Ali İnandım

Ali İnandım

Bir altın esnaf: İlhami Altun

Bir şey almaya girdiğimiz dükkanda olduğu halde öbür dükkana yolladı bizi. Bir de kızdık adama müşteri beğenmiyor diye. “Ben siftah yaptım, komşuya bakıver abicim” demesini de idrak edememiştik gençliğin acemiliğiyle.

Ne özgül ağırlıklı bir cümleymiş, davranışmış, esnaflıkmış, insanlıkmış.

1200’lerle 1900’ler arasında Anadolu’da toplumsal ve ticari örgütlenmenin belkemiği olmuştur Ahilik. Çok özenilesi insani bir düzen kurulmuştur bu örgütlenme ve ilkeleriyle. Kadın kolu da vardır; Bacıyan-ı Rum yani Anadolu Bacıları, örgütlenmenin diğer yarısı olarak bütünü tamamlar.

Yazının Devamı

ABD Devleti’nin istifası

İnsanlığı 1 saatte 80 yıl hatta binlerce yıl geri götüren, gördüğümüz ve duyduğumuza inanamadığımız, bir devletin en yüksek makamında hayal edilemeyecek konuşma ve izleyicilerin coşkusu!..

Bu sahneyi tekrar tekrar başa sararak izlemeli, yazmalı, çizmeli, bu kırılma tarihini taşa kazırcasına belgelemeliyiz.

İnsanlığın ‘Kara 24 Temmuz’u!..

Yazının Devamı

Amerika treni de raydan çıkıyor

Çok önce yazılmış yeni bir senaryo var, gerçekleştirmeye çalışıyor yazanlar. Çok önce yazıldığını bugün daha iyi anlıyoruz. Örneğin 11 Eylül 2001’de New York’ta yıkılan İkiz Kuleler, bu senaryonun açılış sahnesiymiş. Var olan ekonomik sistemin çöküşü simgeleniyor bu sahneyle. Dünyaya çok pahalıya mal olacak bu yapım gerçekleşirse eğer, insanlığın ödeyeceği bedele paha biçemeyiz.

Senaryo olduğuna şuradan kanaat getiriyoruz: Dünya Ekonomik Forumu (WEF), gazeteci ya da akademisyen olmayan işadamları, onların kontrolündeki basın-yayın kuruluşları, kehanetvari sözler söylüyor, ne olacağına ilişkin sayfalar basıyor, filmler, belgeseller yayınlıyorlar.

Ne kadar ileri görüşlü insanlar!

Yazının Devamı

Kıbrıs tarihinin yeni sayfası açılıyor

Kıbrıs, Girit, Malta ve Cebelitarık… Akdeniz’e hakim olmanın sac ayakları. 3 kıta arasında elmas değerinde denizden bir ada Akdeniz. Tükenmez ticari ve siyasi gücün kalbi. ABD’nin kendi sınırlarında, bu denizin çevresindeki kadar üs yoktur.

Cebelitarık ve Malta, hala İngilizlerin kontrolünde. Girit’e, ABD’yi öne ittirip yeniden giriyorlar. 1878’den beri Kıbrıs'talar ancak bir türlü tam kontrolü alamadılar. Girit ve Kıbrıs, hep kaygan zemindi onlar için. O yüzden fitne fesadı bitmedi buraların, İngiliz kumaşından meşhur kışkırtıcılıklarıyla.

1960’tan beri Güney Kıbrıs’ta İngiliz toprağı sayılan Ağratur ve Dikelya üsleri var; Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’i karıştırma üsleri. Kıbrıs’ı ne Rum’a ne Türk’e yar etmeyen İngiliz, bu üslere rağmen 1974’te Kıbrıs’ın yarısının elinden kayışını izledi.

