Türkiye, deli gömleğini yırtıyor

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

TUSAŞ’a İsrail’in, ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, kalan Avrupa’nın taşeron şirket işçisi teröristler geldi. PKK şirketi, Rusya’ya da çalışır, Birleşik Arap Emirlikleri’ne de. Kendi ideolojisi, ilkesi, hedefi yok, şirket olarak kimden olursa verilen işleri yapıyorlar Kürtlere de yaşamı zehir ederek.

TUSAŞ’a gelen, işleri terörizm olan işçiler, 5 canımıza kıydı, 22 kişiyi yaraladı ama taşıdıkları ağır mesajı tam iletemediler. Cümlenin başında ağzına tıkıldı buyrukları. Akşamına Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT’in mesaja yanıtı geldi, 2 gündür şirketin altyapı ve mühimmat depolarını vuruyorlar.

Yani devlet, “Sizin dediğiniz gibi olmayacak” diye yanıtlıyor kısaca tehdit mesajını.

DİPLOMASİ TRAFİĞİMİZE YETİŞEMİYORLAR

Son 17 yıldır ellerinden sıyrılan Türkiye’nin, günden güne avuçlarından kayıp gitmesine engel olamıyorlar. Ne PKK ne FETÖ ne DAEŞ prangalarıyla ne ekonomik kısıtlamalar ne de FETÖ darbesiyle durdurabildiler. Eski yöntemler, bir bir sonuçsuz ya da güdük kalıyor.

Çok hareketli diplomatik trafiğimize yetişemiyor, gecikiyorlar önlem almakta. Çin’den Venezuela’ya, Rusya’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a, anlamlandıramıyorlar oluşturduğu etki kabiliyetini. Arkasından bu etki izlerini silmek ya da zayıflatmak için koşturuyorlar ama eskisi gibi başarılı olamıyorlar.

“Ne oldu bizim eteğimizde uslu uslu oturan, kafasına vurup ekmeğini aldığımız, sözümüzden çıkmayan ülkeye?” diye şaşkınlar.

TOPLUM İSTİYOR GÖMLEKTEN KURTULMAYI

Atatürk’ün ölümünden sonra giydirilen deli gömleğini yırtacak büyüklüğe ve güce ulaştı Türkiye. Uzun zamandır sığamıyor gömleğine. Siyaset değil, toplum talep ediyor elini kolunu bağlayan bu gömlekten kurtulmayı. Biriken enerjisini boşaltacağı, akıl ve işgücünü değerlendireceği, şöyle eli kolu rahat bir koşmak istiyor. 80 yıl yetti, tükendi sabrı.

Bugün anlıyoruz ki yukarıda saydığımız ‘köklü, süpergüç, gelişmiş’ diye tanımlanan ülkelerin de patronu varmış. Siyaset tiyatrosunda da oynattıkları kukla siyasetçileri. İktidarı da muhalefeti de aşırıcısı da barışçılı da bu yönetmen patronun komutlarını yerine getiriyor.

Devletler, bildiğimiz devlet değilmiş en az son 200-250 yıldır. Bugün patronları, gücünün doruğunda, arzularına uygun, tek elden yönetilecek bir dünya kurma hayalindeler. Milyarlarca insanın yaşamına mal olacak bir kargaşa ve savaş ile tasarlıyorlar yeni dünyanın kuruluşunu. Yukarıda saydığımız uşak ülkeler, hiçbir insani tepki göstermeksizin emirleri yerine getirmekte yarışıyor.

ÖDEYECEĞİ KADAR ÖDETECEĞİ BEDEL DE AĞIR OLACAK

TUSAŞ üzerinden atılan postanın cevabını, hiç bekletmeden aldılar. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşın’da da süpergüçtü bu ülkeler, ikisinde de karizmayı çizdirmekten kurtulamadılar. Patronları hesaplarında, bir yüzyıl kaybettiler.

Bütün dünyayı ateşe verecek bir plan yapan patronların, yine Türkiye takılıyor ayaklarına. Onların yanında ya da karşısında olmanız fark etmiyor, bütün siyasi, ekonomik ve toplumsal sistemi yıkma niyetindeler, hizmetkarı ülkeler de dahil alacak payını.

Türkiye de diyor ki “Madem fark etmiyor, biz vuruşacağız. Az kaldı deli gömleğimizden kurtulmaya.”

Bir yandan içerideki elimize, kolumuza, bacağımıza doladıkları işbirlikçilerin, gürültülü ya da gürültüsüz temizliği sürüyor adım adım. Yani dikişleri sökülüyor gömleğin. Türkiye’nin ödeyeceği bedel kadar ödeteceği bedel de ağır olacak. Yine kapımıza dayanırsa bir kez daha çizilecek küresel karizma.