Siyasetten umudu yok Ankara’nın

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Yerel seçime yaklaşık 2 buçuk ay kaldı ama partilerdeki hareketlenme, sokağa hiç yansımıyor.

Kendi içinde kendini gaza getiren partiler, içinde patlıyor, Ankaralılar’ı heyecanlandıracak, harekete geçirecek bir marifet sergileyemiyorlar. Eski usul söylemler, didişmeler, tanıtım yöntemleri ve dikkat çekme dedikodularıyla bir seçimi daha geçiştirme görüntüsü veriyorlar.

Son 30 yıldır her seçimde biraz daha kırıla kırıla siyasetten umudu kalmadı Ankara’nın. Milletvekili otoparkı oldu; açıkta kalan adayları Ankara’ya park ediyorlar. Onların da ne Meclis’te ne sokakta Ankara’nın hayrına yaptıkları bir şey var. Çoğu tanımadığı, birkaç tanıdığıyla kendisine hayrı dokunmayan 36 vekili var Ankara’nın.

GAREZLERİ ŞEHRE SANKİ

Geçmişte birkaç Ankaralı vekilin çıkıp da Ankara için yüzlerce soru önergesi vermesinin de faydası olmadı; yüzlerce cevapsızlık oldu karşılığı.

Yerel seçimler için de duyguları farklı değil Ankaralı’nın; istediğini seçtirse de paçasına asılıp şehri hizmetten alıkoymayı başarıyor hizmetle mükellef olduğunu unutan başka siyasetçiler. Garezleri seçilene ya da partiye değil de şehre sanki.

Eleştiri ile hizmete engel olmak arasında çok belirgin bir anlam ve eylem farkı var. Eleştiri uyarıdır, makam sahibi uygulamasını gözden geçirir, varsa yanlışını düzeltmekle yükümlüdür. Ama hizmete engel olmak, muhalefet etmek değildir, herkesi cezalandırır, affolunmaz bir siyasi hatadır.

ŞEHRİN ALTINI OYUYORLAR

Saydıklarımızın hepsini yaşatıyorlar Ankara’ya. Başkentliğini yaşayamayan bir başkentte siyasetçilik oyunuyla eğleşiyor, parti koridorlarında siyaset diye şehrin altını ve itibarını oyuyorlar ellerine ne geçecekse.

Siyaset diye keşke Ankaralı’nın kayıp saydığı 22 buçuk yıl Melih Gökçek’te ısrar etmeselerdi, madem ettiniz, unutulmaya bıraksaydınız keşke birkaç dönem. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin çoğunluğu elinde tutan muhalefeti, Melih beyin bıraktığı yerden devam eder gibi hizmeti engelleyen ya da çelme takan kararlar aldırdı; ASKİ gelirlerini yarı yarıya düşürme kararı, siyaset gibi akla da zarar bir girişimdi. Su kardeşim bu; en temelin temeli ihtiyaç…

BU DUYARSIZLIK KASITLI MI?

Yani efendim, iktidarı muhalefeti, kim kazansa Ankara’nın kaybetmesine engel olamıyoruz. Bir seçimcilik oyunu sergiliyor, seçmişiz gibi de sonuçlarına katlanıyoruz. Ne genelinden ne yerelinden, seçimlerden umudu da heyecanı da yok Ankara’nın. Dolayısıyla sokağa da bu atalet yansıyor.

Siyasetin katkısı olmadığı bir başkent

Yahu hiç mi kimseyi rahatsız etmiyor devletin merkezine bu duyarsızlık? Bir ideolojiye dönüşmüş de biz mi anlayamıyoruz bu duyarsızlık kastını?