Yazının Devamı

Bünyeleri yıkan asalaklar

Devletleri, imparatorlukları, toplumları yıkıyorlar. Sayıları artmışsa sonu mutlaka yıkım oluyor. Dünyanın mevcut siyasi, ekonomik ve toplumsal sistemi, ülke ayırt etmeksizin küresel asalak patlamasını doruğa çıkarmış durumda. Ne örnek toplum ne örnek devlet ne de örnek olacak insanlık kaldı; hepsini hasta ettiler, yıkmak üzereler insanlığı.

Her ülke ya da toplum kendi asalaklarından sorumlu, biz de kendimizinkinden.

Hak yeme, rüşvet, kayırmacılık, liyakatsizlik, ilkesizce gücün yanında durma, yabancı özentiliği, işbirlikçilik, görgüsüzlük gibi asalaklık belirtileri ve asalaklar artınca Osmanlı İmparatorluğu olsan çökmekten kurtulamıyorsun.

Yazının Devamı

Ankara’nın halı altına sığmayan çöpleri

‘Ankara’nın en acil sorunu’ mutlaka sorulan soruydu, basın-yayın tarafından olsun, açık oturumlarda olsun, vatandaş tarafından, hiç atlanmadı bu soru. “En acil birinci altyapı, ikincisi toplu taşıma” yanıtını veriyorduk.

Melih Gökçek’in kitabında ikisinin de kavram olarak bile yeri olmadığı için altyapıdan tamamen ümidi kesmiş, bir memur ve öğrenci kenti olan başkentin turizm, ticaret ve sanayileşme hamlelerini de göz önünde bulundurarak ‘toplu taşıma’yı birinciliğe çekmiştik.

Büyükşehir binası müteahhitten, ilgili ilgisiz daire başkanlarının odaları, emlakçıdan geçilmiyordu. Şöyle bir Çankaya’dan, bir de tersine Şentepe’den bakın Ankara’ya, bağrına hançer gibi saplanmış gökdelenler ve gökdelenden siteler, tepelerin arkasından mermi ucu gibi uzayan bina silüetleri görünüyor.

Yazının Devamı

Borçları çok savaşsız kapatamazlar

Gündem topacı, yavaş yavaş hızlanıyor. Hem günlük yaşamınızda hem ulusal hem dünya çapında, gelişmelere yetişememe hissinden kurtulamıyorsunuz büyük ihtimal. Daha da hızlanacak topaç, salgınla bulanan algımız, algılanamaz hale getiriliyor. Kasıtlı yaratılan bir kafa karışıklığına sürükleniyoruz.

Ancak bu kafa karışıklığının ters tepmesi ve ekonomik, siyasi ve sosyal sistemin yeniden düzenlenme ihtimali de eşit seçenek olarak yanında geliyor.

Yani bir savaş olsa da olmasa da önce dünyayı felç eden bu ekonomik sistem çökecek. Toplumların ve devletlerin tepkisi, siyasi ve sosyal yeni düzeni belirleyecek.

Yazının Devamı

Yaşından büyük gösteren Batı

Çocuk 8-9 yaşındadır ama 13-14 yaşındaki ergen vücuduna sahiptir. Ya yaradılıştan ya hormonlu beslenmeden, yaşıtlarından büyük, olgun gösterir. Oysa yaşıtlarının çocuk aklıdır onunki de yaşının gereklerini yaşar kalıbının iriliğiyle ilgisi olmayan. Büyümüş zannedip çocuk anlayışsızlığı ve içgüdüsel tepkilerine anlam veremeyiz yaşını bilmiyorsak.

‘Batı’ dediğimiz, bize medeniyet gibi gösterilen siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen, çocuk bencilliğini aşamıyor. ‘Devletleri’ büyük görünüyor ama görünüşünden küçük gösteren çocuk davranışları, dönüp dolaşıp ele veriyor yaşlarını.

Tarihleri, sömürgecilik ve katliam tarihi. Çocuk bencilliğini aşamıyor devlet anlayışları. Her ülkenin önünde yiyebileceği kadar ekmek, kullanabileceği kadar kaynak var ancak bu tosuncuklar, kendi önündekini saklayıp, diğerlerinin haklarını yemeye alışmış; erken gelişmiş vücutlarının görüntüsü ve gücüne güveniyorlar.

