Amerika treni de raydan çıkıyor

Ali İnandım

Ali İnandım

Tüm Yazıları

Çok önce yazılmış yeni bir senaryo var, gerçekleştirmeye çalışıyor yazanlar. Çok önce yazıldığını bugün daha iyi anlıyoruz. Örneğin 11 Eylül 2001’de New York’ta yıkılan İkiz Kuleler, bu senaryonun açılış sahnesiymiş. Var olan ekonomik sistemin çöküşü simgeleniyor bu sahneyle. Dünyaya çok pahalıya mal olacak bu yapım gerçekleşirse eğer, insanlığın ödeyeceği bedele paha biçemeyiz.

Senaryo olduğuna şuradan kanaat getiriyoruz: Dünya Ekonomik Forumu (WEF), gazeteci ya da akademisyen olmayan işadamları, onların kontrolündeki basın-yayın kuruluşları, kehanetvari sözler söylüyor, ne olacağına ilişkin sayfalar basıyor, filmler, belgeseller yayınlıyorlar.

Ne kadar ileri görüşlü insanlar!

ÖNCE İNSAN AZALTACAKLAR

Örneğin Bill Gates, ortada yokken Kovid-19 diye bir virüs telaffuz ediyor, meğer çoktan aşı çalışmalarına başlayan laboratuvarın da ortağıymış, hakikaten salgın oluyor ve hatta dünya kapatılıyor.

Dergilerinde, herkesi meşgul eden sözde şifrelenmiş mesajlarla kehanetlerde bulunuyor, bak sen ki arkasından bir bir gerçekleşiyor bu müneccimlere gaipten inen kesin bilgi. Filmleri, belgeselleri, daha açık diyor diyeceğini; hala anlamayan olursa diye garantiye alıyorlar.

Aslında saklanan bir şey yok, senaristler, yiyeceği haltı açık açık beyan ediyor, bir de korku salarak toplumları kilitlemeye, muhtemel direnci kırmaya çalışıyorlar.

Senaryonun özeti; ya salgınla ya bir dünya savaşıyla ya da üretilmiş afetlerle sizi azaltacağız, dünya bize kalacak.

DELİRMİŞLİĞİN SARHOŞLUĞU

Sanki şimdi ABD, İngiltere, İsrail gibi ülkeler kargaşayı ateşliyor, kıyametten çıkar umuyormuş gibi görünüyor ama bu yeni senaryo, devlet, millet, din-iman, düzen tanımıyor, herkes aynı tehdit altında. Gönüllülerini de yakacak, yıkacak sonunda.

Bir ideolojik, ekonomik ya da toplumsal çatışma gerekçeleri yok, senaristlerin uçuk senaryosunu gerçekleştirmek amaç.

Teknolojinin de sayesinde siyaset, ekonomi, toplum artık avucumuzun içinde, zaten dünyanın sahibi olmuşuz, niye devlet, toplum, insan gibi ayak bağlarıyla uğraşıyoruz, mutlak hakimiyet hakkımız” delirmişliğinin sarhoşluğunu yaşıyorlar.

Senaryolarla gerçekler, örtüşmez çoğunlukla. Parça parça toplumlarla vuruşmak başka, insanlığı tehdit edecek topyekûn girişime cesaret etmek bambaşkadır. Delirenler bu aşamaya gelir.

ABD DE BUNLARIN KISKACINDA

Amerika Birleşik Devletleri’ne gelince; 6 Ocak 2021 Kongre baskını, ABD için raydan çıkma provasıydı. Başkan Donald Trump’a ihale edilmek istendi ama senaristlerin başarılı bir provasıydı. Senaristler, böyle çatışmaları sever, gerçeklik katar hikayeye.

13 Temmuz 2024’te Trump’a yapılan suikast ise trenin tekerini raydan çıkarma girişimiydi. Amaç, treni tamamen raydan çıkarmak. Başarılı olsa senaryonun bir sahnesi daha gerçekleşecekti.

Senaristler, dikkat dağıtmak için hep çatışma ister. Kimin kimle çatıştığının önemi yoktur, hep puslu sahnelerde gerçekleşir planları. Seçim, demokrasi gibi kavramlarla iyice sislendirirler pusu.

ABD, İngiltere ve dahi İsrail raydan çıkarsa senaryo hızla tamamlanacak. ABD gibi bir ülkenin çöküşü, dünya çapında büyük heyelandır küçük, büyük çok ülkeyi arkasından sürükler. Çok ister ve severler böyle yıkıcı heyelanları.

KADERİ AYKIRI ÜLKELER BELİRLEYECEK

İşte bir de senaryoya aykırı, sorunlu ülke ya da devletler var. Meydan o kadar da boş değil.

Bunlardan biri de biziz; Türkiye.

Senaryonun Üçüncü Dünya Savaşı, salgın ve yapay afet takvimleri, istedikleri zamanlamayla yürümüyor.

İnsanlık tarafında, yerimizi ve çevremizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu adamlar kalsa kalsa en son bizimle karşı karşıya kalacak. Tarih tekerrür edecekse oyun da zaten burada bozulacak.

Yahu ‘deli’ falan diyoruz da delinin bile bir asgari vicdan ve ahlakı var.

Bu senaristlerin aklı, akıl değil. Deliye hakaret, bunların şeytan aklıyla muhatabız, şeytanın ta kendisi bunlar.