Ali İnandım

Ali İnandım

Ankara’dan 80 ile davet

Başkent, 80 ilin ve ilçelerinin davetiyelerini hazırlıyor; ‘Cumhuriyet Rotası’nı gezmek isteyen herkese açık bir davet. Bağımsızlık savaşıyla Kurtuluş Destanı’nın yazıldığı, kahramanlarının adım adım bıraktığı anı ve izlerle bir devletin dönüşüm ve yenisinin doğum sancılarını yaşadığı sokakları, mekanları gezme, eserlerine dokunma, destanı yerinde yaşama daveti.

Başkentliği sonuna kadar bileği ve aklının hakkı olan Ankara, Cumhuriyeti, bağımsızlık mücadelesini ve dünya tarihine vurduğu damgayı yerinde solumak üzere davet ediyor.

Kendi tarihinden kopuk çocuklar ve gençler yetiştirirseniz, sosyal medyada başkaları eğitir onları.

Yazının Devamı

Melekler cehennemi

Adının tersi bir yaşamın sürdüğü şehir Los Angeles; melekler şehri! Şeytan akıllıların doluştuğu, dünyaya ayar verme merkezi. Beyinleri uyuşturan Holivud’uyla (Hollywood- Kutsal orman) Amerikan savaş makinesinin reklam ajansı.

Sanki ibret için yanıyor, ABD’de bir devrin köklü değişim çığlıkları, sanki alevlerle isyan ediyor.

Şehrin 5 ayrı yerinde aynı anda çıkan yangının biri söndürülmüş, 4’ü devam ediyor. Nedeni hala belli değil.

Yazının Devamı

İran dehlizleri

Filistin ve Suriye’de olanlardan sonra önümüzde değişik bir İran ilişkiler ağı belirmeye başladı günden güne. PKK/PYD/YPG’nin yeraltı tünelleri gibi alttan ve karmaşık, derinlere devam eden bir siyaset ve ilişki ağı çıkıyor son gelişmelerle.

Önümüze çıkan birkaç demeç ya da yorum, İran algımızda parazit yaptı. Başka bir İran çıkıyor İran içinden.

Press TV Müdürü Mehdi Hanalizade "Irak’ta Türkiye’ye karşı SDG/PKK/YPG’yi desteklediğimiz gibi, Suriye Devrimcileri’ne karşı da ABD ile ittifak yaparak SDG'yi desteklemeliyiz" demiş İran devlet televizyonunda.

Yazının Devamı

Bir örgütle baş edemeyen süpergüç

Yüzlerce devleti dize getiriyor da bir örgütle baş edemiyor. 20-30 bin deniyor sayıları, en çok 50 bin kişi diyeni duyduk. DAEŞ/DEAŞ/İŞİD denen bu çok isimli örgütle dünyanın süper gücü Amerika Birleşik Devletleri, baş edemiyor. Yüz milyarlarca dolar bütçeli istihbarat örgütleri ve ordusuyla bir de İngiltere, İsrail ve Avrupa ülkelerini koy yanına, 13 yıldır Suriye çöllerinde sinek avlıyorlar örgüt yerine. Süper saflık!..

Örgütü bir bitirseler çıkacaklarmış Suriye ve Irak’tan. Müdahalenin arka planı yine kendi resmi ağız ve kurumlarından fazlasıyla ifşa oldu ama yalana devam, bir de ısrar ediyorlar.

Aslında bu örgütler, kendi kurdukları taşeron terör şirketleri. İstedikleri yere yönlendiriyorlar onlar da işini yapıyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi Körfez ülkelerinin paralarıyla kendi silahlarını satarak bu örgütleri desteklediler. Türkiye’den adam yetiştirmesini istediler.

Yazının Devamı

2024 bitti viraj daha bitmedi

İyi değildi, çukurlu tümsekli bir yolda gidiyorduk, Mart 2020’de Kovid-19 denen sert bir viraj çıktı insanlığın önünde. Pek çekilir olmasa da en azından alıştığımız bir yaşam sürüyor, iyi kötü yolumuza devam ediyorduk. Göremediğimiz bu keskin viraja girerken bir de sert frenle sarsıldık, evlere kapatıldık. Virajı dönüşümüz devam ediyor, ya taklalar atarak şarampole yuvarlanacağız ya da toparlayıp yola devam edeceğiz.