Yazının Devamı

Limon 90 Lira!

Savaş ekonomisiyle savaşmadan vuruluyoruz. Hem de arkamızdan; içimizde kalleşler. Top, tüfek, füze kullanmadan taranıyoruz sırtımızdan. Bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir artık serbest piyasa palavrası, silahtan güçlü tahribat yapıyor ticari başıbozukluk. Tavana vurmuş bürokratik duyarsızlık da kalleşlere cesaret veriyor.

Geçen sonbahardan beri üreticiler, Ziraat Odaları’nın başkanları uyarıyordu. Bizim 15-20 liraya aldığımız limon, Adana bahçelerinde 30 kuruşa kadar düşmüş, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı, “Hükümetimiz, belediyeler gelsin bari nakliyesini üstlensin, ağaçta kalacağına vatandaşa dağıtsın” demişti.

Sadece limon değil, bütün narenciye ürünleri ağaçta kalmış, dökülüp yerde çürümüş, tonlarcası dere yataklarına dökülmüş, ağaçlar sökülmeye başlanmıştı.

Yazının Devamı

Görünmeyen güç dünyayı işgal edebilecek mi?

Ne oldu da birden dünya liderleri arka arkaya Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesinden bahsetmeye başladı? En son ABD Başkanı Biden’la Başkan Adayı Trump, savaşı çıkartmakla birbirini suçladı. Kimin çıkaracağının önemi yok anlaşılan, bir savaş tezgahlanıyor ve çıkması için somut adımlar atılıyor.

Dünya liderleri çaresizce seslendirdiğine göre dünya siyaseti önünde duramıyor bu tezgahın.

Devletlerin üzerinde görünmez bir güç var demek engel olamadıklarına göre.

Yazının Devamı

İnsanları açlıkla azaltmaya 13. imza

Salgınlarla dünya savaşıyla bir de açlıkla dünya nüfusunu azaltma planları devam ediyor. Dünyanın önde gelen liderleri, patronları, onların memuru bürokrat ve genel müdürleri aklını emanete bırakmış, çocukların inanmayacağı basitlikte yalanlarla insanlığı yönlendiriyor.

Koca koca devletler de bu üretilmiş yapay sorunları anlaşmalara döküyor, imzalayarak yalanları meşrulaştırıyor.

Siyasette kullanılır; yalan ne kadar büyük olursa inanan o kadar çok olur diye. Dünya çapında, insanlığın köküne kast eden örneğini yaşıyoruz.

Yazının Devamı

Savaşta kira artışına nasıl çare bulunmuştu?

Televizyon haberi; gencin evi yok diye sevdiği kızı vermemiş babası. Kızı vermeyen babanın evi var mıydı acaba? Varsa da demiyor ki “Ben ne zorluklarla aldım bu evi.” Bırak ev almayı, kiralık ev bulamıyorsun, hayatının baharında hangi ev parasını kazanmış da almış olsun genç bir insan.

Sadece ev fiyatları ya da kiralar değil ki artan, herkes kendince haklı ama başında ezmeyince enflasyon canavarına yem olduk hepimiz. Rantçılar ve fırsatçıları, salgından beri seyrettik. Gözümüzün içine baka baka fiyatları katladılar, “Neye göre arttırıyorsun, ver bakayım hesabını” demedi kimse.

‘Savaş ekonomisi’ deniyor buna. Hangi şehirlerimiz bombalarla yerle bir ediliyor, kiminle topyekûn savaşıyoruz da ekonomisine girdik? Durduk yerde fakirimiz arttığı gibi zenginimiz de artıyor. Lüks tüketim patladı, aynı ülke, aynı mahalle, aynı sokakta, bambaşka gezegenlerde yaşayan, birbirine görünmez olmuş adamlar geziyor ortada.

