Depremden kalanı sosyal medya yıktı

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Asrın felaketi’ değil, ‘asırların felaketi’ydi 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri. 9 saat arayla 7.7 ve 7.6’lık deprem, bilinen tarihte yazmıyordu. Bizim bilim insanlarından çok yabancılardan okuduk ve dinledik bu bilgiyi. Pek takan olmadı bizde, o yüzden ‘asrın felaketi’ diyerek felaketin küçümsendiğinin farkında da değiller. Bilgi kirliliği içinde bir kaybımız da bu idraktir.

Türkiye’de 11 ilde 14 milyon insan etkilendi ama bir o kadar Suriye’yi yıktı, Kıbrıs’ı, Irak’ı, doğuda İran, güneyde Lübnan’a kadar salladı deprem. 1999’daki Gölcük ya da Düzce-Kaynaşlı depremiyle bir tuttuk asırların felaketini. O depremlerden akıllanmadığımız için bir de yanlış organizasyon, yanlış yöneticilerle yıkıldık. Bizim gözlemimiz; ilk 2 hafta kontrolsüz kargaşayla geçti, ikinci ayda anca kontrolü hissetmeye başladık.

ALGIYI KÖRELTEREK ZİHİN YIKIMI

Saatlerce, günlerce konuşulup anlatılacak şey var, bilmediklerimizi de zamanla öğreneceğiz. Ancak sosyal ve telefon medyasının yıkıcılığı da deprem kadar asırlıktı. Böylesine hızlı ve etkili iletişim olanağının bu kadar olumsuz amaçla kullanılacağı aklımızın ucundan geçmezdi.

Bu trafiği depremin ilk yarım saatinden itibaren takip ederken aklımız ve algımızın nasıl dağlanıp köreltildiğini, birkaç gün anlayamadık. Bize ilk 3 gün yetti, haftalarca azimle bu zihin yıkımını sürdürdü kasıtlı ya da kasıtsız işgüzarlar.

İlk depremden sonra duyumlar ve talepler gelmeye başladı, sosyal medyanın işe yaradığını düşündük. Öğleden sonra ikinci depremle normal olarak duyum ve talepler arttı. Birden akış o kadar hızlandı ki takip etmek imkansızlaştı.

Çökmüş yollar, zarar görmüş havaalanları nedeniyle kurtarma ekipleri ve yardımlar ulaşamadan akla zarar “Şuraya ekip gönderilmedi, buraya yardım gitmemiş” mesajları yağmaya başladı. Gerçeklikten kopuk bu beklenti, ilk yanlış yönlendirme mesajlarıydı.

KİRLİLİK ÜRETEN İŞGÜZARLAR

Derken bu duyuru, ihbar ve taleplerin bazılarının, uydurma olduğu bilgisi gelmeye başladı. Verilen telefon numaraları, isimler hatta mekanların olmadığı paylaşımları gelmeye başladı. Bu teyit edilmemiş bilgi sağanağına biz 3 gün dayanabildik. Gelen bütün duyuru ve taleplere şüpheyle bakmaya başladık. Birileri, yalan yanlış ihbarlarla kirlilik yaratıyordu. Bunların zararını, en çok depremzedeler gördü.

Oturduğu yerden bir tıkla depremzede kurtaran işgüzarlar doldurdu mesajları. Doğruluğu teyit edilmemiş duyuru, ihbar, talepleri geldiği gibi gönderiyor, “Teyitli bilgi mi?” diye sorulduğunda ya “Arkadaşım gönderdi” diyor ya da hiç yanıt vermiyorlardı. Arabaya atlayan şehir girişlerini tıkamış, bunlar da en hızlı ve etkili iletişim kanallarını tıkıyordu. Kartopu çığa dönüştü, baş edilemez bir bilgi kirliliği yıkıldı üstümüze.

Bu işgüzarlardan, Ege’nin turistik ilçelerinden bombardıman halinde mesaj atan biri, depremin ertesi günü akşamüzeri şöyle bir paylaşım yaptı: (Masanın üzerinde içkisi, arkada gün batışı) Bilmem nerede gün batışı!

Görevini yerine getirmenin, çöpünü zihnimize dökmenin gönül huzurunu paylaşıyordu!

OKUMUŞ CEHALET ZİRVESİ

Sonra gruplarda pek sesi çıkmayan hatta olay gününe kadar adını görmediğimiz birileri, o günlerde aşırı faal bir katılım gösterdi, kontrolünü aldılar sanki grupların. Hayrına yaptılarsa günahlarına girmeyelim ama üçüncü, dördüncü haftadan sonra yine belirdikleri gibi kayboldular ortadan.

Sağanak halinde paylaşılan yalan, uydurma bilgi doğru bilgiyi gölgelemiş, gerçek ihtiyaç sahibi çok depremzede bu işgüzarların kurbanı olmuştur. Şuna içtenlikle inanıyoruz; sosyal ve telefon medyası, yararından çok zarar vermiştir depremzedelere. “Okumuş cehaletinin zirvesidir” diyebiliriz bu kargaşayı coşturan paylaşımcılar için. Asırların felaketine, hızla duyarsızlaştırdılar bizi.

Depremde yapılmayacaklar basittir:

- Afet bölgesinde yakınınız yoksa ilk birkaç saat telefonları meşgul etmeyin.

- Arabaya atladığınız gibi afet bölgesi girişlerini kilitlemeyin.

- Bırakın önce resmi kurumlar görev yerlerini alsın.

- Birinci elden sahip olmadığınız ya da teyit edilememiş bilgiyi paylaşmayın.

- Dost-ahbap liyakatsiz tanıdıkları, yönetici ve görevli yapmayın.

Bilgisayar mesajı gibi ne bir tıkla kepçe-dozer gönderebilirsiniz ne kurtarma ekibi yollayabilirsiniz ne yardım kolileri aktarabilirsiniz afet bölgesine. Bu sosyal medya tecrübesi, deprem kadar yıkıcı olmuştur hem depremzede hem hedefi çarpıtılmış zihinlerimiz açısından.