Ulus devletlerin tecrübeli müdahalesi olmasa bu kasıtlı frene basanlar, insanlığı o şarampole yuvarlayacaktı. Hala virajın girişinde toparlamaya, yavaş çekim gibi uzun sürecek bu dönüşten, insanlık olarak sağ salim çıkmaya çalışıyoruz.

Kovid-19 kapanmalarından sonra normale döndüğümüzü sandık ama hiçbir şey eski düzenine dönmedi, dönemiyor değil mi?

Yazının Devamı

Ankara’nın sırlı günü: Kızılca Gün

Okumuşla okumamışı, alimle rençperi, kundakta bebekli kadını, çoluğu çocuğu yollara döküp Ankara’da toplayan coşkunun kaynağını açıklayacak kavramı bulamadık bugüne kadar. 27 Aralık 1919 Kızılca Gün üzerine çok yazdık ancak duygu desen yetmiyor, bilinç desen yavan kalıyor, o günü tarif edecek kavrama daha ulaşamadık.

Konuşarak da olmuyor yazarak da; bir sırrı var o yokluktan, savaşlardan, doğal afetlerden, idaresizlikten bitkin, yorgun, çökmüş toplumu şen şakrak çocuklar gibi günlerce köylerinden kasabalarından Ankara’ya yürüten, daha yüzünü görmeden doğru adam olduğuna inandıran, yeni savaşlar için arkasında durmaya hazır bitkinliğini unutturan.

İlk duyduğumuz andan beri zihnimize mıhlanan, ilk kez duyduğumuz halde yaşamadığımız bir duygu ya da durumun güçlü etkisini hissediyorduk Kızılca Gün kavramında. Yeni devletin, yeni umutların doğduğu, karanlığın aydınlığa çıkışını tanımlayan, yan yana gelince sırrı gibi etkisi tarif edilemeyen müthiş iki sözcük.

Yazının Devamı

Şapkadan bukalemun çıktı!

Beklentimiz alışıldığı üzere tavşandı, şapkadan bukalemun çıkarttı dünyanın sihirbazları. Almanya’da arabayla halkın arasına dalan güdümlü meczup, DAEŞ/DEAŞ/İŞİD diye beklerken İslam karşıtı bir Suudi Arabistanlı çıktı. Kendileri mi şeytan, şeytandan akıl mı alıyorlar, müthiş bir algı çarpıtma harekatıyla ağızlarımız bir kez daha açık kaldı.

Çünkü Avrupa, Filistin ve Suriye’deki gelişmeler, DAEŞ/DEAŞ/İŞİD’in sahneye çıkma ihtiyacını doğuruyor, Türkiye’nin PKK/PYD/YPG/SGD üzerindeki boğucu baskısı ise bu terör şirketinin sahaya çıkmasını acil gerektiriyordu.

Türkiye’nin kararlı tutumunun kısa sürede kırılamayacağı anlaşılınca, arkayı toplama işine girişti şeytan akıllılar Avrupa’da.

Yazının Devamı

Vampirler kana doymuyor

Meslektaşları Suriye’de sıkışınca 20 Aralık’ta Almanya’da yardıma koştu DAEŞ/DEAŞ/İŞİD; Noel pazarında kalabalığın içine süratli arabasıyla daldı ölüm ve kan saçarak. Kişilik bunalımı nedeniyle kendi gibi durmadan isim değiştiren meslektaşı PKK/PYD/YPG/SGD, Irak’tan sonra şimdi de Suriye’de kıstırılıyordu ve bu kez pabuç pahalı ki 3 yıldır eylemsiz DAEŞ, sahneye çıkıyordu.

Daha resmi açıklama yapılmadan nereden bildik DAEŞ olduğunu?

ABD ve Avrupa destekli PKK/PYD/YPG/SGD’nin güçlendirilme nedeni yani bahanesi neydi: DAEŞ/İŞİD’le mücadele. Aynı ellerin kurduğu ve semirttiği bu iki meslektaş çok isimli örgüt ya da taşeron şirket, ‘kötü İslamcı-iyi Kürt’ sahneleriyle dünyanın ilgi odağına konuyor, milyonlarca masumun dökülen kanıyla gösterinin ciddiyet ve gerçeklik etkisi artırılıyordu.

Yazının Devamı

Rutte kişiliğine uygun işi buldu

Eski Hollanda Başbakanı yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, tabiatına uygun işi bulmuş. Göreve gelişi 2 ay oldu, göğsünü gere gere savaş davulu çalıyor, “Savaş dönemi zihniyetine geçme zamanı geldi” demiş.

