Dördüncü Nesil Yaşatamadı Uğrak Lokantası’nı
Ankara’nın en eski lokantası olduğunu öğrenince, sahibine ulaşmaya çalışmıştık. Milliyet Ankara Gazetesi için eski Ankara’yı anlattırdığımız söyleşilere katmak istiyorduk Uğrak Lokantası’nı. 2 yıl sürdü ulaşmamız. Lokantaya uğrayıp birkaç kez iletmiş ancak talebimize yanıt alamamıştık bir türlü.
Ünlü bestecimiz Muammer Sun’la doğduğu Hacı Doğan Mahallesi’nde söyleşi yaparken yoldan geçen biri kulak misafiri oldu, sohbetimize katıldı. Mahallenin meşhurlarını sayarken Uğrak Lokantası’nın sahibini de saydı. Çocukluk arkadaşıymış, hala da görüşüyorlarmış. Tesadüfün böylesine hayretler içinde, ondan aldığımız telefonla lokantanın sahibi Behzat Tamer’e, 2 yıl sonra ulaştık.
Ankara’nın ünlüsüydü
Çok nazlandı, direndi Behzat Tamer, sevmiyordu böyle şeyleri. Ancak anlattıkları, en son ve güncel ve belki de tek bilgiydi 100 yaşına basmak üzere olan Uğrak markasının.
1926’da, şimdiki Atatürk Heykeli’nin yerinde tek katlı dükkanlar var, en başındaki dede Raşit Tamer’in Uğrak Şarküteri dükkanı. 1943-44 gibi o dükkanlar yıkılıyor, yolun karşısına yani şimdiki 100. Yıl Çarşısı’nın yerine, Şehir Çarşısı açılıyor. Uğrak İşkembecisi ve Uğrak Pastanesi markalarıyla çarşıya geliyor Tamer ailesi.
Şekerci Osman Nuri, Şekerci Hacı Bekir, Karpiç Lokantası, Bozacı Akman, Misket Lokantası gibi sonradan kendi gibi ünlenen komşuları var.
Babayı erken kaybedince
1944-45’de Ulus Çankırı Caddesi üzerinde, Rüzgarlı Sokak’ın girişine yakın, Tamer Han’ı inşa ettiriyorlar. 1958’de Şehir Çarşısı’ndan ‘Ekspres Uğrak’ adıyla şimdiki yerindeki Tamer Han’a taşınıyor lokanta.
1950 doğumlu Behzat 9 yaşındayken babaları Necati Tamer’i kaybediyorlar ve ağabeyi Nevzat’la dedeleri Raşit beyin gözetiminde dükkanda çalışmaya başlıyorlar. Aynı zamanda hanın giriş üstüne en lüksünden, 300 kişinin çalıştığı Hünkar Restoran’ı açıyorlar.
Piliç çevirme devrimi
1969’da Hollanda’dan Türkiye’ye ilk tavuk çevirme makinesini getiriyor, kendi devrimlerini yaşayıp tavukçu oluyorlar. Öyle bir talep oluyor ki “ Ali bey, 2 ay yaptığımız tavuğun tadına bile bakmak nasip olmadı bize” demişti Behzat Tamer.
Ağabeyi bırakıyor, Behzat’a kalıyor dükkanın işletmesi. 1970’de dede Raşit beyi kaybedince Hünkar Restoran kapatılıyor.
Ünlü müdavimler
Adnan Menderes’in tek başına elini kolunu sallayarak önünden geçtiği, birçok üst düzey bürokrat, gazeteci ve sanatçının uğrak mekanı Uğrak. Bülent Ecevitler, Altan Öymenler.. Turgut Özatay, Selim Naşit, Müslüm Gürses müdavimlerinden. Levent Kırca, vefatından önceye kadar Ankara’ya her gelişinde uğruyor.
Behzat Tamer söyleşi talebimize gönülsüz olunca “Bir görüşelim, istemezseniz yapmayız” dedik. Ekim 2014… Sohbet ederken bütün sorularımızı yanıtladı, hepsini not ettik. “Dükkanın önünde bir fotoğraf çektirelim, söyleşi bitti” deyince “Nasıl yani, böyle oluyor mu söyleşi?” diye şaşırmıştı. “Vallahi Behzat bey, kamuya bu kadar mal olmuş bir kurumun bilgilerini sakınma hakkınız yok, böyle yayınlayacağız” dedik. Çektirdik fotoğraflarımızı, “Beni fena faka bastırdınız” diyerek sitem etti.
Sonra ara ara dertleşen iki arkadaş olduk. Küçük kızını trafik kazasında kaybetmiş, ardından dudaklarından sevgiyle dökülen, hala çok sevdiği eşini kaybetmişti. Dünya nimetlerine küsmüş, Uğrak Lokantası’nı çalışanlarına emanet etmişti. Tam bir Ahi esnafı ahlakına sahipti, çalışanlarını da öyle yetiştirmişti. Karşılıklı baba-oğul güveniyle yürüyordu Uğrak.
Asırlık değeri kaybettik
Yaklaşık 6 ay önce Behzat Tamer’i, Haziran 2023’te de 100 yaşına 3 yıl kala Uğrak Lokantası’nı kaybettik. Amerika’da yaşayan kızı, dördüncü nesile taşıyamadı Ankara markasını. Bir esnaf terbiyesini, bir alışkanlığı, bir güzel adamını, doğru dürüst markasını kaybetti Ankara.
Duygular, taşa tuğlaya sinebiliyor her halde; Uğrak’ta 1920’leri, 50’leri, 70’leri de yaşıyordunuz sanki. Ankarasever dostlarla buluşmayı, Ankara konuşmayı sevdiğimiz bir yerdi. Patronundan mutfağına, bütün kadrosuyla bir değerdi Uğrak Lokantası.
Çok ama çok değerli bir şeyini kaybetti Ankara.
Terk edenlerin ruhu şad olsun, emeği geçenlerin gönlüne göre olsun, başkentin bu asırlık değerini devam ettiremeyenlere yazıklar olsun.