Yazının Devamı

Market ve pazar etiketleri sayaç gibi

Bayram alışverişi yaptık hepimiz. Bayram fırsatçılığı mıydı acaba; etiketler zirveleri zorluyordu yine. Market ve pazar etiketleri, sayaç gibi, hep yukarı gidiyor. Enflasyon da düşemez böyle devam ederse.

Markete gittik, en düşüğü şöyle bir yüzde 10-15 eklenmiş fiyatlara. Bazı ürünler için geçen aya göre yüzde 50 artanlar var. Market etiketlerini, elektrik sayacıyla basıyorlar herhalde!

Pazar fiyatlarına bayram vurgunu diyebiliriz; mevsim sebzesi domates, 30 ile 60 lira arasında dalgalanıyordu. En kralında 5-10 lira fark olurdu, sebze-meyvenin taban fiyatı, eski tavan fiyat olmuştu. Altın borsası böyle dalgalanmıyor.

Yazının Devamı

Yeni neslin bayramı nasıl olacak?

Bayram arifesinde tadımızı kaçıracak konulardan kaçınıyor ancak bayramların bayram gibi kutlandığı, o bayramların sevinci ve coşkusunu yaşayanların bildiği gibi yaşamıyoruz artık; böyle de tatsız yere çıkıyor konu.

Bizim bayramdan bayrama gördüklerimizi, her gün görüyor ve yaşıyor şimdiki nesil. Bayram olmadan da karşılıyor beklentilerini. Kolayca sahip olunuyor her şeye, ‘bayramlık’ denen kavram kalmadı.

Yakınları, arkadaşları, komşularımızı ziyaret günüydü, daha mesai bitiminde bir tatil yöresine yola çıkılıyor. Toplum olacağımıza, müşteriye indirgeniyoruz.

Yazının Devamı

İmparatorlukları yıkmak isteyen imparatorluk

Niyet ABD, Rusya, Çin imparatorluklarını da yıkmak ama zayıf halka Avrupa’ymış, açılış oradan yapılıyor. Avrupa İmparatorluğu yıkılıyor, yıkılacak.

Salgın dönemindeki sarsaklığını yorumlayamamıştı Avrupa devletleri.

ABD ittiriverdi Ukrayna-Rusya Savaşı’na taraf olmaları için, siyasetleri yoktu, şimdi ekonomileri de çöküyor. İsrail’de tarihin en pervasız soykırımında etkisiz elemanlar; Bosna’da, Ruanda’da, Hocalı’da, Irak’ta olduğu gibi, sınırları dışındaki her katliamı izliyor, boş lafla geçiştiriyorlar günü. Bir insanlık tepkisi göstermiyorlar..

Yazının Devamı

İnsanoğlu bir Atlantis daha mı batıracak?

İnsanoğlu, doğanın denge ve ayarıyla oynuyor, arı kovanına çomak sokuyor. Pervasızlığıyla sonuçları kestirilemeyecek deneme ve uygulamalardan çekinmiyor. Çok bildiğini sandığı için bu cesareti gösteriyor ancak bilgi olarak belki de varoluşun birinci saniyesinde. Zenginliğin delirttiği adamların, cahil cesareti girişimler bunlar.

Bir önceki ‘Suç Virüste Değil’ başlıklı yazımız, kuş gribi üzerinden doğal virüslere insan eli değdiğinde yaratılan ölümcül sonuçları örnekliyordu. Yazımızdan bir gün sonra Meksika'da 59 yaşındaki bir adamın, şimdiye kadar insanlarda hiç kaydedilmemiş bir kuş gribi türü olan H5N2 nedeniyle hayatını kaybettiği haberi yayıldı ajanslardan.

Suç virüste değil

Yazının Devamı

Suç virüste değil

Kuş gribi salgın halinde ineklere, oradan insanlara bulaşmaya başlayınca bilim insanları büyüteç altına aldı virüsü. Büyüteç, Kovid-19 dedikodularına hatta ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu’nda Dünya Sağlık Örgütü’nün adı ve niteliği belli olmayan ama tatbikatı yapılan ‘X Hastalığı’na da bir ışık tutabilir.