NATO Genel Sekreteri olana kadar bize demokrasi, insan hakları, uluslararası hukuk falan diye ders veriyordu bu adamlar. Yoktan var edilen Ukrayna-Rusya Savaşı ile üstüne bizzat kendi ağızlarıyla destekledikleri Filistin’deki soykırım, daha önce sessiz kaldıkları soykırım ve katliamların düşüremediği maskeyi indirdi.

Mart 2017’de referandum kampanyası için Türk seçmenlerle buluşmaya giden zamanın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni vermemiş, karadan Rotterdam’a giden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Rotterdam Türkiye Başkonsolosluğu’na girişi engellenmiş, bir de ‘istenmeyen kişi’ ilan edilerek sınır dışı edilmişti.

Yazının Devamı

Başkente yanlış muhalefet

Böyle devam ederse gelecek yerel seçimlerde yüzde 80’e çıkar Mansur Yavaş’ın oyu. Önceki dönemin muhalefet anlayışı, yüzde 61’le iktidar partisi adayının iki katına çıkarmıştı Yavaş’ın oylarını. Yanlışa devam ediyorlar.

Temel hizmetler başta olmak üzere, ‘Hizmete muhalefet olmaz’ demiştik, baktık değişen bir şey yok ‘Seçimi kaybetmek için devam edin’ dedik 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin 6 ay öncesinde.

Hem yönetimdeyken yapmadıklarını muhalefete düşünce eleştirdikleri için hem de muhalefeti temel hizmetlere zarar verecek biçimde pervasızca yaptıkları için uyarı seviyesini yükseltti başkent seçmeni; 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nden 3 belediye çıkarabilen CHP, 2024 seçimlerinde Büyükşehir dahil, 16 belediye çıkardı.

Yazının Devamı

Yeni dünya düzeninin Suriye’deki belirtisi

Şimdiye kadar yaşadıklarımız arasında dünyada bu kadar kafa karışıklığı yaratan örneğini görmemiştik. İki hafta olacak neredeyse yerli-yabancı, kendinden emin siyasetçilerin, diplomatların, askerlerin, yorumcuların, gazetecilerin, bu kadar kendine güvensiz, tereddütlü değerlendirmeler yaptığına şahit olmamıştık.

Çok acayip bir şey döndü Suriye’de ve tanımlayamadılar, tanımlamaya cesaret edenlerin değerlendirmeleri, saatler içinde boşa çıkabildi.

Çünkü ya kişiler aynı ama roller değişmişti, ya düşmanlar iş birliği yapmış, dostlar dağılmıştı, dostluğu ve düşmanlığı bir arada götürebilenler vardı, 13 yıldır meydanı boş bırakmayanlar ortadan kaybolmuştu, halkın burnundan getirip eziyet edenler, özgürlük kahramanı olarak alkış, tezahürat karşılanıyordu şehir girişlerinde, dün talan edenler, bugün yağma bekçisi oldu, aşılamayan cepheler, domino taşından hızlı yıkıldı, her şeye maydanoz ülkeler suspus, 50 yıldır kurduğu düzenin iki haftada ters yüz oluşuna sessizce çekilerek yanıt verenlerse onlardan sessiz…

Yazının Devamı

Beyin çürümesi anomi ile birleşirse

Birleşirse insan insanlıktan, toplum, düzenden şarampole devrilir. İnsanı ve yaşamı anlamlandırmak imkansızlaşır, hayvan beynimize hapsolur, hayvani içgüdüleri doyurmakla yetinir, beynin ve ruhun insanı insan yapan aşamasına geçemez, insan gelip hayvan gitmiş oluruz dünya cennetinden.

İngiltere’nin dünyaca ünlü Oxford Sözlüğü, her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın sözcüğünü seçti; 2024’ünki iki sözcüklü ‘Beyin Çürümesi – Brain Rot’ oldu. Bu terimin kullanılış sıklığının 2023-2024 arası yüzde 230 oranında arttığı görülmüş, çok isabetli bir tercih olmuş. Bir uyanış göstergesi.

Beyin çürümesi, zihinsel ve düşünsel durumun bozulması, önemsiz ve zorlayıcı olmayan içeriklerin aşırı tüketimiyle beynin işlevsizleşip patates olmasıdır özetle.

