Ahmet Sandal

Ahmet Sandal

Manyak kapitalizm

Dünya'daki kapitalizmin acımasızlığını ve "altta kalanın canı çıksın" şeklindeki duyarsızlığını anlatmak için "vahşi kapitalizm" diye bir terim icat edilmiştir.

Biz de küresel ekonomiden ve her Ülkeyi (Kuzey Kore, Küba gibi birkaç Ülke hariç) boyunduruğuna alan kapitalist sistemden kaçamadık ve 1970’li yılların ilk yarısından ve özellikle de 1980’den sonra tam vahşi kapitalizm ile yönetiliyoruz.

“Altta kalanın canı çıksın” mantığı tüm kapitalist sistemlerde olduğu gibi bizim Ülkemizdeki sistemin de temelinde yer alıyor.

Yazının Devamı

Ayasofya hatırına

Şuurlu, onurlu ve Nurlu Mümin yüreği. Allah'ın izniyle gösterir, doğruyu ve güzeli. Ve her daim yönelir kalıcı ve Baki olana.

İstemez fani, geçici olanı.

Biz de Allah'ın izniyle Mümin yüreği taşıyoruz.

Yazının Devamı

Kumda oynayacak yaşı geçmedik mi?

Dünyanın kendisi bir oyuncak iken.

Ve koskoca bir yalan iken.

Eninde sonunda elde, avuçta bir şey kalmayacak iken.

Yazının Devamı

Deprem ve Amenerrasulü

Bakara Suresinin 285. ve 286. ayetleri kısaca “Amenerrasulü” ismiyle bilinmektedir. Özellikle yatsı namazlarımızdan sonra okunması faziletli olan iki ayettir. Bu ayet çok mühim ve hikmetli duayı da muhteva etmektedir. Bu iki ayet-i kerime Fahr-i Kainat İki Cihan Efendisi Sevgili Peygamberimiz'e (asm) Miraç Gecesi vahyedilmiştir.

Bakara suresi Mushafta ikinci, nüzul (indirilme) sıralamasında 87. suredir, Medine’de nazil olmuştur. Kur’an-ı Kerim'in en uzun suresidir.

Bakara Suresinin son iki ayeti hakkında Allah Rasulü (asm) şöyle buyurur: “Bakara suresinin sonunda iki ayet vardır ki, bir gecede okuyana onlar yeter. Onu her türlü kötülüklerden korur.”

Yazının Devamı

Deprem değil ahlaksızlık öldürür

Depremde büyük can kaybı ve yıkımların asıl sebebi:

a)Müteahhitte iş ahlakının olmaması.

b)İşçide iş ahlakının olmaması.

Yazının Devamı

Bir depremde yüreğimize gömdüklerimiz

Ne kadar da genişmiş ve ne kadar da derinmiş bu yüreğim, bir depremde nice nice kaybettiğimiz akrabayı, dostu, arkadaşı ve tanıdığı aldı da, dolmadı.

Ne kadar da kocaman ve büyükmüş bu kalbim nice sevdiğimi, nice saydığımı bir depremden sonra gömdüm de, daha dolmadı.

Ne kadar da uçsuz bucaksızmış bu gönlüm nice nice canları bir depremin akabinde içine aldı da, hâlâ dolmadı.

Yazının Devamı

Öğrenmek değil idrak mühimdir

Devlet yetkileri, Milli Eğitim görevlileri öğretmeyi değil eğitmeyi hedeflemelidir. Her bir insan da öğrenmeyi değil idrak etmeyi hedeflemelidir.

“Öğrenmek ve İdrak Etmek.” Bu ikisi arasındaki fark mühimdir. Bu farkı farketmek çok mühimidir. İnsanlar duymak, görmek, koklamak, dokunmak ve tatmak suretiyle (yani beş duyu organıyla) elde ettiği bilgilerle birçok şeyi öğrenirler.

Ancak her öğrenilen husus acaba içselleştiriliyor mu? Daha açıkçası, her öğrenilen şey idrak edilmiş ya da farkına varılmış mıdır?

Yazının Devamı

Nesillerimizin heder olmaması için

Nesillerimizin heder olmaması ve geleceğe dair güvenle ve kıvançla bakmamız için ilk ve tek şart, çocuklarımıza eğitim ve irfan vermeliyiz, öğretim ve bilgi ondan sonra gelir.

Gel gör ki, günümüzde Milli Eğitim Sistemimizde öncelik bunun tam tersidir.

Öncelik öğretim ve bilgi doldurma üzerinedir.

Yazının Devamı

Yerin altına bakmak/yerin altına odaklanmak

Kahramanmaraş Depremi olduğundan beri neredeyse tüm Türkiye olarak “yer altından gelecek sarsıntılara” odaklanmış vaziyetteyiz.

Evet, 6 Şubat 2023 tarihinden beri hepimizin aklı fikri yerin üstünden çok yerin altında.

Nereye gitsek sohbet konusu yerin üstü değil, yerin altı.