Boyumuzu ve haddimizi aşarak, bilimsel terimlerle yüklü uzun bir makaleyi özetlemeyi deneyeceğiz. İnsan evladı, kendi eliyle belasını arıyor, virüslerin günahı yok.

Makalenin yazarları, Çin’den çıkan ama meslek yaşamını ABD ve Avrupa’nın ilaç ve tıbbi kuruluşlarında geçiren iki Çinli; Dr. Yuhong Dong ile Xiaoxu Sean Lin.

Yazının Devamı

Ankara tarihiyle ücretsiz tanışma fırsatı

Ankara içinde düzenli şehirleşme, Milattan Önce 700’lerde Frigler’le başlar. Frigler’in başkenti Gordion ise Polatlı’dadır. 18 Eylül 2023 sabahı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO, Gordion’u Dünya Mirası Listesi’ne aldığını açıkladı. Bizim bilemediğimiz değerini, eloğlu bilmişti.

Bir gün sonra 19 Eylül 2023’te UNESCO, Ankara Kalesi’nde daha çok Aslanhane Camisi diye bildiğimiz Ahi Şerafeddin Camisi’ni Dünya Mirası Listesi’ne aldı.

Arkasında büyük bir emek, resmi ve özel kurumlarımızın iş birliği vardı. İki sürprizle ödüllenmiş oldu emekler. Kadim Ankara’nın tıkalı turizm damarlarına, iki kanal açılmış oldu.

Yazının Devamı

Küresel gündem: Dünya Savaşı

Birisi kolu çekecek ve karanlık kuyuya yuvarlanacağız. Hazırlamışlar düzeneği, kolu çekme gününü bekliyorlar. Dünyayı, kuyuya düşürecekleri zemine çekme aşamasındalar. İstedikleri hızda olmasa da şimdilik plan yürüyormuş gibi görünüyor.

Kovid-19 Salgını’ndan, hiç ders alınmamış gibi.

Bir haftada sokakta insan bırakmayacak bir düzenek çalıştırıldı ve kendi irademizle destek verdiğimiz ‘kapatma’ provası başarılı oldu. ABD mi dersiniz, Almanya mı, İskoçya mı; üniversite ve sağlık enstitülerinde yapılan araştırmalar sonucu tuzlu su gargarasıyla Kovid-19 etkilerinin zayıflatılabileceği ortaya çıkıverdi.

Yazının Devamı

Hayvanseverlik ikilemi

Doğanın dengesine dokunmamak lazım. İnsanın olduğu yerde bu dengenin bozulmaması imkansız. Ya ormanı yok eder ya tarlaya bina yapar ya müdahalesiyle biyolojik çeşitliliği kuraklaştırır. Dokunmaması gereken her şeye de dokunuyor insanoğlu. Doğa, bozduğu dengenin bedelini mutlaka ama mutlaka ödetiyor kendisine.

Dünya, savaşların eşiğindeyken ülkenin derdi bitmiş gibi sokak köpekleri oldu gündemimiz. Kediler saldırmıyor diye onların nüfus patlaması gündemde değil. Sitemizde kıyamayıp bakıp beslediğimiz kediler, geometrik olarak artan bir nüfus patlaması yaşıyor.

Çevre siteler dahil bakıp beslediğimiz sokak köpekleri, bize iyi de mekanlarına sahip çıkmak için kime saldıracakları belli olmuyor. Bir mekanı sahiplenmeyen başıboş 8-10’lu çeteler ise birkaç gün, bazen günlerce çevrede terör estiriyor.

Yazının Devamı

Tıkanan siyasette çıkış arayışları

Değişim hızı, tüm dünya siyaseti ve siyasetçilerini bir çıkmaz sokağa yönlendiriyor. Toplumsal taleplerin gerisinde kaldılar, eski usul yöntemlerde ısrar ederek iyice o sokağa hapsediyorlar kendilerini. Teknolojinin baş döndürücü gelişmesini ateşleyen yapay zeka, yeni bir çığır açıyor. Bilginin katlanan yayılma hızıyla foyalar çabuk dökülüyor ortaya, siyaset ve siyasetçi numaralarını öğrendi toplum.