Yazının Devamı

Yeni oyun Suriye’de perdelerini açtı

Bir komedyeni başkan yaptılar kendilerine, geldiğinden beri hiç güldürmedi Ukraynalıları. Ağlıyor ve başka ülkeler için ölüyorlar. Olan oldu Ukrayna’da, sahiplerinin hizmetkarı İngiltere çekirdekli Batı aklı, bilerek çok kötü oynanan bir oyun koydu sahneye. Sahne kenarından sufle verirken de hem görünüyor hem duyuluyorlar.

Oyunun kötülüğü ya da yönetenlerin beceriksizliği hiç umurlarında değil. Dünya sahneye bakıyor mu, bakarken rahatsız oluyor mu, kötülükten korkup kendine ders çıkartıyor mu, siniyorlar mı, oyunun amacı bu. Kimse bir sanat eseri sergileme derdinde değil, kötülüğün, kargaşanın eseri peşindeler. Paralar, su gibi silahlara akıtılıyor, sahnede de gerçek kan.

Oyuna ilgi azaldıkça daha kanlı sahnelerle ilgiler uyarılıyor. Bu insan mezbahasından gözünü alamıyor seyirciler, şoke olan zihinleri, felç olan muhakemeleri ile izliyorlar.

Yazının Devamı

Gündem zihnimizi köreltmesin

Dünyanın dönüşü hızlandı sanki, ne içeride ne dışarıda gündemler ılımıyor, kaynama ısısına doğru yükselmeye devam ediyor sıcaklığı. Daha şimdiden yorucu, yıpratıcı bir çarkı izliyoruz, başımızı döndürüyor, bulantı yapıyor. İnsan dikkati ve muhakemesini körelten bir akış var.

Her biri aylarca ülke ya da dünya gündemi olacak konular, birkaç gün, günün yarısını bulmadan ya da birkaç saat içinde düşüyor gündemden. Çok önemli ile daha az önemli konular, medya denen çimento karma makinesinde karılıp, odaklanmayı körelten bir bulamaç olarak zihinlerimize dökülüyor.

Önemli ve önemsiz, aynı değerde ilgiye eşitleniyor elenmemiş bu gündem bulamacından dolayı. İçine medyanın, bir de gündem olmayan kendi şişirdiği konuları katalım. İnternetten akan ve sosyal medyada köpürtülmüş içi boş, yalan dolan gündemleri katalım.

Yazının Devamı

İki halde de Batı’nın çöküşü ana kural

Hak ve hukuk çiğneme döngüsüne yine girdi Batı ama bu sefer, gömüleceği bataklıkta sonuçlanacak macerası. 100 metreci çevikliğiyle bataklığa koşuyor, bu kez de aşacaklarına inanıyorlar. Başkalarını bataklığa atıp, onları çiğneyerek aşıyorlardı eskiden, hiç öyle bir gelecek görünmüyor aldıkları kararlar, uyguladıkları siyaset ve çiğnedikleri haklar ve hukuk açısından.

Son 30 yılda Hocalı, Bosna, Ruanda, Arakan’da olduğu gibi, en az 4 soykırımı izlediler kıllarını kıpırdatmadan. Şimdi Filistin’dekini her gün canlı yayın izliyor, hatta silah satarak uluslararası kuruluşlarda sessiz kalarak üstüne destekliyorlar soykırımı.

Daha büyüğü Sudan’da işleniyor; tecavüz, sokakta infazlar, etnik temizlik, kasıtlı yakılan yıkılan evler, 15 milyon insan göçtü ülkeden ama adı geçmiyor haberler ve Batı gündeminde.

Yazının Devamı

Küre karışırken başımıza geçirilen torba

Bütün dünya aynı tehdit altında, ABD, İngiltere, Avrupa ya da Çin, Rusya ayrımı yok. Ayrıcalıklı ülke ayrımı yok bu sefer, küresel bir dönüşüm hazırlanıyor çünkü. Herkes hedefte, dirençli ulus devletler öncelikli.

Kargaşa lazım, ortalığı toza dumana katmak, puslandırmak lazım bu dönüşüm hazırlıklarını perdelemek için. Hiç görünmesin diye de herkesin kendine göre torbasını başına geçirmeye çalışıyorlar. Dikkatler odaktan uzaklaştırılmalı, dağınık olmalı.

Salgınlar, çatışmalar, enflasyonlar, kıtlıklar, enerji krizleri, çok istikrarsız para hareketleri, tedarik zinciri kırık ticari düzen, psikolojik çökertme, siyasi ya da toplumsal her türlü iç çatışma kışkırtmaları… Nereden zayıfsanız oradan başlıyorlar, bütün düğmelere aynı anda basacaklar sonunda.