Yazının Devamı

Kadınları mutlu olmayan bir ülke mutlu değildir

Bize verilen bu hayat, bu ömür, bu beden hepsi de birer emanet. Kadınlar bir emanettir. “Kadınlar size Allah’ın bir emanetidir”. (Hadis-i Şerif)

Bu hadis-i şerifi nasıl anlamalıyız? Sevgili Peygamber Efendimiz (asm) tüm mü’minlere kadınları korumamız ve haklarına saygılı olmamız manasında bu tavsiyede bulunmuştur.

Veda Hutbesinde kadın haklarını açısından çok önemli kısım şöyledir: "Ey insanlar! Kadınların haklarını korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız. Onların iffet ve namuslarını Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır."

Yazının Devamı

Ey Müslüman korkma ve güven!

İstiklal Marşımız, “korkma” diye başlıyor. Ben de yazıma “korkma ve güven” diye başlıyorum.

Korkma ve güven Ey Müslüman! Allah'a tevekkül et ve teslim ol.

İçindeki iman ile, umut ile, emin adımlarla, doğruluk ve iyilikle adım adım ilerle. Varacağın yer huzur ve kurtuluştur.

Yazının Devamı

Allah ve devlet

Bir insan "Allah Devlete zeval (yokluk) vermesin" duasından niye rahatsız olur? Dünya'da iki sığınılacak değerdir. En mühim iki varlıktır “Allah ve Devlet.”

Maalesef, Kahramanmaraş Depreminden sonra "Allah ve Devlet düşmanlığı yapan bir güruh sapkınlar" türedi. Esasında o sapkınlar hep var idi. Depremden sonra açığa çıktılar.

Allah ve Devlet düşmanlığı yapanlar kafalarını kendi çöplüklerine gömmüşlerdi. Kendi pisliklerinde debelenip duruyorlardı. O pisliklerinden kafalarını dışarıya çıkarmaya başladılar.

Yazının Devamı

İş ahlakı kalmadı

Meşhur bir söz vardır. “İnsanların güvenini kaybetmektense, paramı kaybetmeyi tercih ederim.”

Gerçekten çok doğru ve çok güzel bir sözdür bu.

Kaybedilen para tekrar yerine konulur. Ancak kaybedilen güven, bir daha yerine konulamaz.

Yazının Devamı

Herkes karşısındakini kendisi gibi bilir

Gönlü hoş, gözü tok insanlar, açgözlü insanları, yüreği fitne-fesat insanları da kendisi gibi bilir ve maalesef onlarla insani ya da ticari ilişkileri girdiğinde zarar gören taraf olur.

Bu kuralı önemsiyorum. Bu toplumda zarar gören ve başı belaya girenler her daim, karşısındakini de kendisi gibi düşünen iyi ve doğru kişilerdir. Çünkü tedbir almazlar. Ya da az tedbir alırlar.

Hâlbuki yanlış ve eğri insanlar tedbirlidir. İçleri fitne ve fesat olduğu için, karşısındakini de fitne ve fesat sanarak tedbir alır, işini kurallara bağlar ve sıkı adım atar.

Yazının Devamı

Her suçlu için topluma da bir ceza yazmak gerekir

Huzurlu toplum, ancak huzurlu fertlerden oluşur. Zaten, fertler oluşturur bir toplumu.

Fertler parça, toplum bütündür. Matematik kurallarına göre, parça neyse bütün de aynısıdır. Yani, bütünün parçalarından bütüne ulaşılır.

Bir bütün olarak kapıyı düşünelim. Kapı üç parçadan oluşsun. Üç parçanın da üretildiği ağaç türü ceviz ise, bu kapının “cevizden imal edilmiş bir kapı” olduğu kesindir.

Yazının Devamı

Güven sorunu ve umutsuzluk dalgası

Bu yazımın başlığını “Güven Sorunu ve Umutsuzluk Sendromu” şeklinde belirleyecektim.

Sendrom’dan vazgeçtim ve“Dalga” kelimesini seçtim.

Dalga derken de yayılan ve her tarafa sirayet eden bir nitelemeyi anlatmak için bu kelimeyi kullandım.

Yazının Devamı

Etkili iletişm ve empati/sempati

Önce tanımlamak, ilk olarak tarif etmek gerekir. İletişim nedir? Etkili iletişim nedir? Empati ve sempati nedir?

İletişim, insanların bilgi, duygu ve düşüncelerini karşı tarafa aktarmasıdır. İletişim, kendini anlatma, başkalarını anlama, muhatabını etkileme için yapılan bilinçli ve maksatlı çaba ve çalışmalardır.

İletişimin bir hedefi vardır. Bu hedef ya düşüncelerin ya da duyguların birer ifadesidir.

Yazının Devamı

Deprem sonrasında bizzat gördüklerim ve düşündüklerim

Bu satırların yazarı Kardeşiniz tam depremin merkezi olan İl ve İlçedendir. Aynı zamanda depremle ilgili olan bir kurumda bilfiil çalışmaktadır. Ayrıca şair ve yazardır.

