhasıl biz yine eğitimci rolümüze dönelim ve eğitimde adalet kavramını paylaşalım.
Kıymetli dostlar, erken yaşlardan itibaren hak, hukuk ve adalet kavramlarının eğitimde yer alması, daha bilinçli ve sorumluluk sahibi evlatlar yetişmesini sağlayacaktır.

Çocuklara haklarını öğretmenin yanı sıra başkalarının haklarına da saygı duymayı kazandırmak toplumsal barış ve adaletin temel taşıdır. Bu doğrultuda, çocukları sadece bireysel haklarını savunmaya değil, aynı zamanda adil bir toplumun nasıl inşa edileceğini kavramaya yönlendirmemiz gerekmektedir.

Adalet duygusu gelişmiş bireyler, daha iyi bir ülkenin temelini oluşturur. Haklarının farkında olan, ancak aynı zamanda başkalarının haklarını da gözeten gençler, gelecekte daha eşitlikçi ve huzurlu bir toplumun mimarı olacaktır.