Yazının Devamı

Temel hizmetlere siyaseti ve ticareti bulaştırmayın

Genel seçimlerde, özellikle de yerel seçimler öncesi defalarca ‘Yapmayın!’ yazılarımız doldurdu köşemizi. Duyarsızlıkla nasırlaşmış vicdanlar, bildiğini okumaya hiç fren koymuyor. Ne kamu kurumları ne şirketler, ne onların siyasetçisi, yöneticileri, insafsızlık sınırlarını zorlamaktan çekinmiyor. Yarışıyorlar hatta.

Belediye meclislerinde, muhalefet edecek diye su gibi temel ihtiyaç yatırımlarını engelleyebilen, sokaktan kopmuş bir duyarsızlık, pervasızlık yarışması.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Polatlı’ya, Elmadağ’a, Kızılcahamam’a, Çubuk’a, Akyurt’a, Mamak’a, Gölbaşı’na, Bala’ya su götürmeye çalışırken muhalefet edeceğiz diye önce Belediye Meclisi dolandı bacaklarına. Polatlı ve Gölbaşı’nda vatandaşlar, çok sert tepki gösterdi partilerine “Ne yaptığınız sanıyorsunuz” diye. Yine de ince ince kemirmekten geri durmadı yaptığını siyaset sananlar.

Yazının Devamı

Erken seçim kesin galiba

Geçen hafta ‘Şimdiden seçim havasına mı girdi Ankara?’ydı yazımızın başlığı. Daha belediyelerin konser masrafları yoktu ortada. Konser maliyetlerinden başlayan tartışma, hükümet ve etmediği tahsilatlar aklına gelen SGK gibi kamu kurumlarının birbiri peşi sıra yüklenmesiyle ülke gündemine oturdu.

Geçmişin sorulmayan hesaplarını atlayıp, müsriflik akıllara geldi, borçları önüne kondu daha yeni seçilmiş belediyelerin. Gözlerimizi yaşartmıştı duyarlılık.

“Şimdiden seçim havasına mı girdi Ankara?” demiştik ama hiç de girdiğini kabullenmek istemeyerek. Neden seçim havasını istemediğimizi de anlatmıştık.

Yazının Devamı

Gözlerimizi yaşartan konser hassasiyeti

Ne kadar duyarlı, hak yenmesine hassas, kuruşun hesabını soran siyasetçilerimiz, akademisyenlerimiz, gazetecilerimiz varmış, geleceğe ümitle bakarken gözleri nemleniyor insanın. Ankara Büyükşehir Belediyesi bayram konserlerini, nasıl da ülkenin gündemine sokacak hassaslıkta incelemiş, hesabını soruyorlar. Kamu yararına beklediğimiz, çok güzel hareketler bunlar.

Yanlış yapan cezasını çekmeli, savunulacak yanı yok.

Çekmeli de yanlışı aleni, belgelenmiş, kasıtla devam ettirip yaptığı yanına kalanlardan hesap sorduğunu görememiştik bu dürüstlük timsali koronun. Şefine sadık koro üyelerinin bir dürüstlük devamlılığı olmadığı için detone çıkıyor sesleri, kulak tırmalıyor.

Yazının Devamı

Şimdiden seçim havasına mı girdi Ankara?

Seçimler değil de biri biterken diğerinin dedikodusu yetiyor hem ülkeye hem başkente zarar vermeye. Daha yerel seçim üzerinden 7 ay geçmiş, genel seçimin derdine düşüldü. 17 yıldır bir nefeslenip, unutturmadılar, çıkamıyoruz seçim girdabından.

“Seçim” demek, hizmetler yavaşlayacak ya da duracak demek bu ülkede, bürokrasi işini değil, makam mevki takip edecek, işini ya aksatacak ya serecek demek. Siyasilerin bu kadar çabuk ve kolay telaffuz etmemesi lazım ‘seçim’ sözcüğünü.

Daha seçimlerin yılı dolmadan laf kalabalığı, atışmalardan ibaret, sonraki seçime kadar havanda su dövüyoruz. Seçim ya zamanında oluyor ya da biraz önce ama her günü haftaya seçim olacakmış hararetiyle yaşıyoruz. Seçime kadar boş işlerle uğraşıyoruz yani.

Yazının Devamı

Bahçeli’nin rüzgarı hortuma dönüşür mü?