Burada şu hususu belirtmek istiyorum. Bir Pazarcıklı olarak “ben ilçemiz merkezli büyük şiddetli bir depremi bekliyordum. Çünkü ilçemiz özellikle son 4 yıldır beşik gibi sürekli sallanıyor, irili-ufaklı depremler ve sarsıntılar meydana geliyordu.”

Evet, Kahramanmaraş Pazarcıklı Kamu Yönetimi Uzmanı ve İç Denetçi bir Kardeşiniz olarak, 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş Pazarcık'ta saat 04:17'de ve aynı gün saat 13:24'te Kahramanmaraş Elbistan'da meydana gelen deprem sonrasında bizzat deprem bölgesine giderek hem vefat eden yakınlarıma taziye ziyareti, hem de Ankara’dan götürdüğümüz yardım TIR’larındaki erzakları dağıtımı için orada, afetin tam merkezinde 3 gün geçirdim. Tabi bu 3 gün boyunca depremle ilgili bizzat gözlemlerde bulundum.

Yazının Devamı

Emanete sahip çıkmak

Emanet nedir? Türkiye Diyanet Vakfı’nın hazırladığı ve yayınladığı İslam Ansiklopedisinde Emanet kavramı” şöyle açıklanıyor: “Arapça’da “güvenmek, korku ve endişeden emin olmak” mânasındaki emn masdarından gelen emanet kelimesi hıyanetin karşıt anlamlısı olarak isim şeklinde kullanıldığı gibi “güvenilir olmak” anlamında masdar şeklinde de kullanılır.

Ayrıca “güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey” mânasına da gelmekte olup kelimenin bu son kullanılışı daha yaygındır.

Kur’ân-ı Kerîm’de emanet kelimesi iki âyette tekil, dört âyette çoğul şekliyle geçmekte, aynı kökten gelen değişik fiil ve isim kalıpları da Kur’an’da yer almaktadır.

Yazının Devamı

Eğitim ve öğretim farkı

Eğitim, “terbiye, ıslah etme ve düzeltmedir”, öğretim ise habire bir şeyleri anlatma ve tabir caizse “kafalara bilgi doldurmadır.”

Bu Ülkede “kafalara bilgi doldurulmasına” ihtiyaç yoktur.

Bu Ülkenin gençlerinin terbiye ile, ıslah ile, yanlışları düzeltme ile eğitilmesine ihtiyaç vardır.

Yazının Devamı

Elazığ depreminin üçüncü yıldönümünde

24 Ocak 2020 tarihinde saat 20.55'te merkez üssü Elazığ ilimizin Sivrice ilçesine bağlı Çevrimtaş köyü olan, 22 saniye kadar süren 6.5 büyüklüğündeki depremde 41 kişi hayatını kaybetmiş ve 1.466 kişi yaralanmıştır. Civardaki bazı binalar yıkılmış, bazı binalarda da hasar tespit edilmiştir.

Deprem yalnızca Elazığ’ın bir gerçeği değil, maalesef, Ülkemizin bir gerçeğidir. Kaç deprem gördü Ülkemiz, nice acılar yaşadı memleketimiz.

Benim yaşım itibariyle hatırladığım en büyük iki deprem elbette, 17 Temmuz 1999 tarihindeki Kocaeli, Sakarya ve İstanbul civarında hissedilen Büyük Marmara Depremidir. Depremin büyüklüğü 7.4’tür ve depremde 17.480 kişi vefat etmiş, 23.781 kişi de yaralanmıştır.

Yazının Devamı

Doğduğun yer mi, doyduğun yer mi?

Öncelikle doyduğun şehre sahip çık, elbette doğduğun şehri de unutma.

Bu bakış açısıyla; her sabah şehrin sokaklarına çıktığımızda, ilk olarak, şehrin sokaklarına, konaklarına, apartmanlarına, gecekondularına, taş duvarlarına, parke kaldırımlarına, asfalt yollarına, parklarına, bahçelerine, aydınlatma direklerine, duraklarına, ağaçlarına, köpeklerine, kedilerine, velhasıl küm” diyelim.

Sonra da “aleykümselam” diyerek yolumuza devam edelim. Selam, iletişimin en önemli kurallarından birisidir.

Yazının Devamı

Çalışmak sağlıktır çalışmak mutluluktur

“Çalışmak, çalışmak ve çalışmak” hayatın içinde, mutlu ve sağlıklı kalmanın en kestirme ve en açık formülü bu.

Biz, çalışmadan ve emek harcanmadan da para kazanılacağı ve bu kazanılan parayla mutlu olunacağının zihinlere habire pompalandığı zavallı bir toplumda büyüdük.

Biz derken sanmayın ki, yalnızca kendimi ve kendi kuşağımı kastediyorum. Biz dediğim 70 milyon insan.

Yazının Devamı

Çalışmak, ancak doğru dürüst çalışmak

Çalışmak bu hayatın en temel kuralıdır. Kimse çalışmadan bir başarı beklemesin.

En başta bunu belirtmek şarttır. Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şu ayete dikkat çekmek istiyorum:

“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” (Necm Suresi, 39)

Yazının Devamı