Çocukluğu yeniden doğuran 23 Nisan
Devlet tazelenmiş olarak yeniden doğarken şanslı çocuklar doğdu onunla beraber. Dünyada benzeri olmayan bir bayramla ödüllendirildiler. Çocukluğunu da bayramlarını da hakkını vererek yaşadılar. 23 Nisan 1927’de bayramları oldu, 1979’da dünya çocuklarını da ortak ettiler güneş gibi parlayan coşkularına.
Ertesi yıl bir alamet geldi ‘12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ diye. Yumruk gibi geldi, zerk ettiği zehirle insanlığımızı yavaş yavaş hasta etti. İnsanlık değerlerimiz körelirken çocukların çocukluğu bozuldu. Eğitim sistemi ile maddiyatı yücelten düzen, hisleri dağlanmış çocuklar bıraktı geriye.
HEYECANSIZ, COŞKUSUZ ÇOCUKLAR
Çocukluğunu yaşatmayan eğitim sistemi, okul sıraları ve dershanelere hapsetti onları. Maddiyatçı düzen de müşteriye çevirdi. Varlık içinde de yokluk içinde de olsalar, çocukluk coşkuları parlaklığını yitirdi.
12 Eylül 1980’le bu yaşam biçimini ülkemize sokan adamlar, kendi çocuklarını çoktan kaybetmişti. İnsani değerleri ve çocukluk coşkuları, para ve rekabet havuzunda boğuldu. Küçücük çocuklar, ailesiyle bile dayanışma yerine çıkar üzerine kuruyor ilişkisini.
Bu sistemin meyvesi, heyecansız, coşkusuz çocuklar. İçindeki güneşi solduran bulutlarla kapladılar zihinlerini. Sevgi ve saygı, herkesin kendine istediği ama kimseye vermediği bencillik sözcükleri artık.
ÇÜRÜK DUVAR TUĞLASI YÖNETİCİLER
Siyasetçiler ve bürokrasinin hizmetlerini unutmamak lazım. Bayramları bayramlıktan çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar. İster milli ister dini olsun. Soğukta çocuklar titrerken paltolarıyla karşılarında bayramı savsaklayan yöneticiler, gözümüzün önünden gitmeyecek hiçbir zaman. Sıkıcı, duygusuz boş konuşmalarından, bir cümle bile kalmadı aklımızda.
Olsa da coşkudan eser bırakmayan duvar tuğlası yöneticiler, böyle çürük bir bina inşa ettiler işte. Şimdi bayramın kaç gün tatil olduğuyla ilgileniyor herkes, bayramın amacı, anlamı, işlevi, içi bir hayli boşaltılmış içerikler.
Bayramların özelliği, yaşam sevincini tazeleyen, duyguları canlandıran kıvılcımlardan oluşmasıdır. Parayla satılmayan, alınamayan şeyler…
BAYRAMIN KAYNAĞI BİZDE
İşte çocuk, insanın kendini çabuk tazeleyen ve iyileştiren bünyeye sahip hali. Çocukluğuna izin verirsek bütün olumsuzluklar içinden coşkusunu yeniden tazeleyebilir, insanlık değerlerini yeniden canlandırabilir.
‘Çocuk Bayramı’nın kaynağı bizde, pınarın gözeleri daraldı sadece. Bir gayret bu gözeleri genişletir, çocuğun çocukluğuna yakışır kutlamaları ve tavrı tekrar geliştirirsek örnek bayramımız, dünya çocuklarına da ümit olur.
23 Nisan, henüz kaybetmediğimiz, çocukların çocukluğunu yeniden doğurma günüdür. Amacı, anlamı ve işlevini bulandırmayalım, onlar güneşlerini parlatır.
Arkadaşlarımın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyor, bayram coşkularını söke söke geri alacaklarını biliyorum.