Dünyanın, bir siyasi kasırga ve uluslararası kargaşa arifesinde olduğu hatta bu kasırga ve kargaşanın içine itildiği açık artık. Kargaşa perdesi, Ukrayna ve Filistin’de açıldı. Siyasi kasırgaysa Amerika Birleşik Devletleri’ndeki seçim sonrası başlayacak anlaşılan. Gelişmeleri öngören ve önlem alan devletler ile öngöremeyenler, kararlarının karşılığını görecek.

Örneğin Avrupa öngöremedi, üstelik hala burnu havada boşa sallıyor eski etkinliğinin sürdüğünü sanarak. Yeni kurulması planlanan siyasi, ekonomik ve toplumsal sistemi, açık ara ıskalamış durumdalar. Hiçbir uluslararası sorunun ya da çözümün içinde yoklar, bir silkinme yaşanmazsa kaytarmacılığı oyun dışı bırakacak kıtayı.

Örneğin doğuda, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ile 1996 yılında dayanışma adımları atılmıştı. 2009 yılında yine doğu yani Asya’da, ekonomik işbirliği örgütü BRICS’in temeli atıldı. Bunlar, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra dünyada bozulan güç dengesini yeniden sağlama girişimleriydi.

Yazının Devamı

Hava durumu: Kışkırtma bulutları yoğunlaşıyor

Haberlerde görmüyoruz ama bazı üniversitelerde ‘karşıt görüşlü’ öğrenci kavgaları başladı. Düne kadar karşıt görüşlü değillerdi sanki, eş zamanlı birden karşıt görüşlü oldukları akıllarına gelmiş. Türkiye ne zaman istenileni yapmasa bu karşıt görüşlülerin aklı başına geliyor. Gençler pek bilmiyor ama 1970-80 arasını yaşayanlar, 1990’ların karanlık tünellerinden geçenler, çok iyi tanıyor bu karşıt görüşlüleri.

2007 ile 15 Temmuz 2016 arasında, bir kez daha kışkırtmanın zirvesini yaşadık. Bütün tahrikler ve sonuçları, 934 yıl önce devlete kast eden Haşhaşiler’den bin beter, devlet tarihinin en sinsi, tehlikeli ve gözü kara örgütlenmesi FETÖ’yü açığa çıkardı.

12 Eylül 1980’de olduğu gibi, 15 Temmuz 2016’da da bir gecede duruldu kaynayan sokaklar. Birbiriyle çatıştırılan resmi kurumlar, bir gecede hizaya geldi.

Yazının Devamı

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında yeni dönem

Türkiye Cumhuriyeti, ikinci yüzyılına girerken yeni dönemin başladığına işaret somut gelişmeler oluyor. 10 Kasım 1938’den sonra ayaklarına bağlanan prangalardan yavaş yavaş kurtuluyor, üstüne çullanmış sömürüyle var olmayı devlet olmak sanan vampirleri atıyor bir bir sırtından. Nihai silkinmesine doğru sabır ve ölçülü yürüyüşü sürüyor. Yükü hafifledikçe koşması kolaylaşacak.

PKK ve FETÖ yükünün ağırlığını, her gün biraz daha hafifletiyoruz.

İçeride eli ayağı hiç durmayan ülkeler ve istihbarat örgütleri, hiç de rahat değil artık. Tezgahları çabuk açığa çıkarılıyor, ya memleketinde ya cezaevinde alıyor soluğu hizmetkarlar.

Yazının Devamı

Türkiye, deli gömleğini yırtıyor

TUSAŞ’a İsrail’in, ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, kalan Avrupa’nın taşeron şirket işçisi teröristler geldi. PKK şirketi, Rusya’ya da çalışır, Birleşik Arap Emirlikleri’ne de. Kendi ideolojisi, ilkesi, hedefi yok, şirket olarak kimden olursa verilen işleri yapıyorlar Kürtlere de yaşamı zehir ederek.

TUSAŞ’a gelen, işleri terörizm olan işçiler, 5 canımıza kıydı, 22 kişiyi yaraladı ama taşıdıkları ağır mesajı tam iletemediler. Cümlenin başında ağzına tıkıldı buyrukları. Akşamına Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT’in mesaja yanıtı geldi, 2 gündür şirketin altyapı ve mühimmat depolarını vuruyorlar.

Yani devlet, “Sizin dediğiniz gibi olmayacak” diye yanıtlıyor kısaca tehdit mesajını.

Yazının Devamı