İran dehlizleri

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Filistin ve Suriye’de olanlardan sonra önümüzde değişik bir İran ilişkiler ağı belirmeye başladı günden güne. PKK/PYD/YPG’nin yeraltı tünelleri gibi alttan ve karmaşık, derinlere devam eden bir siyaset ve ilişki ağı çıkıyor son gelişmelerle.

Önümüze çıkan birkaç demeç ya da yorum, İran algımızda parazit yaptı. Başka bir İran çıkıyor İran içinden.

KENDİ DÜŞÜNCESİYLE KAVGA EDEN İRAN

Press TV Müdürü Mehdi Hanalizade "Irak’ta Türkiye’ye karşı SDG/PKK/YPG’yi desteklediğimiz gibi, Suriye Devrimcileri’ne karşı da ABD ile ittifak yaparak SDG'yi desteklemeliyiz" demiş İran devlet televizyonunda.

El Arabiya’nın haberine göre İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakciİslamcıların Suriye’ye hükmetmesi, İsrail’in Filistin’i işgalinden daha tehlikeli” diyebilmiş.

İranlı diplomat Muhammed Hüseyin Adeli, Suriye'ye atfen "İran ve ABD birçok bölgesel konuda hemfikir. İran, Afganistan ve Irak'ta yaptığımız gibi ABD ile tekrar çalışmalıyız” demiş.

Gazeteci Mete Sohtaoğlu, İran televizyonunda Alparslan’dan Fatih Sultan Mehmet’ten başlayıp Atatürk’e kadar Türk önderlerine küfür kıyamet saydırdıkları programı izlemiş.

İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, HTŞ müdahalesinden sonra "Suriye, Suriye halkına aittir ve saldırganlar gayretli Suriyeli gençlerin gücü karşısında hiç şüphesiz geri çekilmek zorunda kalacaklardır” dedikten sonra o gençler ayaklanmış ama Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün kurucularından ve ilk genel sekreteri Şeyh Suheyb Tufeyli, bu ayaklanmalara karşı “Sizi, ülkemizi parçalamaya yönelik kötü niyetli projelerine yakıt olarak kullanmak isteyen Fars, Arap ve Batılı kışkırtıcılara karşı uyarıyorum; yakın ve uzak geçmişimiz herkese ders olsun. Şeytanın cennet hayali, sizin Suriye'yi bölme ve bir Alevi devleti kurma hayalinizden daha yakındır" diyerek, yani kendilerini ve Hamas’ı satan İran’ı terslemiş, uyarmıştır.

Çok acayip ilişkiler…

40 YILDIR İRAN’LA DA SAVAŞIYORMUŞUZ

İran, Irak’tan Lübnan’a ve Filistin’e, 40 yılda kurduğu örgüt ve siyaset ağını, 11 günde kaybetti. Nokta atışı biri de bizzat kendi başkentinde Hamas ve Hizbullah liderleri yok edildi, tık yok dükkan sahibinden! “Müsaitseniz bu akşam şu saatler arası azıcık bombalayacağız sizi” randevulaşmalarını da yutmadı sosyal medya haberleşmesi hızındaki kamuoyu.

Yemen’de cansiperane Husiler direniyor, onları da yakında satar herhalde. Çünkü aldığı tavır, bölge ülkelerine değil İsrail, ABD ve kuyruğu Avrupa ülkelerinin politikalarına yarıyor.

Efendim, Türkiye’yi İran’la savaştırmaya çalışıyorlar” deniyor da kendi ağızlarıyla söylemeye başlamışlar işte; biz 40 yıldır “Amerika Amerika” deyip duruyoruz, çok kocalı Hürmüz PKK’nın kocalarından biri de İran'mış, 40 yıldır savaşıyormuşuz zaten.

HRİSTİYAN DESTEKLEYEN ADI İSLAM DEVLETİ

Başa dönüp bir daha bakalım:

1 Şubat 1979’da Humeyni, Batı’nın eliyle Fransa’dan bir uçağa bindirilerek Tahran’a indirildi. Sabah akşam hakaret ettiği can düşmanı ABD’ydi ama 1986’da o can düşmanından silah alırken yakalandı. Ne tiyatro!..

İslam devleti dendi ama ortasında kaldığı İslam ülkelerinin hiçbiriyle barışık olmadı.

1990’lı yıllarda Türkiye’de Sünni-Alevi ayrımcılığını körükleyecek oluşumları, maddi-manevi destekledi. En son Karabağ Savaşı’nda Hristiyan Ermenistan’ı, üstelik ısrarla desteklemesiyle bizim için maskesi bir kez daha düştü.

Son Filistin, Lübnan ve Suriye’deki gelişmeler ile İsrail ve Batı’ya karşı kifayetsizliği, İran İslam Cumhuriyeti’ni tartışmaya açtı.

BATAKLIĞA ADIMI ATTILAR

Yapay İsrail devleti, bütün yasa ve hukuk tanımaz eylemlerine bahane olarak İran’ı göstermiş, bahanesiyle nükleer silahlar bile üretmiştir. Fransa’dan uçakla gelen dinci kisveli İran olmasa İsrail’in de bahanesi olamayacaktı. İsrail’i, görünen resme göre İran meşrulaştırmış, bu oyunu kuran akıl, artık bu çarpıklığı saklama gereği duymamaktadır.

PKK/PYD/YPG tünelleri gibi karmaşık İran düşünce dehlizleri, daha ne kadar derinlere doğru kıvrılıyor acaba?

İsrail ve Batı’nın İran’la işi bitmiştir, açığa düşürdüler, dehlizlerini çökertecekler bundan sonra. ABD Başkanı Donald Trump’ın düşmanlığı falan hikaye.

45 yıllık tiyatro oynandı bitti, eh, devedişi Türkiye’yle karşı karşıyalar artık. Temennileri var ama ne siyasileri ne akademisyenleri ne de medyası bu rakibe karşı bir öngörüde bulunabiliyor. Bataklığa adımı attılar yani.