2024 bitti viraj daha bitmedi
İyi değildi, çukurlu tümsekli bir yolda gidiyorduk, Mart 2020’de Kovid-19 denen sert bir viraj çıktı insanlığın önünde. Pek çekilir olmasa da en azından alıştığımız bir yaşam sürüyor, iyi kötü yolumuza devam ediyorduk. Göremediğimiz bu keskin viraja girerken bir de sert frenle sarsıldık, evlere kapatıldık. Virajı dönüşümüz devam ediyor, ya taklalar atarak şarampole yuvarlanacağız ya da toparlayıp yola devam edeceğiz.
Ulus devletlerin tecrübeli müdahalesi olmasa bu kasıtlı frene basanlar, insanlığı o şarampole yuvarlayacaktı. Hala virajın girişinde toparlamaya, yavaş çekim gibi uzun sürecek bu dönüşten, insanlık olarak sağ salim çıkmaya çalışıyoruz.
ESKİ DÜZENE DÖNEMİYORUZ DEĞİL Mİ?
Kovid-19 kapanmalarından sonra normale döndüğümüzü sandık ama hiçbir şey eski düzenine dönmedi, dönemiyor değil mi?
Siyasi, ekonomik, toplumsal alışkanlık ve ezberlerimiz, savrulmamızı önleyemiyor. Hayvan beynimizle davranıp paniğe kapılırsak şarampole, eğer kıyısındaysak uçuruma yuvarlanacağımız muhakkak. İnsan beynimizle muhakeme edersek eğer, kazayı atlatma şansımız çok daha yüksek.
Şoförlüğün kuralıdır; keskin viraja sert frenle girersen savrulur, uçarsın. Çünkü fren, tekerlekleri kilitler. Yavaşlayarak girersen kurtulma şansın artar çünkü lastikler dönmeye devam ettiği için arabayı yönlendirmeye devam edersin.
Biz sert frenle girdik ama erken müdahale ettik, bıraktık freni, lastikler dönüyor hala. İnsanlıkla ilgisi kalmamış adamlar, insanlığı kasten bu virajda öldürmeye kalktı. Öldürülmüş insanlığıyla idaresi kolay zombilerden ibaret bir medeniyet hayali kuruyorlar çünkü.
DAHA KAZAYI YAPMADIK
Aslında Kovid-19 kapanmasıyla yaşadığımız sarsıntı, bize bir düşünme, muhakeme fırsatı da vermişti. Neoliberalizm yani vahşi kapitalizm yani altta kalanın canı çıksın sisteminin pervasız şoförü ve güvensiz arabasıyla gittiğimiz yol, yol değilmiş bir kere. Yanlış şoför yanlış araba ile yanlış yollara girmiş, gidiyormuşuz. Yol diye gösterdikleri insanlıktan çıkma güzergahına sürüyormuşuz.
Daha virajı toparlayamadık ancak kazayı da yapmadık. 2025 sarsılmanın şokuyla geçer, 2027-2028 gibi o kazayı yapıp yapmayacağımız, insanlığın kaderi belli olur. Daha doğrusu insanlık, kararlarının sonucunu yaşamaya başlar; insanlıkla zombilik arasındaki tercihi belli olur.
Tekrar edelim; Kovid-19 kapanması ya da freni, kötü niyetli bir planın işleyişi kadar bize de düşünme fırsatı verdi. Nereyi dinleyeceğimiz önemli, insan beynimize mi hayvan beynimize mi kulak vereceğiz? Vicdanımız kurumadıysa gönül sesimizi hala duyabiliyor, dinleyebiliyorsak bu virajı kurtarır, uçurumdan, yönlendirildiği yanlış yollardan döner insanlık.
VİCDAN VE GÖNÜL PUSULAMIZLA ÇÖZECEĞİZ
Kişisel insanlığını bile yitirmiş, hayvan beyninin hasını yaşayan adamların oyuncağı, zombisi olamaz koca insanlık. Varoluş ve gelişim ilkelerine aykırı. Şimdi yanlış geldiğimiz bu yolun, keskin virajıyla karşı karşıyayız.
İnsanlık için çok kısa ama bir insan ömrü için uzun sayılabilecek süreç, insan insan ise insan gelişiminin hayrına sonuçlanmak zorundadır.
Yeni bir yıl 2025’in eşiğinde, yüreğimizi daraltan girdiğimiz virajda, insanlığımızın kurtuluş savaşında, az biraz dişimizi sıkacağız vicdan ve gönlümüzün pusulasıyla eşleşinceye kadar.
Bu zenginlikten delirmiş adamların sürüklemeye çalıştığı dünyanın 2025’inde, sağlık ve huzuru, ülkemizle aynı anda tüm insanlığa diliyoruz.