Seçimin Ankara’ya ilk faydası
Bu milletin sabır eşiği, dağları, kayaları çatlatır. Kestirilemeyen bir zamanlaması var ama sabrının sonu selametle bitiyor mutlaka. Öyle bir zamanda veriyor kararı. Osmanlı padişahlığından Cumhuriyet’e geçiş de böylesi bir zamanlamanın sonucudur.
Cumhuriyet’in başkenti olduğunda gelişmiş, Atatürk’ün ölümünden sonra nüfus olarak kalabalıklaşmış, şehircilik olarak gerilemiştir Ankara.
1950’lerde gecekondulaşma başlamış,
1965 Kat Mülkiyeti Kanunu’yla dikine gecekondulaşmanın yolu açılmış,
1982 yılında çıkarılan ‘Ankara 1990 Nazım Planı’, 1980’lere kadar devam eden bozulmayı önlemek, büyümeyi yönlendirmek için yapılmıştır.
1985 yılında çıkarılan ‘İmar Affı’, boşa almış, yokuş aşağı salmıştır bozulmayı. Su ve kanalizasyon, çevre, ulaşım gibi konularda yapılan planlar, talebin gerisinde kalmış ya da uygulanamamıştır.
GÖKÇEK’E BİLE SABRETTİLER
1994-2017 arası üstüne mum dikercesine 22 buçuk yıllık Melih Gökçek dönemi gelmiştir. ‘Kurulmuş bir şehir nasıl bozulur, bir ülkenin başkenti nasıl geri bırakılır’ dersi gibi bir dönem. İlçe belediyeleri, parti örgütlerinin memnuniyetsizliğine rağmen kendisini ısrarla aday göstermiştir iktidar partileri.
22 buçuk yıl daha sabretmiştir Ankara.
2019 Yerel Seçimleri’nde CHP-İYİ Parti Adayı Mansur Yavaş göreve gelmiş, uzun yıllardır ihmal edilmiş altyapı çalışmaları için kolları sıvamıştır. Bu kez de iktidar ittifakı AK Parti ve MHP’nin çoğunlukta olduğu Belediye Meclisi dolanmıştır başkentin bacaklarına.
Doğru yanlış demeden her projeyi ya engellemeyi ya durdurmayı siyaset sanan bir Belediye Meclisi’yle geçen son 5 yıl. Bunlardan biri de Cumhurbaşkanlığı’nca da onaylanan ‘Tatlar Atıksu Arıtma Tesisinin Kapasite Artırılması ve Modernizasyonu Projesi’ydi. 10 aydır engelleniyordu, sanki kendi seçmeni kullanmayacak o suyu.
RETÇİ MECLİS BU SEFER KABUL ETTİ
Çoğunluğun CHP’ye geçtiği Belediye Meclisi’nin 15 Nisan toplantısında, ilk karar olarak kabul edildi proje. AK Parti ve MHP üyeleri de kabul oyu verdi.
Yazık değil mi bu millete, su gibi temel bir ihtiyacı bile koltuklarınıza feda edebildiniz, ülkenin 70 yıl gecikmiş başkentini, ergen didişmeleriyle 5 yıl daha oyaladınız?
Temmuz 2023’te başlamıştık bu tavrı eleştirmeye, 30 Eylül 2023’te ‘Seçimi Kaybetmek İçin Devam Edin’ demek zorunda kaldık. Sokaktan habersiz, kimseyi dinlemedikleri için devam ettiler.
10 ay sonra gazı kaçmış kabul oyuyla ağacın arkasındaki fil misali saklandığını sanıyorlar. Vatandaş gördü efendim, vatandaş gördü, bu sefer siz de gözünüzü, kulağınızı açarsınız inşallah!
BİR KIRILMA SEÇİMİ MİYDİ?
31 Mart Yerel Seçimi’ni yorumlamak için erken aslında. Ulusal konulara tepki ile yerel tepkiyi ayrıştırmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Yereli ulusaldan ayırdıysa eğer seçmen, işte o zaman zihniyetimizde bir kırılma ve dönüşümden bahsedebiliriz.
Yerelin ulusal siyaseti etkileyeceği tarihi bir kırılmadan geçtiğimizi, o zaman anlayacağız. Sabırlı milletin sabrının taştığını, zihniyet değişikliğinin başladığı kırılma noktasını, o zaman daha doğru ifade edeceğiz.