Dünya siyasetçileri, son olarak o çıkmaz sokakta direniyor eskimiş siyasetlerinden hala beklentileri olarak. Bir bir itibar kaybediyorlar ısrar ettikçe. Sandığa gitmeyen seçmen sayıları artarken güçlü iktidardan uzak, küçük dilimlere bölünmüş partilerden oluşuyor siyaset yelpazesi.

Hatta sıkışınca birbirinin siyasi alanına giriyor ancak bu seferde arka kapıdan kendi seçmenini kaybediyor, yine çıkamıyorlar sokaktan.

Yazının Devamı

Halının altındaki çöpler üzerimize yıkılıyor

İçeride ürettiğimiz pislikler ile ‘dıj gücler’ diye alay edilen başka ülkelerin pislikleri dağ oldu, İliç heyelanı gibi üzerimize yıkılıyor. “Dur” demeyince dağ oldu, halı bile görünmüyor altına süpürülen. Çoğuna bilerek göz yumduk. İliç’teki gibi faciasını da yaşayacağız doğal sonuç olarak.

Gündem, artık baş döndürücü değil bayıltıcı bir ivme hızına ulaştı. Yüksek basınçta bayılan pilotlardan farkımız kalmayacak yakında. Bile bile yığdık bu altından kalkılamayacak çöp yükünü. Kamudan, özelden, örgütlerden, kişilerden, şimdi her yerden patlamış su borusu gibi fışkırıyor pisliklerimiz.

Temizlik için attığımız her kürek, daha büyüğünün çökmesiyle sonuçlanıyor. Bu aç gözlülüğün, vurdumduymazlığın, ahlaksızlığın bedelini ödemeliyiz. Ödeyerek yeni dünyaya hazırlanabiliriz, yoksa evimiz, bu pislik dağı olacak.

Yazının Devamı

Bir ülke doğru merkezden güçlenir

Sömürgeci bir ülke değil Türkiye. Sömürgeci ülkeler, merkezi yanlış da olsa başka ülkelerin kaynak ve emeğini sömürdüğü için güçlü görünür. Sömürgeci olmayanlar, ekonomik ve sosyal merkezini doğru seçmeli, siyaseti orada güçlü olmalı. Biz merkezi doğru seçtik de etkisini kırmaya çalışıyoruz güçlendireceğimize.

100 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nın karargahı ve arkasından başkent yaparak doğru merkezi bulmuştuk. Ankara, coğrafi olarak korunmalı ve ülkenin ortasında şehirlere daha yakın mesafelerde bir konuma sahip. Anadolu’nun göbeğinde, uzak şehirlere de eşit uzaklıkta yakın şehirlere de eşit yakınlıktaydı.

İstanbul, İzmir gibi ülkenin köşesinde uzağa en uzak, yakına bile uzak bir konumda değildi. Ekonomiyi, sosyal yaşamı, rantı İstanbul’a yıktık, Ankara bile nimetlerinden yararlanamıyor başkentliğine rağmen.

Yazının Devamı

Kovid-19 aşıları niye geri çekiliyor?

İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca, dünya çapında 3 milyar doz uygulandıktan sonra Kovid-19 aşısını geri çektiğini bildirdi. Aşıyı güncellemek için geri çektiğini açıklasa da şirket, nadir görülen ölümcül kan pıhtılaşmalarına neden olduğunu kabul etmişti geri planda.

Şirketin İngiltere, İtalya, Almanya gibi ülkeler başta olmak üzere ölüm ve yaralanmalarla ilgili günden güne artan davalarla başı beladaydı.

Dr. Rath Sağlık Vakfı İcra Direktörü Paul Anthony Taylor, uzmanlığı ve görgü tanıklığı deneyimiyle makalesinde konuya değiniyor;

Yazının Devamı