Azala azala kayboluyordu bayram coşkumuz.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra para ya da maddiyat tüm değerlerimizin üzerinden geçip tahta oturuyor, aynada kendini tanıyamayacak bir topluma dönüşüyorduk. Azala azala içtenliğimizi kaybediyor, içinden gelmeyince coşku kalmıyor, ruhsuz törenler ya da kutlamalarla hem milli hem dini bayramlar yavanlaşıyor, ‘kutlama’nın içi boşaldıkça boşalıyordu.
‘Milli’ ve ‘ulusal’ diye kavramlar da bile ayrışmaya başladık. Milliyi kutlayıp dini olanı kutlamayan, dini olanı kutlayıp milliyi kutlamayanlar olarak ayrışmamız devam etti. Dün her ikisini aynı coşkuyla kutlayan millet, bu ayrışmalarla millet olma vasfını yitiriyordu yavaş yavaş.